ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir demet tiyatro'dan akılda kalanlar
-
"çıkar şu üstündekileri, ne dediğin anlaşılmıyor"
- saldıray abi
@naalakasivar'a link için teşekkürler:
https://youtu.be/g3_mjqgv7oi?t=34m22s
sigara paketinde yazan uyarı mesajları
-
paketlerin üstüne öldürür süründürür yazmak uzun süredir sigara üreticilerinin hedef kitlesi olarak belirlediği yeni yetme gençler üzerinde hiçbir etki yaratmayacaktır. o yaşlarda ölüm çok uzak bir kavramdır. hızlı yaşa genç öl sloganını benimsemiş çocukların asiliklerini sergilemeleri için bir fırsat doğurmuştur yeni kampanya. elinde sigara öldürür yazan paketi ağzına dayayıp bir sigarayı dudağının kenarına sıkıştıran, tek eliyle açtığı zipposunun ateşine önce kısık gözlerle bakan, kafayı hafif yana eğip sigarasının ucunu ateşe yapıştırırken tek kaş havada karşısındaki kızı kesen veletleri şimdiden görür gibiyim.
sen yaz o paketin üstüne "atlama tütüne, koyarım o g.tüne" diye bak bakalım alıyo mu bi daha.
nikola jokic
-
nba'in en estetik pasörü.
sadece uzunlar arasında değil tüm nba'de bu adamın pasları kadar beni eğlendiren başka bir şey yok sanırım.
4 metre yarıçapı çevresinde kim nerede, nereye koşuyor her şeyin farkında.
kendsini farkettiren belki de ilk pas buydu
şunu ilk seferde anlamak mümkün değil mesela
diyecek bir şey bulamıyorum
koşu yolu pası
ver potaya yakın bu adama topu, o dağıtsın
saha görüşü
iğne deliği
bergüzar korel
-
bergüzar anneler maratonunda tur bindirir diyen arkadaş, bergüzar parasızlık hastalık çeke çeke sürünerek annelik yapmış da mi annelikte tur bindirecekmis? şimdi ingiltere'ye de taşındı. sorunsuz tekdüze bir hayatta çocuğa sabah kahvaltı akşam yemek hazırlayıp - onu da yardımcıyla - iki lafın birinde annelikten bahsetmekle, annelikte şampiyon falan olunmuyor. sen anne görmemişsin.
corona ile 3 ay önce enfekte olduğumu düşünüyorum
-
bu virüs bulaştığında iki hafta içinde italya'daki ölüm rakamlarına ve yayılım hızına bakın sonra saçmalayın derim.
16 ağustos 2021 tuğrul selmanoğlu tweet'i
-
devamında da demiş ki; “ bununla birlikte, suudi arabistan, ıran veya işid'in uyguladığı sistemin adı şeriat olsa da, resulullah s.a.v efendimizin getirdiği şeriat değildir.”
bak hele bak, lan ne hikmetse bu şeriatı arabistan bilmiyor, iran bilmiyor, afgan paki bilmiyor ışıdi talibanı kaidesi hizbullahı bilmiyor bi siz biliyorsunuz amk.
yok evladım sizin anladığınız manada şeriat diye bişey yok. mevzu uzun, anlatsak da işinize gelmez ama yok.
mars'ta tanrıdan mesaj bulunması
-
zaytung benzeri bir sitenin haberi. sazan olmadan once okumak lazim.
ikinci gezi mi planlanıyor
-
bu yazıyı yazan zata bir öneri. 5 arkadaşını toplasın, kızılay meydanında zamlara hayır diye bağırsın. o zaman görür barışçı eyleme verilen tepkiyi.
uçakta gürültücü çocuk yüzünden çıkan tartışma
-
bir adet piçin ve onu dünyanın en önemli varlığı sanan anasının haksız olduğu tartışmadır. bakamayacaksanız çocuk yapmayın. sizin piçinizin nazını da diğer insanların çekmesini beklemeyin.
yemeksepeti sipariş notuna yazılanlar
-
"dünyada akla değer veren yok madem, aklı az olanın parası çok madem, getir şu pizzayı* alsın aklımızı, belki böyle beğenir bizi el alem."* bu not üzerine ekstra ücret istemeksizin pizzayı nefis kenarlı yapmış, birkaç tane de sos göndermişler. mizaha kıymet veren little caesars üsküdar şubesi çalışanlarına selam olsun.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
ilkokul veya ortaokuldayım sanırım, babam maaşı almış, alışverişe gitmişiz. o zamanlar alışveriş ayda bir yapılırdı; bisküvi olsun, sarelle olsun, sucuk, muz vs., o zamanki bütçemize göre lüks olan ne varsa alışverişi izleyen bir kaç günde, olmadı bir haftada tüketilir, yeni alışverişlerin yolu gözlenirdi. alışverişten döndüğümüzde, annemle babam poşetleri bırakıp, karşı komşuya uğrarlar, annem aldıklarımızı dolaba yerleştirmemi tembihler. tabi yerleştirirken sarelleyi görürüm. sarelle dediysem, teknik olarak sarelle bile değil aslında, en küçük boyundan şokomigo diye sikimsonik bir şey. annemler dönmeden çay kaşığıyla dalarım çikolataya, fark edilmesin diye üstünü düzlemeye çalışırım. bakarım ki olacak gibi değil, ortada delil bırakmamak adına birkaç kaşık daha alıp bitiririm şokomigoyu. ambalajı da bir poşetin içine koyup çöpe atarım. bir süre sonra annemler gelir, dolabı açıp bakar, sarelleyi nereye koydun diye sorar. nutella dolaba konulmaz muhabbetleri yok tabi o zamanlar. kem küm ederim, gerçek ortaya çıkar. babam der ki, tek başına sarelleyi yediğin için hepimizden özür dileyeceksin. gariban olduğumuzu düşündüğümden değil, gerçekten ablamın, annemin, babamın hakkını yediğimi düşündüğüm için suçluluk duyarım, boğazım düğümlenir, özür dilerim. o günden bu güne unutamam; o günden bugüne de sarelleymiş, nutellaymış pek yemem.
hasan can kaya'nın 40m tl'ye ev alması
-
kıskanıyorum paraların böyle kişilerde olmasını. futbolcuları, şarkıcıları ve hasan can kaya gibi bir mesleğe sahip olup da böyle para kaldıranları gördükçe çok kıskanıyorum. maddi manada bir üretim yok, insanlık hayrına bir şey yok. genel olarak o kadar boş ki, böyle boş şeylerin bu kadar para etmesi zoruma gidiyor. çok adaletsiz bu dünya.