hesabın var mı? giriş yap

  • bu konuda araştırmaları bulunan elaine aron'un hazırlamış olduğu ölçeğe göre tahmin yürütebileceğiniz bir kişilik türü. efendim, şimdi bunlardan en az 14 tanesine "aaa bana oluyor bu" diyebiliyorsanız, tebrik ederim yüksek hassasiyetli bir insan olduğunuzun farkına vardınız.

    - güçlü dış uyarılara maruz kaldığımda kolayca kafam yorulur.

    - çevremde olup biten en ufak olayın farkındayımdır.

    - başkalarının ruh halleri beni etkiler.

    - ağrı eşiğim düşüktür. canım kolay yanar.

    - yoğun günlerde dinlenme ihtiyacı hissederim. uyaranlardan uzak kalabileceğim bir yerde yalnız kalmak, loş bir odada ya da yatağımda zaman geçirmek isterim.

    - kafein beni etkiler.

    - parlak ışıklar, güçlü kokular, sert kumaşlar, siren sesleri beni rahatsız eder.

    - zengin ve karmaşık bir iç dünyam vardır.

    - yüksek sesler beni rahatsız eder.

    - sanatsal üretim ve müzik beni duygulandırır.

    - bazen sinir sistemim o kadar bitkin düşer ki, alıp başımı gidesim gelir.

    - titizimdir.

    - kolayca irkilirim.

    - kısa zamanda çok iş yapmam gerektiğinde gerilirim.

    - fiziksel şartlar insanları rahatsız ediyorsa onların konforunu arttırmaya ve rahat etmelerinde çalışırım (ışığı ayarlama ya da oturma şeklini değiştirmek).

    - insanlar bir seferde bana birden fazla iş yüklemeye çalıştığında canım sıkılır.

    - hata yapmamak ve bir şeyleri unutmamak için çok çaba sarfederim.

    - şiddet içeren film ve televizyon programlarından sakınırım.

    - çevremde çok fazla sayıda olay gerçekleştiğinde nahoş bir şekilde sıkılırım.

    - çok fazla acıkmak bende konsantrasyonumu ve ruh halimi bozacak bir tepki yaratır.

    - yaşamımdaki değişiklikler beni sarsar.

    - hoş koku, tat, sesleri ve sanat eserlerini farkeder, zevk alırım.

    - aynı anda çok sayıda olayın birlikte gerçekleşmesinden hoşlanmam.

    - üzücü ve yorucu durumların ortaya çıkmaması için özel çaba gösteririm.

    - yüksek sesler ve kaos durumları gibi yoğun uyarılar canımı sıkar.

    - rekabet içinde olmam ya da bir iş yaparken gözlemlendiğimde asabileşirim ve beceriksizleşirim. yapabileceklerimi yapamam, performansım bozulur.

    - çocukken öğretmenlerim ve ebeveynlerim benim hassas ya da utangaç olduğumu söylerlerdi.

    bu hassasiyetle ilgili olarak eyyorlamak istediğim bazı şeyler var. şimdi efendim, günümüz toplumunun bizlere "ideal bir insanda bulunması gerekenler" olarak dayattığı bir takım kişilik özellikleri var. örneğin dışa dönük olmak, iletişim becerisinin yüksek olması, olumsuzlukları kolayca savuşturmak ve bunlardan etkilenmemek, özellikle bizim toplumumuzda yer yer çirkef olmak gibi çoğaltabileceğimiz özelliklerdir bunlar. şimdi sorun burada başlıyor. çünkü, mevcut sistem içerisinde bu özelliklere sahip olan insanlar yaşamını daha rahat devam ettirebilirken, bu kişilik özelliklerine sahip olmayan insanlar zorlanıyorlar. zorlandıkları için ve olması gereken karaktere sahip olamadıkları için de kendilerini suçluyorlar.

    olumsuzluklardan çok çabuk etkilenenler örneğin, "amma da hassassın, çok büyütüyorsun" gibi tepkilere maruz kalıyorlar. çok duygusalsın, çok hassassın, böyle olmamayı öğrenmen lazım gibi tepkiler, sanki böyle olmak bir suçmuş ya da zayıflıkmış gibi hissettirebiliyor. ancak bu durum, bu duyarlılık kesinlikle utanılması gereken yahut düzeltilmesi gereken bir şey değil. kişinin kendi kimliği ve bunu ifade etmesi de bir zayıflık değil.

    toplumun %15 - %20'lik bir kısmını bu insanlar oluşturuyor. bu özellikleri taşıdıkları için de sürekli kendilerinde yanlış giden bir şeyler olduklarını düşünüp kendilerini suçluyorlar ve kötü hissediyorlar. burada artık yapılması gereken insanın kendini tanıyıp, kendini kabullenip, aynı duygulara sahip olan insanlarla iletişim içinde olarak "bu topluma ait olmama hissini" bir kenara bırakmak gerekiyor. çünkü aslında her şey çok normal ve olması gerektiği gibi.

    not: aynı duyguların insanıysak neden yeşilleşmiyoruz fdsafdsa

  • arkadaşlar bu olayları sadece torpil olarak görmeyin rica edicem; bu olaylar aynı zamanda eğitime, çocuklarımıza ve geleceğimize de vurulan birer baltadır.

    ondan sonra vay efendim pisa'da türkiye neden geriliyor?.. böyle liyakatsizler yüzünden işte.

  • tc cumhurbaşkanının terörist olmadığını söylediği bir çöl faresinin vurduğu çocuktur.

    edit: özelden "reis haklı" yazan sığırlar var aranızda. olm siz değil misiniz 2 aydır çocuklar ölüyor diye kafa ütüleyen? ee burdaki de çocuk değil mi? önemli olan sayı mı sadece? çocukların çektikleri acı açısından biz de israil'in yaptığını onaylıyor değiliz ama çocuk çocuktur. çocuğa silah doğrultan her kim olursa olsun o.pu çocuğunun bayrak taşıyanıdır. az biraz karakteriniz olsun lan, bir taraftaki çocuklar için ağıt yakarken diğer yandaki çocuklara oh canıma değsin diyen cibilliyetinizi s.yim ben sizin onursuzlar.

  • internet cafeye polis baskın yapar ve counter strike oynayan çocuklardan birinin yanına gelir:

    +ver bakim kimliğini.
    -abi kimliğim yanımda değil valla.
    +ulan kimlik olmadan ben ne biliyim terörist misin nesin?
    -yok abi. ben kantırım zaten.

  • - ticaret yollarının değişmesi
    - kapitülasyonlar
    - basiretsiz yönetim
    - milliyetçilik akımları
    - sanayileşme
    - dış borçlanma

    ve tabii ki

    - tımar sisteminin bozulması

    edit: agy arkadaşımız kuzey'deki panslavizm politikasının da etkili olduğunu iletti.

    rusların sıcak denizlere inmek istemesinin de etkisi olabilir tabii.

  • sinan oğan'ın istekleri:

    - anayasanın ilk 4 maddesine dokunulmayacak
    - anayasa madde 66'ya dokunulmayacak
    - mülteciler ülkeden gönderilecek
    - terör örgütleri ile mücadele edilecek, terörle iltisaklı partilere mesafe konulacak
    - “faiz sebep enflasyon sonuç” gibi mantık dışı argümanlarla ekonomi yönetilmeyecek. bir an önce bilimsel metotlara dönülerek ekonomi düzeltilecek.

    milliyetçi ve vatansever seçmene soruyorum: siz de bu isteklere boyun eğmeyecek misiniz?

  • ordubozan aşiretinin reisi. 1911 yılında çukurova'da doğdu, 1985 yılında kaza sonucu öldü. babası dino ordubozan aşiretinden. dino, dağıdık aşiretinin güzel kızı ummuhan'ı alır, cono doğar. ama aşiret de birbirine girer. kan davası başlar. dino, dağlara çıkar. aşiret kaçırılan kızlarını bulmaya and içmiştir. iz sürer ve sonanda bulurlar. ummuhan'ı geri alırlar. dino'ya da haber salarlar " sıkıyosa gelsin kadınını alsın!". dino düze iner. büyük bir ardebe yaşanır. iki aşiretin delikanlıları yenişemezler. araya girenler savaşı durultur. dağıdıklar şart koşar. ya ummuhan ölecektir ya da cono kan bedeli olarak onlara verilecektir. dino düşünür taşınır, cono'yu dağda bırakır, karısını alır gider. çocuk annesinin kanına rehin olarak dağıdıklarla büyür. çocuğa sahip çıkan dayı da adının yanına kendi adını etiketler. cono olur, cono ahmet. cono ahmet 15 yaşına girdiğinde babasının peşine bulgaristana gider. babasını bulamaz ama camızcılar aşiretinden bir kıza aşık olur. kızın adı mandacı. camızcılar kızlarının türkiye'ye gitmesini istemezler. ama cono, kızı kaptığı gibi bir yük gemisine biner ve yollara düşer. aylarca yürüyerek çukunova'ya geri döner. ilk çocuğu doğar, adını dovan koyarlar. düzü sevmeyen cono dağlarda yaşar. gün geçtikçe kalabalıklaşırlar. dağa çıkan , çıkını kapan yanına gelir. cono ahmet'e katılanlarınn bir kısmı kendilerine "aptal" diyen hırsızlardır. bunlar cono'ya çalmayı öğretir. cono çalar ama pek isteklideğildir. adil olmayı unutmaz.. çalınan mallar eşit dağıtılacaktır. öyle yapılır. kıtlık, yoksulluk, savaş bellerini bükmüş, cono'yu ucuz eşkiya etmiştir. bu arada cono'nun ünü başka şekilde de yayılır. uzun boylu kara yağız bir delikanlıdır cono. hangi kız görse aşka düşer. cono da karşılık vermekten geri durmaz. mandacı'nın üstüne gülo ile evlenir. gülo'dan sonra evli bir kadın olan meliki'yi kaçırır. bu durum yeni bir kan davası başlatır. cono karıları, çor çocuğu toplayıp suriye'ye kaçar. perzani aşiretine sığınır. o aşiret reisinin kızı hızma abayı yakar bu sefer cono'ya. reis kızıyla evlendirir. cono'nun bütün evlilikleri tanrı huzurunda yapılmaktadır. ve cono dürüst bir adamdır, bütün kadınlarına önceki evliliklerini söylemiştir. neyse.. cono, hızma'yı alır türkiye'ye geri döner. meliki'yi kaçıran ve canını kurtarmak için kaçan cono, geriye iki karılı döner. reisliğin şanındandır. bütün karıları bir arada yaşamaya başlarlar. adaletlidir ya hepsine gözü gibi bakar. kimseyi yarı yolda, naçar komaz cono. hatta, emir'e can borcu vardır ve kaçırılan küçük kızının peşine düşen cono, kızı bulur. oğlanı haşat eder.oğlan kavruk eşkiyalarındandır. kızı atının terkisine koyar, geri dönerken de emrin kızına... efendime söyleyeyim, cono ahmet bu git gellerden, kaç göçlerden o kadar yorulur ki, sonunda oniki karısını, çocuklarını, akrabayı, çiftini çubuğunu toplar 45 yaşında düze iner. gider çukurova'nın akıncılar mahallesi'nde iki göz bir odaya sığışır. komşuları, hay huy arasında bir türlü nüfusa kaydettirmediği çocuklarına "haymatloz" demeye başlarlar. cono'nun 49 çocuğundan biri ve 14. oğlu şahmeran'dır cono'nun ani ölümü üzerine aşiret reisi olmuştur. karısının nüfusuna "oğlu" olarak kayıtlanan şahmeran, yaşıyorsa bugün 53 yaşındadır.

    (bkz: cono)