hesabın var mı? giriş yap

  • ikincisinde halk topyekün tepkisini koymuştur. ve dünya da bu haklı tepkiye katılmıştır.

    ilkinde ölenler kendi ülkelerinde bile terörist olmakla suçlanmıştır. tepki göstermek için failin kim olduğunun öğrenilmesi beklenmiştir. ve sonunda anıları bile ıslıklanmıştır, yuhalanmıştır.

    şimdi bu ıslıklayan çomarlar gelip batıyı ikiyüzlü olmakla suçluyor ya... ikiyüzlülüğün kelime anlamını kendileri yazıyorlar aslında

  • halüsinasyon görmediysem eğer az evvel bir köpek trafik ışıklarının altında sesli yönlendirme sistemleri var ya hani heh işte geldi o butona patisiyle bastı 20 saniye kadar bekledi beklerken önümde duran çocuğa baktı caddeye baktı sonra tekrar çocuğa baktı ben içimden allahım şimdi "birader az kenara çekil" diyecek galiba diye düşünürken şimdi karşıya geçebilirsiniz sesini duyunca koşarak karşıya geçti. kulağında sarı plastik küpesi ve çakaldan olma sırtlandan doğma bir görüntüsü vardı. ne sevimli şeydi yahu.

  • ankarada yaşayan ve pek de sevmeyen biri olarak şunu söyleyebilirim ki sizin hemen kabullendiğiniz bir parçası olmak istediğiniz ama sizi kolayca kabul etmeyen hatta garip bir şekilde dışlamaya çalışan diğer büyük kentlerin aksine ankara sizi hemen kabullenir ama siz onu kabullenmek istemezsiniz,dışlayan siz olursunuz...

    yardımcı olmaya çalışır ankara elinden geldiğince burası sevme nedeni olabilir..ama anlamak yıllar alır bazen...

  • sivil havacılıkta bile uçucu personelin sözleşmesinde bir takım maddeler vardır. mesela üniforma üzerinde iken sigara içemez. üniformanın ağırlığına yakışmayan hareketlerde bulunamaz ve hatta belirlenmiş çanta ve valizler harici bir poşet dahi taşıyamaz. yaparlarsa ciddi sonuçlar ile karşılaşırlar.

    neden yapamazlar? çünkü o kurumun koruması gereken bir itibarı vardır. ve o üniforma, o kurum demektir.

    bu insanların eğlenmesine, eğlenceli videolar çekmesine hatta abartmasına karşı değilim. isteyen, istediğini yapar. isterse patates kızartsın; isterse altına sıçıp, bokunu yüzüne sürsün. bana ne?

    ama o üniforma üzerlerinde iken binlerce yıllık geleneği olan türk askerini ve ordusunu temsil ediyorlar. o üniforma üzerlerinde iken vakur olmak zorundalar. o binlerce yıllık geleneğe bağlı olmak zorundalar.

    çünkü o gelenekler bozulursa, o asker şehit olur.

  • eve gelen bir koli üzerinde adım, soyadım ve evlilik soyadımı gören 9 yaşındaki ege şaşırır...

    ege: anne, senin amerikalı arkadaşın fazladan bir soyadı yazmış yanlışlıkla.
    romica: fazladan değil, o benim evlenmeden önceki soyadım.
    ege: nasıl yani?
    romica: evlenince babanın soyadını kullanmaya başladım.
    ege: neden?
    romica: yasalar gereği öyle oldu.
    ege: ama o yasa değişmiş, şimdi kızlar soyadını kullanabilirmişsin...
    romica: ama son on yılda yaptığım her şeyi babanın soyadıyla yaptım, o yüzden değiştiremem.
    ege: babamla evlenmeden önce yaptığın her şeyi de kendi soyadınla yapmıştın ve değiştirdin ama!
    romica: öyle oldu maalesef...
    ege: garip...
    romica: ?
    ege: hep senin kadar tuhaf biriyle evlenmek istediğimi düşünürdüm...
    romica: eee?
    ege: ne bileyim soyadını değiştirmişsin, çok... ezik... evlenmek için soyadından vazgeçecek biriyle asla evlenmezdim!
    romica: ezdin oğlum beni cidden :)
    ege: eee? niye sırıtıyorsun o zaman?
    romica: hiiiç, hoşuma gitti :)
    ege: öfff, hala çok tuhafsın...

  • ''yüreklice düşün.
    gir bu yola seve seve! iyi yaşamayı sonraya bırakan kimse
    yolunda bir ırmakla karşılaşıp da akıp geçmesini bekleyen
    köylüye benzer...
    oysa ırmak hiç durmadan akıp gidecektir.''

    ... buyurmuş olan akıllı adam.

  • erdemir demirçelik fabrikasının nimetlerinden sadece biri. ben memur çocuğuyum çok net hatırlıyorum babam hep şunu derdi: bir işçi maaşı iki memur maaşıyla aynı. o yılları takiben ülke de yaşanan ekonomik kriz sonrası ciddi oranda düşen araba satışları birçok bayinin kapanmasına yol açmıştı. sadece iki küçük ilçe hariç heryer kan ağlıyordu. biri ereğli diğeri karabük (karabük'te otomobil bayiisi yoktu herkes eregliden alıyordu). iki demirçelik fabrikasında çalışan işçiler çatır çatır araba aldılar, yazlık aldılar ev aldılar. tam bu zamanlarda yine okkalı zamlar da aldılar yüzde otuz civarı. birde kırklı yaşların basinda emekli olup tazminatları da aldılar bir çoğu. aslında kanayan bir yaraydı bu. çünkü fabrikalar kâr edemiyordu yüksek işçi maliyetlerinden dolayı. karademir'in özelleştirilme süreci böyle başladı. şimdi fabrika kimin belli değil (özel haddehane sahipleri diyolla ben demiyorum). erdemir yırttı bu süreçten mantıklı yatırımlar yaparak. sonuçta arkasına orduyu almıştı. kardemir için aynı şey olmadı malesef. tüketildi ve satıldı. neyse konu sapmasın, hala ereğli alım gücü olarak türkiye'nin en güçlü ilçelerinden biridir (bakın ilçe diyorum illllççççeeee). orada asla kapanmaz adidas mağazası.