hesabın var mı? giriş yap

  • bu bias temelde 3 şekilde kendini gösterir:

    1- bilgi edinirken
    kendi görüşümüzü onaylayacak şeylere odaklanırız. dünya görümüzle çelişecek vakıaları görmezden geliriz.
    kendi görüşümüze uygun gazete/tv/yazar takip ederiz.

    2- yorumlarken
    (bkz: attitude polarization) (bkz: subjective validation)
    "zeki insanlar acaip şeylere inanır, çünkü akıllıca olmayan sebeplerle edindikleri inançları savunmada oldukça yeteneklidirler.*

    3- hatırlarken
    işimize gelen şeyleri, olayların işimize gelen ayrıntılarını hatırlıyoruz. hatta inançlarımıza göre hafızamızı eğip büküyoruz farkında olmadan.

    [wiki]

  • kadının biri kocasını 3 erkekle aldatıyormuş.
    hergün kocası evden gidince 3 adam eve gelir ve kadınla yatarmış.
    kadın yine böyle bir günün sonunda adamlardan birisine demiş ki;

    - 'sen yarın gelirken bir tepsi dolma yaptırıp getir'; diğerine,
    - 'sen de bir büyük kap ayran getir.' demiş.
    diğer adam çok fakir olduğu icin ona,
    - 'sen de... boşver, sen hiç bir şey getirme demiş.

    ertesi gün gelmiş fakat kadın bugünün günlerden pazar olduğunu unutmuş, eteği tutuşmaya başlamış.
    - 'eyvaah' diyerek kocasının yanına gitmiş.
    - 'sen bugün kahveye filan gitmeyecek misin? ben evde temizlik yapacağım deyip kocasını zar zor da olsa evden yollamış.

    kocası gittiği gibi 3 adam da eve gelmiş kadın demiş ki;
    - 'siz hemen gidin. kocam buralarda!' tam bunu söylerken zil çalmış.
    kadın 'eyvah' demiş, 'geldi galiba!' adamları sağa sola saklamış ve kapıya bakmaya gitmiş.

    kocasını karşısında gorunce 'ne oldu?' diye sormuş adam da
    - 'yahu karnım cok acıktı. bana dolma yapsana, canım çok istedi' demiş.
    kadın - 'allah'ım bir tepsi dolma olsa da yesek!' demiş.
    elinde dolma tepsisi olan adam çıkıp yanlarına gelmiş. kadının kocası şaşırmış.

    - 'sen kimsin yahu?!' diye sormuş. adam sakin bir şekilde;
    - 'ben allah tarafından geliyorum. karınız dolma istedi.' demiş. ve hemen çıkıp gitmiş.
    kadının kocası olayın şokunu atlatamadan...

    - 'yaa tamam da..' demiş bu sefer koca,
    - 'bu ayransız gitmez. sen bari bi ayran yap 'kadın büyük bir sevinçle;
    - 'allah'ım bir damacana ayran olsa da içsek' demiş. ayranı getiren adam çıkıp gelmiş.

    kocası tabii çok şasırmış. - 'sen de kimsin?' demiş.
    adam da diğeri gibi,
    - 'ben allah tarafindan gönderildim. karınız ayran istedi' diyerek çıkmış gitmiş.
    kocası hayretler içinde, kendi kendine 'bizim karı ermiş mi oldu ki?' diye söylenmiş.

    kadınla kocası yemekleri yemişler ama 3.adam hâlâ saklanıyormuş.
    1 saat geçmiş, 2 saat geçmiş. 3 saat derken adam dayanamayıp çıkmış yerinden.

    kadının kocası bağırmış,
    - 'ulan sen de kimsin?!!'
    adam:-
    -'ben allah tarafindan geliyorum. boşları almaya geldim...

  • evleniyorum diye paylaşım yapmış instagram hesabından. ben de "kimle evleniyosun kız :)" yazdım. engellenmişim eheheh.

  • "emre fena ayar vermiş.." diyen gerizekalıların sürekli savunmaları olduğu sürece nah türk futbolu gelişir,

    aq ergenleri gelmiş bide ayar vermiş diyor. gelmiş bjk bu adamdan kurtulsun, yok taktik kötü demiş. ne cahil insanlarla muhatabız yarabbi.

    tanım: fb futbolcusunun sözleri.

  • bana bir yiğit özgür karikatürünü hatırlatan şarkı sözü:

    - yokluğunda çok kitap okudum esra.
    - ne okudun mustafa?
    - insanın okumak için bol bol vakti oluyor..
    - neler oludun mesela?
    - uzun uzun düşündüm ikimiz hakkında..
    - mal mal denizi seyrettin değil mi?
    - aşka yürek gerek esra..

  • albany tıp fakültesi nöroloji profesörü dr. venkat ramani'nin dianne neale adlı hastası, televizyon izlerken, entertainment tonight programının sunucusu mary hart'ın sesini duyunca epilepsi nöbeti geçirdiğini, ailesinin bile buna inanmadığını söyler. mary hart

    doktor, laboratuvar testleri sonucu, kadının gerçekten mary hart'ın sesini duyunca epilepsi nöbeti geçirdiğini, karnını ovalayıp başını tuttuğunu, bakışlarından kafa karışıklığı ve bilinç kaybı yaşadığının anlaşıldığını, bu durumun 30 saniye ile 1-2 dakika arası sürdüğünü söyler. sebebini tam olarak bilemese de durumun psikolojik değil nörolojik olduğundan emindir. link

    vaka, 1991 yılında, the new england journal of medicine'da, "audiogenic epilepsy induced by a specific television performer," başlığı ile yayımlanır. bu da doktora istenmeyen bir ün getirir. letterman ve carson gibi ünlü komedyenler bile olayı şakalarına dahil ederler. hasta, bu durumu aşağılayıcı bulur ve epilepsi hakkında insanları bilinçlendirmek için basın toplantısı yapar. bu da ters teper. aynı isimdeki bir başka kadının evinin yakınlarına gidip mary hart'ın ses kaydını çalarken tüfekle kovalananlar bile olur. link

    mary hart, üzgün olduğunu söyleyen bir video yayınlar. zamanla bu olay unutulur. yıllar sonra, 1997'de benzer bir vaka, bu sefer işitsel değil görsel bir uyaranla japonya'da ortaya çıkar. pokemon'daki bir karakterin gözlerindeki hızlı hızlı yanıp sönen ışık, 700 kişinin hastanelik olmasına neden olur. pokemon seizures

    her 4000 kişiden 1'inde photosensitive epilepsy yani, bu tür uyaranlara karşı hassasiyet olduğu düşünülüyor. oyunların veya videoların başına uyarı koyuluyor. mesela ben, nine inch nails videolarında görmüştüm. uyarıları dikkate almakta ve bu tür videoları paylaşmamakta fayda var. (bkz: ışığa duyarlı epilepsi)
    kaynak

    ek: bunu yazdıktan uzun zaman sonra, bugün seinfeld'in 3. sezon 19. bölümünde bu konunun işlendiğini gördüm. kramer televizyondan mary hart'ın sesi gelince nöbet geçiriyor. video

  • --- spoiler ---

    rickon'un zik zak çizerek koşmayı akıl edemediği bölüm olmuştur. zaten normal şartlar altında da bu akılla pek fazla yaşamazdı.

    --- spoiler ---

  • insanların parasını verip izlediği bir platforma karışmaya cüret edebilecek leşlikte olan ve beş para etmez tipler tarafından yönetilen bir devlet kurumunun akıllara durgunluk verecek açıklaması. bir de hepsi rte ağzıyla konuşmuyorlar mı... 3 sene sonra hepinizin kökü kazınacak, rahat olun.