hesabın var mı? giriş yap

  • ilaçla tatmin edici sonuç vermeyendir. anladığım kadarıyla yani. kremler falan da etki etmiyormuş suna dumankaya nın kitabında bir formül ve öneriler buldum kutsal bilgi kaynağında kendi yorumlarımla birlikte paylaşmak isterim.

    öncelikle suna ablamız diyor ki;

    selülit kremlerini alım gücü yüksek olanlar alabilir. (bkz: zengin). ama evde ucuza da formüller hazırlayabilirsiniz.

    malzemeler: (üşenmeyin gidin alın aktardan. bacaklar gamzeli gamzeli gezmekten iyidir.)

    1 kase deniz tuzu (selülitle ilgili her soru sorulduğunda bunu illa söylüyor o konuya da geleceğim.)
    1 kase susam yağı
    10 damla biberiye yağı
    10 damla okaliptüs yağı
    10 damla funda yağı

    yağları karıştırıyorsunuz. elinizi önce yağ karışımına sonra tuza batırıp peeling yapıyorsunuz. 15 dakika sıcak havluya sarıp bekledikten sonra duş alıyorsunuz bu kadar.

    bunu her gün her gün yapmaya gerek yok. haftada bir - iki kez yapsanız yeterli.

    ancak tuz tüketimine dikkat. günde 2-3 litre su için. aklınıza ne zaman gelse için. sigarayı bırakın. sağlığınız için bırakamıyorsanız selülit için bırakın, sararan dişler için bırakın, pis kokusu için bırakın ama bırakın yani. hayvansal yağı azaltın.

    yok aga ben bunlarla uğraşamam kebap yer, tuzu döker üstüne sigara içerim diyorsanız siz bilirsiniz

    ama bu işin yaz'ı da var. siz selülitlerinizi saklamaya çalışırken sevgiliniz havuz kenarında taş gibi kızlara bakarsa bozulmayın. ben diyim de.

    neyse soru cevap kısmına geliyim bir arkadaş suna dumankaya'ya sormuş:

    + deniz tuzunun selülite iyi geldiğini duydum peki nasıl kullanılır?
    - elin önce susam yağına batırıyorsun sonra tuza. masaj yapıyorsun. verdiği cevabın özeti bu. bence haftada 2 iyidir.

    + gazetede susam yağı ve deniz tuzu ile çözümü okudum. bebe yağı ve limon suyu olan reçete de gördüm. hangisini uygulayacağımı şaşırdım.yardımcı olursanız sevinirim.
    - beslenmenize dikkat etmelisiniz. bol bol limonlu su için. mümkün olduğunca açık havada yürüyüş yapın . masajın faydaları da büyüktür. keselenmek dekan dolaşımını hızlandırdığından selülitle savaşta etkili bir yöntemdir.( bunu bir kaç yerde daha okumuştum. keselenin.iyi fikir.) tariflerin de hangisini yaparsanız yapın faydasını görürsünüz.

    + deniz tuzunu sürdüm. düzenli yürüyüş yapıyorum faydasını göremedim. ne yapmalıyım?
    - bol bol sebze meyve tüketin, bitki çayları için, yürüyüşlere devam edin, kese yapın, imkanınız varsa masaj yaptırın, bir de formül önereceğim: 1 su bardağı susam yağına yarım su bardağı limon suyu, 30 gr. kafur, 10 adet dövülmüş asprin, 10 damla öküzgözü esansı (?!), 10 damla biberiye, 5 damla servi ağacı yağı ekleyip karıştırın. bu karışımı masajla selülitli bölgeye yedirin. sıkmadan streç filme sarın. 2 saat bekleyin.

    bunu yaparsanız çabanıza hayran kalırım. ben üşenirim, denemek isteyen deneyebilir. bu extreme artık yani. ilk denilenler işe yaramazsa yapabilirsiniz.

    ben bugün mağazanın kabininde kendi durumumu farkettim. zayıf bir insanım nerden de çıkmışlar anlamadım. çok kötü değil ama çözülmesi lazım. 1 aya kalmaz sorunu çözerim. ben bisiklet sürmeyi seviyorum. spor olarak bunu yapacağım. hem bisiklet sürdüğüm dönemlerde hiç selülitim olmamıştı. su içme taktiği güzel. bir sürü yerde bunu okudum. çay-kahve kola tüketimini azaltıyorum. tek sıkıntım tuz. onu kesinlikle kesmeliyim. bitkisel yağ olayı da bana uyar. sigara alkol hiç tüketmedim. o açıdan rahatım yani. masaj konusunda da en basit masaj tekniği herhangi nemlendirici kremle masaj yapmak gibi geldi bana (bunu da birkaç yerde okudum.) baktım geçmiyor. ağır ağır deniz tuzu, masaj yağı deneyeceğim.

    siz de spor konusunda kararsızsanız ebru şallı ne güne duruyor? 1 2

    yok ebru şallı izlemem diyorsanız bu da sizin için bir seçenek olabilir.

    bu spor videolarına her gün yarım saat ayırsanız yarım saat de yürüseniz var yaa fıssstık gibi olursunuz kanımca.

  • sarıyer beşiktaş minibüsü, bundan 1-2 sene öncesi. ben en arkanın bir önünde yanımda bir teyze ile oturuyorum, en arka koltukta ise olayın kahramanı yaşlı bir amca var. (öğretmen emeklisi olduğunu sanıyorum)

    neyse, bir olay olmadan minibüs gidiyor, birisi parasını uzatıyor sonrasında:

    - 1. levent ne kadar?
    - 1400 abla

    o anda arka koltuktaki amca birden kabarıyor:

    - 1.levent ne kadar dediniz şoför bey?
    - 1400
    - e ben demin maslak için 1400 verdim?
    - ikisi de 1400 beyefendi
    - e olur mu canım öyle! onun yolu daha uzun!!!
    - öyle işte...

    1-2 dakika amca söylenir. sonra yine sesini yükseltir:

    - ne saçma şey! benim gideceğim yoldan çok daha uzun. o niye 1400 veriyor? niye benle aynı? daha fazla vermesi lazım?
    - amca tarifeler öyle
    - ne demek canım! öyle saçmalık mı olur? neden fiyatlar böyle?
    - fiyatları ben koymuyorum beyefendi.
    - sen koydun demiyorum. neden böyle diyorum. neden?

    1-2 dakika durur, tekrar başlar

    - böyle saçma şey mi olur... ikisi de aynı. ne acayip.
    - ...
    - o uzuuuuuuun gitsin, 1400... benimki daha yakın. az vermem lazımdı. fazla para aldınız.
    - ...

    1-2 dakika sonra tekrar başlar ama bu sefer ben dayanamam arkama dönüp cevap veririm:

    - benden fazla para aldınız bence. ikisi de aynı para olm....
    - amca, tarifeler böyleymiş. tutup şimdi otobüse binsen benim yolum daha kısa diye yarım bilet mi vereceksin? illa ki gittiğin yol kadar ödemek istiyosan taksiye bin, onda haksızlık yok bak
    - senlen konuşmuyorum delikanlı!!!!

    bir anda yanımdaki teyze gaza gelip arkasını döner ve:

    - onlan konuşmuyorsun ama hepimizin kafasını belliyorsun! bir sus be adam! bir sus!
    (akabinde bana doğru dönüp sessizce "bunamış..." der)

    amca susar...

  • yıllardır yapılan şu goygoydan sonra dikkatimi çeken hadise. ulan niye kimse buna takılmıyor anlamadım? hani nerde sokağa dökülen halkımız. biz oraya annanemizi babannemizi emanet ediyoruz lan diye tepki gösteren yok.

    şaşılacak bir durum. çünkü kızlı erkekli kalmak gerçekten de kültürümüzde yeri olmayan bir statü. sanırım halkın dikkatinden kaçmış bu hadise. yoksa her türlü osmanlı torunları bu olayın üstüne giderlerdi.

  • şu an başlıkta berlitildiği gibi 1884'te çekilmemiş olan fotoğraf. ancak 1880'li yıllara ait bütün tarih olasılıklarını aşağıda listeledim.

    nasıl yaptım?
    takvimin sol üstünde 7 rakamı jülyen rumi günü gösteriyor. osmanlıca.
    takvimin sağ üstündeki 15 rakamı hicri günü gösteriyor. osmanlıca.
    takvimin sol altındaki 7 rakamı jülyen rumi günü gösteriyor. yunanca.
    takvimin sağ altındaki 19 rakamı gregoryen rumi (miladi) rakamı gösteriyor. fransızca.

    aylar ve seneler cok cok kucuk olarak yazdığı için buradan okumak imkansız. 1800'lü yıllarda miladi 19'un hicri 15 ve rumi 7'ye denk düştüğü günleri çıkarttım. bazı senelerde hiç yok, ama 1886'te 3 kere denk gelmiş, belki de o sene çekilmiştir. eğer ramazan'a denk gelen olsa eleyecektim, ama yoktu.
    sonuç: 1880, 1883, 1886, 1888, 1891, 1894 senelerinden birinde çekilmiş. sebah fotoğrafhanesi 1856'da açılmış galiba, ama bu kadar az titreyen fotoğrafı 1880'lerden önce çekmemiş olsalar gerek.

    olasılıklar:

    19 ekim 1880
    15 zilkade 1297
    7 teşrinievvel 1296

    19 ağustos 1883
    15 şevval 1300
    7 ağustos 1299

    19 şubat 1886
    15 cemazeyilevvel 1303
    7 şubat 1301

    19 nisan 1886
    15 recep 1303
    7 nisan 1302

    19 mayıs 1886
    15 şaban 1303
    7 mayıs 1302

    19 kasım 1888
    15 rabiuevvel 1306
    7 teşrinisani 1304

    19 aralık 1888
    15 rabiulahir 1306
    7 kanunuevvel 1304

    19 ekim 1891
    15 raiulevvel 1309
    7 teşrinievvel 1307

    19 haziran 1894
    15 zilhicce 1311
    7 haziran 1310