hesabın var mı? giriş yap

  • eşinin finosu haline gelmiş bir amerikan çomarının "lütfen ödülümü geri almayın" özrüdür.

    eşini gi jane'e benzetmiş lan adam, hastalığıyla küstahça dalga geçse tamam diyeceğim. başta sen de güldün ve relaks oturuyordun, sonra eşinin 5 karış suratını görünce düğmene bastı ve tokatladın chris'i.

    işte kadınlar adamı rezil de eder vezir de eder. tarihtede koca koca hanedanlıklar, krallıklar çökmüş, will smith'in kariyeri bi kadın yüzünden 5 paralık olmuş çok mu.

    debe edit: debe için teşekkürler. (bkz: sureyya arlican cicek cinayeti)

  • bu matematik çok çılgın bi şey lan. tamam 2014 olarak ikisiyle de aramızda 16 sene var ama yani ne bileyim. 2030 lan i-k-i-b-i-n-o-t-u-z dile kolay. şunun şurasında kaç sene geçti 98 dünya kupasından. nasıl eşit olabilirler. yaşlanıyor muyuz ne? söyleyin algımla oynamasınlar.

  • bakkaldan raid alınır. eve dönerken farkedilir ki tarihi geçmiş. yarı yolda dönülür;
    - mevlüt abi tarihi geçik bunun yav!
    + (önce alır bakar, 3-5 milisaniye düşünüp) tamam işte daha da zehirli şimdi. hepsi takla atcek ipnelerin.

  • 2000 yılında kupa galipleri kupası mı vardı aq?

    bu fenerbahçelileri, dolunay zamanlarında werewolf’a dönüşenlere benzetiyorum: bunlar da fener maçlarının olduğu günlerde ve sürü liderleri bunları gazladığında rambo okan’a dönüşüyor. ilginç. bence fenerbahçe sembolünü kanaryadan kurt adama çevirmeli *

  • dvd'sine değişik final alternatifleri de koyulmuş olan ayardır.

    adam: biliyor musun ne var, bence berber diye bir şey yok.

    berber: bu nasıl olabilir ki? ben buradayım ve bir berberim.

    adam: hayır, yok. çünkü olsaydı, caddede yürüyen uzun saçlı ve sakallı adamlar olmazdı.

    berber: hayır, ben buradayım berber olarak, ama tek berber ben değilim, bir sürü berber var, sen nasıl bana geliyorsan başka insanlar başka berberlere gidiyor. bu insanların özgür iradesiyle seçimine bağlı bir şey, isteyen evinde traş olur veya traş olmak istemediği zaman traş olmaz. peki sana "bütün bu sakallıları topla bana getir hepsini traş edeceğim," desem bana ne cevap verirsin? insanları zorla, baskıyla tutup buraya mı toplarsın, yoksa benim traşım bana yeter, benim sorumlu olduğum benim başım, banane elalemin traşından mı dersin?

    adam: dur ben biraz daha çalışıp öyle geleyim.

  • (bkz: huawei)
    yanlis: huvayi, havayi, havai
    dogru okunuşu: wah-way (vauh-vey)
    ya da huavey emin değilim şu anda. benim de bildiğim huavey aslında.

    (bkz: tchibo)
    yanlis okunusu: şibo
    dogru okunusu: çibo

    (bkz: mickey's by las chicas)
    yanlis okunusu: maykiys bay las çikas
    dogru okunusu: mikis bay las çikas

    not: bu maykiys diyen gormemis benim evet

    (bkz: ciabatta ekmeği)
    yanlis okunusu: çibata ekmeği
    dogru okunusu: çabatta ekmeği

    not2: evet o çabatta diyemeyen de benim

    edit: imla

    gelen mesaj üzerine edit2: "huavey değil de huauey daha doğru olur, "w" "v"den ziyade "u" olarak okunuyor" dedi.

    gelen yeni mesaj üzerine edit: huawei nin okunuşu wah-way olduğu ortaya çıktı.*

    edit yeni mesaj: huawei konusunda bir düzeltme yapayım dedim. işim gereği çin ile çalışıyorum, çince öğrenmek için bir yıl orada okudum ve yaşadım. söyleceğim o ki, huawei'nin çokunuşu "huavey" olacaktır. çin'deki "putonghua" denen resmi/ortak pekin mandarin lehçesine göre okunuş bu şekilde. tabii tonlamaları hesaba katmıyoruz şeklinde bir mesaj aldım. ben de huavey şeklinde biliyorum aslında.

  • info: sahibi olduğum şirkette chatgpt, bir çalışanın yerini alarak, birini işsiz bıraktı ve aynı pozisyona 1 kişi daha alacaktık, şartları ve kişi personasını değiştirdi. 2 kişi yerine şimdi bambaşka özelliklerde 1 kişi arıyoruz. entry'nin devamını bu bilgi ile okumanız, chatgpt'yi yeterince bilmeyenler için ciddiyeti artırabilir.

    ülke gündeminden dolayı yeterince farkında değiliz belki ama bugünlerde gerçek bir paradigma değişimi yaşanıyor ve çok başındayız. bu paradigma değişimi sanayi devriminden gibi iş yapış koşullarını tümden değiştirecektir.

    1 digital marketing çalışanın işsiz kalma serüveni ve mevcut personele ek işe alınacak kişi personasını nasıl değiştirdiğinden kısaca bahsedeyim.

    chatgpt çıktığı ilk hafta twitter'daki geliştiricilerin tek gündemiydi. bizde ilk hafta, ilk denemelerde gördük ki; 6 ay bizde çalışan ve gelişimi için her şeyi yaptığımız digital marketing çalışanından çok daha iyi sonuçlar alıyorduk. üstelik chatgpt ile yapılan işler yaklaşık x10 hızlı oluyordu. 2-3 gün doğru verimi almak için chatgpt üstünde çalıştık ve artık 6 ayda tecrübeli bir digital marketing çalışanı yerine chatgpt'i geçti.

    son 12 ayda, o pozisyonda, farklı persona ve yeteneklerde 5 kişi denemiştik. çok yorulmuştuk ve chatgpt bize can suyu oldu.

    şimdi şirket içinde kullandığımız, kendimizin yazdığı yönetim yazılımımıza semrush + chatgpt destekli bir modül yazdık. huzur var, mutluluk var. şu an o pozisyonda çalışan kişi yok, yazdığımız chatgpt destekli yazılımla ayda 5-6 saat çalışarak, eski çalışanların 1 aylık işini yapıyorum.

    eskiden günlerim, sadece o pozisyondaki kişi ya da kişilerin işlerini kontrol etmekle, düzeltmekle ya da yönetmekle geçiyordu.

    özetle müthiş bir paradigma değişimi yaşanıyor. metaforla anlatırsak; bu değişim, karşıdan gelen büyük bir dalga. bu dalgada boğuladabiliriz, sörfte yapabiliriz.

    zamanın su gibi aktığı şu günlerde, entry'i bir alman atasözü ile bitirmek istiyorum, "zamana uygun gitmeyen, zamanla batar".

    debe editi: öncelikle bu başlığa bu kadar ilgi olması umut verici. gelen sorulara eksiksiz cevap veriyorum ama en sık gelen soruyu cevaplandırayım; chatgpt'i, digital marketing çalışanının yaptığı işi yapıyor. uluslararası çevrimiçi pazaryerine ürün girerken gerekli olan keyword, title ve content writing işini yapıyor. bu verilerin doğrulamasını da semrush ile yapıyoruz. chatgpt'nin bu hali bile, ilgili pozisyonda %90'ın üstünde verimlilik sağladı.

  • yo yo gol atan futbolcu gibi değildir bu adamın hissettikleri, yaşadıkları. 25 metreden sert ve falsolu vurduğu şut direkte patlamış, seyirciyi gaza getirmiş, rakip defansı korkutmuştur artık bu oyuncu. vuruştan sonra şannsızlara, ezilmişlere sıcak bakan bütün insanlar bu topçuyu destekler. izleyen herkes "ah koçum bi dahaki sefere, zaten bu da harikaydı, arkandayız, seninleyiz" mesajını verirken, top direkten döndükten sonra bir saç düzeltme, bir dudak bükme, kafayı hafif yana çevirme, talihe küsme hareketleri görülür ki bu oyuncuyu daha da yüceltir.

    o şuttan sonra kafasını yavaşça öne eğip defansa doğru yavaşça hareketlenirken herkese yeni ümitler doğurur, koşmaya başladıkça siyah beyazlaşan ekranda kalan tek renk o futbolcudur. sımış olduğu yumrukları, geniş omuzları ve kendinden emin koşuşuyla görev yerine dönerken kendisine çarpan omuzları hissetmez.. kader ona vurmuştur ama yıkamamıştır... artık daha kararlı daha isteklidir. parmak uçlarında koşacak bir aslandır adeta.. o emindir herkesin kendisine baktığından ve inandığından... o sırada kendisine seslenen takım arkadaşına kulak verir:

    -pas versene ororspuuuuu çocuğuuuuuuuuuuuu