hesabın var mı? giriş yap

  • siyasal islam sözlüğü:

    kız-erkek birlikteliği haram,

    erkek-erkek birlikteliği haram,

    kız-kız birlikteliği haram...

    tarikat yurtlarında tecavüz helal,
    kadın cinayetleri helal,
    üç kelimeyle kadın boşama helal,
    kadının üstüne kuma getirme helal,
    amcanın yeğene tecavüzü helal,
    erbaşın köylü kıza tecavüzü helal,
    bilumum şerefsizlik ve ahlaksızlık helal...

  • şahsen benim için bok gibi geçmiş bir hayattır. ne hatırlamak ne de anlatmak isterim.

    edit: ulan bu entrynin bu kadar beğenileceğini hiç tahmin etmemiştim. herkesin mi kötü geçti arkadaş? :)

  • bir hatanın bedelini koca şirketin ödemesi durumu.

    90 yıllık şirket ama başındaki adam nerde ne söylemesi gerektiğini bilmiyor. siyaset dediğin bugün var yarın yok. ama bu halk hep var. müşteri senin velinimetin. ticaret yapan bir insan 3 günlük siyasi kaygılar yüzünden müşteriyi karşısına alır mı lan? pazarda limon satan çocuk yapmaz bunu.

    al bak koç'a, aydın doğan'a, sabancı'ya. onlarca iktidar geldi geçti. bir gün olsun bu ailelerin halkın yarısına sırtını dönüp iktidara yavşadıklarını gördün mü? hayır. bazen olurlar hafiften bir destek, bazen olurlar köstek. ama hiçbir zaman net bir tavır almazlar. iktidarla halkın farklı kesimleri arasında hep denge kurarlar. sürekli ortaya konuşurlar.

    mesela doğan medya grubu, bazen bakarsın yandaşlıkta a haber'i geçerler, bazen bakarsın yürek yemişler gibi iktidarın üstüne giderler. ama hiçbir zaman tam anlamıyla taraf olmazlar. elbette ki siyasi fikirleri vardır. ama bunu aşikar etmezler. sesleri solukları pek çıkmaz ama her zaman pastadan paylarını alırlar.

    bugün iktidara tamamen tarafgir olan yeni nesil zenginler, iktidarı canhıraş bir şekilde savunup muhalif kesim için terör estiriyor. çünkü iktidar gittiğinde, binbir türlü dalavere ile tutunup beslendikleri kaynağın ellerinden kayacağını biliyorlar.

    siz, kaptığı iki ihaleyle zengin olmuş sonradan görme bir şirket misiniz? ta 1927'de, genç cumhuriyetin daha 3. yılında binbir ümitle kurulmuş bir şirketsiniz. ama sizin yaşarcık, gaza gelmiş olacak ki koca şirketin mazisini unutup halkın yarısını karşısına aldı. çok amatörce. iktidar yandaşlarının kendisine sahip çıkacağını, pınar ürünü almak için kuyruğa gireceklerini falan düşündü herhalde. oğlum bunlar, onca tantanaya rağmen reyizlerinin filmine bile gitmeyip filmin gişede çakılmasına sebep olan insanlar. bu hayatta hiçbir bedel ödemeden, hiçbir emek vermeden riyakarlıkla, kurnazlıkla, torpille, hileyle hayata tutunup bunu yaşam tarzı haline getiren insanlar. dün dost dediğine düşman, düşman dediğine dost diyen insanlar. senin neyine sahip çıkacaklar. bunlara güvenilir mi lan?

    kalırsın işte böyle muhasebecinle baş başa. hadi yürü git.

  • 1800'li yıllarda kuzey karolina'da ana geçim kaynağı tütün üretimi olan iki kasabanın birleşmesiyle şehir sıfatı kazanmış winston salem'den çıkmış ve şehirin adını taşıyan iki sigara markasından birisidir.

    bu kasabaların birleşmesinde en büyük etken olan r.j. reynolds firmasının kurduğu tütün fabrikasıdır. sonrasında bu şehirin kıç kadar nüfusuyla abd tütün piyasasının yarısına ambargo koyduğu dönemler olmuştur. camel, kent, winston, pall mall, viceroy vb. türkiye'de bilinen sürüyle marka yaratmışlardır.

    salem, piyasaya sürülen ilk ve tek mentol aromalı filtreli sigaraydı. öncesinde çıkan kool ve spud hem filtresiz hem de aşırı mentol içeriyordu. salem daha hafif ve kendi iddialarına göre gerçek uzak doğu mentolü kullandığı için piyasaya girer girmez neredeyse %1 pazar payı elde etmişti. bu başarısından sonra bütün büyük üreticiler mentollü ürünler sunmaya başladılar. rj reynolds daha sonrasında kool markasını da satın aldı. bilinen bütün markalarının mentollü versiyonlarını üretti. diğer markalar da bu kervana takılınca bugün mentol kapsüllü sigaraların pazar payı %30'lara ulaştı.

    bu arada çok ilginçtir bir araştırmaya göre abd'de lgbt bireylerin %70 gibi yüksek bir oranda mentollü sigara içtikleri tespit edilmiş. buna mukabil zencilerin %80 küsürü de özellikle mentollü sigara tercih ediyormuş. iddia o ki sigara firmaları uzun yıllardır zenciler ve lgbt bireylere özellikle mentollü ürünlerini pazarlıyormuş. kaynağı şurada

    salem gerçekten kendine has ve güzel bir sigaraydı. yani bir sigara ne kadar güzel olabilirse o kadar iyiydi. benim ilgimi çeken ise bu sigaranın pazarlanmasında kullanılan yöntemlerdi. paketinin tasarımından tutun da çıktığı dönem ve sonrasında yaptıkları reklam çalışmalarıyla sektöre bir yenilik getirmişti. reklam sektörünün de ne kadar tehlikeli olabileceğini, insanlara sizi yavaş yavaş öldürebilecek bir zehiri dahi ab-ı hayat gibi sunabileceğini hatırlatır. zannımca marlboro man dahi bu kadar satışlara etki etmemiştir. çünkü salem reklamları sadece bir markayı değil ürün gamını sırtladı.

    bu ürün, light sigaranın yarattığı daha az zararlı algısını henüz light sigara icat edilmeden önce eline geçirmişti. ergenlerin sigaraya daha kolay başlamasına birinci elden sebep olmuştu. sonrasındaki reklam stratejilerini de bunun üzerine kurdular. sürekli bir temizlik ferahlık, az kokar, az boğaz tahriş eder gibi konuların üzerine gittiler. hatta sloganı uzunca yıllar menhtol fresh oldu. hedef kitleleri olan 23 yaş altına hitap eden bütün yıldızları kullandılar. bugün geldiğimiz noktada slim, light + mentollü sigaranın normal sigaradan daha az zararlı olduğu algısı yerleşmiş ise bunun sebebi işte bu markadır.

    geçtiğimiz yıl salem markası tamamiyle battı. arkasında kendisine has yeşili, kaligrafik logosu ve promosyon için ürettikleri kocaman muhtar çakmağı kaldı. hatta onlar da kalmadı vintage ürün olarak kol gibi fiyatlara satılıyor. türkiye'de bunun light çeşidini tüketenler ve bakkallar arasında anlam kargaşası yaşanırdı. bir paket salem light dediğiniz vakit bakkal size kısa l&m light uzatırdı. başıma gelen başka şabalak bir durum ise "salem" kelimesinin kazakça selam anlamına gelmesi. kazakistan'da her hangi bir bakkala girip salem var mı? dediğiniz zaman aleyküm selamdan tutun da sana da şalom diyene kadar çok çeşitli yanıtlar almışlığım var. durduk yere viceroy'un okunuşu sorunsalı yaşatmıştı.

  • - “düşmanının hastalığına, üzüntüsüne sevinmeyi bilmeyen bir kültürümüz vardı”

    çok doğru hepsini sikip attılar. :)

    nihat hoca'ya da cevabım: herkes ölecek hocam, ne sandınız siz yaşayacak biz ölecek miyiz :)