ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
engin ardıç'ın mirgün cabas'a verdiği efsane ayar
-
engin ardıç ın değil birine kolundaki saate bile ayar vermesinin mucize olacağı bir dünyada yaşarken ekşiye düşen komik başlıktır..
yaran diyaloglar
-
bir forum sitesinde karşılaşılan diyalog;
anonymous said...
ya bi şarkı varya yomohoo yomosoo onun tam adı nedir arkadaşlar??
... july 31, 2009 10:17 am
bulut said...
merhaba aradığınız şarkı
modern talking - you're my heart you're my soul
arkadaş sen nerden anladın yomohoo yomoso 'dan o şarkıyı, soruyorum!?
jeux d'enfants
-
tek kelimeyle mukemmel ama mutsuz eden film. aile iliskilerini, ask iliskilerini, herseyi sorgulattı, dusundurdu, biraz da acı cektirdi. ama o iki saati daha iyi nasıl yasardim bilmiyorum. gidilip gorulesi.
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
indirilen altyazı, filme uyuyor mu diye bakarken, sürekli diyalog olmayan sahnelere denk gelmek.
karşı cinsten sanılmak
-
- pardon hanfendi memalik sokak neresi aca..
- hı?
- pardon beyfendi.. saçlarınız.. yani.. nebileyim
- ne beyfendisi? neler saçmalıyorsunuz?
- hass.. pardon hanfendi.. yani, gögüsleriniz.. yok gib..
- ne diyorsun hayvann!
- memalik
yer yarılsa da içine girsem denilen anlar
-
surekli bakistigim cook guzel bir kiz vardi. denize havuza sirf onun icin gidiyor sadece ama sadece derin derin bakisiyorduk. yasim o zamanlar 20 falan. havuzda olmadik hareketler yapiyor bur turlu beceremedigim ters taklalar atiyordum. ters takla sonrasi kafami suyun disina cikartir cikartmaz kafam baska yonde olsa bile hemen ona donuyor ve gozlerinde bana bakip bakmadigini, atlayisimi begenip begenmedigini anlamaya calisiyordum. neyse bir ogle vakti yine havuzda oldugunu gorup kosarak gittim. kendisi iki arkadasiyla birlikte suyu icinde havuzun tam kosesinda kenarlara tutunarak sohbet ediyorlar. birbirimizi gorunce gulumsedik ve ben acilisi yine ters taklayla yaptim(bu arada her atlayisimda sirtim suya sak diye carptigindan biber gibi yaniyor ama her seferinde sirtim biraz daha nasirlastigindan kelli aciya dayaniyordum). kafami bir kere cikartip nefes alip yine suyun icinden ona dogru yuzdum. ilk defa yapiyordum bunu. yani ona dogru ilk defa yuzuyordum. yuzerken bir taraftan bunu yapma diyordum kendime. cunku, nefesim anca yetecek ve onun oldugu kenarda su ustune cikacaktim. henuz onunla bu kadar yakinlasmaya hazir degildim. tam kenara geldigimde ani bir kararla su ustune cikmamaya karar verdim ve kenar duvardan destek alip(ayaklarimla kendimi itip) geldigim yone dogru yuzmeye karar verdim. fakat o da ne? bir duvarin bu kadar yumusak olmasi hic normal degil! er kisi olan 'gerizekali ben' o gucu duvar yerine kizin gobegimden aldigimi farkettim. resmen sevdicegimin gobegine cift tepik attim ve o saskinlik, utanc ve korkuyla hemen oradan uzaklasmak istedim. telasima telas aptalligima aptallik katarak guclu tekmelerimle yanindaki iki kizi ve yine sevdicegimi acilara surukledim. cirpindikca battigim bir bataklikti. nefesim bitmek uzere ben cikmak istemiyorum. caresizlikle cikip nefes alip gozyaslarimi gizlemek icin donup o tarafa bakmadan karsiya yuzdum havlumu aldim tam giderken baktim. evet ben kazanmistim. 3'unude dovmustum. sonradan kuzenimden ogrendigim kadariyla ciglik attirmisim hepsine. filmin sonu mu? bosverin!
fatih altaylı'nın mülteci insanlara çöplük demesi
-
çok doğru demesidir.
insanın da çöp olanı vardır, mesela aktroller.
parası neyse verelim biz de bu çöpleri afganistan'a dökelim.
afganistan'da aşık oldukları afganlar bunları sabahtan akşama kadar badelerler, tam bir win-win siçueyşın olur.
göğüs dekoltesine bakmaktan kaçamamak
-
beni bi odaya kapatip ucan araba yapmadan buradan cikis yok desinler, ertesi gun ucan arabayla cikarim o odadan. diger taraftan gogus dekoltesine bakmadan bir gun gecir sana 10 milyon euro desinler aglaya aglaya kaybederim o parayi cunku bakarim.
hatta soyle soylim de iyice fikir sahibi olun hakkimda! bogazli kazak giymis dekoltesiz kadinin goguslerine bile bakiyorum bazen ki belki sutyen giymemistir de kuru uzumleri az da olsa farkederim diye. zaaflari olan bir adamim ben.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: geceleri yatak altindan gel gel diye ses duyuyorum
-değnekçi mi besliyon lan yatağın altında.
55'indeki adamın 15'indeki piçin pabucunu boyaması
netflix'in midnight express'i yayınlaması
-
pen ödülü kurucularından marry lee settle film hakkında şöyle demiştir: "hayatımın en mutlu üç yılını aralarında geçirdiğim insanlarla kıyasla arabistanlı lawrence ve geceyarısı ekspresi'nde gördüğüm türkler çizgi film karikatürü gibiydiler."
pauline kael: "hikaye hemen hemen herhangi bir ülkede geçiyor olabilirdi, ancak eğer billy hayes azami menfaat gütmek için hapse girmeyi planlıyorduysa bunu bir türk hapishanesinden daha iyi nerede yapabilirdi? kim türkleri savunmak isteyecekti? (columbia pictures'ın nasıl temsil edildikleriyle ilgili kaygılanmasını gerektirecek kadar bile yeterli bir film piyasaları yok)"
world film directors yorumcularından biri: "geceyarısı ekspresi'nden daha vahşi bir milletten nefret ettirme filmi hatırlayamıyorum. ufku daraltan, izleyicilerinin en adi korkularını ve önyargılarını ve kinlerini onaylayıcı bir film."
david denby: "doğrudan anti-türklükle alakalı, ve mahkumların haklarını veya hapishane şartlarını eleştirmekle hiçbir alakası olmayan, filmdeki bütün türklerin -gerek gardiyan gerek mahkum olsun- "ezik" ve "domuz" olarak lanse edildiği, ve hiçbir istisnaya yer bırakmayacak şekilde bütün türklerin dejenere, aptal ayılar olarak sunulduğu bir film."
tanınmış ispanyol film dergisi fotogramas: "yapılmış en varsayımcı ırkçılık eylemlerinden biridir, hem de üstüne bir de ilericilik etiketiyle pazarlanıyor."
kaynak
filmin gerçek hayattan konu aldığı billy hayes bile bir röportajda filmin türkleri lanse etme biçimini eleştirmiş ve haksız bulduğunu söylemiştir. ayrıca film için özür dilemeye türkiye'ye gelmiştir. "türkler bu filmi hak etmiyorlar" demiştir. kaynak
ana karakterin gerçek hayattaki versionu bile filmi haksız bulurken ekşisözlük cengaverleri nesnellik ve haklı eleştiri adı altında bu ırkçılığı aklamayı becerebiliyorlar. neyse artık yabancı eleştirileri de yazdım, batı filtrenizden geçtiğine göre bu fikri de onaylayabilirsiniz.
düzeltme: uzun yorumlu eklemeyi silme ve yazım hatalarının düzeltimi.
metrodan inenleri beklemeden binmeye çalışmak
-
uyanıklıktır. bunu yapan insan öylesine açıkgözlü ve zekidir ki inenleri bekleyenleri kaptığı boş yerden alaycı bakışlarla izler. ben de beklemem. salak mıyım? niye izdiham yaratmak dururken medeni davranayım? ne diye hepinizden üç saniye önce binip on dakika fazla oturma fırsatını tepeyim? metro yanaşırken sarı çizgiyi de geçerim. çünkü cin gibiyim. herkes akıl edemez.
göğe doğru beni değiştir işareti yapmak
-
"tanrı seninle konuşursa peygamber oluyorsun, sen tanrıyla konuşursan şizofren"
kütleçekimsel mercek etkisi
-
büyük kütleler uzayı ve zamanı büker, ışığın bile yanlarından bir doğru boyunca geçmesine izin vermezler. (öklid geometrisindeki doğru tabi).
büyük kütlelerin yanından geçerken ışık doğrultu değiştirir. bu etki, aynı normal merceklerde olduğu gibi, ışığın ait olduğu kaynağın konumunun ya da boyutlarının gerçekte olduğundan farklı gözlemlenmesine sebep olur. kütlecekimsel mercek etkisi budur.
(bkz: genel gorelilik teorisi)
(bkz: kutlecekimsel kırmızıya kayma)
(bkz: fotonun kutle cekimden etkilenmesi sorunsali)