ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
23 temmuz 2015 ışid hedeflerinin vurulma anı
-
istiyor ki türkiye pkk, ypg ve diğer kollara dokunmasın sadece ışide saldırsın.
baba'nın malı ya tsk, işi gücü bırakacak terörist pkk ve yan kolları için savaşacak. oldu paşam, başka arzun?
bu görüntülere dikkatle bakın. çok dikkatle bakın ve orada hareket halinde olan terörist ışid mensuplarını göreceksiniz. yalandan yapılan bir operasyon değil, gördüğünüz gibi teröristlerin başına füzeler inmiş. hem de %100 isabet oranıyla. ellerine sağlık ordumuzun.
dikkatle izleyin, yakında benzer şekilde sizin de kafanıza o füzelerden inecek. %100 isabet oranı ile darısı pkk ve tüm kollarının başına.
başkanlık kan dökülmeden gerçekleşmez
-
laiklik ve cumhuriyet düşmanı taverna çocuklarını rahatsız etmiştir.
köşede kudurun köşede.
baba kız diyalogları
-
lise dönemleri.. baba elinde bir kutu doğum kontrol hapı karşıma dikilir;
baba - bu ne?
sehrazat - bilmem, ne?
baba - bu ne?
sehrazat - ilaç galiba?
baba - ne ilacı?
sehrazat - bilmem (kutuya bakılır) doğum kontol hapı mı?
baba - evet. ne işi var bunun bu evde?
sehrazat - bilmem.
baba - ne işin var senin doğum kontol hapıyla?
o sırada babaanne gelir yanımıza;
babaanne - o benim!
sehrazat - ne?
baba - neden?
babaanne - çiçeklerin toprağına karıştırıyorum, daha güzel açıyorlar..
25 mart 2024 evcil köpeğin parçalanması
-
saldıran köpeğin uyutulması lazım.
muhtemelen sahibinin de uyutulması lazım.
ali ismail korkmaz
-
aklıma deniz gezmiş'in "biz daha aşık bile olmamıştık" sözlerini getiren fidan... belki henüz aşık bile olmamıştı. şairin dediği gibi `gül benizli sevgilinin titreyen göğüslerini öpmeden doyasıya` kara toprağa gitti. belki pilot olmak istiyordu, belki henüz uçağa bile binmemişti. belki arkadaşlarıyla ispanya'nın bir balıkçı kasabasında tatil yapmayı hayal etmişti. belki izlemeyi planladığı bir film listesi, öğrenmek istediği felsefi akımlar, ezberlemek istediği şiirler, satın almak istediği kitaplar vardı. belki o gün akşam canı annesinin yaptığı patatesli börekten çekmişti, belki açtı dövüldüğünde, belki de tok.
insan hazmedemiyor. nefes alıp verdiği ülkede gencecik bir canın yok olmasına insanların seyirci kalmasına, birilerinin hayasızca iftiralarına, yüzsüzlüklerine tahammül edemiyor. ali keşke senin adını hiç bilmeseydim. vardlığından bile haberdar olmadan yaşayıp gitseydik ikimiz de. keşke bir tren garında ateş isteseydim senden ve bana cevap bile vermeden çekip gitseydin... seni öldürenle, beni öldürecek olan arasında fark yok. yarın canımı alsa bu şiddet, şu satırları bile yazdığımı bilmez kimse...
ölmeyeceksin, kalbimizde yaşayacaksın demeye dilim varmaz benim. sen öldün. seni öldürdüler. kalbini durdurdular, nefesini kestiler. bir gün birileri tarih kitaplarına senin "öldüğünü" yazacak. hain olduğunu, terörist olduğunu yazacak... inandırmayacağım, bana düşen senin benden farksız bir masum olduğunu gücümün yettiğince anlatmak olacak. senin öldürüldüğünü, katillerinin de aramızda hayatlarına devam ettiğini, faili meçhul bir cinayet olduğunu, annenin sensiz bırakıldığını torunlarıma kadar anlatacağım... anlatacağım ki kanın, yalan hikayelerini yazacakları kırılasıca kalemlerine mürekkep olmasın...
tüm zamanların en başarısız kız düşürme repliği
-
işyerinde ilk gun hatunun elinde uzerinde 2010 yazan ve uzay figurleri olan kitap görülür. içimden 2001*'i herkes bilir de bu hatun 2010'u okuyorsa "tam benim kafadan" diye geçiririm.
-2001'i mi daha cok begendin 2010'u mu?
-anlamadim..
-arthur c. clarke'in kitabi degil mi su?
-yoo, 2010 yili ajandasi
m. yavaş hayal görmesin kürtler haddini bildirir
-
mansur yavaş aday olsun da sen oy verme aq. verirsen aq. mansur başkan zaten kalan %90 oyda %51i rahat bulacaktır. bu ülkenin her kürt vatandaşı da senin gibi bölücü oç olmadığına göre %55-60 arası garanti.
yaran fıkralar
-
adamin biri sinemaya gider. tam sinemada film baslarken önüne saçini kazitmis biri oturur ve sinemanin isiklari bu saçini kazitmis adamin kafasina vurur... arkasindaki adam bir turlu filmi izleyemez. adam içinden "sunun ensesine bi tane yapistirayim" der sonra "oglum adam iri yari... ellese bile beni parçalar" diyip vazgeçerken yanina temel oturur..
adam temel'e donup "su kafasini kazitmis adamin ensesine bi tane vur sana 5 milyon verecem" der.
temel de dayanamaz adamin ensesine bi tane yapistirir ve devam eder "ulan hasan sen burada miydin" der. adam donup ;
"ne hasani kardesim" der
temel de "pardon kardesim karistirdim" der ve adam onune donunce 5 milyonunu alir.
adam dayanamaz ve temel'e donup "kardes bi tane daha yapistir sana 10 milyon verecem" der.
temel bi tane daha adamin ensesine vurur ve ilave eder "hasan sensin be yeme beni"
adam donup "hasan degilim kardesim be " diyip on koltuklardan birine oturur. temel'in yanindaki adam artik filmi birakip bu kafasini kazitan adami aramaya baslar ve bulur hemen temel'e donup "bak kardesim iste oraya oturmus. git ensesine bi tane daha vur sana cebimdeki tüm parayi verecem" der.
temel hemen kafasini kazitmis adamin arkasina geçip ensesine bi tane yapistirip
"ulan hasan burda miydin, ben de yarim saattir arkadaki adami sen sanip ensesine vuruyorum"
karga
-
sanılanın aksine 5 - 10 (+ -5) yıl yasayabilme kabiliyetine sahip kuş turü, kanıtlanmıs en uzun ömürlü karga 44 yıl dayanabilmis. renkli objelere ciddi ilgisi olan bu kuş türü, mitoloji ve sanata yön verebilme kabiliyeti yüzünden abartılı hayat hapsine tutularak 200 yıl yasar gibi söylentilere maruz kalmıştır.
edinilmis hayat tecrübelerimden yola çıkarak sabah işleve geçme evresi martılardan 2- 3 dakika gecikmeli yani güneşin doğusundan 20 - 25 dakika sonrasıdır. alacakaranlık evresine göre değişiklik göstermektedir.
yine edinilmiş hayat tecrübelerimden yola çıkarak haziran temmuz aylarında çifleşme eğilimi gösteriyorlar en azından son iki senedir bu böyle dişileri beyazımsı bir renge bürünüyo, tabi onlar erkekte olabilir.
sesleri çoğu kuş türünün aksine özgün ve güzeldir.
tercih edilmiş yalnızlık
-
üniversite sonrası yaşanan iş hayatı depresyonu neticesinde kimi bünyelerde görülebilen durum.
zaten süperior bir sistem olan eğitim sistemimizin tornalarından çıkmış, daha mf'yi mi seçmeliydim, tm'yi mi derdinden kurtulamamışken, önüne zibilyon tane lisans programı sunulan, bunlardan en aklına yatanı seçmeye çalışmış olan bireydir bu depresif birey.
gider daha aklı bir karış havadayken, michael j fox titrekliğinde ve ürkekliğinde adım atar üniversiteye.
güç bela burayı da bitirir.
sonra alır yürür bir hengâme.
haslbelkader bir iş bulabildiyse ne âlâ.
sabah akşam aşındırır yolları, bir şeyler umar, bir şeyler değişsin de ne değişirse değişsin diye bekler haftalar, aylar boyu.
işte bu kaotik yaşam mücadelesinde inanır mısın, aklına bile düşmez bir sevdicek edinmek.
filmlerdeki aşk filmlerde kalır. ki zaten o filmleri bile izleyemez olmuştur artık.
eve gelip yemek yemektir tek derdi. televizyon karşısında bayılmamak için kendini zor tutarken elinden kayıp gidiverirmiştir hayatının kumandası.
söyle bana ey asî rüzgar, ey umarsız nehir, ey pervâsız tosbağa! bu sersefil hayatta yalnız kalmasın da ne yapsın bu adam?
kendini gerçekleştirmenin peşine düşmüşken, tilt oyununda, aşağı doğru serbest düşüşler ile salınmamak için, kendine uygun bir kovuk bulmaya çalışırken, söyle bana kime anlatsın derdini?
kim dinler onun çırpınışlarını, kim anlayış gösterir bu "skora yansımayan güzel futbol"'a?
anneler günü
-
mutsuz bir evlilik bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri.
işin mi kötü, değiştirirsin. arkadaşların mı nankör, hayatından defedersin. ailende mi pislikler var, görüşme; neticede sen seçmedin onları, doğumunla gelen bir eklenti paketiydi hepsi.
oysa evlilik öyle değil.. sırtına zibilyon tane umudu, hayali, planı yüklenip evleniyorsun biriyle. sen seviyorsun. sen seçiyorsun. sen yürüsün istiyorsun. aşkınız kabından taşıyor, çocuğun oluyor. ama olmadı mı olmuyor, yürümüyor.. isteyerek seçtiğin ve bir nikah memurunun önünde "evet" diyerek başladığın hayatı, bir başka salonda, bir hakimin karşısında "evet, boşanmak istiyorum" diyerek bitiriyorsun.
bugün anneler günü.
kızım babasında.
sabahın beş buçuğunda, gözleri çakmak çakmak geldi yanıma.
"gitmek istemiyorum, anneler günü bugün, seninle olmak istiyorum" dedi.
baba günü bugün dedim.. gitmezsen üzülür dedim.. yarın acısını çıkartırız biz dedim..
"kahretsin ki beceremedik geçinmeyi..
yanlış insanlar seçmişiz evlenmek için..
mutsuz olduk, mutsuz ettik..
affet kızım, üzüntümüzü senin üstüne de bulaştırdık.." diyemedim.
baba günü bugün dedim.
sergen yalçın
-
aykut kocaman hakkında;
"ben aykut kocaman'a bir tur binsin diye bisikletimi bile vermem. adama koskoca fenerbahçe'yi emanet etmişler" demiş ex futbolcu.
kaynak: http://www.haberler.com/…r-elestiri-4304145-haberi/