ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
lekelerle başa çıkma kılavuzu
twitter'daki yazılımcı terörü
-
var böyle bir şey. sanırım ben de yazılımcıyım diye sürekli önüme düşüyor, önüme geleni engelliyorum ama bitmiyor. tiplerin hepsi aynı, ben başarılıyım, ben zenginim diye bağıran sonradan görme çiğ paylaşımlar. gerçekten mesleğim adına ben utanıyorum. yahu bu ne görmemişliktir, satın aldıkları iphone'ların macbook'ların faturasını paylaşan mı ararsın, bilmem kaç bin liraya aldığı kahve makinasını çeken mi, geneli pahalı oyuncak paylaşma derdinde. bir de eli biraz para gördü diye, hasbelkader mesleğe ilgi var diye kendisinin nirvanaya ulaştığını zanneden millete hayat hakkında saçma sapan tavsiyeler vermeye çalışan ama iki cümleyi bir araya getiremeyen tipler var. arkadaşlar yazılımcı olmanız sizi otomatik olarak entelektüel yapmıyor. hatta tam tersi, zamanının büyük bölümünü yazılım ekranları karşısında harcamak zorunda olan birisinin tarihten, sanattan, felsefeden üst perdeden konuşabilecek kadar birikiminin olması zaten akla mantığa uymuyor. kendinize gelin.
debe editi: arkadaşlar elbirliğiyle girdiyi debeye sokmuşsunuz, teşekkür ediyorum. ekşiye girince mesajlardan bir cumartesi sürprizi yaşadım. belli ki birçok kişi aynı dertten muzdarip. yazıyı tekrar okuyunca eğer yazılımcıysanız sizler için değilseniz yazılımcı çevreniz için şu mesajı ekleme ihtiyacı hissettim: hepimiz üç aşağı beş yukarı eğer türkiyedeysek birkaç bin, avrupadaysak 3-5 bin euro bandında çalışan beyaz yakalı işçileriz. bu para bizi zengin yapmaz, sadece gelişmiş bir ülkedeki sıradan bir insan gibi insanca yaşamamızı sağlar. yani 'o para o para değil'. fakir bir ülkede yaşamanız ve fakir arkadaşlara/akrabalara sahip olmanız bu gerçeği değiştirmiyor. meslek hakkındaki daha önceki yorumum için de şu girdiye göz atabilirsiniz #140622037.
18 eylül 2014 iskoçya bağımsızlık referandumu
en karizmatik ad soyad kombinasyonları
-
(bkz: eyüp sabri tuncer)
konfor alanından çıkmaya cesaret edemeyen insan
-
halbuki çıksa, nasıl muazzam bir hayat bekliyor kendisini değil mi sayın koduğumun politik doğrucuları.
edit: halbu ki değil, halbuki. archer05 uyardı sağolsun.
first lady için türkçe karşılık önerileri
-
(bkz: cumhurbaşkarı)
demba ba
-
henüz hangi uzvu ile attığı belli olmayan ama ilginç bir gol atan takımımızın oyuncusu.
bir şey var ki; dembaba'ya çarpıp gol olan top, almeidaya çarpsaydı kontra ataktan golü yerdik.
anneyi üzmek vs kendi istediğin hayat
-
tanıdığım bütün annelerle kıyaslayarak söylüyorum, benim gördüklerim içinde en iyi anne benim annem. hatta dünyanın en iyi annesi bile olabilir. kadın anne olmaya gelmiş dünyaya. inanın yaptığım şu çıkarımlarda zerre duygusallık yok, tanıyan herkes aynı yorumu yapar annemle ilgili. (bkz: anne/@istenc)
ve ben birçok kez, bu kadını üzmekten beter etmek pahasına kendi istediklerimi yaptım, bir sefer bile "ay annem üzülür" diye kendi istediğimi yapmaktan geri kalmadım. öyle olaylar yaşandı ki aylarca konuşmadığımız oldu. kız kardeşim araya girmese hala konuşmuyor olabilirdik. fazla özel olduğu için olanları burada yazamıyorum. neyse ki et tırnaktan ayrılmaza bağlandı olaylar.
vardığım noktada, tam istediğim gibi bir hayatım var. mecburiyetlerim neredeyse sıfır. tam anlamıyla kendi yolumu çizebiliyorum ve -abartmadan söylüyorum- her günüm bir öncekinden keyifli geçiyor. sonuç olarak, annemi üzdüğüme değdi. o da onun işaret ettikleriyle değil, kendi seçtiklerimle mutlu olduğumu öğrendi. hepimiz için mutlu son.
biraz aceleyle yazdım, eksik kaldı editi: bu başlığı okudukça ailesini üzmemek uğruna erkenden evlenen, istemedikleri kişilerle evlenen, hayallerindeki meslekleri yapamayan vs insanların hikayelerini gördükçe gerçekten üzüldüm ve annesini üzmek, yalnız kalmak gibi durumları göze alıp burnunun dikine gitmiş taraf olarak başlığa katkı yapmak istedim. çünkü dik kafalının teki olmasam yazılanlar gibi bir hayata sıkışmam işten bile değildi. ürperdiğimi inkar edemem. tek bir hayat var, heba etmemek gerek.
25 haziran 2018 muharrem ince'nin attığı tweet
-
başkan öyle ölmeyiz. füze fırlat
birini tanımanın en iyi yolu
-
kendinden daha aşağıda gördüğü insanlara nasıl davrandığına bakmaktır.
6 günden fazla çalışma yasağının kaldırılması
-
öncelikle başlıktaki anlam düşüklüğü için özür dilerim. malum karakter kısıtlaması.
haftada 6 günden fazla çalışılmasını yasaklayan kanun kaldırıldı. artık işveren 7/24 ecdat bızıklayabilir
aslında etrafında dolaşmaktansa direkt olarak toplama kampına geçiş yapsak, kimse üzülmese
haberin link
edit: bir kaç yazardan gelen düzeltme itirazı üzerine;
hafta sonu tatilinin hem iş hukukunda hem de anayasada güvence altına alınmış olduğu, değiştirilen kanunun farklı bir yapı ihtiva ettiği söylenmiştir.
iş kanunu madde 46/1: bu kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.
anayasa madde 50/4: ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.
diğer yandan farklı bir amaç uğruna yapıldığını düşünenlerden gelsin;
özet: bu yapılan hafta sonu tatil gününü pazar gününden çıkartıp, işverenin inisiyatifine bırakmaktır. uzun zamandır cuma namazı kılmayı teşvik için çoğu işveren cuma saatini tatil gibi benimsemektedir. yeni durumla birlikte, işveren işçisi ile anlaşmaya vardığını ve hafta tatilini cumaya aldığını belirtebilir.
sakal sert bakış dar pantolon çorapsız ayakkabı
-
en alt donanım paketi.
kalecilerin topu fezaya diktiği efsane dönem
-
ahaha tespit gibi tespit.
anilar gozumde canlandi. o fezaya dikilen topa kafayla cikan stoper ve forvet mucadelesi de inanilmazdi.
babam alpay ozalan icin bu herif o toplara kafa vura vura gerizekali olacak derdi ki hakliymis. su an goruyoruz kendisini. *
simdi kaleci de ortasaha gibi defans gibi ayakla oyun kuruyor. futbolun harala gurele oynandigi, bol dikilmis formalarin ruzgarda salindigi zamanlar artik geride kaldi.