hesabın var mı? giriş yap

  • kendi deyimi ile ''tanrı'nın eli'' ni iki kere kullanmı$tır aslinda..

    1986 senesinde oynanan ingiltere macı sonrası maradona bu mac icin ''bu bir takımı yenmek degil bir ülkeyi yenmek demi$ti.''

    bu macın 51. dakikası icinde maradona topu orta saha civarından almı$, hoddle'i gectikten sonra valdano ile duvar pasına girmi$ havalanan topu shilton'un rahatca alması beklenirken maradona kendisinden beklenmeyecek kadar yükselmi$ ve kafasını sol yumruguna siper ederek shilton'un önünden topu elle aglara yollamı$tı. zaten herkes bu golü ezberlemi$ti, tarihte yerini almı$tı bu gol.

    mactan sonra basın toplantısında maradona tarihe gececek olan ''un poco con la cabeza de maradona y otro poco con la mano de dios" cümlesini kurmu$tu.. yani biraz maradona'nın kafası biraz tanrı'nın eli.

    **

    1990 dünya kupasında acılı$ macını milano'da 1-0 kaybederek ba$lar arjantin. ikinci mac sovyetler birligi iledir. arjantin'in maradona dahil cok fazla sakat futbolcusu vardı ve istenen oyun oynanamıyordu.

    14 haziran günü sovyetler macına cıktı arjantin ve belki de turnuva'nın arjantin icin ilk kader anı ya$andı. 10. dakika icerisinde nery pumpido kendi defans oyuncusu jorge olarticoechea ile ceza sahasında carpı$tı ve ayagi kırıldı.. kaleye sergio goycoechea gecti.. troglio ile 27. dakika da 1-0'da öne gecti arjantin, ama sovyetler inanılmaz bir baskı kurmaya ba$ladı arjantin kalesinde.. üst üste ataklar icin artık maradona bile kendi kale diregi önünden ayrılamaz olmu$tu ki tanrı'nın eli ikinci kez sahneye cıktı.

    artık sovyetler baskısının dayanılmaz durumda oldugu anlardan birinde kullanılan korner atı$ına ceza sahası icerisinde oleg kuznetsov muhte$em bir kafa vuru$u yapar. o sıra ön direk önünde bekleyen maradona top kaleye girmek üzereyken topu bu sefer sag eliyle durdurur ve topu ileri firlatir. herkes $a$ırmı$tır, maradona dı$ında. aynı 1986'da ki gibi yan gözle hakeme bakar maradona.. hakemin olayı aynı 4 sene önce oldugu gibi fark etmedigini görünce de sol ayagı ile topu havaya diker.. isvecli hakem oyunu devam ettirir, bir süre sonra da arjantin 2. golü bulur ve sovyetler birligi'ni 2-0 ile turnuva dı$ına yollar.. eger o top gol olsa ilk macını kaybeden, ücüncü macında beraber kalan arjantin grubu sovyetler birligi'nin arkasında sonuncu olarak tamamlayacaktı.

    nası baglanır ki bu 24 saat uyumayan bir insan icin?. maradona güzel birisidir i$te.

  • aslinda cok var. ama birkac tanesini sayabilirim.

    - oncelikle otel ucretini giriste tahsil etmek istemeleri.

    - kahvaltida oda numarasi sormak icin gelen gorevliler.

    - odada ikram olarak icecek bir ufak su, cay-kahve bile bulundurmamasi.

    - otele giriste elinizde tasinacak canta olmamasina ragmen sirf bahsis koparmak icin odaya kadar eslik etmeye kalkan, gereksiz yere lafi uzatan bellboylar.

    - otoparktan para alinmasi.

    - en cok guldugum de "otele disardan yiyecek-icecek" getirmek yasaktir uyarisi koymalari. 4 yildizli otellerde bile gordum.

    edit: son madde ile ilgili soyle bir uyari geldi, ben isin bu boyutunu pek dusunmemistim:

    dışardan yiyecek içecek getirip ve bunlardan zehirlenip suçu otel yemeklerine atmaya çalışanlara yönelik bir önlem. başı ciddi belaya giren oteller var bu yüzden.

  • az önce egm tarafından tarafıma yollanmış sms. yanlış. newton'ın fizik kurallarını egm'ye hatırlatacak olursak:

    d = v.t

    yani

    mesafe = hız x zaman

    buradan hesaplarsak

    zaman = mesafe / hız

    yani mesafe aynı olduğu zaman hız arttıkça zaman azalıyor bölen olarak değeri arttığından. eğer

    aşırı hız > hız

    denklemine bakarsak aşırı hızın her zaman zaman kazandırdığını söyleyebiliriz. dolayısıyla doğru cevap:

    "aşırı hızla kazanılan zaman, kaybedilen hayatlara değmez"

    olacaktı. bir emniyet genel müdürlüğü eğitiminde daha görüşmek üzere.

  • kadın normal pantolonlu ya da eşofmanlı öyle bir şey, herif diyor ki “bacaklarını açarak oturmuş merdivenden kaldırdık, erkek insanlarımız rahatsız oluyor.”

    ulan siz insan mısınız be şerefsiz?

    arkadaş ben bu insanlarla aynı tarafta değilim ben bunlar gibi değilim nasıl bir yere dönüşüyor lan memleket?

  • yıllar önce ıslak hamburgerin mucidi (veya ilk yapanlardan biri bu entry'de kim olduğunun önemi yok), şimdilerde göztepe kristal büfenin sahibi ile sipariş öncesi muhabbet ediyorduk. o anlattıydı.

    bu ıslak hamburger yanlışlıkla bulunan bir şey. mcdonalds'ın veya amerikan fastfood'unun daha memlekete girmediği zamanlar. taksim- bağdat caddesi gibi batılı bulvarlarda gezip dolaşan kesim arasında kristal ve birkaç büfe baya revaçta. o kadar ki artık yoğun zamanda burger yetiştiremiyorlar. ben de 90'lar başında bu şekilde şekilde tanıdım.

    büfe sahipleri gelen talebi karşılamak için akıllarına sirkülasyonun yoğun olduğu saatlerden önce burgerleri istiflemek geliyor. böylece müşteriyi de bekletmemiş olacaklar. ısıyı muhafaza edecek bir kutu alıp yaptıkları burgerleri biriktirmeye başlıyorlar. bilen bilir kristal kendi sosunu kendisi yapar, eski müşterileri de onu ketçap olarak kullanırdı.

    kutunun içine konan burger etinin sıcaklığıyla oluşan buhar ekmeğin yumuşamasına ve sosu daha iyi çekmesine neden oluyor. şaşırtıcı şekilde bu ıslanmış burgeri müşteri daha çok sevmeye başlıyor. artık sakin zamanda da ıslak burger talep ediyorlar ama o zaman bekledikleri gibi ıslak/soslu olmuyor. hal böyle olunca gerek olmamasına rağmen burgerleri kutunun içinde bekleterek ekmeği nemlendirmeye başlıyorlar. sipariş geldikçe değil kutuda burger azaldıkça yerine koyuyorlar.

    özetle bugün ıslak burger diye sipariş edilen şey aslında sosun buharı hesap edilememiş bir lezzet kazası.

    kişisel görüşüm daha sonraki yıllarda burger ekmekleri biraz yapay yollarla soslandırıldığı için o lezzet kayboldu. artık ıslak burger kutularının ısıtma özellikleri var dibinde dökülen sosu buharlaştırarak hazırlıyorlar. yine de super burger öncesi açılışı ıslakla yaparım kristalde. benimki ağız alışkanlığı yoksa eskisi gibi içime çekmiyorum ıslağı.