ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
stockholm sendromu
-
nice cüneyt arkın, emel sayın, kadir inanır, tarık akan ve gülşen bubikoğlu filmlerinde farkında olmadan işlenmiş olan sendrom.
çatlak şanzel
-
öncelikle kendisini tanımıyorum. videoyu izlemedim. kendisi hakkındaki bilgim son dönemde debeye giren girdilerden ibaret. fazla da bilgim olmasını istemiyorum.
yakınının ölme sebebinin doktor hatası olduğu sadece kendi iddiası, kanıtlanamayacak bir durum. ama kendisinin katil olduğu kanıtlanmış ve kendisi tarafından da itiraf edilmiş bir gerçek.
böyleyken kendisi ile nasıl empati yapılabilir? empati yapmamız neden bekleniyor?
ne kendisi ne de başka bir katil ile empati yapmayı düşünüyorum. hayatta herkes kadar acı çekiyor, herkes kadar sinirleniyor, herkes kadar öfke nöbeti geçiriyorum. babamın hastalığı sebebi ile ömrümün yarısını cerrahpaşa’da geçirmiş durumdayım. gırtlak kanseri başlığı benim girdilerimle dolu. yaşadığım hiçbir şey karşımdaki insanı öldürmem gerektiğini düşündürtmedi.
ben ölmüş olan doktor ve ailesi ile empati yapabilirim ancak. çocuğum bir psikopat tarafından öldürülse, çocuğumun katilinin cezası okuduğu yıl kadar bile olmasa, çocuğumun katili yıllar sonra bir programa çıkarılsa ve olayı anlatıp kahkaha atsa, kahrolurum.
son sözüm armağan çağlayan‘a; buraya geldiğinizde sadece merak ettiğiniz kişilerle röportaj yaptığınızı ve yapacağınızı söylemiştiniz. bir katili merak etmenizi anlamıyorum orası başka da. “ben bu kahkahayı atarken öldürülmüş insanın ailesi ne düşünür?” diye de merak ettiniz mi hiç? ben ettim. ve size olan tüm saygımı yitirdim.
edit: gelen mesajlar için teşekkür ederim. babam hayatta ve iyi durumda. bu konuda çoğunuzla aynı fikirde olmamıza sevindim, sevgiler.
kitap okuyan insanla dalga geçmek
-
terlikli halde kitap okunamayacağını düşünen bir adet dingil tarafından dalga geçilmektir. kitap okumayı karı kız düşürme aracı olarak gören bir beynin kitaba bakış açısından ne beklenebilir amk.
manolya pastanesi
-
erenköy subesi birak istanbulu, bence dünya'nin en iyi profiterol ve eklerini yapan pastane. abartmiyorum o ünlü pasta ustasi fransizlar/almanlar da bile yiyemedim bir esi benzerini. joker olarak da sahane bir fistikli baton pastasini öneriyorum.
ik uzmanına sen diye hitap eden çaycı
-
adamın adı haydar sa senin de adın ege ise ne sorun var burada???
halbuki sen ikcı olarak yerini bilip haydar bey bize iki kahve deseydin o da tabi ki ege bey her zaman istediğiniz gibi kahvenizi şekersiz yaptım diyebilirdi...
edit: gelen mesajlardan anladığım kadarıyla adam trollmüş ben de prim vermişim... ( ay bu ilk editimdi çok heyecanlı)
edit2: gelen diğer mesajlardan da anladığım kadarıyla haydar da trollmüş...
hem haydar severlerden, hem ege severlerden tek tek özür diliyorum...
xiaomi ceo'sunun iphone kullanması
-
siz lcw ceo’sunun da lcw giydiğini sanıyorsunuz sanırım.
alex de souza vs wesley sneijder
-
biri dünyaca tanınmış öbürü daha bölgeseldir, doğru.
ancaaaak;
sneijder justin bieber ise alex tarkandır.
sneijder ben affleckse alex şener şendir.
ne bileyim sneijder obama'ysa alex uruguay devlet başkanıdır. alex candır.
demba ba
-
sayesinde beşiktaş maçlarını izlerken bile burak'a sövüyoruz.
uğur ışılak'ın beyin yakan uyku savunması
-
uyumadığı zamanlarda neler yaptığını öğrendiğimiz açıklama.
çocukluk dönemi korkuları
-
"bir iki, bu gece senin için geldi freddy
üç dört, kapını sıkıca ört.."
(bkz: freddy krueger)
çocukluk ve korkuysa mevzu, akla ilk gelendir.
efsaneydi benim için kendisi, saygılarımı sunuyorum..
çükün ucuna yapışan peçete
-
kızılderili ismi gibi. allah belanızı vermesin o ne lan öyle ?
debe editi: ulan o kadar entry dururken kocaman kadını durup durup şu entryle debe' ye sokmaya utanmadınız mı çakallar? madem başa geldi, daha nitelikli entryleri hatırlamaya vesile olmuş olsun:
(bkz: #45839194)
(bkz: #40099150)
(bkz: #47841813)
(bkz: #47407103)
(bkz: #47805164)
(bkz: #17425134)
ve elbette;
28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi
aylar sonra gelen edit: zamanında şu entryle debe' ye girmek yetmezmiş gibi bir de başlığı açan da kaçıp düdük gibi başıma bırakmış iyi mi.
müşteri memnuniyetinin sıfır olduğu şirketler
-
(bkz: metro turizm)
ıstakoz
-
ingilizce konusulan diyarlarda lobster olarak bilinen, kabuklu siparis edildiginde yemesi epey zahmetli olan (bence), 19 yuzyilda en cok yakalandigi kesimler olan kuzeydogu amerikada fakir yiyeceginden ote, hapisanlerde mauhkumlara cikarilan, fazlaca yakalandiginda direk cope atilan bir yiyecek olan ama artik pahali sinifidan bir yiyecek sayilan deniz mahsulu...
yanilmiyorsam hala kuzeydogu ameriakda mahkumlara haftda 2 ya da 3 seferden cok istakoz cikmasini yasak eden bir kanun da bulunmakta...