hesabın var mı? giriş yap

  • dünyanın sekizinci harikası olarak anılan amber odası, 18. yüzyılda prusya'da yapılmış, kehribar paneller, altın varak ve aynalarla süslenmiş bir yapıydı.

    barok sanatının bir şaheseri olarak kabul edilen ve st. petersburg yakınlarındaki tsarskoye selo'daki catherine sarayı'nın bir parçasını oluşturan oda, 1716 yılında prusya kralı ı. frederick william tarafından rusya'nın deli petro'suna hediye edildi.

    amber odası, ıı. dünya savaşı'na kadar kültürel bir hazine olarak kalırken, 22 haziran 1941'de adolf hitler, üç milyon alman askerini sovyetler birliği'ne gönderen barbarossa harekatı'nı başlattı. catherine sarayı'nın yetkilileri amber odası'nı söküp saklamaya çalıştı, ancak savaş sırasında oda yağmalandı ve içindekiler yok oldu.

    amber odası'nın kaderi bu andan sonra sanat dünyasının en büyük gizemlerinden biri haline geldi ve hakkında birçok farklı teori ortaya atıldı. kimisi almanya'nın odayı sökerek königsberg kentine (bugünkü kaliningrad) yerleştirildiğine, kimisi kehribarın bir gemiye yüklenip baltık denizi'nin dibinde bulunabileceğine, kimisi çoktan yok olduğuna ya da aslında ikinci bir amber odasının var olup saklandığını iddia ediyor. kapsamlı arama ve soruşturmalara rağmen bugün hala amber odası'nın nerede olduğu bilinmemektedir.

    ek olarak, olayın başka tuhaf yanı da amber odası'nın lanetli olduğu iddialarıdır; çünkü odaya ilgisi olan birçok kişi trajik sonlarla karşılaşmıştır. örneğin, almanya'nın odayı sökerek königsberg kentindeki müzeye taşıdığı iddiasıyla müze müdürü olduğu söylenen rohde ve karısı tifüsten yaşamını kaybetmiştir. rus istihbarat görevlisi general gusev bir gazeteciyle amber odası hakkında konuştuktan kısa süre sonra araba kazasında, eski alman askeri ve hazine avcısı georg stein ise 1987'de amber room'u bulmaya çalışırken bavyera ormanında katledilerek hayatını kaybetmiştir.

  • allah belanızı versin.

    adam aile geçindiriyor. milyonlarla vergiyi cebine indirenlere, kaldırımı gasp edenlere, belediyelere para yedirip iş gördürenlere gücü yetmeyen zabıta gariban bir adama artistlik yapıyor.

    aldığınız maaş haram zıkkım olsun size..

    ayrıca baston kullanma sebebi 15 temmuz darbe girişiminde yaralanmış olmasıdır.

    adaletinizi .....

    amirinizi de ayrıca .....

    edit: 15 temmuz gazisi değilmiş. dün bütün sosyal medyada bu şekilde bilgi verildi. yanlış bilgi için özür dilerim.

  • 80 milyonluk nüfus yapılarını bozacak diye birliğe almıyorlar, şimdi de kendi denizimizde petrol bulmamızı istemiyorlar.

    inşallah sağlam petrol çıkar da muhtaç kalırsınız. gerçi petrol de var gibi. yoksa bu kadar yaygara yapmazlar.

    edit:petrol değil gaz diyorlar.

  • memleketteki evlilik kurumunun kısa özeti ve - kanımca - bir çok boşanmanın görünmeyen sebebi.

  • (bkz: almanya bizi kıskanıyor)

    şaka gibi durum, 60-70 sene önce versay anlaşmasını, tazminatları, bilim insanlarının dünyaya göçünü yaşamış almanya mı burası?

    adamlar köpek gibi çalışarak dünya sanayisinin, avrupa ticaretinin tepesine çıktı.
    araştırılması, üzerine tezler yazılması gereken konu.

    dünyayı ne abd, ne ingiltere, ne çin ne de rusya yönetsin, verin almanlara çiçek gibi yaşayalım.

  • ya herkes bir üstü kapalı konuşmalar peşinde. yok şunu biliyorsun açıkla yok şunu sen anlat. ulan neyse derdiniz çıkın söyleyin öğrenelim biz de. biri çıkar insan içine çıkamazlar bildiklerimi anlatsam der öteki vallahi türkmenlere gitmiyordu o silah der diğeri bilmem ne yeter ulan illallah. simülasyonda mı yaşıyoruz nedir abicim

  • amerika'da hollywood ve broadway 'de 1970'lere kadar kullanılan medya / film / tiyatro ingilizcesi.

    biz de ki zeki müren türkçesi'nin karşılığıdır. günlük hayatta kullananı bulunmaz , çünkü konuşmak için özel bir eğitim gerektirir.

    hollywood'da sessiz sinemadan sesli sinemaya geçilmesi ile her aktörün ve figuranın , özellikle göçmen olanlarının aksanının anlaşılması zor olduğu için , film çeken stüdyoların toplanarak üzerinde anlaşmaya vardığı ortak aksan olmuştur.

    filmler bu aksan ile dublajlanmış veya aktörlere bu aksan öğretilmiştir.

    ayrıca amerika birleşik devletlerinde uzun bir süre entel kesim ile taşra / işçi sınıfını ayıran aksan olmuştur. 1950'li yıllar itibarı ile sinemanın daha da yaygınlaşması , seyircinin çoğalması ve yerel aksanların filmleri daha inandırıcı kılması neticesinde yavaş yavaş sinema ve sanatta ki yerini kaybetmeye başlamıştır.

    zira amerikan iç savaşı'nda geçen bir filmde texas'lı çiftlik sahibinin bu aksan ile konuşması ne kadar komik duruyorsa yeşilçam'da her 3 filmden birinde köyden istanbula göçen gurbetçilerin harika türkçe konuşması o kadar saçmadır.