ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
akademisyenlere yabancı dil zorbalığı
-
yds’den mi kaldın çen. vasıfsız çeni. çalışmak koyuyor di mi lan? alışmışsın var yemeye çalışmak gerekince tutuşuyorsun. adım gibi eminim torpili vs ayarladın barajı geçemedin diye ‘hakeden’ birisini alacaklar ona tutuluyorsun.
türk emlakçısının lüks daire anlayışı
-
bir de ebeveyn banyosu varsa daire ''ultra süper lüks'' oluyor.
insanın aklını başından alan harika dübel capsleri
-
görsellerini siz değerli ekşi sözlük yazarlarıyla da paylaşmak istediğim, baktıkça insana huzur veren, birbirinden değişik şekillerde ve farklı görevlerde kullanılmak üzere tasarlanmış harika dübeller.
klasik beyaz dübel
metal alçıpan dübeli
plastik, kanatlı alçıpan dübeli
tek açılımlı ağır yük dübeli
çivili dübel
çekmeli çelik dübel ( çok asil bi görüntüsü var)
pirinç dübel
klipsli çelik dübel
çakmalı çelik dübel
asma tavan dübeli
gömlekli dübel
gaz beton dübeli ( tatlılığa bakar mısınız)
klasik, renkli plastik dübel
şirinlik, premium pembe dübel
strafor dübel
renkli söwe dübeli
osb dübeli
turgut vidinli
-
benim de benzer bir tatsizliga taniklik ettigim mekan.
bu nekanin karsisindaki adini hatirlamadigim yerde oturuyorduk biraksam. birden bir kizin sesleri yukseldi. anladigimiz kadariyla olay şu:
masa hesabi ödüyor ve odedikten sonra da masadan bir kiz tuvalete gidiyor. arkadaslari da kizi bekliyorlar masada. sonra garson geliyor ve kalkin diyor. sonra geriliyor iste herkes. kavga oldukca uzun surmustu cunku kimse masayi yatistirmaya calismiyordu. kiz da 400 lira hesap odedigini ve boyle hizmet olmayacagini soyleyerek bagiriyordu (burda 10 lira bile odesen hic fark etmiyor tabi) ve daha sonra mekan calisanlarinin umursamaz ve sinir bozucu tavri yuzunden kiz da artik kriz gecirip kufir etmeye baslamisti. polis cagiriyordu ama polis gelmiyordu.
ozetle sanirim mekanin huyu bu. kimse gitmesin diyecegim de kizilkayalarda hala sıra var onca yasanandan sonra. olsun en azindan biz, zar zor kazandigimiz parayi haketmeyene vermeyelim.
yaran diyaloglar
-
saçma sapan şekilde 9 tane lahmacun yediğim gün mide ağırları çekmeye başlamıştım. babam geldi ve anneme sordu;
+ ne oldu buna yahu!
- lahmacun yemiş çok
+kaç tane yemiş?
-9!
+bırakın ölsün allahın belası...
berat albayrak ingilizcesi
beyaz tenli siyah gözlü siyah kısa küt saçlı kız
-
(bkz: bendeniz)
not: ben değil şarkıcı olanı
insanı iş yerinden soğutan şeyler
-
yöneticinin adaletsiz davranması, cahil, ikiyüzlü ve yalancı olması
insan yerine koyduğun kişilerin hayvan çıkması
bi boka yaramayan insanlarla mecburen muhatap olmak
mhp'den kılıçdaroğlu'na tepki
-
meral akşener kaset iddiasıyla gömülmeye çalışılırken sesiniz çıkmıyordu amk stepneleri sizi
dolandırıcı olduğunu söylemeden anlatmak
-
dünyanın en büyük tiyatro okulundan burs aldım.
sudoku
-
bir bulmaca türü olan sudoku(bir diğer ismi: suji wa dokushin ni kagiru), emekli bir mimar ve serbest bulmaca yapımcısı olan amerikalı howard garns tarafından tasarlandı ve ilk olarak 1979'da 'number place' adı altında yayınlandı. bulmaca, 1984 yılında nikoli şirketinden maki kaji tarafından japonya'ya tanıtıldı ve burada sudoku olarak adlandırıldı. 1986'dan itibaren sudoku japonya'da popülerlik kazandı. 1997'de yeni zelandalı bir emekli olan wayne gould, bir sudoku gördü ve ardından 6 yıl boyunca sudoku hazırlamak için bir bilgisayar programı üzerinde çalıştı. tüm işi, 12 kasım 2004'te yeni bir hevesin doğduğu bulmacaları yayınlamaya başlayan the times'a sattı.
geçenlerde bir sudoku kitabı aldım. sürekli onu çözüyorum. film/dizi bile izlemek istemiyorum. hem uygulamada çözmekten bin kat daha zevkli böylesi. sevenlere tavsiyemdir.