hesabın var mı? giriş yap

  • hah işte yavaş yavaş bizim 17 yıldır yaşadığımız kıvama geliyorlar, kişiye değil makama saygı göstermeyi bileceksiniz.

  • çağdaş aile yapısı içinde herhangi bir sebeple anlaşamayan eşlerin ülkenin mahalle baskısı altındaki diğer bölgelerine oranla daha rahat ayrılabildiğini gösterir.

    angut bakış açısıyla yorumlarsak, chp'li olmayıp dinci ve ahlaklı(?) olsalardı hanzo kocaların karılarını 117 yerinden bıcaklayabilecekleri bir etkinliğe dönüşeceğinden dolayı aile cinayetleri istatistiğine katkısı olacaktı.

  • aşiretten bir milletvekili çıkar “bir yanlış anlaşılma olmuş” der, olay kapanır. zaten kim uğraşacak devletin malına, doktoruna zarar veren 100 tane şerefsizi bulmaya?

  • valla sene olmuş 2021 hala dinlere falan inanan insanlar var. yetişkinleri sittiret de akıl bali olmamış bebelere yazık...

    edit: ucubet bir duruma 2.yorum olunca tam 87 mesaj almışım. 1i hariç gerisi dinime küfretme diyor. valla hiç öyle bir niyetim yok, cahille sohbeti keseli "decade" oluyor . spagetti canavarına da inanabilirsiniz sıkıntı yok.

    sıkıntı herhangi bir din için yürüyüş, panayır, tapınak vs yapıldığında devletten de izinli olarak bazı kaynaklar kullanılıyor. koruyan polis, ambulans, belediyeden otobüs vs. şimdi benim tüm dinleri reddetmem mümkün değil lakin içine doğduğum, eğitimini aldığım ve okumasını da bilip kitabını okuyup reddettiğim din islamiyet. zira aklım yetti, yorumladım ve saçma buldum. saçma bulmayana da tebrikler istediğini yapsın. bu noktaya kadar okuyup cuma-bayram namazı ve ramazanda oruç üçgenini tamamlayanlar kutu açık buyurun küfredin. biraz daha ileri seviye olanlarda da durum takvaniza bakar. ışte ben o yukarıdaki anlattıklarımin görev ifası için vergi ödüyorum. bunu helal etmediğim noktada o kul hakkını nassi telafi edeceksiniz? öyle bir şeye inanmasam da islamiyette kul hakkı kavramı din bağımsız mevcut, ne olacak?

    sekonder edit: akşam yazan insanlar sabah yazsaydı edit yapmazdım. inanan kitle içinden harika insanlar var. çok da güzel argümanları var bazılarına geri dönüş yapmak için çalışmam gerekiyor. ayrıca destek mesajlarını yazmamışım ki fav sayısı biraz gösterge oluyordur. hepinize tesekkkur ederim. ben sadece kendi fikrimi belirttim. hala bunu yapabildiğim bir coğrafyada yaşadığıma da mutluyum.

    ve evet bali değil baliğ

  • ilk ve son kez 7 yaşındayken gittiğim eğlence parkı.

    okul gezisi ile gitmiştim. koluma takılan bir bileklik sayesinde, ücret ödemeden her oyuncağa istediğim kadar binme imkanı bulmuştum. ferdi gidenlerde de bu imkan var mı bilemiyorum ama o zaman bu bana çok ayrıcalıklı ve hoş bir durum gibi gelmişti.

    en çok masal ağacını, sadece bir yerinde aksiyon olan ve orada da gizli fotoğraf çekilen su kayağını ve baya dolambaçlı ve uzun yolu olan treni beğenmiştim.

    tatilya yıkıldı ama ben hala unutamadım. çıkarken satın aldığım üstünde tatilaya'nın maskotu olan karakterin olduğu kupayı kullanmaya devam ediyorum. su kayağında habersiz çekilen fotoğrafı ise, hala evde bir yerlerde muhafaza ediyorum.

  • klasik gitar teli, 3 tiz tel -naylon- ve 3 bass tel -ipek üzerine çelik sarılı- olmak üzere 6 telden oluşur.
    en alttaki tel en tiz tel olup, 1. tel olarak adlandırılır ve yukarıya doğru mi 329.63 hz - si 246.94 hz - sol 196.00 hz - re 146.83 hz - la 110 hz - mi 82.41 hz şeklinde akord edilir.

    almadan önce şekillerine bakmakta fayda var, bazı modeller tiz telleri silindir olarak değil de yatay üretiyor, basmak kolay oluyor. özellikle mi telinde parmakları kesmeye kadar varan kazmalıkların önüne geçmede bire bir.

    farklı tensionlarda üretilirler; yüksek bir ses için hard tension -gitarına ve kendine güvenen extra hard da alabilir tabi- teller tercih edilmelidir. ayrıca hard tension teller iki elde de tekniği geliştirmeye yardımcı olur. bununla beraber yeni başlayanlar daha yumuşak tellerde daha rahat edeceklerdir.

    telleri değiştirmek isteyenlere tavsiyem, telleri söktükten sonra gitarı bir güzel temizlemeleri, cila gerekiyorsa cila sürmeleri-gitar için cila veya benzeri bir şey yoksa mikrofiber bir bez ile silmek de hiç yoktan iyidir-, yarık varsa tamir etmeleri olacaktır. köprüyü temizlemeye geçmeden önce tüm perdeleri çelik yünü ile perdeye paralel biçimde çok bastırmadan temizlemeleri (ses deliğini kapamayı unutmayın) -perdeler yağ ve kir dolu oluyor, siz farketmesinizde- ve bunun ardından köprüyü üstüne bir kaç damla mineral yağı -veya limon yağı- damlatılmış temiz bir bez ile bir güzel silmeleri -ve hemen ardından kurulamaları olacaktır. burada limon yağı veya mineral yağı kullanmamızın sebebi diğer yağlar yapışkanlaşıp kirlenebiliyor. hemen kurulama sebebimiz ise eğer yarık varsa içine yağ kaçırmayalım diyedir. göz damlası kadar şişede bir limon yağı, 5 ila 8 lira arası bir fiyata satılıyor. bir kaç damla kullanacağımızdan, resmen ömürlük.

  • “sen hiç monako prensesi fantazisi olan erkek gördün mü? göremezsin. hepsi hizmetçi, sekreter, konsomatris vs. ister.”

    zerrin iffet (yalan dünya)

    jhshsjahaha

    konsedit: akademide olsam makale niteliği taşıyacak onca yazım var fakat içinde kons geçen girimle debedeyim* teşekkürler arkadaşlar, zerrin’in iddiası bir kere daha ispatlandı.

  • üst edit: bu olayi gündeme tasimanin terör örgütüne faydasi olur diyen suserlar oldu. buraya uyari mahiyetinde not dusmek istedim.

    bugün tam 1499 gündür esir olan askerlerimiz.

    konusun ulan konusun artik!!!! baslarim bosanma haberine de bilmem neye de, yerel secime de. bu askerler hala esir!!! konuya iliskin yazi

    edit: (bkz: 11 haziran 2018 pkk'da tutsak türk askerleri)

    kaçırılan askerler
    vedat kaya (polis-24 temmuz 2015-diyarbakır-bingöl karayolu), sedat yabalak (polis-28 temmuz 2015-diyarbakır-bingöl karayolu), hüseyin sarı (uzman çavuş-13 ağustos 2015-diyarbakır-lice), sedat sorgun (er-13 ağustos 2015-diyarbakır-lice), süleyman sungur (er-13 ağustos 2015-diyarbakır-lice), semih özbey (astsubay-18 eylül 2015-tunceli-erzincan), müslüm altuntaş (er-2 eki-2015-tunceli-pülümür), adil kavaklı (er-2 ekim 2015-tunceli-pülümür), sedat vardar (uzman çavuş-12 aralık 2015-şırnak), ferdi polat (uzman çavuş-12 aralık 2015-şırnak), ümit gıcır (uzman çavuş-21 eylül 2016-hakkari), mevlüt kahveci (uzman çavuş-21 eylül 2016-hakkari)

  • bunun altında ciddi sosyolojik bir problem yatıyor aslında.
    ülkede kadın erkek dengesi sayıca eşit görünüyor olabilir ama sosyal hayatta kadın sayısı erkek sayısından çok çok daha az.
    yani ülkede çoğu kadın sosyal hayattan soyutlanmış durumda ama erkekler bu konuda çok daha özgür. mesela, muhafazakar bir ailede kız çocuk doğru düzgün sokağa bile çıkamıyorken erkek çocuk gönlünce gezebiliyor.

    youtube'da istanbul hakkında bir bbc belgeseli izlemiştim. 90'lı yıllarda çekilmiş. muhabir taksimdeki meyhaneleri geziyor ve müşterilerin hepsinin erkek olduğunu görünce soruyor "eşiniz nerede?" diye ve aldığı cevap hep aynı: "evde".

    kaçınızın kız kardeşi dışarı çıkıp eğlenip gece geç saatlerde eve dönebiliyor? ama siz yapabiliyorsunuz değil mi? işte bu yüzden bir mekana gittiğinizde erkek sayısının kadın sayısına göre çok çok daha fazla olduğunu görüyorsunuz. bu yüzden gece kulüplerine, turistik otellere vs. damsız kabul etmiyorlar. çünkü bunu uygulamazlarsa askerlik şubesine dönüyor ortam. adamın kız kardeşi, eşi evde dizi izlemekten başka bir şey yapamıyorken adam kulübe girmeye, erkek erkeğe tatile gitmeye çalışıyor.
    sensation white istanbul partisi buna güzel bir örnek teşkil etmişti. girişte sayıca cinsiyet eşitliği aranmayınca durum böyle olmuştu. bu partiye katılan erkeklerin kız kardeşlerinin de evde survivor falan izlemekte olduğunu tahmin etmek zor değil.

    yani adamlar dışarıda eğleniyor, başka kadınlara salça oluyor falan ama kız kardeşleri, eşleri evden çıkamıyor..

    sosyal medyada da, mesela başı açık, profili açık, modern giyimli bir kadın, muhafazakar giyimli bir kadına göre çok daha fazla mesaj alıyor. mesaj gönderenler içinde muhafazakar erkekler de var tabii ki. bir engel yok onlar için. yani ortalıkta çok sayıda erkek var ama yazılacak kadın sayısı çok az. dolayısıyla dengeler bu şekilde bozuluyor bir tarafa doğru.

    yani işin özü şu ki; türkiye'de çok büyük bir kadın nüfusu sosyal hayatta yok, sokaklarda yok, cafelerde yok, sinemada yok, kulüpte, barda yok. kadın oranı nüfus olarak %50 belki ama dışarıya çıktığınızda bu oran %10 bile değildir.

  • memlekette bir panik atak bir de bu*, dillere pelesenk olmuş, yalan yalnış haklarında atıp tutulmuş, bir "türk halk teşhisi" kıvamında ota boka yakıştırılmış iki vaka.

    - ay elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemem ben, öyle tezcanlıyımdır.
    - ha panik ataksın sen de benim gibi biraz. anladım.

    nereye anladın sibop? neyi anladın?

    - ay bu çocuğu tutabilene aşkolsun, hep itiraz hep bir başkaldırma. dersleri de çok zayıf. zehir gibi zekası var da, sürekli hareket halinde olmaktan çalışamıyor ki..
    - şekerim benimki de öyle. istediği olmayınca çıldırıyo. kapıları tekmeliyo. hiperaktif.

    sen o çocuğu arap veliahtı gibi yetiştirmeseydin tepene tepene gagalanmazdı şekerim. şimdi çocuğa koyacak teşhis bulamıyorsun. gezmediğin psikolog kalmadı.

    ben teşhisini koydum onun, gel bak: "arsız".
    al sana bir teşhis daha: "şımarık"
    başka ister misin: "sorumsuz"

    bildin mi?

    yaa yaa.

    *