hesabın var mı? giriş yap

  • satın almak için ayakkabı modelleri bakınırken bir siteye denk geldim. sitede nba oyuncularının yanı sıra, eurolegue ve kadın basketbolcuları da kapsayan, hangi ayakkabıyı tercih ettiklerine yönelik geniş çaplı raporlar var.

    oynadığı pozisyona göre, en çok ribaund alan oyunculara göre, attığı sayıya göre vs. gibi daha bir çok farklı kategoride profesyonel basketbolcuların en çok hangi ayakkabıyı tercih ettiklerini görebilirsiniz.

    web sitesi: https://kixstats.com/

    edit: sitede adı geçen ayakkabıların fiyatları sokak basketbolcularına hitap etmiyormuş arkadaşlar. bakmakla yetineceğiz :)

  • "vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır"
    m. kemal atatürk
    arkadaş golü atmış çabalamış. benim bir türk vatandaşı olarak başka beklentim yoktur. bana göre vatanseverdir.

  • 8-6 çalışıp günlük işe git gel 2,5 saatin yolda geçsin. işe gidebilmek için sabah 7.00 da uyan.

    gün 24 saatten oluşuyor sen 13 saatini iş için harcadın, geriye kaldı 11 saat, günlük 7 saat uyusan kaldı sana 4 saat. banyo kişisel bakım, yemek gitti oradan 2 saat, boş vakit olarak harcayacağınız en fazla 2 saat kalır bu 2 saatte de kölelik kalktı diye yazabilirsiniz.

    ülkenin çalışan nüfusunun %50'si bu şartlarda çalışıyor bundan çok eminim. özellikle istanbul'da çalışanlar bu rakamı oluşturmakta.

  • 2000 senesinden günümüze futbolda beni en çok etkileyen 10 bireysel maç performansını müsabakaların zorluk seviyesi ve taraftarlar için önemini de hesaba katarak (zaten diğer türlü halı saha maçlarına kadar gidilebilir fakat yine de bu harikulade performansları kendi aralarında neye göre sıraladığımı belirtmiş olayım.) arşivlemek istedim. ilk 10'da 11,5 performansa değinmiş bulundum ve sanırım mansiyon ödülleriyle bu sayıyı 15'e tamamlayacağım.

    skorlar maçın özet görüntülerine gider.

    10- dimitiar berbatov vs liverpool fc (premier lig 2010/11 sezonu)

    berbatov birbirinden şık iki kafa ve muazzam bir röveşata golüyle hat trick yapıp takımını 3-2'lik galibiyete taşıyor. sezonu manchester united şampiyon, berbatov ise gol kralı olarak tamamlıyor.

    (bkz: 19 eylül 2010 manchester united liverpool maçı)

    9- listenin 9 numarası için birbirini andıran iki farklı kariyer maçı:

    a. andrey arşavin vs liverpool fc (premier lig 2009/10 sezonu)

    arşavin topu iki kez sağ, iki kez de sol ayağıyla kaleye zımbalayıp 4-4'lük geceye damgasını vuruyor. kahramanımız 90. dakikada kaydettiği dördüncü golünden önce müthiş bir depar atıyor ve bu golün sevinci de ayrıca unutulmazlar arasına giriyor.

    (bkz: 21 nisan 2009 liverpool arsenal maçı)

    b. mark viduka vs liverpool fc (premier lig 2000/01 sezonu)

    son golü ofsayt olsa da viduka, tüm yeteneklerini sergilediği dört klas golle dönemin aranan 9 numaralarını tanımlıyor. (üçüncü goldeki dönüşe dikkat!) maçı 4-3 kazanan leeds united, aynı sezon şampiyonlar ligi'nde yarı final oynuyor ve premier lig'i 4. sırada bitiriyor. liverpool ise uefa kupası'nı kazanıyor.

    (bkz: 4 kasım 2000 leeds united liverpool maçı)

    8- thierry henry vs inter milan (şampiyonlar ligi 2003/04 sezonu 1. grup aşaması)

    henry'nin inter savunmasının içinden topu gezdire gezdire geçtiği, henry - fredrik ljungberg - robert pires üçlüsünün inter'i dinlene dinlenene haşat ettiği maçın skoru 1-5. öncesinde inter'in highbury'den 3-0'lık galibiyetle ayrılması arsenal'i* kızdırmış, giuseppe meazza'da henry iki gol ve iki asistle klasını konuşturmuştur.

    (bkz: 25 kasım 2003 inter arsenal şampiyonlar ligi maçı)

    7- robert lewandowski vs real madrid (şampiyonlar ligi 2012/13 sezonu yarı final ilk maçı)

    şampiyonlar ligi yarı finalinde real madrid'e dört tane sallamak kaç futbolcuya nasip olur? lewandowski'nin bundan böyle dünyanın en iyi santraforlarından biri olarak anılması gerektiğini, arşavin'inkini hatırlatan gol sevinciyle ilan ettiği maçın sonucu 4-1.

    (bkz: 24 nisan 2013 borussia dortmund real madrid maçı)

    6- ronaldo luis nazario de lima vs manchester united (şampiyonlar ligi 2002/03 sezonu çeyrek final ikinci maçı)

    ronaldo 2002 dünya kupası'nın ardından 45 milyon euro bonservis bedeliyle yolunu tuttuğu real madrid'deki ilk sezonunda, fiyakasına yakışır bir şekilde old trafford'da hat trick yapıp stadça ayakta alkışlanıyor. ilk golünden sonra ingiliz spikerin* "heartbreaker!" deyişi olacakların habercisi gibi. maçı manchester united 4-3 kazansa da bu sonuçla yarı finalde juventus'un rakibi real madrid oluyor.

    (bkz: 23 nisan 2003 manchester united real madrid maçı)

    5- vitor borba ferreira rivaldo vs valencia cf (la liga 2000/01 sezonu)

    şampiyonlar ligi'ne katılma mücadelesi veren iki takımı ligin son haftası camp nou'da birbirine kırdıran maçta "rivaldo - baraja* - rivaldo - baraja" şeklinde sıralanan gollerle 90. dakikaya 2-2 eşitlikle giriliyor. beraberlik valencia'ya yetecekken rivaldo ceza yayı içinden tüm zamanların en güzel röveşata gollerinden birini atıp fc barcelona'yı ipten alıyor: 3-2 rivaldo'nun bu maçta attığı diğer goller de çok güzel. valencia kadrosundan bazı isimler: canizares, ayala, baraja, albelda, aimar, kily gonzalez, carew, ilie

    (bkz: 17 haziran 2001 barcelona valencia maçı)
    (bkz: rivaldo'nun valencia'ya attığı gol)

    4- ronaldinho gaucho vs real madrid (la liga 2005/06 sezonu)

    aslında bir önceki sezon barcelona'nın kendi evinde 3-0 kazandığı el clasico'dakine* yakın bir oyun sergilemiştir ronaldinho. o maçta 1 gol ve 1 asistle, bu maçta ise 2 enfes golle oynamıştır. gol ve asistleri bir kenara, bu maçlar ronaldinho'nun topla hemen her buluşmasında futbolun en tepesinde yer aldığını gösterdiği, başta michel salgado olmak üzere real madrid savunmasını tarumar ettiği ve en baskın oynadığı maçlarından ikisidir. santiago bernabeu'da 0-3 biten ve stadı dolduran madridista'ların ronaldinho'yu ayakta alkışladığı karşılaşmada real madrid ilk 11'inde yer alan bazı isimler: casillas, carlos, beckham, zidane, raul, ronaldo

    (bkz: 19 kasım 2005 real madrid barcelona maçı)

    3- zinedine zidane vs brezilya milli futbol takımı (2006 dünya kupası çeyrek finali)

    zidane'ın ne kadar omo varsa, ne kadar persil varsa, ne kadar tursil varsa; ne kadar temizlik malzemesi varsa, alayını alıp commerzbank arena'ya* döktüğü ve son dünya kupası şampiyonu brezilya'yı orada üç defa değil kırk defa yıkadığı, kurularken de henry'e harika bir asist yaptığı maç 1-0 fransa'nın üstünlüğüyle bitiyor. maçta çitilenen isimlerden bazıları: lucio, cafu, carlos, ze roberto, juninho, kaka, ronaldinho, ronaldo, adriano, robinho

    2- lionel messi vs bayern münih (şampiyonlar ligi 2014/15 sezonu yarı final ilk maçı)

    aksiyonun boateng'in vurulduğu sahneyle zirveye çıktığı ve messi'yi "alien" rolünde izlediğimiz maç 3-0'lık barcelona galibiyetiyle sonuçlanıyor. messi 2 gol ve 1 asistin ötesinde öyle büyük oynuyor ki bazı pozisyonlarda suarez ve neymar'ın messi'ye ayak uyduramadığı görülüyor, barcelona adeta messi'nin overqualified'lığı nedeniyle tarihi farkı kaçırıyor.

    boateng'in vurulma anı
    messi'nin maçtaki tüm performansı

    (bkz: 6 mayıs 2015 barcelona bayern münih maçı)

    1- lionel messi vs arsenal (şampiyonlar ligi 2009/10 sezonu çeyrek final ikinci maçı)

    senelerdir moralim bozuk olduğunda messi'nin bu maçtaki gollerini izliyorum. staddaki coşkulu atmosfer, yağan yağmur, messi'nin yoktan var ettiği muhteşem goller... uzaktan gol, aşırtma gol, çalımlarla ceza sahasına girilip atılan gol... bacak arası bile var. messi bu maçta 22 yaşında.

    4-1 biten karşılaşmada messi'nin tüm performansı

    (bkz: 6 nisan 2010 barcelona arsenal maçı)

    mansiyon ödülleri:

    cristiano ronaldo'un 2014 dünya kupası playoff'unda 3-2 biten isveç maçındaki hat trick'i (isveç'in 2 golü de ibrahimoviç'ten gelmişti. bu sonuçla dünya kupası'na portekiz katıldı.), fabio cannavaro'nun 2006 dünya kupası yarı finalinde almanya'ya karşı yaptığı kusursuz savunma (del piero'nun golündeki atağı da 120. dakikada büyük bir azimle kendisi başlatmıştı.) ve gheorghe hagi'nin sahanın en yaşlısı olarak çıktığı (35 yaş) 1999/00 sezonu uefa kupası yarı finalinde leeds united karşısında yaptıkları (oyuncuların futbolundaki olgunluğu spektaküler hareketlerle süslemesi bakımından zidane'ın brezilya maçını anımsatıyor. bu maç ayrıca entry'de anılanlar arasında staddaki baskı ve gerilimin en yüksek olduğu maç. leeds united'ın o dönemki konumuna viduka'dan bahsederken değinmiştim.) unutulmamalı.

    14,5 etti. yerel bir (0,5) örnekle 15 diyelim: "arena'da sneijder", "#macuzatmalarasigar" hashtag'i taşısa da türkiye'de son 20 senenin en çok konuşulan bireysel derbi performansı.

    edit: dün sayısız mesaj aldım. entry’e ilgi gösteren herkese çok teşekkür ederim. lewandowski'nin 9 dakikada attığı 5 golü neden yazmadığım çok soruldu. wolfsburg o sezonu bayern'in 43 puan gerisinde ve -2 averajla bitiriyor. başlarken belirttiğim gibi, listeyi çok daha denk takımların bıçak sırtı maçlarından oluşturdum. yoksa tabii ki "9 dakikada 5 gol" hala söylerken bile şaşırtan, fantastik bir olay. daha farklı bir değerlendirmede mutlaka üst sıraları zorlaması gerektiğini düşünüyorum.

  • ortada afet yoksa ve keyfiniz yerindeyse bakanlar neden ısparta'ya geldi? ortada bir sorun, sıkıntı yoksa bakanların ısparta'ya gelmesi sizi hangi konuda güçlendirdi?

    siz kimi kandırıyorsunuz?

  • astrolojiye inanan birisinin boş muhabbetini çekeceğime seneler boyu bekar kalırım. en azından cahilliğe maruz kalmam.

  • türkçede fransızca sözcük yoktur. türkçede fransızca kökenli sözcükler vardır. tıpkı ingilizcede de fransızca kökenli sözcükler olması gibi. ballet kelimesi ne kadar ingilizceyse türkçedeki bale kelimesi de o kadar türkçedir.

    bir dilin bir kelimeyi alıp kendi dağarcığına katması başkadır, o dilde konuşan insanların yabancı bir kelime alıntılaması (bkz: o kadar strong bir presence'i var ki) başkadır.

    nitekim bu konunun yıllardır tartışılageldiği başlık fransızcadan türkçeye geçmiş kelimelerdir.

    fakat sözlük, daha doğrusu internet toplumu git gide böyle bir yer oluyor. karnını yarsan cim çıkmayacak adam gelip burada alfabe öğretmeye çalışıyor.

    matmazel nasıl yazılır
    stajyer nasıl yazılır
    tape ne demek

    okul kelimesine gelince;

    okul kelimesi tam olarak bunlardan biri değildir.

    fransızca école kelimesi türkçeye zaten ekol şeklinde girmiştir. listeye girecek bir kelime varsa o zaten ekoldür.

    okul kelimesinin serencamı ise (çok özet geçiyorum) dil devrimi yıllarında, doğu vilayetlerinden bir mebusun kendi yöresinde mektep yerine "okula" kelimesinin kullanıldığını iddia etmesiyle başlamıştır. aynı yöreden başka mebuslar "yok öyle bir şey" demişlerse de "okula" kelimesi hemen dağarcığa alınmıştır.

    1930'lu yıllardan kalma yayınlarda "siyasal bilgiler okulası", "güzel sanatlar okulası" tabirini görmek mümkündür.

    sonraları bu kelime okul diye dört harfe indirilerek fransızca école kelimesine benzetilmiştir.

    öte yandan, okula diye bir türeme olmuş olması imkansız mıdır? yani o mebus yalan mı söylüyordu? bence değil.

    eski türkçedeki tarmak kökünden günümüzdeki tarla (tarığlağ) kelimesi türediği gibi okumak fiilinden de okula (okuğlağ) (krş. yaylak -> yaylağ -> yayla) türemesi mümkündür.

    sadece okul kelimesi hakkında daha sayfalarca yazı yazılabilir ama dediğim gibi bu kadar içi boş, öğrenmeden öğretme meraklısı adamın ve onlar gibi davranan troll'ün olduğu yerde şu yukarıdakilere yazmaya ayırdığım zamana bile acıdım şimdi.

  • --- spoiler ---

    lady stark'in turk oldugunu kanitlayan dizi olmustur kesinlikle.
    kapi actiricam size bahanesiyle gitti ogluna kizina kismet buldu, evlendirdi, geri dondu. bu kadin sadece turk olabilir, iddia etmeyin.

    --- spoiler ---