hesabın var mı? giriş yap

  • bbva'nın kalan hisseleri satın alma teklifine istinaden konuşuyorum; ülkenin ekonomisinin 2014'ten bu yana nasıl değiştiği daha net ortaya çıkamazdı.

    garanti bankası'nın hisse değeri 2013'ten bu yana arttı. ancak:
    -garanti bankası'nın 2013 yılındaki toplam değeri: 22,4 milyar $
    -2021'deki toplam değeri: 5.1 milyar $

    2014'te bbva hisselerin 49,85%'ini 9,3 milyar $'a almıştı.
    2021'de bbva hisselerin 50,15%'i için 2,5 milyar $ teklif etti.

    2014'te hisse başına fiyat: 4 $ ödenmişti
    2021'deki teklif ise hisse başı 1,2 $ oluyor.

    elinizdeki her şeyin ne kadar değersizleştiğini, ne kadar fakirleştiğinizi daha iyi gösterecek bir gösterge yok. dünyaya göre daha ucuza satın alınabiliyorsun. bitti. hepimiz 8 senedir aralıksız fakirleşiyoruz, önce bunu kabullenelim.

    size kim "türkiye büyüdü" diyorsa... tüik'e, cumhurbaşkanına, ailenize, otobüs şoförüne karşı... hepsine "lağn bırak!" diyin arkadaşlar. demezseniz daha da fakirleşeceksiniz.

  • bazı trollerin zoruna giden maaş.

    öncelikle durumu biraz açıklayalım.
    anadoluda kimsenin ömrü hayatı boyunca gitmek istemeyecegi bir yerde yaşamanız gerek öncelikle. hani yol üstünde durup çay bile içmek istemeyecegiz bir yer. sonra burada ayda 10, 11 nobet tutacaksınız 24 saat üzerinden. bu nöbetlerde tek doktorsunuz. gelen hasta sayısı 200'e yakın olacak en iyi zamanlarda bile. hastaların hemen tamamı çocuk ve ileri yaştaki insanlardan oluşacak. en ufak bir hatanızda bile sıkıntı olabilecek türden yani. kendini paralayacaksın aman işimi iyi yapayım diye. etrafında bin türlü faktör olacak; zaman, hasta yakınları ve gereksiz hastalar gibi.

    bunları anlamak için bile biraz beyin gerektiğinden ben konuyu komple örneklerle kullanmadığınız organ olan beyninize yerleştirmeye çalışayım.

    son nöbetim dündü. gelen hasta sayısı 154 ki oldukça az. saat 15-16 arası 112 telefonu çaldı. iki tane ambulansımızın ikisi de direkt vaka var diye yola çıktılar. biz içerde hazırlıkları yaptık bekliyoruz. ilk hastamız 63 yaşında halk dilinde inme inmiş hastaya. hastanın muaynesini yaparken ikinci ambulans geldi, 84 yaşında düşmüş teyze kafasını ve dizini çarpmış (dizini kırmış maalesef) o hastayi içeri alırken üçüncü bir ambulans 19 yaşında epilepsi nöbeti geçiren bir genç kızı getirdi. bunların hepsi 15 dakika içerisinde oluyor bu arada. diğer iki hastayı tomografi ve röntgene yolladıktan sonra genç kıza müdahale ederken kapıdan iki adam omuzlarına birini almışlar. son gelen hastanın kalbi durmuş. ona müdahale etmeye başladık hemen. nöbetin yarım saati böyle geçti ki bunlar olurken gelen baş dönmeleri, soğuk algınlıkları, ateşi çıkmış çocukları saymıyorum.

    bu arada konu maaş olduğu için belirtmem gerek ki doktor maaşı günümüz itibariyle 2400 lira, devletin verdiği sabit döner 1300 liradır. yani ayin 15' inde bana yatan toplam para 3700 lira. bunun üzerine ek mesai ve döner sermaye almak gerek ama hastane giderleri çok olduğu için döner sermaye almıyoruz.

    şimdi söyle bana beyinsiz trollüm benim aldığımız maaş çok mu az mı?

  • belki de ben bu filmin derinliğine varamadım ama acaip bayik bir film... filmin ilk 5 dakkasında sadece karanlık ve müzik olduğunu da tekrar edeyim, sinema ortamında süper etkileyici atmosfer yaratıcı olabilir {ki bundan şüphe ediyorum} ama evde insanın o bölümleri geçesi geliyor ve hatta geçiyor {ben geçtim mesela} ayrıca acaip temposuz bir film, mesela uzay gemisinin süzüle süzüle on dakikada yere konduğu sahne de aynı şekilde fast forward kurbanı olmuştur... belki ayıyım ama mutlu bir ayıyım...

  • başlık: matematikdeki mantık hatası

    1. şimdi beyler matematikde oran oranti diye bi olay var
    mesela
    1 işçi bir işi 10 saate yaparsa
    2 işci 5 saatte yapar deniliyor
    bir işcinin 1 yılda yaptıgı işi (ccc 31536000 saniye yapar ccc)
    31536000 tane işçi 1 saniyedemi yapar

    14. 280 tane karıyı sikip ertesi gün baba olnak gibi bişi

  • biz neden vergi ödüyoruz 1 kişi bana bunu açıklayabilir mi? neden yani neden? her zor zamanda futbol kulübü gibi sms kampanyası başlatılacaksa neden vergi veriyoruz yok mu açıklayacak biri?

    ya da fransızlar, amerikalılar niye ihtiyaç duymuyorlar sms'lere?
    (bkz: ihtiyat akçesi)