ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
cem yılmaz'ın söyleşisindeki üniversiteliler
-
dicle üniversitesinde bu arkadaşlarla okumak zorunda kalan aklı başında kardeşlerime sabır diliyorum.
ayrıca bi üniversite nasıl koskoca cem yılmaz'ı getirerek şöhretini daha da düşürür bunu görmüş olduk. enteresan gerçekten...
ekşi sözlük
-
3 senedir yazar olarak içinde bulunduğum oluşum. çılgınca entry giren birisi olmadım hiçbir zaman. çoğu zaman okumayı tercih ettim. ekşi sözlük sadece yazarları ile ön plana çıksa da, aslında okuyucu çoğu zaman daha önemliydi. çünkü okuyucu olmadığı takdirde entry girmenin manası yoktu. son günlerde farkettim ki artık yazarlar hiç okumuyor, sadece yazıyor. dinlemeden dır dır eden insanlar gibi... okumuyorlar, sadece yazıyorlar.
ingiltere'nin tr'yi seyahat koridorundan çıkarması
-
henüz asemptomatik pozitif ve hasta farkını anlayamamış ülke beyanı. halbuki çok basit; 30 bin pozitif mi çıktı? böl 30'a, biraz küsürat ekle hasta sayısı kendiliğinden çıkıyor. esas ağır hasta tanımı zor, onu anlamaları zaman alacak.
horizontal ile vertical'ı karıştırmak
-
vertical limit filmini dusunun verticalin ne oldugunu hatirlarsiniz
debe editi rica edildi : (bkz: karanliga kufretmek yerine bir mum yakiyoruz)
stanley kubrick
-
stanley kubrick'i daha iyi anlamak için birkaç çeviri:
*"bence okullarda yapılan en büyük yanlış, çocukları korkuyla motive ederek birşey öğretmeye çalışmaktır. not alma korkusu, sınıfta kalma korkusu gibi. bir konuya ilgi duyarak öğrenmek ile, korku ile bir şeyi öğrenmek arasında nükleer bir patlama ile bir kıvılcım kadar fark vardır."
*"okulda bulunduğum süre boyunca hiçbir şey öğrenmedim ve 19 yaşıma kadar kendi isteğimle bir kitap okumadım."
*"eğer leonardo, mona lisa tablosunun altına şöyle yazsaydı ona nasıl değer verebilirdik ?: "hanımefendi gülümsüyor çünkü sevgilisinden sakladığı bir sır var" bu izleyiciyi gerçeğe zincirlerdi ve ben bunun 2001'e (space odyssey) olmasını istemiyorum."
*"belki saçma gelecek ama genç yönetmenlere önereceğim şey ellerine bir kamera ve film alıp, herhangi bir konuda film çekmeleridir."
*"eğer birşey yazılabiliyor veya düşünülebiliyorsa, filme çekilebilir."
*"suçlulara ve sanatçılara karşı garip bir zaafım var-- her ikiside hayatı olduğu gibi kabul etmiyor. her hazin hikaye, gerçek hayattaki olaylarla çelişki içinde olmalı."
*"birçok insanın normal görünmek için gerçek olmayan bir dizi pozlar verdiği, bir tür gri hiçliği kabul ettiği bu dünyada, suçlu ve asker en azından birşeye karsı yada birşeye taraf olma meziyetini gösteriyor. kimin daha fazla fesatla uğraştığını söylemek zor -suclu, asker, veya biz."
*"uyuşturucunun aslında sanatçıdan daha cok izleyiciye faydası olduguna inanıyorum. evrenle bir olma hayali, çevredeki objelere anlam vermek, huzurun ve rahatlıgın hakim oldugu ortam, bir sanatçı için ideal durum degildir. uyuşturucu mücadeleyi, muhalefeti ve fikir ayrılığını kuvvetlendiren yaratıcı kişilikleri durgunlaştırır. sanatçı yaptığı işi aşmaya çalışmalı, kendisiyle bilinçaltı arasına herhangi bir şeyin etki etmesini engellemeli. beni lsd karşıtı yapan şeylerden birisi de, lsd kullandığını bildiğim kişilerin hepsinin gerçekten ilginç ve insanı harekete geçiren şeylerle, uyuşturucunun sebep olduğu evrensel mutluluk arasındaki farkı ayırt edemeyecek kadar aciz olmasıdır. tamamen yeteneklerini kaybetmiş ve hayatın insanı en cok mutlu eden yanlarıyla bağlarını kesmiş gibi görünüyorlar. belkide herşey güzel olduğunda, hiçbirşey güzel değildir."
bülent ecevit'e yazar kasa atan adam
-
yazar kasa atan adam değil, yazar kasa atması için meclise gönderilen adam.
aynı hafta içinde yazar kasa atma, hastane raporları, rahmetli ecevit'in ayakta duramadığı, meclis basamaklarının ecevit çıkabilsin diye kısaltılacağı haberleri medya tarafından pompalanmıştı. bunu organize edenler; rte liderliğinde siyasal islamcıları iktidara hazırlayan abd (büyükelçi yrd. temsilciliğinde) ve o zamanlar -maalesef- hükümet ortağı olan mhp (tuğrul türkeş temsilciliğinde) idi. haberleri köpürten de doğan medya grubuydu (aydın doğan temsilciliğinde).
sonra da abd ile iş tutan mhp her nasılsa başka mecraları abd'ci olmakla suçladı. rte'yi iktidara taşıyan aydın doğan da rte tarafından çöpe çıkarıldı.
flamingo
-
kelimenin kökü latincede alev anlamına gelen flamma'dan türetilmiştir. aynı şekilde flamenko de flama da hep kırmızıya işaret eden kelimelerdir.
kırmızı beyaz renkteki peru bayrağının da esin kaynağı olan canlıdır kendileri.
hem erkeği hem dişisi süt üretme özelliğine sahip. bir diğer süt üreten kuş için (bkz: güvercin)
sütannelik/sütbabalık flamingolara arasında yaygındır. başkasının aç yavrusunu doyururlar.
yüksek oranda tuzlu veya sodalı sulak alanlarda yaşar hatta 50 yıl kadar yaşayabilirler. tek ayak üzerinde uyumalarına bittiğimdir.
suudların türk malı boykotu
-
saç ekim merkezleri yasta.
are you reading at boğaziçi university
-
tamamiyle gramer kurallarına uygun olan soru cümlesidir. ingiliz ingilizcesinde read, study yerine kullanılabilir.
zoge: oxford advanced learner's dictionary'den örnek iki cümle:
she's reading for a law degree.
i read english at oxford.
akıllı olun.
ilk kez bir kızla yemeğe çıkacak erkeğe tavsiyeler
-
tuvalete gidip geldikten sonra yan masadaki kızın yanına oturmayın...
kürt milli ana muharebe tankı
-
üst kısmındaki borular son teknoloji tam otomatik molotofatardır. hatta molotofatar atış yapmaya başladığında namlu altına gizlenmiş 2+1 hoparlörlerden "ahey bijiii dövlet bize bahmiiii " diye efektler de çıkar