hesabın var mı? giriş yap

  • james webb uzay teleskobu'nun aynalarında 5 erkek alyansı ağırlığı kadar altın bulunur. (1 gram altın doğru teknikle uzatılır ise 3.000 metrelik bir tel oluşturabilir.) aynaların altın olmasının birkaç sebebi vardır.

    öncelikle aynaların nasıl yapıldığına bakmak gerekir. ayna bildiğiniz gibi bir camın arkasına yerleştirilen yansıtıcı bir materyal ile üretilir. evlerimizdeki aynalar aluminyum (genellikle) ve gümüş (pahalı aynalarda veya eski zamanlarda yapılanlarda) kullanılarak yapılır.

    james webb uzay teleskobunda ise altın yansıtıcılar geleneksek yöntemin aksine camın arkasına konmaz, doğrudan üst yüzeydedir. bunun sebebi üstteki camın bir miktar ışığı absorbe etmesidir ve önlemenin tek yolunun yansıtıcı yüzeyi üste koymak olmasıdır. (ghosting effect) görsel

    dişçiler de bu etkiden kurtulmak ve hassas işlemleri yaparken gerçeğe en yakın görüntüyü almak için yansıtıcı yüzeyi dışta olan aynalar kullanırlar. görsel

    kullanılan materyalin yansıttığı dalgaboyu da altın seçiminde önemlidir. aluminyum %85'e kadar yansıtma yapar, gümüş %95'e kadar, altın ise %99'a kadar yansıtma özelliğine sahiptir. görsel

    altın seçilmesinin bir diğer sebebi gümüşün %95 yansıtma özelliğine rağmen çok kolay etkileşime girip kararmasıdır. evlerinizdeki aynaların zamanla kararması ile buna çok defa şahit olmuşsunuzdur. altında böyle bir sorun yoktur.

    üzerine 10 milyar dolardan fazla para harcanan bir projede de 30-40 gram altını esirgeyip riske girmeye gerek yoktur.

    nasa'nın james webb uzay teleskobu resmi youtube hesabından yayınladığı video.

  • yıl 2005-2006 falan, üniversitede sınava yetişmeye çalışırken bu hatta yolcu kaptırmama yarışı yüzünden yaşadığımız stresle şemsiyeyle şoföre dalmak suretiyle sonuçlanan bir teröre maruz kaldım. sonra ben bunu süründürürüm diye bir hezeyanla , sınav çıkışı ibb nin sitesinden bulduğum ulaştırma müdürüne ait maile plakayı, her gün yaşadığım bu terörü ve hangi noktalarda bekleme yapıp trafiğin *mına koyduklarını tek tek döktürdüm. yaklaşık 1 ay kadar sonra dilekçemin emniyete , trafik şubeye ve bir yere daha iletildiği; belirttiğim plakaya ait aracın şoförünün ceza alarak minibüsün trafikten çektirildiği ve söylediğim bölgelerde duraklama yapılamaması için önlemler alınacağına dair bir mail düştü. ekinde de dilekçemin ulaştığı birimlerin imzalı yanıtları bulunmaktaydı. bu mailin gelmesinden 1 ay sonra da maltepe minibüs caddesinde şikayet ettiğim noktalara bariyerler çekilerek "duraklama yasaktır" tabelaları asıldı.

    sonra anneannem adamın ekmeğiyle oynadın diye vicdan yaptırmaya çalıştıysa da hiç üzülmedim. çünkü önce benim sonra araçtakilerin, sonra sokaktaki adamın canıyla oynarken 1 dakika bile tereddüt etmeyen bu tarz insan müsveddelerine üzülebilecek kadar hümanist değildim.

    not: o bariyer çekilen noktaları artık kimse sallamıyor.

  • ben yeni atanacak kişinin yerinde olsam enflasyonu ve diğer araştırma sonuçlarını olduğu gibi açıklardım. ne yaparlarsa yapsınlar görevden alınıyorlar çünkü. bari halk gerçekleri öğrenmiş olur.

  • hep yanmdaymışsın , şimdi konuşacakmışsın gibi bir halde dolaşıyorum evi.sonra ,youtube'dan "gözlerin hayran bakarmış görmeyip ısrarımı" şarkısını buluyorum.birlikte söylüyoruz. sen sanki, yine detone oldun diyorsun. kulaklarım artık iyi işitmiyor diye cevaplıyorum içimden...

    bir çay demlesem diyorum. iyi olur diyorsun. soğutuyorsun çayı. dalmış gitmişiz ...

    birlikte 49 yıl yaşamanın ardından göçüp gitmişsin bu dünyadan,ama hep evdesin ,adını söylesem hemen cevaplıyacakmışsın gibi...

    tahassür budur işte.

  • ingiltere'de, eğer bir çocuk ailesi tarafından "ben bakmayacağım." denilerek sosyal servislere verilirse veya çocuk belli şartlar icerisinde (cocuğa siddet, çocuğa bakamama, evde siddetli geçimsizlik, taciz vs...) sosyal servisler tarafindan alınırsa ve başka bir aileye evlat verilirse öz ailesi çocuğu hiçbir şekilde göremez. yılda bir kere mektup göndermesine izin verilir sadece. çocuğun adresi ya da evlat edinen ailenin bilgileri öz aileye bildirilmez. taa ki 18 yaşına kadar.

    cocuk büyürken pedagog desteğiyle çocuğa evlatlık olduğu söylenir, çocuk 18 yasina geldiğinde ise "ailenle görüşmek istiyor musun ?" diye sorulur. çocuk evet derse görüşme sağlanır, çocuk istemezse ömür boyu konu kapanır. taa ki çocuk tekrar başvurup, "ailemle görüşmek istiyorum" diyene kadar.

    olması gereken de budur.

    o zaman yaşasın türk adaleti diyelim...

  • adamların ülkesi deprem bölgesi üzerinde değil. adamlar ona göre önlem almak zorunda değil ama senin ülken deprem ülkesi ve sen önlem almak zorundasın.

    görsel

  • ismi yadırganan film. ilk film gibi bunun da ismi arabesk bulunuyor. iyi de behzat'ın kendisi zaten arabesk? adam araba arkasında yazı görüp sevdiği kadına sms atıyor, filmin ismi de "rise of the dark machines" olmayacak elbette.

    aslında ingilizce düşününce; "007: london burns" diye film çekseler salyanız aka aka izlersiniz sofistike ibneler sizi...