ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ders çalışırken verilen ara
-
"iki sey sonsuzdur, ders calisirken verilen ara ve evren. ikincisinden o kadar emin degilim."
ta leukippos-gomuldugu ders notlari arasindan. 2015.
inception
elif şafak'ın et yemeye başlaması
-
(bkz: bu da benim beynim hüsnü)
15 temmuz demokrasi ve milli birlik günü
-
bir ülkenin göz göre göre içine sürüklendiği rezilliğin bayram olarak kutlandığı gün. şahsım olarak ben, tiyatrolar günü olarak kutluyorum.
müsiad'ın asgari ücret artmasın çağrısı
-
"komşusu açken tok yatan bizden değildir"den, "yeter ki belli bir zümre daha çok kazansın gerekirse sadakayla yaşatırız işçiyi, hem bonus sevapta alırız fena mı"ya doğru gelinen nokta.
bunların aç bıraktıklarından en çok oyu alıyorlar olmaları da ayrı bir komedi.
bob kane
-
ilk olarak 1930'lu yılların ortalarında new york'da eisner*-iger* stüdyosunda çalışmaya başlamıştır. bi süre pluto, hiriam hick, peter pupp gibi karakterleri çizmiştir. sonra 1938 yılında dc comics'de çalışmaya başlamıştır. dc'de önceleri bill finger'ın yazdığı birkaç macerayı çizmiştir. 1939 yılına gelindiğinde bill finger'ın da işbirliği ile gelmiş geçmiş en önemli çizgi roman kahramanlarından biri olan batman'i yaratmıştır. bob kane batman'i yaratırken bir gazetede yayınlanan ve chester gould tarafından çizilen dick tracy maceralarından esinlendiğini söylemiştir.
bob kane'in batman'i ilk olarak detective comics'in 27ci sayısında okurların karşısına çıkmıştır. bunun ardından bob kane yaratmaya devam etmiş ve karşımıza robin, joker, catwoman, penguin, two face ve the riddler gibi diğer karakterleri çıkarmıştır.
bob kane 1940 yılların ortalarına kadar batman'i çizmeye devam etmiştir.
1965 yılında batman'in tv dizisi (adam west'in başrolünü oynadığı ve gri tayt içinde göbeğini nereye saklayacağını bilemediği dizi, evet.) için hollywood'a çağrılmıştır. 1969 yılında da cool mccool adında bir çizgi film yapmıştır. bunların ardından bob kane çeşitli sergiler açmış, çeşitli galerilerde de çizimlerini sergilemiştir.
kendisi geçirdiği uzun bir hastalığın ardından 1998 yılında aramızdan ayrılmıştır.
8 milyar insanın boku sidiği nereye gidiyor
-
hepsi ortadoğu'da toplanıyor kardeşim.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
bulaşıkların yemekten sonra değil de yemekten önce yıkandığı tek yer öğrenci evidir..
bereketli demenin laikliğe aykırı sayılması
-
kara cuma denince aklı çıkan müslimiklere dert olmuş. başkasına olunca sıkıntı yok, size girince mağduriyet.
hadi sg.
epigenetik
-
kelime kökeni olarak “epi” latincede “üstünde” demektir. epigenetik için genlerin üstünde olarak tanımlayabiliriz. epigenetik, dna dizisinde herhangi bir değişiklik olmamasına rağmen, kromatin yapıdaki kalıtsal değişiklikler ile gen ekspresyonunun düzenlenmesi olarak tanımlanır. genlerin ne zaman, nerede ve ne kadar çalışacağını belirleyen bu mekanizmaya, bir diğer deyişle dna’ nın yapısında veya diziliminde herhangi bir değişiklik olmaksızın dna’ da kodlu olan genetik bilginin açığa çıkmasında meydana gelen değişikliklere “genler üstü genetik” anlamına gelen “epigenetik” denir.
yaşam stili, beslenme alışkanlığı, spor gibi çevresel faktörlerin genlerin aktivitesini düşürmesi veya yükseltmesi ile ortaya çıkan rahatsızlıkları inceler. dna dizisinde hiçbir değişiklik gerçekleşmeden genlerin fazla ya da yeterli çalışmamasından kaynaklanan durumlardır.
epigenetik fıkrası
darwin ile freud’u birlikte gören dertli bir anne kızından yakınmış, “ey yeryüzünün en büyük dâhileri, kızımın bir derdi var, bu derdin nedenini ancak siz bilebilirsiniz.”
darwin ve freud merakla sormuşlar “kızınızın neyi var?”
“kızım çok mutsuz, kötümser, kavgacı, beni deli ediyor”.
darwin hiç düşünmeden yanıtlamış, “kızınızın sorunu “genetik”
freud ise “hayır” demiş, “sorun anneden kaynaklanıyor.”
anne şaşırmış, çaresizce sormuş, “hanginiz doğru söylüyor?”
tam o sırada yoldan geçen conradwaddington soruyu yanıtlamış, “ikisi de doğru söylüyor hanımefendi, sorun epigenetik”
erkeğin yanında cüzdana ihtiyacınız olmaz
-
53 lira hesap kitlenen dh ölücüsüne denk gelmemiş kişi lafı.
honda civic
-
arabanın başındayken bir komşumuz yanaştı, yeni civic almış. "bu araba econ'a basınca neden bu kadar yavaş gidiyor?" diye sordu. arabayı alırken "econ modunu açınca daha az yakar" demişler, o da hep econ'da kullanmış ama yavaşlığına bir türlü anlam verememiş.
ulan az yakmak için nereden kısacaktı ki araba, müzikten mi?
yaran facebook durum güncellemeleri
-
" beyler; yanınızdaki bir kıza iki dirseğini de kullanarak göbek deliğine dokunamayacağını söyleyin. izleyin, keyfini çıkarın, bana sonra teşekkür edersiniz. "