• insanin geriye kalan hayatindan bagimsiz bir seyir izleyen, ozellikle de ebeveynlerin bulundugu sehirden baska bir sehirde geciyorsa cok sey ogreten donem
  • pembe hayallerle gidilen ama hayattaki herşeyde olduğu gibi yine hayal kırıklıklarına uğranan mekan. size ilk önce hasretle beklediğiniz büyükadam rollünün şekerli kısmını yedirir, sonra o tad ağzınızda yavaş yavaş acılaşır ve size tüm üniversite boyunca damağınızda kalacak bir ekşilik bırakır. seçimlerin ve etkenlerin çoğaldığı ama seçim yapmanın, tepki vermenin zorlaştığı zamanlar...
  • bir yandan tuvalet kagidinin bitmesinin bile sizi ilgilendirdigi, genelde parayi nasil idare edeceginiz ile ilgili o zamana kadar almis oldugunuz bilginin yetersizligi nedeni ile bunalmaniza neden olan, ama bir yandan da bir seyler ogrenmek, sevmek, sevilmek,... turu guzelliklerin yasandigi donem. universite hayatinin gectigi sehir, insanin kendisini ait hissettigi sehirdir.
  • 18 yaş hayallerinin ete kemiğe bürünmüş halidir üniversite yaşamı...tek başına yaşamak, kendi kendine yetmek, koca bir şehre karşı ayakta durabilmek gibi ülkemiz şartlarında ütopik sayılabilecek istemler ile başlayan süreçtir...
    kimi zaman kapılınan bir rüzgar ile genç yaşta olmadık işler yapılır**, kimi zaman okul dört senede bitsin diye kasım kasım kasılır...kimisine az gelir okulu, şehir şehir, ülke ülke gezer okul yaşamı boyunca...

    velhasıl, ne demek olduğu, ne kadar değerli olduğu ancak ve ancak diploma ele alındığında anlaşılan, gone with the wind eşliğinde yad edilen zamanın ismidir üniversite yaşamı...
  • "ekmek elden su golden" devresinin son ayagi.
    butun "son dem"ler gibi cok degerlidir ve degeri bittikten, gunler elden gittikten sonra anlasilir.
    ergenligin de son demlerine denk gelmesi nedeniyle bunalimli gecmekle beraber insana (kisilige, genel kulture, ota, boka) cok sey katar.
    okul oncesi donemde yasanilan "herseyi sormak" evresinin ikinci ayagi bu donemde "herseyi sorgulamak" evresi olarak tamamlanir.
    ilkokulda baslanilan "tek ayak ustunde durma" cabalari da gene bu donemde "iki ayak ustunde durma" cabalari olarak sonlanir.
    (bkz: kendi ayaklari uzerinde durmak)

    akabinde is hayatina atilinir hanya ve konyanin kac bucak oldugu gorulur, bir gayret okula geri donulmeye calisilirsa da (mastirdi, doktoraydi falan) bu caba pek uzun omurlu olamaz.
    (bkz: nereye kadar)
  • en karli meslegin ogrencilik oldugunu anladiginiz ama herseyin sona ermesini engelleyemediginiz son esref saatiniz.
  • lüküs hayattır bu.cekilen aclık yokluk bile güzeldir.idealizmin doruklarında kuru ekmek yeyip su icmek bile güzeldir.okul zamanında oeeh ceken bünye bu yoklugun dervissel yapısını cark olup dönmeye baslayınca anlar malesef.
  • mutlaka her insanın yaşaması gereken , heyecanlarla , şaşkınlıklarla , sorumsuzluklarla , rahatlıkla , ortamlarla , bazen üzüntülerle dolu zaman dilimi. üniversite başlar ve çoğu insan için herşey çok başka bir hal alır. hiç bitmemesi istenir.
  • özgürlükle birlikte bencilliği,bireyselliği getiren,insanı yalnızlığa iten bir zaman dilimidir.
hesabın var mı? giriş yap