hesabın var mı? giriş yap

  • çok gereksiz yere sorulmuş bir soru. süt mikroskopta incelenir, biryerlerinde allah yazıyorsa o süt müslümandır.

  • bugün içerenköyde şimşek fırına alışveriş yapmak için girmemle başladı olaylar. ne alsam diye bakınırken yanıma yaşlıca başörtülü bir teyze geldi. önce koluma dokundu ne olduğunu anlamadan irkilmemle birlikte korkma dedi. sonra herkesin içinde bu vaziyette sokağa çıkılmaz, böyle giyinemezsin dedi. ne var halimde deyince görmüyor musun halini dedi. bana göre görülmesi gereken bir durum yoktu çünkü... ince askılı diz hizasında bir elbiseden bahsediyorum. teyze ben de sorun yok sen benden uzaklaş deyince bu sefer kendisine yandaş bulmak için çalışanlara beni gösterip dinimizde bu şekilde giyinmenin günah olduğunu, başımıza ne geliyorsa bizim gibilerden dolayı geldiğini söylemeye başladı. orada çalışanlar ki sonradan biz onay vermedik size yapılana dese bile o zaman neden haddini bildirmediniz? neden ben hakkımı savunurken size hak veriyoruz, sizinle bu şekilde konuşamaz demediniz. kimse kimseyi giydiği kıyafet ile yargılayamaz. istediğimi giyerim buna kimse karışamaz. bu ne kendiniz bilmezlik? bu ne hadsizlik? sen kendinde bu hakkı nasıl buluyorsun?

  • kimliği henüz belli olmayan ve yasadışı terör örgütü lehinde eylem yapan grup tarafından 31 aralık 2011 günü küçükçekmece kanarya'da gerçekleştirilmiştir.

    400-500 kişilik grup önce sahte yangın ihbarı vererek bir süpermarketin yandığına dair birkaç farklı telefon ile önce 155 polis imdat arıyor ve polis imdat'ta söz konusu ihbarı itfaiyeye yönlendiriyor.
    itfaiye komuta merkezi de işyeri yangını olarak polisten gelen ihbarı hemen değerlendirip sefaköy ve yeni mahalle itfaiye ekiplerini verilen adrese çıkarıyor.
    sefaköy'den 3, yeni mahalle'den 2 araç olay yerine kısa sürede varıyor.

    söz konusu adresin olduğu sokağa iki ekip arka arkaya giriyor ve sokakta duman ve panik yapmış vatandaş yerine ellerinde taşlarla ve yanık vaziyette bekleyen molotof kokteylli saldırganlarla karşılaşıyor.
    sokağın henüz başında olunmasına karşın bayır aşağı olan sokakta planlanan bu saldırı eylemi tıkır tıkır işliyor ve itfaiye araçları bayır aşağı doğru yönü olan sokakta saldırıdan kaçmak için geri geri gitmeye çalışırken hooop diğer bir grup sokağı kapatıp yeni mahalle'nin 2 itfaiye aracını sıkıştırarak taşlarla önce camları kırıp içine molotof atıyorlar...
    bu esnada 2 kişi itfaiye aracının tepesine çıkıp su tankı üstündeki yangın kancasını kabinin camından içeri doğru, şöförün kafasına doğru saplamaya çalışıyor ama cam komple kırılamayınca sadece kafasını zedeliyor... gözü dönmüş saldırganlar itfaiyecileri öldürmek için elinden geleni yapıyor...

    can havli ile oraya yangın söndürmek için giden itfaiyeciler araçtan dışarı çıkıyor ve geri doğru kaçmaya çalışıyorlar.
    bu esnada yeni mahalle ekibindeki itfaiyecilerden biri de sokak girişinde olaydan kaçmaya çalışan sefaköy ekibinin su tankının yanındayken saldırı yapan grubun taş saldırısında bolca kaldırım taşını vücudunun çeşitli yerlerine yerken bir yandan da araca çıkmaya çalışıyor ve saldırganlar itfaiyeciyi tutunduğu merdivenden aşağı çekmek için boynundan asılıyor ve o esnada hareket eden araçtan ötürü bir şekilde dengesini kaybedip düşüyorlar.

    yeni mahalle'nin 2 itfaiye aracı saldırganların yağmasına uğruyor ve aracın kabini yavaş yavaş yanmaya devam ediyor.
    itfaiye aracının ekipmanları alınıp yerlere atılıyor ve zarar verilmeye devam ediliyor.

    sefaköy ekibi yeni mahalle ekibini kurtarmak için kanarya polis merkezi'ne sığınıyor ve yaralanan itfaiyeciler için yardım istiyor.
    bu esnada sefaköy 10, yeni mahalle'den 6 itfaiyeci olmak üzere 16 kişi saldırıya maruz kalıyor.
    yeni mahalle ekibinden de 3 personel ciddi şekilde yaralanıyor, (birinin kafası yarılmış, su tankı arkasına asılanda ciddi zedelenmeler var, birinin de bacaklarına kaldırım taşı ile vurulmuş.)

    polisin olay yerine panzerle gitmesine kadar saldırgan grup çoktan dağılmış ve kaçmış oluyor.

    2 aracın camları kırılmış ve birisinin kabini ciddi manada yanmıştı. saldırganlar itfaiye aracına daha fazla zarar vermek için ele geçirdikleri aracı başka bir araca da çarptırmış olduğu da olay yerine geri dönüldüğünde görülüyor.

    polisin geç te olsa emniyeti sağlamasıyla saldırıya maruz kalan yeni mahalle ekibinin araçları ile sefaköy ekibinin araçları polis merkezi önüne çekiliyor ve hasar tespit başlıyor...

    yeni mahalle ekibinin 2 aracı kullanılmaz duruma gelmiş. sağlam lamba, cam kalmamış, saldırıda kullanılan taşlar da kabin içlerinde saldırının şiddetini kanıtlıyordu.
    sefaköy ekibinin yeni mahalle ekibinin hemen arkasındaki araçlarından sadece en baştaki aracın tüm camları kırılmış ama molotof isabet etmediği için ve nispeten arka sırada olduğu için rahatça kaçabilmişlerdi.
    araçların görüntüleri:
    http://img577.imageshack.us/…049/20111231162051.jpg
    http://img198.imageshack.us/…215/20111231162035.jpg
    http://img11.imageshack.us/…/117/20111231162023.jpg
    http://img838.imageshack.us/…663/20111231161851.jpg
    http://img607.imageshack.us/…461/20111231161833.jpg
    http://img521.imageshack.us/…299/20111231161824.jpg

    yaralı itfaiyeciler hastaneye sevk edilip tedavileri yapılıp olaydan 5 saat sonra taburcu edildiler ve darp raporu almalarına rağmen nöbetlerini bitirmek istediklerini söyleyip görev yaptıkları gruba geri döndüler.

    bu acı olay cidden çok ucuz atlatıldı ve herhangi bir görüşün tarafı olmayan, amacı sadece yardım etmek, zorda olanın imdadına yetişmek olan itfaiyeciler için yeni yıl kabus dolu bir gün ile başlamış oldu.
    insan bunu kabullenemiyor, oraya gelecekleri kesin olan ve hamam böceğinin bile kaçtığı ateşin üstüne onu söndürmek için savaşa gider gibi cesurca giden itfaiyecilerden neyin hıncı, neyin öfkesi çıkarılmaya çalışılıyor.

    dün bu mevzunun peşinde polis merkezi-hastane-itfaiye üçgeninde koşarken yaralı olan ve ciddi acısı olan itfaiyeci bir ara "abi yangının ortasında mahsur kalsam yemin ederim korkmazdım ama taşlarla üstümüze saldırdıldığına ve molotof araca isabet ettiğinde çok korktum çünkü böyle bir olayda ölmek istemedim o an... eğer öleceksem birine yardım ederken ölmeliyim" dedi...

    bu sözleri duyunca aklımdan aynı tip saldırıya 2 sene önce gazi mahallesi'nde maruz kaldığım an geldi... aynı şeyi bende düşünmüştüm bunu fark ettim.

    dün yaşananlar basına yılbaşı etkinliklerinden ötürü pek yansımadı.
    yansımaz da zaten.

    fdes üzüntü ile bildirdi.

  • nerede yaşadığının farkında olan komşudur malum elini sallasan magandaya çarpıyor günümüzde kendince beladan uzak duruyordur

  • red kit'in azılı düşmanlarından biri olarak hatırlanır.

    billy the kid efsanesi aşağı yukarı dört yıl içinde, 1877'den öldürüldüğü 1881'e dek uzanan zaman diliminde yazılmıştır. o sırada, tam da morris'le goscinny'nin ilgisini çekecek türden, ölümsüz bir efsane bırakmıştır.

    goscinny'nin albümde* yazdığının aksine, billy the kid'in gerçek adı william h. bonney değil, henry mccarthy'dir. geleceğin billy'si 1859'da, çoğunlukla anne babası, patrick ve catherine mccarthy gibi irlandalı göçmenlerin yaşadığı bir new york banliyösünde doğar. babasının nasıl öldüğü bilinmemektedir. ama dul kalıp yeniden evlenen annesi 1873'de new mexico'daki silver city'ye yerleşir. genç henry'yi o dönemde çevresindekiler terbiyeli bir çocuk ve iyi bir öğrenci olarak anımsarlar. boş zamanlarında vahşi batı'nın kovboylarını anlatan dime novels'ı (on sentlik romanlar) okuyarak geçirir. goscinny'nin anlattığı, daha erken yaştan suça yönelmiş haydutlarla pek ilgisi yoktur.

    annesinin 1874'deki ölümünden sonra, henry bir koruyucu aileden bir başkasına geçer durur. yaşamak için ufak tefek işlerde çalışır. çünkü, kumarbaz ve alkolik olan üvey babası ona babalık edebilecek biri değildir. ilk kez 1875'de şeker değil ama bir parça peynir çaldı diye tutuklanır.

    işler billy için ancak 1877'de sarpa sarar: arizona'daki fort grant'e (red kit albümündeki fort weakling - cılız kale) yerleştiğinde, dönemin tanıklarına göre kentteki frank cahill adındaki demirci onu sürekli hırpalar. billy de en sonunda onu vurur. görünüşe göre meşru müdaafadır bu. cahill'in adamları peşine düştüğünden new mexico'ya kaçmak zorunda kalır ve tanınmamak için william h. bonney adını alır.

    billy önce bir hayban hırsızı çetesine katılır. sonra hayvan yetiştiricisi john tunstall'ın yanında koruma olarak işe başlar. tunstall, red kit'in le pied-tendre (lord badi) albümünün başkahramanına model olacaktır.

    o dönemde, bölgede arazi peşindeki insanların yanında yer alan tunstall'la lincoln kentini tümüyle ele geçirmek isteyen iki toprak sahibi, lawrence murphy ve james dolan arasındaki savaş kızışmıştır. ama billy ve regulators (tunstall'ın işe aldığı koruma takımının adı) görevlerinde başarılı olamazlar. murphy ile dolan'ın adamları onların işverenlerini 1878'de öldürür. lincoln'deki şiddet o kadar artar ki, yeni vali lew wallace billy'ye murphy-dolan çetesine karşı tanıklık etmek karşılığında af önerir. billy gidip tanıklık eder. ama savcı valinin verdiği söze uymaz ve kid'in hapisten çıkmasına izin vermez. o da kaçıp, regulators'tan geriye kalanlara katılır ve bir haydut yaşamı sürer. derken bir kaç ay sonra yeniden yakalanır. ölüme mahkum edilir. hapiste birçok söyleşi yapar. böylece efsanesini oluşturmaya başlar. tam idam edileceği gün başındaki iki nöbetçiyi öldürüp yine kaçar. bu kanlı kaçışlardan bıkıp usanan vali wallace, şerif pat garrett'ten buna bir son vermesini ister. billy'nin alışkanlıklarını iyi bilen garrett onu bulur ve 15 temmuz 1881'de, fort summer'da öldürür.

    red kit'te tüm vahşi batı efsanelerini birbiri ardına gülünçleştiren goscinny'nin gözünde kahramanın gülünç olabilecek tek özelliği billy'nin yaşıdır; dolayısıyla onu pis ve şımarık bir yumurcağa çevirmiştir.

    ve gerçek billy the kid: http://i.imgur.com/b2m1h.jpg
    ---
    (alıntı: red kit istanbul'da / yapı kredi kültür sanat)

  • kalabalıkların memnun olmadığı işler yapacaksanız eğer onları sürece ortak edin, görev verin. sizden daha ateşli olduklarını göreceksiniz.

  • araplarin dunyanin her ulkesinde kafasina gore giris yapamayacaklarini anlamalari gerek. ayni sey bizim ulkemizdeki arap gotu yalayanlar icin de gecerli.

    onlarin vatandasligi 250.000 dolarlik ucuz birsey degil. almiyor lan adam kendi vatanina iste. var mi itirazin? ben tebrik ediyorum.

    yollayin turkiyeye bizin dangalaklar beslesin.

    edit: beyler, 10 yildan biraz daha fazla bir suredir zaten turkiyede yasamiyorum. avrupada oturum isleri nasil oluyor kendi tecrubelerimden biraz bilgim var.

    belli bir ucret karsiligi verilen oturum izni farkli. 250 bine vatandaslik verip gel agzima da sic denmesi farkli. turkiyede 250.000 vermese de 3 yilda belirli sartlari saglayinca yine vatandaslik aliyor yabancilar.