hesabın var mı? giriş yap

  • otobüs yolculuğu, gece 4 civarı, iki yaşlı amca yan yana denk gelmiş, kulakları haliyle az işitince tüm konuşmalara otobüs şahitlik edebiliyor.
    - yaş kaç?
    +84. seninki?
    -81
    +sen daha çocuk sayılırsın be...

  • birkaç yaz önce work and travel programıyla gidip 3.5 ay kaldığım yer. en büyük şehri olan anchorage'ta "istanbul cafe" vardı. bunu öğrenmemle birlikte dünyanın her yerinde en az bir türk restoranı olduğuna ciddi ciddi inanmaya başladım diyebilirim. şehirden şehire coğrafi konumlarına bağlı olarak değişmekle beraber yazın akşam saat 9 da güneşlendiğiniz ve gece 11 civarı havanın hala aydınlık olduğunu görebileceğiniz yerler bulunabilir, insan ister istemez şaşırıyor.

    kimi yerlerinde o meşhur eskimoların şehirlere göç etmiş kesimini görmek mümkündür ama genelde hepsi dilenci modunda yaşar ve yüzlerindeki ölsekte kurtulsak şu hayattan ifadesini görüp üzüleceğiniz derecede kötü koşullarda hayatlarını sürdürürler. bir genelleme yaparak rahatlıkla söyleyebilirim ki alaska insanı bir tanedir, en asil duygunun insanıdır. otobüs şoförleri sizinle sohbet eder, elli metre öteden gelen araba siz kuralları hiçe sayarak yolun bi tarafından salına salına yürüyerek karşıdan karşıya geçmeye başladığınızda hızını arttırıp siz gelmeden geçmek yerine yavaşlar, kimi fazla iyi bünyeler durur hatta, sizi dumura uğratırlar. marketlerdeki kasiyerlerle her gittiğinizde konuşa konuşa bir süre sonra ahbap olursunuz. lafın kısası alaska insanı gerçekten çok sıcak kanlıdır ve gördüğüm kadarıyla amerika nın diğer eyaletlerindeki insanlarla kıyaslanamaz.

    çalıştığım 2 küçük ada olan wrangell ve kodiak'ta cep telefonu kullanmak mümkün değildi, zira çekmiyordu. hatta wrangell da mcdonald s, burger king bile yoktu. alaska için sadece dünyanın değil amerika nın kendisinin bile çok iplemediği bir eyalet izlenimine sahip olmuştum. gerçi ben de topu topu bin kişinin yaşadığı, uçsuz bucaksız bir adaya gidip mcdonald s açmam yani.

    gözlemlediğim ve yerli halktan edindiğim bilgilere dayanarak söyleyebilirim ki alaska da trafiz kazası, gasp, kapkaç vb. kriminal olaylar çok fazla yaşanmıyor. hatta şöyle de ilginç bir olay vardı. wrangell'da yaşayanlardan duyduguma göre şehrin geçmişinde sadece bir tane trafik kazası bulunmaktadır. o da ciddiye alınacak türden değildir ve türkiye'den gibi work and travel programıyla gelen bir elemanın yerli halktan birinin arabasını ödünç alıp sebebiyet verdiği bir olaydır. çok kişiden duydum, efsane olduğunu zannetmiyorum. yapmışızdır biz, türküz ilklerin adamıyız misali.

    velhasıl bambaşka bir yerdir alaska, doğasına hayran bırakır. zannetmem ama olurda yolunuz düşerse keyfini çıkarın derim.

  • dun kahve icmeye iki kadin geldi annemlere. komsuymusuz da tanismaya gelmisler. neyse tanistik hos bes, teyzenin bir oglu varmis, avukatmis, hic evlenmemis filan falan anlatti da anlatti teyzem, baktim annemin gozler guluyor, "aman kismet iste, olur ama gec olsun guc olmasin" diyor bana bakip.

    neyse teyzeler kalkti, giderken mutlaka bize gelin diye soz aldi, hos bes ettik gittiler.

    annem direk hayirli kismet moduna gecmisken, kadinlardan biri geri geldi. teyze yasliliktan artik bunamis, yanindaki hemsiresiymis, oglu da evli. bizim kismet gelemeden yalan oldu.

    gorucunun bile sahtesi geliyor ya bana, hayattaki sansimi daha net anlatamazdim.

  • sözde açın halinden anlamak için oruç tutan kimselerin bir tane mangal fotoğrafından aşırı derecede rahatsız olduğunu gösteren fotoğraf.

    bak hele hele tiplere bak, lan sen bir tane mangal fotoğrafına bakamıyorsan aç iken, açın halinden nasıl anlayacaksin ?!

    neymiş utanıcakmış, hiçbiryerde yemeği, içeceği andıran şey görmeyeyim, akşam yemek yiyeceğim saat zaten belli bak açların halinden anlıyorum ben diye aptal bir zihniyet olabilir mi lan , açlarda zaten aynı bu şekilde yaşıyor.