hesabın var mı? giriş yap

  • hakkında küçük bi nüansa dikkat çekmek istiyorum, tarihe not düşülsün, ileride baktıkça hatırlansın diye.

    gezi olaylarında "polise taş ve molotof ile saldıran göstericilere polis müdahale etti" (ortada molotof kokteyli olmadığı, ve tarihin en medeni eylemlerinden biri olduğu halde) şeklinde haber yapan sevgili türk medyasının mısırdaki müdahaleleri yayınlama şekli:

    "güvenlik güçleri, biber gazı ve plastik mermi kullandı. mursi taraftarları ise kendilerini taş ve molotofkokteyleriyle savunuyor."

    yorum yapmaya değmezsiniz.

  • %100 lastikmiş. iki gün önce arabaya dört tane lastik* aldık, onlar bile toplam 830tl tuttu amk. o nası lastik?

  • black mirror'ın 2. sezon 2. bölümünün ismidir.

    white bear adlı bölümde ise, insanoğlunun tanrıcılık oynamasıyla karşı karşıya kalıyoruz. suçlu bir insana verilebilecek en ağır ceza nedir? sorusu yöneltiliyor bu kez izleyicilere. karanlık bir atmosfere sahip bölüm baştan sona dek büyük bir dikkatle takip edildiğinde kurgu ancak kavranabiliyor. öteki bölümlere nazaran farklı bir anlatım tekniğinin kullanılmış olduğunu gözlemlemek mümkün.

    victoria adlı suçlu bir kadın çevresinde şekillenen senaryoda, çevrelerine karşı duyarsızlaşan ve yaşananları sorgulamayan bir toplum tasviri yapılmaktadır. sorumsuz bir toplum sebebiyle daha fazla gücü kendinde bulan sıra dışı adalet örgütü ise, suçlu olduğuna kanaat getirdikleri kişiye karşı 1 ay boyunca vahşi bir şekilde oyun oynamayı sürdürmektedir. insanlar tepki göstermek yerine, ellerinde fotoğraf ve video çeken aletlerle, kahkahalar eşliğinde bu yaşanan insanlık dışı eylemin takipçisi olmaktadırlar.

    hafızasını kaybetmiş bir şekilde uyanan victoria, konsolun üzerindeki fotoğraflar aracılığıyla evli ve bir de kızı olduğu sonucuna varır. evden dışarı adım attığındaysa ellerindeki kameralarla kendisini görüntülemeye çalışan ve bunu yaparken de hiçbir açıklama yapmayan bir güruhla karşılaşır. bu topluluk bir yandan da kendisinden kaçmaktadır. bunun yanı sıra, bazı yüzü maskeli insanlar da, ellerinde silahlarla her şeyden bihaber olan kadını kovalamaya başlarlar.

    bu bölümü izledikten sonra bireylerin ve bireylerin bir araya gelmeleriyle oluşan toplumların yani kısaca insanlığın acımasızlığında sınır olmadığı çıkarımını yapmak mümkün. bir insanı cezalandırmanın en katı yollarından birinin sergilendiği senaryoda en ilgi çekici noktalardan biri ise hiç kuşkusuz cezayı çekmek zorunda kalan insanı izlemekle ve hiçbir açıklama yapmamakla yükümlü olan halkın çeşitli seanslarla bu göreve hazırlanması.

    elbette halkın yanı sıra, 1 ay boyunca ortama uyum sağlayacak oyuncuların varlığını da es geçmemek gerek. izleyicilerin bölüm sonuna kadar gerilmesini sağlayan ve finalde ise şok etkisi yaratan kısmında o kişilerin etkisi büyük. koca bir tiyatro sahnesinde, hiçbir şeyden habersiz victoria’nın yardım çığlıkları kulaklarımızı çınlatsa da, onun bir suçlu olduğu gerçeği de aklımızı kurcalamaya devam ediyor. fakat işlenilen suç, böylesine ağır bir cezalandırmayı gerektirir mi gerçekten?

    bu bölümde de çok net bir şekilde bir “iletişimsizlik” örneğinin sergilendiğini görebilmekteyiz. suçlu insanın çok ağır bir uygulama karşısında çaresiz kalışını izlemek yeterince vahşet yansıtmıyormuş gibi, çevresindeki insanların ona bir açıklama yapmak yerine fotoğrafını ve videosunu çekerek kaçmaları da yine eşit miktarda vicdansızlık örneğidir.

    white bear’ı diğer tüm bölümlerden ayıran en önemli unsur ise, betimlenen dünyanın kimilerine göre bir distopya, kimilerine göre ise bir ütopya olmasıdır. vahşice suç işleyenlerin vahşice bir şekilde cezalandırılması gerektiğine inanan sayısız insanın bulunduğu gezegenimizde, çıkarılan sonucun tamamen zıt kutuplarda olmasına şaşmamak gerekir.

  • ülkenin en şımarık kenti ve nüfusu trabzon. sloganları "bize her yer trabzon". onların bayrakları her yerde dalgalanacak, her gittikleri yerde trabzon'daymış gibi davranacaklar ama karşı taraftan aynı talep gelse neredeyse silah çekip vuracaklar. trabzon'a istanbul takımlarından birinin bayrağı asılsa şehir olarak cinnet geçirecekler ama istanbul'un köprülerine bayrakları asılacak. hayat onlara güzel. işine gelince bizans, bayrağın asılacak olunca "istanbul'un köprüleri". biri de demiş ki lige renk menk katan, şanlı trabzon. şanlı manlı değil, rezilsiniz.

    edit: mesaj atıp küfreden, hakaret eden, "zaa kudur" diye yazan trabzonlu arkadaşlara teşekkürler. tespitlerimi haklı çıkarmış oldular. istanbul'da elbette diledikleri gibi davranabilirler. trabzon'da aynı özgürlüğü bulamayacak olmak problem.

  • tehlikenin boyutunu anlamak adına önemli bir tweet'dir.
    kaynak

    twitter'dan ulaşamayanlar için görsel

    --- spoiler ---

    istanbul esenyurt fi tower sitesi 1755 dairenin bulunduğu bir site. sitede türkler azınlığa düşmüşler. araplar site yönetimini sahte veya şüpheli vekaletnameler kullanarak ele geçirmişler. arapların çoğunluğu ele geçirdiği sitede harcamalar artmış. 2022’de 17 milyon, 2023’de 23 milyon ek bütçe çıkarmışlar. bu büyük rakamlara karşı çıkan türk ev sahiplerine “fakir. türk istemiyoruz” diyorlarmış. azınlıkta kalan türkler büyükçekmece cumhuriyet başsavcılığına şikayette bulunmuş büyükçekmece 1. sulh hukuk mahkemesine dava açmış yaklaşık 1 yıldır hukuk mücadelesi veriyorlar. aşağıdaki görüntülerde site bahçesinde kalınan bayram namazından. türk imamın arkasında namaz kılmamak için bahçede kılıyorlar. bu sitede yaşananlar türkiye’nin geleceğini anlatıyor.
    --- spoiler ---

  • en üst edit: "hocam merhaba lütfen entryne edit yaparak öğrencilerinin mağduriyetini de ekleyebilir mısın? bugün sadece bir anatomi kitabı 300 lira iken öğrencilerin şahsi eşyaları bilgisayarları gibi bir çok şey yurtta kaldı. evine giymis olanlarin neredeyse herşeyi orada kaldı ve o.an orada olanlar apar topar çıkarıldıkları için hiç bir şey alamadılar yanlarına neredeyse.
    o yurtlarda cebinde 10 lirası olmayan kızlar kalıyor yazıktır günahtır kimse muhattap bulamıyor yapacak bişey yok gitti diyorlar"

    üst edit: devletimiz ankara'da ve konya'da olmak üzere 10 bin kişiye yakın umreci vatandaşları kyk yurtlarında karantina altına almış.

    kaynak

    üst edit: sadece umreden dönenler değil yurtdışından gelenler de zorla karantina altına alınmalı. her başlıkta bir art niyet aramayın. umreden gelenlere kin beslediğim falan yok.

    artık olması gerekendir. 21 bin kişi devlet zoruyla karantina altına alınmalıdır. vatandaşlara 14 gün evde oturun demenin hiçbir anlamı yok. yasak getirilmeli ve ağır yaptırım uygulanmalı. bu işin şakası yok.

    (bkz: 14 gün kuralına uymayanın ceza alması gerekliliği)

    üst edit: devletimiz ankara'da ve konya'da olmak üzere 10 bin kişiye yakın umreci vatandaşları kyk yurtlarında karantina altına almış.

    kaynak

    üst edit: sadece umreden dönenler değil yurtdışından gelenler de zorla karantina altına alınmalı. her başlıkta bir art niyet aramayın. umreden gelenlere kin beslediğim falan yok.

    artık olması gerekendir. 21 bin kişi devlet zoruyla karantina altına alınmalıdır. vatandaşlara 14 gün evde oturun demenin hiçbir anlamı yok. yasak getirilmeli ve ağır yaptırım uygulanmalı. bu işin şakası yok.

    (bkz: 14 gün kuralına uymayanın ceza alması gerekliliği)

  • 10 gün önce ülke başkentinde ana muhalefet lideri diri diri yakılmak istenen ülkede yaşayan orta dogulularin komiklik yaptığı başlık.
    7 haziran - 1 kasım ülke tarihinin en karanlık dönemlerinden birini yasamamis gibisiniz.
    3 yıl önce kendi elleriyle besledikleri cemaatçi grup tarafından darbe girişimine maruz kalmamış gibi şakalar yapabiliyosunuz.
    seçim sonuçlarını kabul etmeyen bir diktatörün ülkesinde yasamiyormuscasina baskalarinin az gelişmisligiyle alay ediyosunuz.
    sizin bu ağlanacak halinize gülen şımarıkliginizla kim alay etsin acaba?