hesabın var mı? giriş yap

  • iskenderiyeli matematikçi theon un kızı. "bütün resmi dinler aldatıcıdır" dediği rivayet olunur.

  • durakta bekliyorum. durakta 3-5 kişi var. karşıdan belli vücut geliştirmeyle uğraşmış biri sırıta sırıta geliyor. durakta oturan birinin yanına gidiyor. eski tanıdık olduklarını tahmin ediyorum. diyalog şöyle gelişiyor:

    kaslı genç: selim naber ya tanıdın mı beni ?
    duraktaki genç: ilyas sen misin olm? nolmuş böyle sana ya? kasilyas olmuşsun resmen ehe ehe. *

    ne adamlar var ya. allah belanı vermesin selim. düşündün mü bunu daha önce ne yaptın. ben tutamadım kendimi güldüm orada şahsen. herkes güldü gerçi.

  • jandarma komutanıyken üç saat içinde önce kara kuvvetleri komutanı sonra da genelkurmay başkan vekili oldu. böyle giderse sabaha kadar mareşal olur.

  • ağır sapık tanımlamasının her köşesini hakkıyla doldurabilen roma imparatoru. kız kardeşi dursilla'ya tecavüz etmiş, atını konsül olarak atamıştır. doğum günü 31 . ağustos . 12'dir. gerçek adıysa gaius caesar augustus germanicustur.

    caligula aslında "küçük ayakkabı" demektir. efendim?

    üç yaşındayken giydiği asker üniformasının içinde çok tatlı göründüğünden ötürü askerlerin ona sen aşırı derecede sevimli bir şeysin diyerek taktıkları isimdir. tabii neyle raksettiklerini bilmiyorlardı. caligula bu isimden her zaman nefret etmiştir.

    eee... koca roma imparatoruna ayakkabıcık demek pek mantıklı değil, deli olan roma imparatoruna öyle seslenmek hiç mantıklı değil.

    babası germanicus dahil olmak üzere dönemin roma imparatoru tiberius tarafından ailesi bir bir katlediliyor. tabii bunlar söylentiden öteye gitmemekte sonuçta tiberius'un , bir başka koca roma imparatoru, bir çocuğun tüm ailesini öldürüp sevimli diye himayesine alıp bu yediği bıldır hurmaların çıkacağı sonu düşünmemesi düşünülemez değil mi?

    pek de öyle değil, sonuçta caligula göstermiştir o koca roma imparatorlarının ne olabileceğini.

    neyse o bıldır hurma 16. mart .37'de tiberius'u boğarak öldürüyor. bunu yapanın kim olduğu pek bilinmese de (rivayetler yine caligula ve arkadaşını gösteriyor) tahta caligula'nın oturduğu gerçeğini değiştirmiyor.

    daha tiberius'un kıçına pamuk tıkılmadan 28.mart'ta caligula kıçını roma tahtına oturtuyor ve ne oluyor biliyor musunuz? halk, senatörler falan herkes seviniyor. çünkü tiberius da pek sevilmeyen biriydi. şimdi gelen gideni andırır mı göreceğiz.

    şaşırtıcı bir biçimde her şey ilk aylarda normal gidiyor, sonra caligula hasta düşüyor ve başka bir insan olarak "iyileşiyor". hemen tiberius'un amcası dışında tüm ailesini öldürtüyor. claudius kim oluyor peki ? bir sonraki imparator hahaha!

    neyse içindeki keyif pezevengini serbest bırakan caligula iki sene içinde roma ekonomisini batırıyor. çare olarak da vergilere abanıyor. halk homurdanıyor pek çalıyorsa benim paramı çalıyor kardeşim durumu yok ortada, sonuçta senatörlere de yansıyor bu memnuniyetsizlik.

    parayı sadece zevkine mi harcıyor? evet dönemin en büyük projelerine girişiyor. sırf kahinin biri laf soktu diye ("senin imparator olma ihtimalin bailiae körfezini at üstünde geçmekle eşdeğer!'") bailiae körfezindeki puteoli limanından körfeze doğru giden ama bir yere varmayan bir köprü inşa ettiriyor. üstüne büyük iskenderin zırhını giyiyor ve atı ıncatius'ın sırtında köprünün ucuna gidip geri geliyor. (bkz: diktatör olunca yapılan ufak şımarıklıklar)

    aynı zamanda dönemin o zamana kadar görmediği büyüklükte iki gemi yaptırıyor. biris resmen sırf parti yapmak için inşa ediliyor.

    yaptığı en delice iş yine de bu değil. britanya'yı alacağım diye ordusunu topluyor ve sefere çıkıyor. sonra ne mi oluyor? deniz kenarına vardığında vazgeçiyor ve askerlerine deniz kabuğu toplatıyor.

    neyse nasıl yaptırdığı köprünün ucuna kadar gidip geri geldiyse o seferden de aynen geri dönüyor. sonra başka bir şey yapıyor.

    m.s 40 yılında tanrı olduğunu iddia ediyor. çüş.

    adına tapınaklar inşaa edilmesini ve insanların kendisine tapınmasını emrediyor. hazır başlamışken bir heykelimi de kudüs'e dikin diyor.

    sonra tanrı olarak tapılmak üzere iskenderiye'ye taşınacağını duyuruyor. eeehtera beeyh diyen senatörler bir kumpas kuruyor ve 24.ocak.41'de caligula imparatoprluk muhafızları tarafından öldürülüyor.

    ondan geriye bir sada kalıyor işte.

  • ustama sordum bigün damdan düşer gibi, "abi aldatmadın hiç di mi yengeyi?"
    haza efendiden bi adamdır. evine barkına düşkün, çocuklarına tapan modeldir. dükkan-ev yaşar.

    "yok" dedi.
    "neden" dedim.

    "delfi, şimdi ben 38 yaşındayım, hanım 34. şimdi tabi bakıyosun etrafta gencecik kızlar dolanıyo. çok da güzeller. canı çekmiyo mu bi erkeğin? valla çekiyo bazen. inkar edemem.
    ama sonra düşünüyorum, hanımım da öyleydi eskiden. 16 yaşındaydı bana geldiğinde. bıcır bıcırdı, çok güzeldi. ben onu aldığımda, o da etrafta dolananlar gibiydi.
    şimdi bakıyorum , tabii 2 çocuk doğurdu, vücudu filan deforme oldu haliyle.
    ama bu çocukları bana doğurdu hanımım. biz beraber bi yola çıktık, o bana güzel çocuklar, sıcak bi yuva verdi. sevgisini, ilgisini, ömrünü verdi.
    ben de o 20 yaşındaki delikanlı değilim. bak benim de saçlarım ağardı, ben de kilo aldım. ben de artık geçtim o yaşları.

    yapmadım. bi tarafa eşimi koydum, onun verdiği yılları, feda ettiği şeyleri, emeğini, sadakatini, ona duyduğum sevgiyi.
    öbür tarafa 3 dakkalık zevki koydum.
    'değmez' dedim sonra."

    ...

    çirkin de bi adam değildir bu arada. ama "adam" işte zaten. çirkin olsa noolur.
    yuvaları daim olsun.

    edit. fb da paylaşılmış, yayılmış. yorumlardan anladığım, baya yanlış anlaşılmış konu.
    https://www.facebook.com/…630314012/?type=3&theater

    1. bu metni yazan bi kadın evet. ben yani. bi kadının ustası olamaz mı? niye erkek sandınız ki?
    2. ustam 20, eşi 16 yaşında başlamışlar flörte. görücü usulü değil, arkadaş ortamında tanışıyorlar. izmirliyiz, biz pek bilmeyiz görücü filan... neyse 4 yıl içinde ustam çalışa çabalaya para biriktirip bi ev yapmış ailesinin verdiği arsaya. evleri bitince evlenmişler. kız 20, erkek 24 yaşında evlendiklerinde. pedofili yok.
    3. "fırsat geçmemiştir eline" diyenler, atölyenin yanında rusların filan çalıştığı pavyonlar zinciri var. en basitinden... dadanan çok usta var, hepsi bilinir. benim ustam gibi bikaç usta daha var böyle, gitmez karıya kıza. bunlar da bilinir.
    4. "38 yaşında adam neden 75 yaşında gibi konuşuyor?"... çünkü soran kardeşinin aldatmalarla ilgili kafası karışık şu ara. feyz için sorduğunu biliyor. ondan dolayı kalbini açıyor.
    5. "20 lik kızları canının çekmesi filan ne demek? aldatmış sayılır!" diyenler... okuyun pls:
    (bkz: erkeklerin aldatmama sebepleri/@demesi kolay tabii)
    6. bu adamla 5 yıldır bazen günde 16 saate varan sürelerde çalışıyorum. dükkanı kapatıp eve nasıl koştuğunu bizzat biliyorum. eşiyle nasıl konuştuğunu, saygısını, sevgisini... ona yaptığı süprizleri, şevkatini.. o yüzden lütfen genellemeyin. aile babasıdır, bu adam düzgün bi adamdır hakkaten.
    bu soruyu başkasına değil de, ona sormamın sebebi budur zaten..

  • bundan sonra sizden başka yerden iskender yemem. sizin gibi firmaların da ayaklı reklam tabelası olurum gerekirse.

    akp sermayesine karşı öyle bir kinim var ki çevremdeki herkes uyuz olur bu huyuma. bütün firmaların, holdinglerin, şirketlerin sus pus olduğu yerde bu reklamı çektiğiniz, çekebildiğiniz için teşekkür ederim.

  • normal bir ülkede olsa hükümet düşürecek cinsten skandaldır. ama biz tabiki muz cumhuriyeti ile yönetilen şahsım devleti olduğumuz için hiçbir şey olmayı bırakın, birkaç bağımsız gazete dışında hiçbir yerde haber olmayacaktır. bağımsız olduğunu iddia eden youtuber gazetecileri de haber yapmayacaktır.

    gelelim skandala... iktidarın “cebimizden kuruş çıkmadan yapıyoruz” diye pazarladığı osmangazi köprüsü’nde geçmeyen araçlar için verilen garantinin yanı sıra "güncel fiyat ile sözleşmede belirlenen fiyat arasındaki fark" da devlet tarafından karşılanıyor.

    • osmangazi köprüsünün 1. sınıf araçlar için 2020 yılı tek yönlü güncellenmiş resmi ücreti kdv dahil 117,90, hariç ise 109,17 tl’dir.

    • sözleşmeye göre 2020 yılında olması gereken ücret ise 247,80 tl’dir. bu durumda katkı payı 138,64 tl’dir. garanti edilen 40.000 araç için her halûkarda 138 tl tutarındaki katkı payı milli bütçeden işletmeciye ödenmektedir.

    • ayrıca, geçmeyen her araç için de sözleşmeye göre güncellenen araç başı toplam ücret de (247,80 tl) işletmeciye ödenmektedir.

    bunun nedeni ise, verilen geçiş garantisinin döviz cinsinden abd tüm kentsel tüketici fiyatları endeksine göre güncellenmesi. şimdi sorum ak yavşaklara: dolar kuru ile ilgili yorum yaptığımızda bu ülkede tl ile iş yapılıyor, dolarla hesap yapıp algı yapıyorsunuz diyorlardı ya; ne oldu lan şimdi? bu ülkenin para birimi tl değil mi? bu ülkede yapılan bir altyapı projesine geçiş garantisi veriyorsunuz, bir de bunu dolar üzerinden bir endekse göre yapıyorsunuz. yani dolar artarken, bir yandan da endeks artıyor. yemin ediyorum türev piyasası şu olayı görse diz çöker tövbe ister!

    haberin devamı