hesabın var mı? giriş yap

  • 92. oscar ödül töreni'nde, türkçesi aşağı yukarı şöyle olan bir konuşma yapan aktör:

    --- spoiler ---
    şu an çok minnettarım. aday olan diğer arkadaşlarımın hiçbirisinden veya bu salondaki başka bir kimseden yüksekte hissetmiyorum çünkü bizler aynı aşkı, sinema tutkusunu paylaşıyoruz. bu ifade biçimi bana en olağandışı hayatı verdi. onsuz [sinemasız] nerede olurdum, bilmiyorum. ancak sanırım [sinema yoluyla kendini ifade etmenin] bana ve bu salondakilere verdiği en büyük hediye, sesimizi, “sesi olmayanlar” için kullanabilme fırsatıdır. (bkz: anonymous for the voiceless)

    topluca maruz kaldığımız üzücü meselelerden bazıları üzerine epey düşünüyorum. sanırım zaman zaman farklı davaları savunduğumuzu hissediyoruz ya da öyle hissetmeye zorlanıyoruz fakat ben bir müştereklik görüyorum. bence ister toplumsal cinsiyet eşitsizliği ister ırkçılık ister queer hakları ister yerlilerin hakları ister hayvan hakları üzerine konuşalım; konuştuğumuz şey adaletsizlikle mücadeledir. konuştuğumuz şey bir ulusun, bir insanın, bir ırkın, bir cinsiyetin, bir türün; diğerlerini fütursuzca baskılama, tahakküm altına alma, kullanma ve sömürme hakkına sahip olduğu inancına karşı mücadeledir.

    bence doğal yaşamdan çok kopuk hâle geldik. birçoğumuzun suçlu olduğu şey benmerkezci bir dünya görüşüdür, evrenin merkezi olduğumuz inancıdır. doğal yaşama giriyoruz ve onu kaynakları uğruna yağmalıyoruz. bir ineği yapay olarak dölleme hakkına sahip olduğumuzu hissediyoruz ve doğum yaptığında, acı haykırışları apaçık ortada olmasına rağmen, bebeğini çalıyoruz. sonra da buzağı için ürettiği sütünü alıp kahvemize ve kahvaltılık gevreğimize koyuyoruz. ve sanırım kişisel değişim fikrinden korkuyoruz çünkü bir şeyi feda etmek, bir şeyden vazgeçmek zorunda kalacağımızı sanıyoruz. ama insanlar yaratıcı ve marifetliler. bence sevgi ve merhameti yol gösterici ilkelerimiz olarak benimsediğimizde tüm duyarlı (hissedebilir) canlılar ve çevre için faydalı dönüşüm sistemleri yaratabilir, geliştirebilir ve uygulayabiliriz.

    tüm hayatım boyunca alçak ve bencil biri oldum. zaman zaman acımasız, birlikte çalışması zor biri oldum ve bu salonda bulunan birçoğunuz bana ikinci bir şans verdiği için minnettarım. bence en iyi hâlimiz, birbirimizi desteklediğimiz zamankidir. geçmişteki hatalarımız nedeniyle birbirimizle hesaplaştığımız zamanki değil, gelişmek için birbirimize yardımcı olduğumuz zamankidir. birbirimizi eğittiğimiz, kurtuluşa doğru yönlendirdiğimiz zamankidir. bu, insanlığın en iyi hâlidir.

    17 yaşındayken kardeşim (bkz: river phoenix) şu sözü yazmıştı: “sevgiyle imdada koş, ardından barış gelecek."

    teşekkürler.
    --- spoiler ---

  • verdigim vergiler emekliye gitsin ne mutlu bana. herkesin anasi babasi mahalledeki yasli komsusu emekli bu kimseye koymaz. helali hos olsun. zaten bu insanlar on yillarca calisip emekli olmus prim odemis.

    ama bi arastirsinlar bakalim turkiyede calisanlar emekliler icin mi calisiyor yoksa suriyeliler afganlar vs icin mi calisiyor artik?

  • mehmet demirkol'un "en büyük başarın hangisi?" sorusuna verdiği cevap:
    "bence en büyük başarısı bir insanın, tembelliğine karşı koymasıdır. bunu yapan her şeyi yapar."

    hayata ve hayatına yön vermek isteyen fakat bir türlü harekete geçemeyen, kendine motivasyon sağlamak için birinin gazına ihtiyacı olan herkese semih saygıner'in röportajlarını izlemeyi tavsiye ediyorum... sen çok yaşa semih abi.

  • popüler kültürden o kadar uzağım ki başlığı görünce naci görür hoca bir basın toplantısı yaptı, diğer uzmanlar da destek oldular, akademisyenlerden beklenen istanbul depremi için son çağrı falan sandım. başlığı açtım kıvançlı berenli ağlak soslu aşk filmi çıktı.

  • ekmegin yagli kisminin yere bakarak dusme olasiligi yerdeki halinin degeriyle dogru orantilidir

  • yüreğimi en çok yakan diyalogu;

    snape: madem ölmek umrunda değil, neden bunu draco'nun yapmasına izin vermiyorsun?
    dumbledore: o çocuğun ruhu henüz o kadar zedelenmiş değil, benim yüzümden paramparça olmasını istemem.
    snape: ya benim ruhum dumbledore? ya benimki?

  • (bkz: gasp)

    öyle bir yansıtılıyor ki;

    gasp ettiği kişinin 5 bin lirası olsa, 4995 lirayı bırakacaktı sanki.

  • ilk izlenimlerim;

    ps4 için fps droplar mevcut. şehirde gezerken özellikle 30 fps altına düşüşler var biraz can sıkıcı. şehir trailer’da gösterildiği kadar kalabalık değil ve insan sayısı baya az oyunun atmosferi için kötü. sanırım oyunun akıcılığını etkiliyor diye downgrade yemiş çevre faktörlerini azaltarak. ama yine de optimizasyon sıkıntısı mevcut. update ile çözülür diye umuyorum.

    yapay zeka kötü, rpg-fps oyun yapıyorsun ama wolfestein’dan hallice vuruş hissiyatı ve düşmanların biblo gibi karşında durduğu oyun veriyorsun insanlara. (2.41’den sonra izlenebilir.) combat’ları şu an hoşuma gitmedi. düşmanlar ne bir cover alma zahmetine giriyor ne de seni zora sokacak şekilde abluka altına almaya çalışıyor. sik gibi karşında dikiliyorlar hatta o kadar boş dikiliyorlar ki karşılarında şarjör değiştirme olayını bile rahatlıkla yapıyorsun.

    araç sürüş hissiyatını çoğu kullanıcı sevmemiş, zamanla oynadığınız karakterin bu konuda yeteneğinin gelişeceğini düşünüyorum. gta ve rdr oyunlarında ki gibi.

    gelelim grafiklere ps4 için texture olayları kötü. grafikler next-gen’e göre tabii ki sınıfta kalacak ama bu nedir aga? bu oyunun tanıtımı yıllarca next-gen’e göre yapılmadı. bütün lansmanları ps4 ve xbox one için gösterime sunuldu. day 1 patch ile düzeliyor demiş bazıları ama ikisinin karşılaştırmasını yapmak lazım.

    şimdilik eyyorlamam bu kadar inceledikce güncellenecek entari.

  • yarışmacıları arasında bir tane bile beyaz tenli olan yoktur. sözlükten kimse katılmamış herhalde.