hesabın var mı? giriş yap

  • her derde devadır.
    yazın, akşam üzeri, hani o ankara'nın gereksiz yere kavuran sıcağı yerini püfür püfür esen akşam serinliğine bıraktığında, kızılay'dan cebeci'ye yürümek daha da bi keyiflidir. ne gam kalır ne kasevet. düşün bak, benim ev yenimahalle'de, iş de karanfil sokaktaydı, ben kızılay- cebeci / cebeci-kızılay arasını yürürdüm. rasyonel açıdan hiçbir varış noktasına ulaşamasam da çok huzur vericiydi.

  • pedofil kardeşler örgütüne gönül vermişleri her şekilde üzecek olan karar.

    mısır'ın neredeyse yarım yüzyıllık virüsü olan bu pedofil kardeşlerin gerçek taleplerini burdan görebilirsiniz. video'yu koyan kişi de video açıklamasından göreceğiniz üzere bu pedofil kardeşleri destekleyen biri.

    kendisi hüsnü mübarek'e karşı sokağa çıkan milyonlarca insanın mücadelesine konmuş bir adamdır. yüzde 46 katılımın olduğu seçimlerde yüzde 25 alıp ikinci tura kalmıştır. öyle halkın büyük bölümünün sevdiği bir adam falan değildir. zaten kendisine karşı yapılan protestolar da mübarek'e karşı yapılanlar kadar büyüktür. çünkü kendisi dünyanın her yerinde iktidara gelen islamcıların yaptığı gibi kendisini padişah yapacak anayasa düzenlemelerine koyulmuştur. tayyip'in de zamanında söylediği gibi bunlar için demokrasi amaç değil araçtır.

    o yüzden mursi denen gavatı savunanlar kimsenin kendilerine sempatiyle bakmasını beklemesin. müşlümanlayın yönetmeşine ijin veyilmiyoymuş hiçbir yer :(:( dünyada müslümanların yönettiği her yerde özgürlük ve insan hakları geriler. ortadoğu'da bunun aksini gösteren tek bir örnek bile yok. bundan sonra da olmayacak. o yüzden nazilere, ku klux klan'cılara, engizisyon mahkemelerine nasıl bakıyorsak bu mursi dalyarağını destekleyen ihvancılara, selefi vahabi köpeklere, pedofil kardeşlere öyle bakıyoruz.

  • sabahları camdan aşağı tükürüp duran, beni her gördüğünde "sen ezgi misin? senin bende mektubun var. *" diyen çılgın üst komşumuz 90 yaşındaki himmet dede kapıda kalmıştı. kapının üstünde anahtarını unutmuş, cebinde de yedek anahtarı kapıyı açmaya çalışmış ama başaramamış. tam kahvaltıya oturmak üzereyiz, gelmiş bizim kapıya elleriyle dizini dövüyor, "ne yapacağım ben!" diye.

    çıktım yukarı. kapıyı biraz zorlayıp, sarstım. sanırım bir süre sonra arkadaki anahtar geriye kaçtı ve ve diğer anahtarla kapı açıldı. nasıl mutlu oldu, ne dualar etti canım benim. neyse, aşağı indim. oturdum kahvaltıya. o sırada evde şekerin bittiğini fark ettim. "neyse çayı şekersiz içeriz" diye düşünürken kapı çaldı. himmet dedem elinde bir kase küp şeker "evde bir tek bu vardı. teşekkür için getirdim" diyor. o sırada evdeki herkes şok.

    sanırım o zamandan sonra kimimiz allah'a, kimimiz karmaya inandı. kimimizin de sikinde bile olmamış olabilir olay. emin olamadım.

    edit: himmet dedem 2 hafta önce vefat etmiş lan.

  • erkek çocuk ile aralarındaki farkı bir kız babası olunca anladım. tabii sağdan soldan duyuyorduk ama farkın bu derece ciddi olacağını hiç tahmin etmezdim. ikisini de tabii ki çok seviyorum o ayrı bir konu fakat kız çocuk gerçekten çok farklı. eve geldiğimde direkt boynuma atlaması, o işveler o cilveler tam bir küçük şeytan.

    geçenlerde fena hasta oldum. influenza, covid movid ne varsa toplanmış. yataktan kalkamıyorum o derece. fena da susadım ki erkek olana(9 yaş) seslendim, bir bardak su getirsin diye ama oyun oynuyorum bilgisayarda baba dedi bitsin getireceğim. hay senin oyununa diye iç geçirirken, bizim küçük şeytan(3 yaş) elinde bir bardak su yanıma geldi. diğer elinde de ıslak bir bez alnıma koymaya çalışıyor. geldi sarıldı, öptü falan. ulan bir iyi hissettim kendimi sormayın.

    annesine de bağırıyor oradan, babama ıhlamo(ıhlamur) yap diye:)) neyse ki bir kız çocuğumuz var da şu hastalığı bir şekilde atlattık. velhasıl kelam, kız babası olmak insana kendini gerçekten değerli hissettiriyor.

  • hırsızların en çok eve girmeyi tercih ettiği yer olan kapıyı en güvenli hale getirmekle başlar. evin diğer pencere, balkon vs bölümlerinin korunması kolaydır. bunun en büyük sebebi; ulaşımının zor olması, binanın dışında ve açıkta olması hırsızın iş üzerinde çalışmasının oldukça fazla engellenmesidir. eğer alt katlarda iseniz demir parmaklıkla kolaylıkla halledebilirsiniz. oysa ki kapı öyle değildir. güvenli hale getirmesi bu kadar kolay olmaz. hırsız, apartmanın içinde hiç bir komşunuzun ruhu bile duymadan çok kısa sürede kapınızı açıp girebilir. genelde de fazla ses çıkartmayacak yöntemleri tercih ederler.

    evime defalarca hırsız girmiş birisi olarak, her seferde deneme yanılma yöntemiyle "en güvenli kapı nasıl olur"a yeterince yaklaşmış olduğumdan bir kaç tavsiyede bulunacağım. unutmayın; hırsızın asla giremeyeceği kapı yoktur, sadece yöntemini henüz geliştirememiş hırsız ya da sadece girmek için çok vakit harcamaktan kaçınan hırsız vardır.

    hırsızlar kapıdan içeri nasıl girer?
    kapınız ahşap ise*;
    - tornavida ya da levye ile kilit bölümüne müdahale ederek
    - herhangi bir alet ile vurmak kaydı ile kilit bölümünü kırarak
    - menteşe bölümünü kırarak
    - tekme ya da omuz ile kapıyı kırarak

    kapınız çelik ise;
    - maymuncuk türü aletlerle kilidi açıyorlar (artık pek becerebileni yok)
    - kilit göbeğinin dışarda kalan kısmını bir aletle sıkıştırıp çevirerek kırıyorlar. kırılan kısmı dışarı çekerek çıkarttıktan sonra parmak kadar bir aleti boşluğa yerleştirerek çeviriyorlar ve kapı şıkır şıkır sanki anahtarla açıyor gibi açılıyor (en çok bu yöntemi seviyorlar)
    - levyeyle kilit bölümünün olduğu aralığı zorlayarak açıyorlar
    - kriko gibi bir aletle kapıyı karşılıklı iki çerçeveden esneterek kilidin boşa çıkmasını sağlayarak açıyorlar (baya sık kullanılan bir yöntem)
    - içerden zinciri ya da emniyet kelepçesini kapatmışsanız; kapıyı araladıktan sonra ince sac gibi bir demir ile açıyorlar
    - kapıyı komple duvardan çerçevesiyle birlikte sökerek açıyorlar (baya zor bir yöntem)

    şeklinde en bilindik yöntemler sayılabilir. peki tehlikeleri farkettikten sonra şu soruya cevap gerekecektir mutlaka;

    güvenli kapı nasıl olmalıdır?
    - kapınız kesinlikle ve kesinlikle çelik kapı olmalı. (çok önemli)
    - kapınızın markası kaliteli olmalı. ucuza kaçıp nerdeyse sac gibi çelik kapı almayın. (önemli)
    - kapınızda en az 2 tane kilit olmalı. (önemli)
    - kapınızın sadece yandan değil, alttan ve üstten de içeri giren kilit sistemi olmalı. (tercihen)
    - kilit sistemi içeriye düz olarak giren değil, kanca şeklinde kıvrılarak girenden olmalı. görsel (tercihen)
    - kilit bilyalı tipte olmalı. görsel (önemli)
    - kilit üç kere kilitliyor olmalı. (önemli)
    - kapınızın ana kilidi kesinlikle (son dönemlerde çıkan bir teknoloji) kırılan barelli olmalı. yani kilide dışarıdan müdahale edilince kırılıyor ve ikinci müdahale imkansız hale geliyor. tabi ev sahibi anahtarıyla hala açabiliyor. tuzaklı barel* yada kırılsa da güvenli barel* isimleriyle farklı markaların ürünleri mevcut. görsel1, görsel2, görsel3 (çok çok önemli)
    - kilidi dışarıdan müdahaleye karşı koruyan rozet taktırılmalı. bu rozet iç taraftan monteli olduğu için dışarıdan sökülemiyor. kırması da oldukça zor ve ses çıkartan bir yöntem. kale ve pegasus üretiyor. pegasus rozette daha iyi bir marka. eğer ki kırılan barelli kilit taktırmamışsanız kesinlikle rozet taktırmalısınız. kırılan barelli kilidiniz zaten varsa rozete fazla ihtiyaç yok, fakat hırsızı baştan caydırmak maksadıyla ekstradan rozeti de taktırabilirsiniz. görsel1, görsel2 (önemli)
    - çok tercih edilen esnetme yöntemine karşı korumak için de; evin içinde kalan, dıştan monteli emniyet kilidi çözüm olmaktadır. bu kilitler birbirine geçmeli olarak kilitlendiği için kapının yatay ve dikey eksende esnetilmesini önleyecektir. ayrıca içeriden monte edildiği için dışarıdan müdahale şansı da bulunmamaktadır. dışarıdan anahtarla, içeriden de mandalla kilitlenebiliyor. kale kilit'in 167 modelini tavsiye ederim. görsel1, görsel2 (çok önemli)
    - kapınızın çerçevesiyle duvar arasında boşluk olmamalı. mutlaka beton dökülmeli. tabi kapı yapıldıktan sonra artık bu pek mümkün değil. o yüzden çelik kapınızı evinize kendiniz yaptırıyorsanız mutlaka çerçevede hava boşluğu kalmamasına çok dikkat edin. esnetmeler bu boşluklar sayesinde yapılabiliyor. (önemli)
    - alarm taktırılabilir. ancak ucuzuna kaçılması durumunda alarmlar pek etkili olmamaktadır. alarmın kendi yedek güç ünitesi olmalıdır ki; hırsız elektriği kesince çalışmaya devam edebilsin. darbelere karşı sağlam ve açılmaz bir kasası olmalıdır. sesi çok yüksek olmalıdır. dışarıya evde alarm olduğunu belirtecek şekilde yanıp sönen led takılmalıdır. (tercihen)
    - kamera sistemi koymak genelde çok pahalı bir çözüm olacağından, sahte kamera ile hırsızları bir miktar caydırabilirsiniz. bunun için kapının üstüne kablosu içeri giren bir webcam koymanız yeterlidir. (tercihen)

    şeklinde maddeleyebiliriz. bunlardan hepsini aynı anda uygulamak şart değil ama birkaç tanesini aynı anda mutlaka uygulamalısınız. benim tavsiyem en azından; "kırılan barelli kilit" + "rozet" + "167 emniyet kilidi" kesinlikle taktırılmalıdır.

    bir çoğumuz evden her çıkışımızda ya da uyumadan önce üşendiğimizden tüm kilitleri kilitlemiyoruz. unutmayın ki hırsızı ne kadar zorlayıcı ya da oyalayıcı şey olursa, vazgeçme ihtimali de o kadar yüksek olur. o yüzden güvenlik önlemlerimizi alıp, aynı zamanda da kullanmaktan imtina etmemeliyiz.

    tüm bu yöntemleri uygulamamıza rağmen hırsız yinede kapıdan girmeyi başarabilmişse, ben o hırsızın alnından öperim, elini sıkarım, salona davet edip bir çay veririm arkadaş. böyle de emeğe saygılıyım.

  • bizim evde spagetti pişmezdi. spagetti bir nevi zengin yemeğiydi.
    düşünün artık.

    birgün gittim spagetti aldım geldim çocuğum daha, dedim anne bunu pişirir misin. dedi o neymiş haa makarna mı iyi pişireyim dedi.
    akşam böyle nasıl sevinçliyim allah'ım spagetti yiyecem diye. bir getirdi annem 3'e mi kırmış artık kaça bilmem erişte olmuş. ulan nasıl üzülmüştüm varya o hayal kırıklığımı hala hatırlıyorum.

    anneme bunu diyince de e nasıl yencek o diğer türlü yenmiyor demişti. hey gidi günler.

  • adam belediye başkanlığı için aday ve kendisine şantaj yapılıyor.
    şantajcıyı arayan dedektifin elemana sorduğu soru:

    "belediye başkanı olmanızı istemeyen bir rakibiniz var mı?"

    bak ben de merak ettim, gerçekten olabilir mi lan?

  • neden bu kadar eleştiriliyor anlamadım.
    babam 18, annem 17 yaşında imiş evlendiklerinde.
    erken evlenmenin en güzel kısmının çocuk sahibi olmak olduğunu düşünüyorum erkenden. evet geri kafalı deyin ne derseniz deyin ama düşünüyorum şimdi.

    bizi tanımayanlar hiçbir zaman inanmıyorlar baba oğul olduğumuza. bir de ben sakal bırakıyorum, iyice yaşıt gibi duruyoruz.
    mahallede halı saha maçı yaptığımızda defansa da dikiyoruz babamı. yani ben oğlumla halı saha maçı yapmayı çok çok isterim. hangimiz istemeyiz?

    evet çok sıkıntılı günler de yaşadık ben çocukken. yani düşünün ben ilkokula başladığımda babam 25 yaşında falandı!
    lâkin bunların yaş ile ilgili olduğunu sanmıyorum!

    sevgi ve saygı!

    babam, annemin başında yıllarca ağladı hastalık yılları geçene dek. görüyordum.
    şimdi de arada bir tartışıyorlar tabii. ama ne bileyim çocuk kavgası gibi geliyor lan bana*

    " valla çekeceğim kulaklarınızı! " diyorum hatta.

    yani hayata bu kadar negatif bakmayın arkadaşlar. bu hayatta iyi örnekler de var.

    bir evde olması gereken ilk şey huzurdur. gerisi hikâye.

    dipçe: kırıcı bir mesaj aldım! yumuşatarak söylemem gerekirse " evlenmişler de ne olmuş? neden okumamışlar! "

    arkadaşlar, buradan nasıl görülüyor bilmiyorum ama herkesin şartları aynı değil. önceden de değildi. babam, babasının yani dedemin cenazesine gidememiş bir insan askerde iken. bu yüzden içinde iki acı vardır:

    baba hasreti ve okuyamamak!

    yoksulluktan okuyamamış köy yerinde ne annem ne babam. fakat bu adam sırf bana yeni önlük alabilmek için hamallık yapmış bir adam. o yüzden laf ettirmem.
    okuyamadılar belki fakat beni öğretmen yapan ikisidir. siz dilediğiniz kadar bu hayattan nefret edin ve etrafınıza da bu nefreti kusun. bu hayatta iyi şeyler her daim olacaktır.
    ikisine de minnettarım.

  • yeni çıkan çiftlere salça olunup yanlarında takılınmaz. selam verip, bir bahane bulunup kaçılır. rahat bırakılır.