hesabın var mı? giriş yap

  • şöyle bir şeydir:

    "hemen bir iş bulup, içine sazanlama atlamalıyım. maaş, işin içeriği, şirketin yapısı vs. önemli değil. bi yerden başlayayım da, daha iyi olur nasılsa... zamanla yükselirim."

    yükselemedi.

  • 1898'de tesla, küçük bir sallanan cihaz yaptığını ve bu cihazı ofisine yerleştirip çalıştırdığında, binayı ve etrafındaki her şeyi sarstığını iddia etti. yani başka bir deyişle, cihaz depremleri simüle edebiliyordu. tesla böyle bir şeyin meydana getirebileceği korkunç şeylerin farkına vardığı cihazı etkisiz hale getirmek için eline bir çekiç aldığını ve çalışanlarına, sarsıntı ile ilgili soru sorulduğu takdirde haberleri olmadığını söylemeleri yönünde talimat verdiğini söyledi. bazı teorisyenler, abd hükümetinin tesla'nın bu çalışmasını devam ettirdiğini düşünüyor.

    osilatör kaynak

    bugünler de yapmaya çalıştıkları şeyin yani deprem algısını insanların bilinç altlarına empoze edip normalleştirmeye çalışmaları bu buluşun ortaya çıkmasındaki andan itibaren en başlı sebep olarak sayılır.

    ki; bu süreçte bu sistemi kullanıyor olmaları da korkunç bir durum.

    (bkz: büyük istanbul depremi)

    tesla bunu fark etmiş olmalı ki, insanlar bu buluşu kötü amaçlı kullanabilir.

  • "diyelim ki balıkmışım ben, sen de balıkçı. ikimiz de biliriz sineğe bile kıyamazsın, öyle bos oltayı atarsın denize. bilirsin salak olmadığımı, ama aşık olduğumu bilmezsin. ben sana inat yakalanırım. şaşırırsın, nerden çıktı bu diye... istediğin balık degil ki, oturmak iskelede. mecbur çekersin yukarıya. acı çekiyorum nede olsa. dedim ya kıyamazsın... uzanırım avuçlarına. dudaklarıma dokunursun, iğneyi çıkartacaksın ya, yoksa sevdiğinden falan değil... bilirim senin yanında yaşayamayacağımı. sen de bilirsin, öldürmeye kıyamazsın, bakarsın avucundaki aptal balığa, ben de sana... sonra beni kurtarmayı seçersin, ben avuçlarında ölmeyi seçmiştim oysa... bırakırsın denize. yüzünde kahraman gülümseme. hayat kurtardın ya biraz önce. sessizce boğulurken mavilerde, son kez bakarım iskeleye, iskeledeki aptal balıkçıya, sen de kurtardığın balığına..."

  • adam öldürseler, ölünün şikayeti yok katil de olay yerinde değil diye işlem yapmayacaklar yani.

    edit: o kadar çok mesaj aldım ki, cinayetle yaralama bir mi, ona şikayet gerekir mi gibisinden editleme gereği duydum

    iş bu entry, olay yerine geç gelen, adamın kafasına pala geçirip 25 dikiş attıracak kadar vahşileşen insanları göz altına almak için illa ki şikayet bekleyen, olay yerinde tutanak tutmayan polislerin ve bu resmen cinayete teşebbüs eden insanları serbest bırakan savcıların olduğu adalet sistemine ironi dolu sitem ve tepki içeren bir entrydir

    edit 2: tck 86/1 de kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. şeklinde geçiyor bu linkten de görüleceği üzere bu durum şikayete tabi değil

  • up&up klibini coen kardeşler film diye çekse oscar'ın favorisi ilan edilirlerdi, öyle de muhteşem bir sanat eseri olmuş işte.

  • işte o kader mahkumlarının suçları;

    1- bilinçli taksir ile öldürme.

    2- her türlü nitelikli yaralama. (sonucu ölüm de olabilir)

    3- nitelikli hırsızlık.

    4- nitelikli dolandırıcılık.

    5- nitelikli yağma / gasp.

    6- çete faaliyeti.

    7- güveni kötüye kullanma. (iç etme, hacılama)

    8- karşılıksız yararlanma.

    9- mala zarar verme.

    10- hakkı olmayan yere tecavüz.

    11- haneye tecavüz.

    12- fuhuş, pezevenklik.

    13- çocuklara müstehcen yayın verme/satma.

    14- tehdit.

    15- alıkoyma.

    16- kaçakçılık. (insan kaçakçılığı dahil)

    17- sahtecilik (ilaç, ürün sahteciliği, evrakta sahtecilik dahil)

    18- rüşvet, irtikap.

    19- firar.