hesabın var mı? giriş yap

  • fm 2011'de denizlispor ile bank asya'da lider giderken bir anda youla'nın sakatlanmasıyla tepetaklak 9. sıraya kadar gerilemiştik ve böyle bir takım nasıl olur da iyi yönetilemez diye kendime kızıp takımın geleceği adına sezonun ikinci yarısının başlarında istifa ettim ve takım sezonu orta sıralarda tamamladı.

    bu sırada gerçek dünyada denizlispor ligde liderdi ve doludizgin gidiyordu. oha dedirten kısmına bakarsak doludizgin giden takımda oyundaki gibi youla sakatlandı takım bir anda düşüşe geçti ve teknik direktör hamza hamzaoğlu istifa etti ve takım sezonu orta sıralarda tamamladı.

  • abaza taklidi yapıp ama aslında oldukça ince espriler yapan kitlenin yerini gerçekten abaza tiplerin alması.

  • kimsenin zekasını yargılayacak değilim. kendimden falan da bahsetmeyeceğim.
    sadece bir örnek vermek istiyorum;

    nacizane şimdiye kadar tanıdığım en zeki insan kendisini hiçbir zaman zeki olarak tanımlamamış, hiç kendisinden haz etmeyen, matematiği kötü(çok kötü değil ama dört işlemde problemli biri) bir kişiydi. psikiyatristte 164 puan iq testi var bu kişinin(bir defa olsun bahsetmedi dosyasından okudum), majör depresyon hastası, sosyal anksiyete bozukluğu var, sık sık panik ataklar geçiriyor, geçmişte klinik bir vaka, çok yüksek düzeyde prozak kullanıyordu rehab öncesi. hatta doktoru elektroşok tedavisi bile önermiş fakat reddetmiş.

    bu kişi bilim insanı falan değil, eğitimini psikolojik sorunlar yüzünden yarıda bırakmış fakir bir insan. hiçbir zaman kendini takdir etmiyor olsa da oldukça yaratıcı bir sanatçı, 10 dil biliyor, 15 yaşında isveç vergi dairesinin dosyalarına erişim sağlayabilmiş bir bilgisayar kurdu, türkçe öğreniyor bu aralar. dini inancı budizm ve kendisi bir vegan. kendisini zeki olarak tanımlayanların aksine çok çok düşük bir özgüveni var, bazı günler sokağa çıkamadığından bahsediyor.

    bunları bir şey anlatmaya çalışarak yazmadım fakat zeka tanımlamamız biraz yanlış sanki.

    zeka sizi başarılı bir insan yapmaya yetmez, zeka sizin akıl sağlığınızı da gözetmez veya zeka özgüven depolayan bir kavram da değildir.

    bu bahsettiğim kişi hepimizden daha hızlı öğrenebilen, siz konuşmaya başladığınızda neler söyleyeceğinizi kelimesi kelimesine tahmin edebilen birisi. kendisine yalan söylendiğini çok kolay anlayabiliyor, en komplike yalanı bile farklı açılardan düşünüp sorular sorarak yalanınızı açığa çıkarıyor. acı gerçeklerin farkında ve bunu hazmedemiyor zaman zaman.

    tanıdığım en yalnız, en mutsuz insanlardan birisi. en çok saygı duyduğum dostlarımdan birisi.

    lütfen kendinize zeki demeden önce zeki olmanın ne olduğunu düşünün biraz. dahilik düzeyinde zeka sizi günlük yaşamın rutininden alıkoyabilir, 20 yıl sonra gerçekleşecek olan şeyleri düşünüp kahrolmanıza neden olabilir. zeki insanlar kendilerine ve zihinlerine dokunamayan kişilerle ilişki kuramaz, yalnızlığa mahkumdur.

  • bir işletmeye girmek için tonla para verip, araya adamlar sokup, kapıda bekleyerek ödün verirseniz kendinizden, işte böyle köpek çekerler.

    ınstagram'a story atıp takipçi kasmak için kendinizi alçaltmayın.

    ayrıca, sen daha saçma sapan filtreler kullanmadan video çekemiyorsun, sonra bodyshaming bilmem ne. geçiniz.

  • bundan yıllar önce durum tam tersiydi. cerrahi bölümlerin alt sıralara, dermatoloji ve mikrobiyoloji gibi "risksiz" bölümlerin üst sıralara taşınmasındaki temel sebep, doktorların artık risk almak istememesi. çünkü riskli her ameliyat, doktor için de bi risk oluşturuyor. hasta yakını tarafından darp edilebilir veya daha kötüsü dava edilebilir. sonuç çıkmasa bile adam işini gücünü bırakıp o stresi yaşayıp ifadeye çağrılacak, derdini anlatacak. sırf bu dava işleri için hastanelerde dolaşan avukatlar olduğu söyleniyor. amerikan tarzı bu sistem yüzünden yıllar içinde önemli ameliyatları yapabilecek doktor bulmak da zorlaşacak. bizde sağlık sistemi ile gündemden düşmeyen tek şey doktorların maaşı fakat bu çarpıklığı anlayabilmemiz için de hemen her şeyde olduğu gibi yıllar geçmesi gerekiyor.
    riskli ve uzun süren ameliyatların yapılmak istenmemesindeki bir diğer etken de kazanç. basit bir cerrahi girişim ile saatler süren bir operasyonun sonunda kazanılan para da neredeyse aynı. dolayısyla önemli bir ameliyatı yapmak yerine daha risksiz daha az zaman ameliyatları yapmak ve sürümden kazanmak daha mantıklı bir hal almış.

    bir düşünsenize hastanın masada kalma ihtimali olan 4-5 saatlik bir ameliyatı yapmak mı mantıklı yoksa güzellik için gelen birine botox yapıp durmak mı? kim neden daha az para kazanarak dava edilme riskini alsın?

    dolayısıyla tusa giren kişiler de risk içermeyen ve daha fazla para kazanabileceği bölümlere yöneliyor.

    velhasıl sağlık sistemini iyi irdelemek lazım. tıpkı eğitim sistemi gibi sağlık sistemi de düşünüldüğü gibi olmayabilir.

    yaşanmakta olan ve yaşanan olayları bir bütün olarak ele almak gerekir diye düşünüyorum.

  • gene iyidir. hatta çok iyidir... ben sms’le terk edilmişim. evet, edilmişim! anlatayım.

    yıllar önce...

    efendim, o ara sevgilim(bkz: tus)a hazırlanıyor, pek görmüyorum. istesem görürüm de, kafa beyin bırakmıyor... düşün, deneme sınavı anlatıyor!

    bir gün dedim ki; “sen sakin sakin çalış, zaten 1 ayın var, ne uyuduğun saat belli, ne uyandığın... konuşmak istedikçe sen beni ara.” (valla pislik yapmıyorum, seviyorum üstelik. ama elini yüzünü yıkayacak hali yok, nerde kalmış birlikte zaman geçirmek.)

    sınava girdi, memleketine gitti... aradım bakmadı... sınav sonuçlarının açıklandığını tesadüfen duydum... bir tuhaflık var! gene aradım, gene bakmadı. o ara benim de gündem yoğunlaştı. oturup da kritik edecek, dertlenecek kadar boş vaktim yok.

    (bak tarihi de unutmam) ekim’in 1’i... gündem durulmuş, aylak bir gün, boş beleş telefon kurcalıyorum. “uf amma da çok reklam sms’i gelmiş.”

    silerken silerken, bir sms serisi!

    bana bir sms’ler yazmış, bir laflar hazırlamış! hoş, lafı hep uzatırdı da, orda daha da uzatınca... başta konuyu da pek anlamadım! destan gibi... geçmişten günümüze! sonra sonra ayıktım, e ben meğerse 2 hafta önce terkedilmişim... terkedilmişim! haberim yok!

    demem o ki; whatsapp bence iyi. bir kere, takibi/farkedilmesi kolay. tamam, terkedilmek hepimize acı da;

    - vatan bilgisayar flash indirimi
    - bonus hesap ekstresi
    **terkedildiğim sms zinciri
    - şen kardeşler halı yıkama kampanyası

    arasında terkedilmek... daha bi acı değil mi kardeşlerim?!

    (edit: mesaj alıyorum, yanlış anlaşılmış. doktor olan ben değilim, o zamanlardaki sevgilim)

  • adamın evinde dolabın içinde don, gömlek yakalanmış. bir de adamı bıçaklamış altı yerinden, yaptığı savunma "babam ve iki kardeşim suriye'de bomba saldırısı sonrası öldü. annem ve kardeşlerimle türkiye'ye geldik. aileme ben bakıyorum. annem hasta. adaletinize sığınıyorum" şeklinde.

  • başlık: sabri nin oynamamasının nedeni

    fatih terim 327 maç 16 gol
    sabri sarıoğlu 232 maç 14 gol

    3 gol atarsa fatih terim'i geçecek beyler