hesabın var mı? giriş yap

  • sanırım 2002. dünya kupasında 3.lük gelmişti , bütün ülke psikopat gibi rosalinda, vahşi güzel falan izliyordu, çocuklar "ben pikaçuyum" diye camlardan atlıyordu falan.. güzel, sayko senelerdi.

    tabi kasım ayına kadar.*

  • go kart aracıyla evlenilerek kolayca çözümlenebilecek bir sorundur. sonrasında boşanmak yerine de araç arabam.com dan hasarlı olarak satılabilir. bayandan ve sigara içilmemiş olduğu için kolayca elden çıkacaktır. paniğe gerek yok.

    edit: başlığı açan kişiyi (doğal olarak) trolllere eklemiş ve göremeyen milyonlarca yazar için haberi ben de paylaşayım, araba-insan ilişkilerine bir katkım olsun. bir de kendime not: gokart'a binerken senden öncekinin indiğinden emin ol.
    terbiyesiz go kart haberi

    bir de bunu evlendiğin adama açıklama faslı var;

    -ben bizim salih abinin gokartına bindimdi
    -eeee
    -gokart bi kaydı ki sorma
    -yani?
    -yani işte bildiğin gokart kazası oldu. gerisi malum..
    -??

  • her zekide ya da kendini zeki hissedende yoktur bu olay ama bence en büyük dezavantajları bir işi uğraşmadan da halledebileceğini sanmak. bu olay ilkokulda başlar. okuma-yazmayı çarçabuk öğrenirler (hatta belki okula gitmeden önce öğrenmişlerdir), basit matematiği derhal kavrarlar, ingilizcenin girişini yutuverirler vs. bu olay lise-1'e kadar filan böyle devam eder. hiç çalışmadan bile herkesten önde olmaya alışırlar. fakat sonra bir an gelir, trigonometrik denklemlerle tanışılır, türev-integral belaları tebelleş olur, bir sürü sikko biyoloji bilgisi hatmedilmeyi bekler. fakat çalışmadan başarma alışkanlığı uzun zamandır bünyededir ve kolay kolay terk edilemez (ya da hiç edilemez). bu tembellikle bile olsa, hasbelkader, şansın da yardımıyla iyi bir üniversite kazanılırsa işler daha da içinden çıkılmaz bir hale gelir. çünkü; bu dünyadaki en çirkin şey bu 'zeki' dostumuzun başına gelir: gereksiz özgüven. bu özgüvenle insanlar vize-final çalışırken dostumuz amele amele etrafta dolanır ve ilk sıkıntıları çekmeye başlar. asgari 7 senede mezun olur üniversiteden. iş hayatı daha da boktan bir hal alır. çünkü önüne verilen angaryaları yapmaktan hoşlanmaz. o daha çok kritik sorunları, zekasıyla çözmek istemektedir. işler birikir. bu hayatın ona göre olmadığını, 9-18 mesaisinin onun hayat tarzı olamayacağını düşünür fakat maaşından da feragat edemez. bu angarya işlerle harcandığını düşünür. nevrotik ruh haliyle ömür boyu homurdanarak ve yumurta kapıya dayanmadan işleri halletmeyerek yaşar ve ölür.

  • bu adamın tek numarası var. orta saha civarında topu alıyor, sekiz kişiyi çalımlayıp gol atıyor.
    ama biz bir grup futbol izleyicisi olarak bu tür gollerden sıkıldık artık. yeni bir şeyler bulması lazım.
    kendi kullandığı korneri rövaşatayla gol yapmayı deneyebilir mesela. yalnız top doksana gitmezse saymam.

  • kimsenin yardım etmesine gerek olmayan hasta kadın. fas'a uçak kaldıran sağlık bakanlığı bir zahmet bu kardeşimizin tedavisini üstlensin.

    kendi vatandaşına bu kadar düşman bir iktidar yoktur tarihte.

  • - rica etsem, uygunsa yol, sağda bir yerde, caminin orda inebilir miyim, teşekkür ederim.

    kız bu cümleyi bitirdiğinde dolmuş kızın ineceği yeri 1,5 kilometre geçmişti. ama kız o kadar kibar ve tatlıydı ki tüm dolmuş sakinleri ve şoför hep beraber karar aldık ilk dönüşten dönüp kızı evin önüne kadar bıraktık, ardından el salladık falan da öyle devam ettik yola.

  • batının satışına rağmen vatanını rus köpeklerine yedirmeyen bir lider olarak tarihteki yerini almıştır. gerisi fasa fiso. 40 gün önce bir hiçken, şimdi kahraman oldu. putin de 40 gün önce kendini dünya lideri diye pazarlıyordu, 40 günde kepaze oldu.

  • 10 kişi toplanıp tarikatlardaki çocuk istismarına karşı yürüyüş yapsak hem dayak yeriz hem de hakkımızda en az 5 dava açılır.

    böyle de iki yüzlü böyle de adaletsiz bir dönemden geçiyoruz.

  • konya'yı görmeyi üç sebepten ötürü istiyordum; hz. mevlana'nın türbesini ziyaret etmek, bir selçuklu şehri olan konya'yı mimari odaklı olarak gezmek ve konya türk tasavvuf müziği topluluğu tarafından her cumartesi günü icra edilen sema mukabelesi'ne katılmak. şükür ki bu üç maksadım da yerine geldi.

    ilk gün düzenlenen sema mukabelesi'ne biraz gönlüm buruk bir şekilde gitmiş olmama rağmen âyin-i şerîf sırasında beni hem şaşırtan hem de sevindiren bir sürpriz ile karşılaştım. ben 20 nisan'da düzenlenen ayîn-i şerîf için biletimi alırken önceki iki hafta hüseyin fahreddin dede tarafından bestelenen acem-aşîran âyin-i şerifinin düzenlenmiş olduğunu, 20 nisan haftası için ise sultan iii. selim tarafından bestelenmiş olan sûz-i dilârâ ayin-i şerifinin programlandığını gördüm. açıkçası çeşitli makamlardaki sema mukabelelerinin tamamını dinlemiş olmasam da dinlediklerim içinde acem-aşîran âyin-i şerifini daha çok seviyorum. gerek sözlerinde gerek icrasında oldukça farklı bir hava var. bu âyin-i şerif 19. yüzyıl'da bestelenmiş ve nispeten daha modern bir yorum. ben tabi ki sûz-i dilârã ayîn-i şerîfi icra edilecek diye beklerken acem-aşîran makamını duyunca çok sevindim. zira ilk defa gittiğim konya'da ilk defa katıldığım ayinin en sevdiğim icra olan acem-aşîran makamı ile icra edilmesi çok güzel bir histi. sema mukabelesinin 3. selamının son ilahisi ise en sevdiğim kısım. bu ilahinin başlangıç ve bitiş sözlerini buraya yazmak isterim. linkte bu ayîn-i şerîf icrasını izleyebilirsiniz.

    "bugünün başından beri aşık ve sarhoşuz
    aşıkça söylüyoruz çünkü aşık olmuşuz...

    ya rabbi pişmanız çirkin günahlarımızdan
    utanıyoruz kötü sözümüz ve halimizden
    katından kalbimize bir feyiz ver
    boş hayaller uzak olsun gönlümüzden"

    eğer sözlükte düz toprak parçasının karşılığı ova olmasaydı herhalde konya olurdu. ben hayatımda bu kadar düz bir yer görmedim. ilk gittiğim gün şehre akşam üstü ulaştım ve çok da göz gezdiremedim. oldukça çok rüzgar vardı. öğretmenevine giriş yaptıktan sonra mevlana kongre merkezine geçtim ve ayin bitiminde tekrar öğretmenevine döndüm. konya'da merkeze nispeten uzak bir öğretmenevinde kaldığım için 10 dakika kadar süren yolculuklarda şehre göz gezdirme fırsatı yakaladığımda, sabah akşam yokuş çıkan bir istanbul sakini olarak ilk dikkatimi çeken şey şehirde yokuş olmadığıydı. komik gibi görünse de bu gerçekten inanılmaz bir durum. öyle ki şehrin bu tepe eksikliğini gidermek için insan eliyle yapılmış olan alaaddin tepesi selçuklular nezdinde de durumun ilginçliğinin bir göstergesi olsa gerek.

    konya'nın yerlisi için durum nasıldır bilemem ama turistik yerleri gezmek maksadı taşıyan bir turist için trafik veya araç probleminden bahsetmek mümkün değil. neredeyse hiç araç bekleme problemi yaşanmıyor. mesafeye göre ücret yok, tek fiyat üzerinden taşımacılık yapılıyor.

    yabancı turistler de sayıca çok. bu açıdan merkez oldukça yoğundu. gün ilerledikçe merkezde bulunan insan yoğunluğunun arttığını söylemek mümkün. sabah 9'dan akşam 18'e kadar merkezde bulundum. bu sürede hz. mevlana türbesi, selimiye camii, iplikçi camii, alaaddin camii, hz. şems-i tebrizi camii ve türbesi, kapu camii ve aziziye camii'ni ziyaret ettim. bunlara ek olarak atatürk evi, zafer anıtı, karatay medresesi (çini müzesi) ve darülmülk sergi evini de ziyaret ettim. bunlar içinde ziyaretçisi en yoğun iki yer hz. mevlana türbesi ile karatay medresesi idi. bu belirttiğim rota sadece 6-7 saat ayrılarak gezilebilecek bir rota. her yer birbirine o kadar yakın ki gezmek çok kolay. bu açıdan konya'yı gerçekten sevdiğimi belirtmem gerekiyor. çünkü artık istanbul'da her yer birbirine bir saat uzaklıkta.

    hz. mevlana türbesinin atmosferi istanbul'da eyüpsultan türbesi atmosferini hatırlatıyor insana. türbenin içine girdiğinizde bir sükûnet hali insanı etkiliyor. sanki uzun bir yoldan gelmiş de orada dinleniyormuşsunuz gibi bir manevi hâl ortaya çıkıyor insanda. türbenin ünik bir mimarisi var. özellikle kubbe-i hadra, hem iç hem de dış tasarımı ile muhakkak görülmesi gereken bir tasarıma sahip. türbenin hemen yanı başında yer alan selimiye camii klasik osmanlı mimarisinin anadolu topraklarındaki güzel örneklerinden biri. bunun dışında mimari açıdan aziziye camii de gerçekten öne çıkan mimari örneklerden. giriş kapılarından büyük pencereleri ile "aydınlık cami" sıfatını hak eden hatta bu tür camiler içinde tereddütsüz üst sıralara yazılacak camilerden biri. oryantalist üslubun ağır bastığı eklektik bir tasarıma sahip olan bu cami konya içinde en sevdiğim cami oldu. alaaddin camii tipik bir selçuklu camii olarak, selçuklu mimarisinin ders verici örneklerinden biri. mihrabı, minberi, çok destekli planı, avlusundaki kümbetleri, giriş kapısındaki klasik selçuklu tasarımı ve sade minaresi (orijinal olma olasılığı düşük ancak selçuklu üslubuna yakın) ile oldukça önemli bir örnek. iplikçi camii (tipik selçuklu) ve kapu camii (son dönem osmanlı) sade ama görülmesi gereken örneklerden. hz. şems-i tebrizi camii ise daha çok türbe nedeniyle yapılmış bir mescidi andıran sade bir tasarıma sahip. biraz da şehrin iç kısmında kaldığı için pek göz önünde bir yer değil.

    karatay çini eserler müzesi sergilenen eserler açısından ideal bir anadolu kent müzesi. hem konya hem de selçuklu temasını oldukça yeterli şekilde aktarıyor ziyaretçilere. darülmülk sergisi oldukça iyi düşünülmüş başarılı bir çalışma. ancak marketlerin yanında ilgili kişileri anlatan panoların bulunması, en azından karekod gibi bir bilgilendirme aracının bulunması daha iyi olabilirdi. sikke koleksiyonu sayıca tatmin edici ancak biraz karışık bir yapıya sahip. karekod uygulaması burada kullanılmış ve oldukça faydalı. büyüteçler ise güzel düşünülmüş zira sikkeler oldukça küçük olduğu için büyüteç bir ihtiyaç halini alıyor.

    bunların dışında şehirde gezilecek çok daha fazla yer var ama benim ziyaretimin teması biraz mimarlık tarihi odaklı olduğundan diğer seçenekleri değerlendiremedim. inşallah farklı bir zamanda diğer yönleri ile de şehri gezmeyi umuyorum. meşhur lezzetlerini de anacak olursam bamya çorbası beklediğimden çok daha yüksek bir performans gösterdi diyebilirim. tirit ise etli ekmeğe göre daha tercih edilebilir bir seçenek gibi duruyor. öğrenciliğimden beri merak ettiğim konya gerçekten beğendiğim bir şehir oldu.

    mimari demişken;

    konya kubbeleri

    karatay medresesi (çini müzesi)

    karatay medresesi (çini müzesi)

    selimiye camii

    alaaddin camii

    kapu camii

    kapu camii

    aziziye camii

    hz. mevlana türbesi

    hz. mevlana türbesi

    hz. mevlana türbesi

    konya mihrapları

    selimiye camii

    iplikçi camii

    alaaddin camii

    kapu camii

    aziziye camii

    şems-i tebrizi camii

    konya kapıları

    hz. mevlana türbesi

    alaaddin camii

    hz. mevlana türbesi

    alaaddin camii

    konya minberleri

    aziziye camii

    alaaddin camii

    selimiye camii

    hz. mevlana türbesi

    hz. mevlana türbesi dıştan

    kubbe-i hadra

    hz. mevlana türbesi iç avlu

    tilavet odası giriş

    tilavet odası

    tilavet odası

    tilavet odası

    hazreti mevlana kabri şerifi

    hz. mevlana türbesi

    hz. mevlana türbesi

    hz. mevlana türbesi

    konya'dan;

    sema mukabelesi

    sema mukabelesi

    selimiye camii

    selimiye camii

    aziziye camii

    karatay çini eserler müzesi eyvanı

    alaaddin camii avlusu

    iplikçi camii