hesabın var mı? giriş yap

  • başıma birsey gelmeyecekse kars /selim ilçesinde öğrencilere yaptırdik bu robotları biz. meslek lisesi öğrencisi bunlar sadece. ki sen zamanında iş başvurusu yaptığımda bana aselsan'a mühendis alıyormuş gibi mülakat ayini duzenleyen bir şirketsin. fakir ama gururlu bilişim öğretmeni kız serzenişi değil bu. liselerarasi bilim fuari minvalinde robot yapmışsın. bari step motor kullanmasaydın da hızlı hareket edeydi.

  • dahil oldugum kuluptur.
    bir tuvalet
    bir mutfak
    bir adet tv
    bir adet aşiri rahat cekyat
    bir adet internet baglantili laptop
    bir adet sevismek icin eş
    sinirsiz gida

    bu imkanlar saglanirsa disari cikani siksinler.

  • meclis başkanı, seçilen milletvekilleri arasında en yaşlı üye olduğundan dolayı meclisi açacak deniz baykal'la cumhurbaşkanı'nın görüşmesidir. hürriyet'in dediği gibi "sürpriz görüşme" falan değildir.

    edit: gelen mesajlar üzerine sürpriz görüşmeymiş.

    edit2: gelen mesajlar üzerine süpriz değil sürpriz

    edit3: "hükümeti kurma yetkisini istediği milletvekiline verebiliyor malum.. lan yoksa..."

    edit4: gelen mesajlar üzerine başka gelen mesajları yazmamalıymışım

  • hmm, başarılı...

    ulan köy kahvaltısı yapıyoruz, adam domatesten bir ısırık aldı ve bunu söyledi.

  • maalesef ülkemizde bir hastalık halini almış olan takip mesafesi kuralına uymamaktan kaynaklanmış olduğunu düşündüğüm üzücü kaza.

    yetkililerin acil olarak önlem alması gerek çünkü ülkemizde kimse takip mesafesi gibi trafiğin en hayati kuralına uymuyor. aksi gibi uyan kişileri de enayi olarak görüp bıraktıkları mesafeyi saygısızca doldurarak kurunun yanında yaşın da yanmasına sebep oluyor bu saygısızlar.

  • dünyanın en büyük ekonomisindeki değişim, yani donald trump'ın abd başkanı olması ile birlikte, conservative zihniyetteki hükümetlerin artık bir 21.yüzyıl gerçeği olduğunu kabul etmiş oluyoruz sanırım.

    muhtemelen sırada fransa, yani le pen var. ingilizler zaten... brexit. güzide ülkemiz türkiye'yi de söylemeye gerek yok. *

    olaya uzun uzun yazacak bir enerjim yok şu an, daha sonra istatistik ve tarih ile ayrıntılı girmeyi düşünüyorum ancak şimdilik özet geçersek:
    merkantilizm zaman içinde terk edilmişti. çünkü adam smith'in dediği gibi sadece kaynakları elinde tutup dışarıya satıp birikim yapmak yetmiyor, tüketim de gerekiyordu. ekonomi tarih boyunca her zaman değişecek, hiçbir zaman tek ve sonsuza kadar geçerli bir kural olmayacak, bulunamayacak. oyunun da güzelliği bu, hep bir değişime ayak uydurmak, o değişimi keşfetmek olayın keyifli yanı aslında.

    peki şu an ne oluyor?

    tüm ülkeler içe kapanmaya başlıyor. zaten endüstri içinde olan biri olarak gümrük tarifeleri&çin vs. derken son yıllarda her ülke küreselleşmeden yavaş yavaş kopup kendi ekonomisini korumaya almaya başlamıştı. şimdi popülist, sol kokulu ama sağ şovenistliğiyle bezenmiş ekonomik politikalar sağ görüşlerin kozu olmaya başladı.

    yani ülkeler ellerinde kaynakları dışarıya vermeden, kendi içlerinde kullanmak, hayrını ülke dışına çıkarmadan kullanmak isteyecekler. merkantilizmin yaşandığı dönemlerde bu kaynaklar altın gibi madenlerdi daha çok.

    şimdi ise, insan (beyin, fikir), teknoloji, arge, eğitim, yazılım...
    bunları dışarıya kaptırmanın bedelini en çok gelişmekte olan ülkeler görüyor. gelişmiş ülkelerdeki bilim adına iyi buluşları yapan birçok göçmen var. gelişmiş ekonomiler de beyinlerin terk ettiği ülkelerde ucuz üretim yapmak adına know-how'larını kaptırıyorlar. direkt olmasa da herkes kendi kaynaklarını (bkz: asset) içeriye çekip öyle savaşmak istiyor.

    bu sebeple neo-merkantilizm dönemi de geçti, ne diye isimlendirirler bilemiyorum; belki merkantilizm 2.0 gibi saçma bir ismi olabilir (endüstri 4.0 gibi). ama yaşamaya başladığımız, şu an ufukta gözüken şey merkantilizm'den uzak bir şey değil. tarih enteresan, tarih tekerrürden ibarettir lafı pek de yanlış değil. insanlık dönüp dolaşıp benzer senaryoları farklı tatlar ile yaşıyor. sanki eski filmlerin yeniden çevrilmesi gibi.