ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
(23 nisan öncesi okulda yapılacak etkinlikleri içeren bir bilgilendirme yazısı gelmiş, atatürk büstüne bırakılmak üzere bir adet karanfil istenmiştir. ege (5 yaş) karanfilini alıp okula gitmiştir. akşam okul dönüşü...)
romica: eee, ne yaptınız bugün?
ege: ne olsun sanki, çeşitli faaliyetler.
romica: 23 nisan neymiş peki biliyor musun?
ege: çocuk bayramı, atatürk hediye etmiş çocuklara.
romica: atatürk kimmiş peki?
ege: aman anne ya bilmiyor musun? ulu önder, düşmanlardan kurtardı ya!
romica: canım senin neler bildiğini merak ediyorum...
ege: biliyor musun anne, atatürk tek başına atmamış düşmanları...
romica: öyle mi? kimlerle beraber atmış peki?
ege: eski dedeler, nineler, anneler, babalar beraber savaşmışlar!
romica: öyle mi?
ege: evet, ve hepsi kendini feda etmiş vay canına!
romica: peki çiçek koydunuz mu büste?
ege: yan sınıftaki bütün öğrenciler bıraktı, gördüm.
romica: sizin sınıf bırakmadı mı?
ege: bir kişi hariç herkes bıraktı?
romica: kim bırakmadı?
ege: ben bırakmadım, öğretmenim de çok ayıp dedi.
romica: neden bırakmadın?
ege: anne, o sadece heykel, benim gerçekten nefes alan, ip atlayan, şarkı söyleyen bir kız arkadaşım var!
türkiye'nin en güzel yılı
-
sanırım 2002. dünya kupasında 3.lük gelmişti , bütün ülke psikopat gibi rosalinda, vahşi güzel falan izliyordu, çocuklar "ben pikaçuyum" diye camlardan atlıyordu falan.. güzel, sayko senelerdi.
tabi kasım ayına kadar.*
şaka maka oy verecek parti olmaması
-
vardır efendim. algı kasmanın lüzumu yok.
mülteci sorununu çözecek olana oy verilir.
ekonominin düzeltilmesi için adım atacak olana oy verilir.
hukuk sistemini düzeltecek olana oy verilir.
bu ülkenin geleceğini çalanlardan hesap soracak olana oy verilir.
kadın cinayetleri ile ilgili somut adım atacak olana oy verilir.
parlamenter sisteme dönecek olana oy verilir.
verilir de verilir ama bu milletin a. koyacağız diyenlere oy verilmez.
vedat milor'un mansplaining ile suçlanması
-
bi bok anlamadım ama şuraya yazalım dursun.
vedat milör kırmızı çizgimizdir.
görünmez olunca ilk yapılacak şey
-
yalnızca iki kişinin bulunduğu bir ortama gidip osurmak.
kendinin sıradan biri olduğunu fark etmek
-
feminizmi yasam bicimi haline getirirsiniz... kısacık saclarınız yoksa da maskülen hareketleriniz, kadınsı tavırlara karşı gıcığınız vardır...
bir erkekle yemege cıktıgınızda hesabınızın onun tarafından ödenmesi sizi deli eder. "saat gec oldu evine bırakayım seni" cümlesini duydugunuzda siniriniz tepenize cıkar. kücük kız cocugu muamelesi görmekten nefret edersiniz. size göre, siz diger kadınlardan farklısınızdır... cünkü digerleri, diger kadınlar, onlar, gece gec saatlerde eve bırakılmaktan hoslanırlar. hatta "odana gir pencereden bana el salla" diyen bi erkek beyaz atlı prensleridir.
birgün karsınıza o cıktığınga hayatınızdaki tüm kavramlar tepetaklak oluverir. cok da tenha olmayan bir sokaktan geçerken "tekin degil buralar, istersen koluma gir" dediginde hayatınızda ilk defa bir erkegin sizi koruyan tavrı hoşunuza gider. sizi taksiye bindirdiginde taksinin plakasını alması sizi rahatsız etmedigi gibi icinizi garip bir güven duygusu kaplar. eskiden eve sağsalim gittiğini haber vermek, erkek arkadasa, hatta erkek egemen topluma hesap veriyor olmak kategorisine girerken artık sırf onun sesini duymak icin bile yapılabilecek birseydir.
kısacası, siz de artık o hep elestirdiginiz sıradan kadınlardan, sıradan insanlardan oldugunuzu fark edersiniz. sadece acıga cıkması biraz uzun zaman almıstır. sadece bu kadar sevebileceginiz biri gec cıkmıstır karsınıza...
gün olup, kırık kalbinizi elinize alıp cekip gitseniz bile ona tesekkürü borc bilirsiniz.
"saol sevgilim, bana sıradan biri oldugumu fark ettirdigin icin..."
canlı canlı fare yutan kız
-
umarım ev faresidir çünkü dışarda içine ne koyuyorlar belli değil.