ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
1961 anayasası vs 1982 anayasası
-
61 anayasasında özgürlükler asıl,yasaklar istisna
82 anayasasında yasaklar asıl ,özgürlükler istisna haline gelmiştir. (82 anayasası için "ancak anayasası" da denilmektedir)
counter 1.5 & 1.6 oyunu silinmiştir
-
peki hafızalardan da silebilecek misin, asla!
aihm'in alevilere ayrımcılık yapılıyor kararı
-
(bkz: günaydın)
camilere, kiliselere ve sinagoglara uygulanan "elektrik faturasındam muaf olma" hakkının cemevlerine uygulanmaması üzerine aihm'in verdiği -radikal'in ifadesine göre- tarihi bir karar.
http://m.radikal.com.tr/…arihi_alevi_karari-1243334
geç olsun, güç olmasın. bu adımların devamının gelmesi ve alevilere devlet eliyle sünni inanışın zorla dikte edilmesinin son bulması ümidiyle.
0-0 biten maçların ilk yarısının da 0-0 bitmesi
-
(bkz: bu çocuk okur)
2888 dolara satılan 1912 yapımı ev
-
o değil de böylesine eski evlerin fotoğraflarına bakması bile ayrı bir keyif. resmen titanic'in battığı yıl inşa edilmiş bu ev.
sitedeki bilgilere gelince:
o bölgedeki evlerin 19.000 ile 26.000 dolar arasında değiştiği bilgisi var. yani emlak sitesi 22.656 dolar piyasa değeri olması lazım diyor bu evin.
ev 1997'de 14.500 dolara satılmış.
2001 yılında 63.000 dolara,
2006'da 43.000 dolara,
2007'de de 30.500 dolara tekrar satılmış,
10 yıl sonra 2017'de yeniden satılmış,
2018 haziran'ında 9.888 dolardan satılığa çıkarılmış ve o tarihten bu güne üç kez fiyatı indirilmiş. indirile indirile 2.888 dolara kadar düşmüş.
yani sadece bakımsız oluşu da değil gibi değersizleşmesinin nedeni. içine zamanında para harcanmış gibi. kapıları, trabzanları, parkeleri yaptırılmış. ya komşular pek iyi değil, muhitte bir sıkıntı var ya da evde genel bir problem olabilir.
ek: evet arkadaşlar muhtemel nedenini açıklamışlar.
ofisteki bardağın çalınması
-
bu iddia ofisteki milli iradeye saygısızlıktır. erkekseniz ofise bir sandık kurun ve görün bakalım çalınmış mı çalınmamış mı? buna ofis halkı karar vermeli. milli irade karar vermeli.
metro turizm havayolu şirketi kursa olabilecekler
-
uçak dolmadan hareket etmeyecektir.
20 haziran 2008 hırvatistan türkiye maçı
-
hırvatların bu maçtaki en büyük hatası golü erken atmaları oldu.
mete gazoz
-
röportajında benim gibi kekeme olduğunu fark edince içim ısındı çocuğa. bilmeyenler için biz kekemeler, bazı kelimeleri söyleyemeyince elimizi kolumuzu oynatarak o kelimeyi söylemeye çalışırız. bazen söyleyene kadar nefessiz kalırız. bu tür hareketler kekemeliğin sebep olduğu bir çeşit tik. herhangi bir rahatsızlığı yok çocuğun, sadece bazı kelimeleri söyleyemiyor, takılıyor ve istemsizce tik oluşuyor.
gururumuzsun, başarılarının devamını dilerim.
avrupalının işe ihtiyacı varsa türkiye'ye gelsin
-
(bkz: beraber arariz)
23 temmuz 2015 nasa basın açıklaması
-
parmak arası terliklerimi bavuluma yerleştirip beklediğim açıklama. kobay olarak göndersinler beni
edebiyat dedikoduları
-
debe edit: çok güzel mesajlar geldi teşekkür ederim herkese, okumaya olan sevgimizi kaybetmemek dileğiyle :)
düzenli bir şey yazanlar şunu iyi bilirler ki zihnini bu kadar yoğun kullandığın bir süreçte bedenini aynı enerji düzeyinde tutmak imkansıza yakındır.
bergman'ın ruh ve beden ikilemine düşersiniz. haldun taner gibi yazarlar bu yüzden sabahın ilk saatlerini kullanırlar. aldous huxley lsd'nin kulu kölesi olmuştu yazabilmek için. jack kerouac'ın uyarıcı tercihi benzedrindi.
daha sağlıklı bir yolu tercih eden honoré de balzac sinapslarını harekete geçirmek için günde 50 fincan kahve içerdi.
bir süre sonra bu uyaranlar da yeterli gelmemeye başlar. yeni şeyler denemeniz lazım ; arkadaşı goethe'ye göre schiller masasının çekmecesinde çürük elmalar bırakırmış, böylece ilhamının azaldığını hissettiğinde onların kötü kokusundan bir yudum alabilirmiş. karısına göre, onsuz yaşayamaz ya da çalışamazmış. dan brown çocukken merak edip yaptığımız bir teknik olan; yarasa gibi baş aşağı sallanırdı.
ama bunlar da yetmez bazen mekanı terketmeniz gerekir. ünlü şair, yazar ve sivil hakların öncüsü maya angelou yakınlarda bir otel odası kiralar, personele duvardaki tüm resimleri ve bibloları kaldırmalarını emreder ve sabah 6.30'dan öğle yemeğine kadar yatağın üzerinde yazardı.
tabi her zaman olduğu gibi rutin hayat yetmemeye başlar. o zaman bazı küçük delilikler yapmaya başlarsınız; notre dame'ın kamburunu yazdığı o meşhur kış günlerinde victor hügo; karısına göre "onu baştan ayağa saran kocaman gri örme bir şal" dışında çırılçıplak kalıp yazar, romanını bitirene kadar içeride kalıp kendini odaya kitler ve deli gibi yazmaya zorlardı.
bazıları bununla da yetinmeyip edith sitwell gibi çıtayı arşa çıkarıyor, bu deli manyak şapşik ablamız; günlük yazılarına başlamadan önce açık bir tabutun içinde yatardı. ölüme ne kadar yakın hissederse, o kadar canlı hissederdi. "ben eksantrik değilim," demişti ünlü bir şekilde. "sadece çoğu insandan daha canlıyım. ben yayın balığı havuzunda yaşayan, popüler olmayan bir elektrikli yılan balığıyım." ( fotoğrafına baktığınızda zaten dracula'nın müstakbel eşi bakışlarını görebilirsiniz : )
2 aralık 2015 abd'nin rusya'yı yalanlaması
-
ya aslında işin içinde biz olmasak baya eğlenceli geçiyor, karşılıklı ataklar, net pozisyonlar, verilmeyen goller falan.
(bkz: şimdi lihtenştaynlı olmak vardı anasını satayım)
türkiye ile norveç arasında yapılan müthiş anlaşma
-
https://twitter.com/…?t=lqnfywnsnewruic7dyynva&s=19
"türkiye ile norveç arasında yapılan anlaşma ile norveç vatandaşları türkiye'ye kimlikleri ile seyahat edebilecek, türk vatandaşları için vize zorunluluğu devam ediyor"
bir kez daha ülkemle gurur duydum. ancak yine de biraz yetersiz gibi geldi bana. afgan, suriyeli ve pakistan vatandaşları ülkemize kimliksiz bile girebiliyorken, norveç halkından kimlik istememiz pek yerinde olmamış.
edit: arkadaşlar biliyoruz biz de turizm, o, bu, bilmem ne... sizce trajikomik olan şey bu söyledikleriniz mi? çok mesaj geldi. yeter artık. norveç, isveç, herkes bize giriyor. biz giremiyoruz. hep bize giriliyo. olay bu.