hesabın var mı? giriş yap

  • şampiyonlar ligi kupasını ise gerçekten büyük ve güçlü takımlar almıştır. o takımlardan bazıları;
    ac milan
    real madrid
    barcelona
    bayern münih
    manchester united
    fenerbahçe

    edit; fenerbahçe yokmuş. uyaran arkadaşlara teşekkürler..

  • duruş. vizyon. ufuk. hayat görüşü. (gerektiğinde) sakinlik. (gerektiğinde) neşe, şebeklik. oturmayı kalkmayı bilme. (kimi başka zamanlarda) oturmayı kalkmayı bilmeme. yumuşak huyluluk. merhamet. zeka. sosyal zeka. entelektüelite. sosyal zeka (tekrar).

    merhamet (tekrar)
    merhamet (3. kere)

    içten gelen daimi gülümse hali. kendine. çevresindekilere. karşısındakine. gülümsemesi.

  • halihazırda; 1957, 1958, 1960, 1966, 1967, 1982, 1986, 1990, 1991, 1992, 1995, 2003, 2009, 2016 ve 2017 senelerinin ulusal lig şampiyonudur. resmi olarak, 15 şampiyonluğu, üç yıldızı bulunmaktadır.

    34 haftalık bir istatistik çıkarmak için, kazanma ihtimalimizin yüksek olduğu osmanlıspor maçını, ortalamamız olan "2-0" skordan hesap ettim. maç sonunda farklı olursa editleyeceğim.

    beşiktaş, 2016-2017 sezonunda; ligin en çok puan toplayan (77), en çok gol atan (71), en iyi averaja sahip olan (41), en çok galip gelen (23), en az mağlubiyet alan (3), iç sahada namağlup şekilde en çok puanı toplayan (43), dış sahada en çok puanı toplayan (34), maç başına şut ortalaması en yüksek olan (13,0), maç başına kaleyi bulan şut sayısı en yüksek olan (6,1), topa sahip olma oranı en yüksek olan (61,2), maç başına hava topu kazanma oranı en yüksek olan (55,1) ve en çok korner kullanan (6,6) takımı oldu. bu şekilde bu şampiyonluğun ezici bir dominasyon olduğunu söylememiz gerekiyor.

    bu şampiyonluğun beşiktaş şampiyonlukları arasındaki yerine bakalım şimdi de. lig her zaman 34 hafta şeklinde oynanmadığı için puan ortalamalarıyla sıralama yapacağım. 2 puanlık sistemdeki galibiyetleri de 3 puana çevireceğim bunu hesaplarken. ayrıca bir turnuva şeklinde düzenlenen 1957 ve 1958 şampiyonluklarımız bu listede yer alamayacak.

    1960 ---> 2,74
    1992 ---> 2,54
    2003 ---> 2,50
    1991 ---> 2,34
    2016 ---> 2,32
    1995 ---> 2,32
    2017 ---> 2,26
    1966 ---> 2,23
    1990 ---> 2,20
    1986 ---> 2,13
    2009 ---> 2,00
    1967 ---> 1,92
    1982 ---> 1,80

    yakın geçmişte karşılaştırabileceğimiz en iyi takım örneği yine 2016 yılında şampiyon olan beşiktaş takımı olarak görünüyor. bu konuda bir karşılaştırma yapmamız gerekiyor çünkü geçen seneden düşük bir grafik çizdiğimiz aşikar.

    ilk olarak beşiktaş'ın kadro seviyesinin bu sene için avrupa ve ligi birlikte yürütecek kadar iyi olmadığını söylememiz gerekiyor. mario gomez öven entry'ler girmeyin hemen çünkü geçen yılki kadro da yeterli değildi ki, avrupa ligi grubumuzu üçüncü sırada bitirip erkenden lige döndük. bu sene avrupa'da 12 maç ve çeyrek final yapmış bir beşiktaş'tan bahsediyoruz. olmaması gereken evdeki kayserispor beraberliği, deplasmandaki antalyaspor beraberliği gibi maçlar tam da bu maçların zamanına denk geldi. beşiktaş'ın şuanki puanına 4 puan eklediğiniz zaman kazanılmış en iyi şampiyonluklardan biri çıkıyor karşımıza.

    beşiktaş geçen sene gol kralı çıkardı (26). bu sene son maçlarda hat-trickler gelmezse çıkaramayacak (18). bunun nedeni vincent aboubakar'ın geç form tutması olarak görülebilir. ancak gol sayısında da geri olduğumuzu söylemeliyiz.

    beşiktaş geçen sene asist kralı çıkardı (12), bu sene asist krallığında gün itibariyle ikinci sırada (13). beşiktaş'ın geçen sene ortadan oyundan kaynaklı oyunu ofansif orta sahadan asist kralı çıkarırken, bu sene en çok asist yapan oyuncumuz bir kanat oyuncusu oldu.

    beşiktaş geçen yıldan 2 maç az galibiyet aldı (25-23), geçen yıldan 4 maç fazla beraberlik aldı (4-8) ancak aynı zamanda geçen yıldan az mağlubiyet aldı (5-3). mağlubiyet sayısının azalmasındaki başlıca etken vodafone arena oldu (0 mağlubiyet).

    beşiktaş geçen yıldan az gol attı (75-71), az gol yedi (35-30). beşiktaş'ın maç başına gol, isabetli şut, ikili mücadele kazanma yüzdesi, maç başına korner yüzdesi düşerken; maç başına şut, maç başına topla oynama, maç başına başarılı pas, maç başına toplam korner yüzdeleri arttı. özetle beşiktaş; daha çok gol arayıp daha çok pozisyona girmesine rağmen geçen seneden daha azını skora çevirebildi. bu da beşiktaş'ın sene boyu golcü sorunu çektiği gösterir.

    beşiktaş geçen yıl gollerin çoğunu bitime yakın (60-90) dakikalarda atarken, bu sezon ikinci yarının hemen başında (46-60) attı. bu da bu sezonun büyük bir şenol güneş becerisi olduğunu kanıtlıyor. oyunu okuyup etki ettikçe galibiyetler gelmiş.

    beşiktaş, geçen yıl şampiyon takımlara karşı oynadığı 8 maçın, 6'sını kazanırken; bu sezon 5'ini kazandı. ancak özellikle ezeli rakiplerine karşı geçen yıl aldığı 3 galibiyetin yerine bu sezon sadece 1 galibiyetin gelmesi beşiktaş'ın en domine şampiyonluğuna mani olan şeyler oldu.

    ligin ilk 4 sırasının kendi arasındaki maçlara bakarsak;

    başakşehir 12 puan
    fenerbahçe 11 puan
    beşiktaş 6 puan
    galatasaray 1 puan

    şeklinde bir puan tablosuyla karşılaşıyoruz ki bu da beşiktaş'ın geçen yıldan düşüşünü açıklıyor. özellikle de diğer takımlara karşı mükemmele yakın futbol oynayan beşiktaş için bu kabul edilebilir bir durum değildi. beşiktaş, bu 3 takıma karşı sadece evinde oynadığı maçları kazanabilseydi, puan ortalaması 2003 senesine neredeyse eşit oluyor. kısacası şampiyonluğun kolayca gelmesi için bir sergen aradı beşiktaş.

    bir özet geçecek olursak; beşiktaş, defansif yönden geçen seneden iyi bir görüntü çizerken, ofansif yönden geçen yılın gerisinde kaldı. bir sol stoper, bir etkili kanat ve bir formda aboubakar (veya gol atma geçmişi olan iyi bir pivot santrafor) yeni sezonda bizi 2016'nın da üstüne çıkaracaktır diye düşünüyorum.

    biz stadın açılış gününde sene sanki metin ali feyyaz pankartını açarken bunun bir seri olacağını da ima etmiştik. metin ve ali'nin sezonları bitti. şimdi sıra en golcü olan feyyaz'da. herkes üzerine düşeni yaparsa bunu başarabilir, tarihimizde olmayan uzunlukta serilere doğru yelken açabiliriz.

    bu takımı türkiye'nin en büyüğü olma yoluna bizler soktuk, en büyük olduğunu görmeden de ölmek yasak. zafer bizim oldu, oluyor, olacak. kutlu olsun.

  • öncelikle kendisini tanımıyorum. videoyu izlemedim. kendisi hakkındaki bilgim son dönemde debeye giren girdilerden ibaret. fazla da bilgim olmasını istemiyorum.

    yakınının ölme sebebinin doktor hatası olduğu sadece kendi iddiası, kanıtlanamayacak bir durum. ama kendisinin katil olduğu kanıtlanmış ve kendisi tarafından da itiraf edilmiş bir gerçek.

    böyleyken kendisi ile nasıl empati yapılabilir? empati yapmamız neden bekleniyor?

    ne kendisi ne de başka bir katil ile empati yapmayı düşünüyorum. hayatta herkes kadar acı çekiyor, herkes kadar sinirleniyor, herkes kadar öfke nöbeti geçiriyorum. babamın hastalığı sebebi ile ömrümün yarısını cerrahpaşa’da geçirmiş durumdayım. gırtlak kanseri başlığı benim girdilerimle dolu. yaşadığım hiçbir şey karşımdaki insanı öldürmem gerektiğini düşündürtmedi.

    ben ölmüş olan doktor ve ailesi ile empati yapabilirim ancak. çocuğum bir psikopat tarafından öldürülse, çocuğumun katilinin cezası okuduğu yıl kadar bile olmasa, çocuğumun katili yıllar sonra bir programa çıkarılsa ve olayı anlatıp kahkaha atsa, kahrolurum.

    son sözüm armağan çağlayan‘a; buraya geldiğinizde sadece merak ettiğiniz kişilerle röportaj yaptığınızı ve yapacağınızı söylemiştiniz. bir katili merak etmenizi anlamıyorum orası başka da. “ben bu kahkahayı atarken öldürülmüş insanın ailesi ne düşünür?” diye de merak ettiniz mi hiç? ben ettim. ve size olan tüm saygımı yitirdim.

    edit: gelen mesajlar için teşekkür ederim. babam hayatta ve iyi durumda. bu konuda çoğunuzla aynı fikirde olmamıza sevindim, sevgiler.

  • ill: yatalak hasta. kanser, verem, zatüre gibi. gerçek, maddi hastalık.
    sick: genel olarak bütün hastalar ve daha tam ill olmamış. öksürük, bulantı var ama daha düşmemiş. bi gözü toprağa bakmıyor.

  • rte elini, borisin omuzuna atınca, dümdüz karşıya bakıyor.
    kuvvetle muhtemel karşıda, cumhurbaşkanlığı fotoğrafçısı var ve ona poz verdi rte.

    düşünün, rte elini boris'in omuzuna koymuş, üstünlük kurar gibi karşı kameraya poz veriyor. bugün yarın fotoğraf medyaya düşer. bizim akp'liler de "canım reisim, nasılda diz çöktürdü ingiltereye" diye sevinir.

  • dağlarda bu kadar insanın su savaşı yaptığını, yakalamaç falan oynadığını zannedenlerin feryadı. be adam, o 2 pkk'lının kafası neden yok biliyor musun? çünkü tepelerinden uçan uçaklar bomba yağdırıyor, havanla vuruluyor, top ateşiyle dövülüyor.

    sağlam kafa mı kalır, hasarsız vücut mu kalır?
    pkk mayını döşediğinde adam iç kanamadan mı ölüyor sanıyorsunuz?
    parçası bulunmayan şehitlerin boş tabutları evlerine gönderilirken hiç vahşet, hiç insanlık suçu ve uluslararası hukuk sikinizde değil?

    ağzının orta yerine sıçtıklarım.

  • - kuzen italya'dan gelecek yarın sabah onu alacam havaalanından...

    - kuzenimin sevgilisi gelecekmiş bugün...

    - bizim kuzen de kısa film işleriyle uğraşır...

    - tatilde kuzenlerin yazlığına gideceğim...

    - kuzenle çok eğlendik yaa

    kim abi bu kuzen herkes kuzenini anlatıyor diye sordum kendime. ne güzel kuzenler bunlar. kuzenler ne kadar karizmatik, ne kadar eğlenceli ve sempatik. herkesin ne kadar orijinal kuzenleri var.

    kuzen ben de halamgilin oğluna denk geliyor. kendisi traktör gibi heriftir. belki de sırf bu yüzden ona hiçbir zaman kuzen demedim. adam ozan arif, cengiz kurtoğlu dinleyip, kartal'la tur atardı şehrin sokaklarında; hala kurtlar vadisi izler mesela. son yıllarda artık geçim derdinde; göbeği de saldı. amcamgilin oğlu versiyon kuzen de öyle adam direksiyonun koynuna girmiş bıçkın şoförler gibi servis çekiyor sultanbeyli'de. kimseye de eyvallahı yok sorsanız.

    o yüzden bende kuzen filan yok, halaoğlu dayıoğlu var. bi milletin kuzenlerine bakıyorum; bi' benim amcaoğluna bakıyorum başım dönüyor şerefsizim.

  • şaka değil. komik değil zaten. daha önceden özelleştirilen ido'nun yabancı ortağı souter ınvestments türkiye'yi dava etmeye hazırlanıyormuş. çünkü özelleştirme yapılırken onlara da bir garanti verilmiş(!).

    demişiz ki biz bu adamlara, "biz bu köprünün ücretini 42 dolar olarak belirledik. bunun altına düşmeyeceğiz. yani sana bir etkisi olmayacak, çünkü kimse o parayı verip bu köprüyü kullanmaz. sana da bunu ihalede garanti ediyoruz, merak etme."

    osmangazi köprüsü içinde yapan firmaya bir güvence vermişiz. kimse kullanmıyor, ama parayı ödememiz lazım. kur da yükseldi. ne yapacağız? bari günde 5-10 kişi daha fazla kullansın diye indirim yapmışız. ne olmuş, 121 tl olması gereken ücret, 64 tl'ye düşmüş. ido'dan daha fazla. ido ne yapmış? "sen bana bunun garantisini verdin, bu indirimi yapman suçtur" diyerek bizi washington'da ki mahkemeye veriyormuş.

    yani ne olursa olsun biz kaybediyormuşuz. ordu'da oturan ve belki bu köprüyü de, ido'yu da hayatı boyunca hiç kullanmayacak hikmet amca kaybediyormuş. çoğ güzel projeğ. megağğğğ proje.

    haber linki

  • gidecekse hükümeti kursun öyle gitsin. bizim arka dörtlü bi koalisyon çıkaramayacak gibi duruyo. hükümeti kurarsa anca o kurar. sana güveniyoruz nando.