hesabın var mı? giriş yap

  • kablelvuku tarafından (bkz: #53466324) 3 yumurtayı 2 yumurtaya düşürmeden de ticari kazanç (ya da kayıp) sağlayabileceğini öğrenmiş bir patrona sahip firma. patron öğrendiği şey için kablelvuku'ya borçlu iken, sanırım bu entry'i sildirmeye çalışıyormuş. patron'un orada lafı geçiyorsa, kablelvuku'nun da burada lafı geçiyor. orada pozisyonun yüzünden senin nazını çeken kablelvuku iken, burada da pozisyonun itibariyla sen onun nazını çekiyorsun. demek ki neymiş;

    1- insan ilişkilerini -pozisyonun ne olursa olsun- mesafeli, saygılı yürütecekmişsin, paranın ve makamın getirdiği güç ve itibarla başkalarının onuruyla, gururuyla oyun hamuruyla oynar gibi oynamayacakmışsın, zira fernando pessoa ne demiş:

    ''kimseyle alay etme, asla kimseyi gülünç duruma düşürme, kalbinin en ücra köşesinde bile yapma bunu. insan yaşamı alaya alınmayacak kadar hüzünlü ve ciddidir.''

    2- sana para/itibar kazandıran şey sadece çalışanların değil, bizzat senin tavırların imiş. an gelir, senin tek bir mimiğin, sana çalıştırdığın x işçinden daha fazla kazandırır ya da kaybettirir.

    hayat mücadele. hayat zor.

  • cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan konuşmasında, "merkel 25 milyon euro vereceğini söyledi." diyor.
    berat albayrak'ın gülüşüne ve yanındaki eski tbmm başkanı ismail kahraman'ın el hareketine dikkat edin, ne anlamalıyız bu hareketten? neler oluyor son günlerde?
    ben kendimi tutup bu zamana kadar ne entry ne de tweet attım, haddim değildir dedim. ama bu olanlar, şu el hareketi... kalbim kırılıyor bu ülkeye.
    ilgili video

    unutmuş olabiliriz diye 17-25 aralık tapeleri

    edit: link güncellemesi

  • aynı şekilde sadece öğretmenlere değil devletin her kademesinde a'dan z'ye hediye işi yasaklansa. saatler, altınlar, bilgisayarlar falan hediye edilmese...

    e:imla

  • bana teyzemin ne tür bir manyak olduğunu hatırlatan tırdır.
    efendim bu tırdan küçük anstapibil'in de vardır ve doğal olarak en sevdiği oyuncağı budur(yan kapakları açmak suretiyle uçak olarak bile oynuyorsun lan daha güzel bir şey olabilir mi?) fakat bu sırada oyun arkadaşı olan yan komşunun kızı kızamık geçirmektedir ve sahip olunan temizlik hastası teyze, bu kızın kızamık mikrobunun tırda kalacağına inanır ve pille ışıkları çalışan tırı bildiğin deterjanla yıkar. bu da yetmezmişçesine tutup lastikleri de çıkarıp atar ki mikrop o aralarda bulunmasın. böylece o havalı mı havalı tır bir anda tüyleri yolunmuş kelaynağa döner ve bir süre o şekilde oynandıktan sonra takoz niyetine ayağı kırılmış bazaya destek olarak konur(hala da aynı yerini korumaktadır).
    hayır ağlamıyorum gözüme o küçük gri honda civic kaçtı.
    edit: hatta biraz hafızamı zorlayarak tırı bp'lerde belli bir miktar akaryakıt alımıyla veya 7.500.000 tl ile sattıklarını da ekleyeyim.

  • - cengiz kargo..ama yorgunum aşağı iner misiniz?
    - elbette..hemen geliyorum..
    ..
    - merhaba..
    - merhaba..önce şu paketi vereyim..
    - aa şey..iyi de bu bana gelmemiş ki..
    - evet..en üst kattaki eve geldi ama onlar inmek istemediler..siz çıkarın bi' zahmet..
    - yuha!
    - yorgunum..

  • sürekli filmin uzunluğuna vurgu yapıp, vay be, o kadar da sıkıcı değilmiş, diyen sinemaseverler sanırım hep kısa metraj izliyorlardı.

    birçok sinefilin yere göğe koyamadığı the godfather 175, devam filmi 200, once upon a time in america'nın director's cut versiyonu ise 229 dakikadır. daha tonla örnek verebilirim!

    demek ki neymiş, uzun filmler de çekiliyormuş! artık papağan gibi aynı şeyi tekrarlamayın da filmi okuyun, iki orijinal bir şey söyleyin!

    edit: imla

  • konu: kulüp başkanı hakemi arar mı?

    sinan engin: arar kardeşim. ben bile aradım. hocam bizi ezdirme deplasmanda, güzel maç yönet vs.

    ahmet çakar: yemini billah ediyorum, ben bir kez aranmadım.

    sinan engin: hocam sen hakemlik yaparken cep telefonu mu vardı?

    ahmet çakar: mavi ekran

  • engellenen insanlarin nedenini sorcak kadar umursamadiklari ancak sozluge yazacak kadar umursadiklari olaydir.