hesabın var mı? giriş yap

  • yine de yalnız yaşadığı halde 3 çeşit yemek yapan insan değildir. porsiyonları küçük yapıyorum tabi. ama bazen kendi kendime 'pff kabak mı bu, istemiyorum ya, soteden yerim sadece' dediğim oluyor, ulan sen yaptın kabağı amk niye yemiyosun. harbiden. bazen hem kola hem ayran hem bira alıp dolaba koyuyorum mesela, yemek vakti gelince de 'hmm hangisini içsem acaba lan çok kararsız kaldım fanta yok mu amk' diye düşünüyorum. ben reçeli hiç sevmem, yemem de. 40 yıl reçelsiz yaşayabilirim, o derece. ama geçen gün reçel aldım iki kavanoz, dolaba koydum arada bir gözüme çarpsın da 'bu reçellerin ne işi var burda' diye sinirleneyim. hehe.

  • ilk baslarda sadece modaydı. bugun artık feta, metaxa ve ouzo gibi yunanistanın milli urunlerinden biri. buyuk kesifler sans eseri olurmus derler, bir rivayete gore frappe de sans eseri kesfedilmistir. 1957 yılındaki uluslarası selanik fuarında nescafe tiryakisi katılımcılardan biri nescafe yapmak icin sıcak su bulamayınca soguk su kullanır. seker ve kahvenin erimesi icin de uygun bir kap icerisinde* calkalar. ortaya cıkan zengin kopuk ve tad cok begenilr ve boylece frappe dogar. diger bir rivayete gore ise yunanistandaki nescafe distributoru firma yaz aylarında dusen satısları arttırmak icin bu yeni urunu selanik fuarında tanıttıgı yonundedir. isminin frappe olmasının sebebi ise yunanlıların da turkler gibi yabancı hayranı olmasından kaynaklanmaktadır. yabancı olan her sey daha kaliteli daha iyi gorulmektedir.
    frappe boyle baslamıstır yolculuguna. kısa sure icerisinde moda olur ve tum yunanistanda icilmeye baslar. bugun artık yunanistanda kahve denilince akla frappe gelmektedir. evde, cafede yapılmasının yanı sıra hazırları da satılmaktadır.plastik shaker icinde tenanaki marka hazırları satılırdı eskiden. kahve ve seker sudan ayrı bir bolmedeydi. elinizle bastırınca aradaki plastik catlar kahve ve seker suyla kavusurdu. elde calkalanıp icilirdi. pek te guzeldi. sonra icindeki su durgun oldugundan saglıga zararlı diyerek yasaklandı zannediyorum.
    daha sonra icinde su olmayan turevleri cıktı. hazırlarından en cok satılanları fantastic ve giorgino sanırsam. ama tenanaki baskaydı.

    bu arada bugune kadar ictigim en guzel kahveyi morsinek kisisi yapmaktadır. ben siz degerli suserlerle damak zevkimi paylasmak icin entry kasarken kendisi bir cırpıda buz gibi kaaveyi yapmıs onume dayamıstır. kendisi sozluk ortamlarına kayıtlı okur olarak takılmakta olup kısa sure icerisinde yazarlıga terfi etmeyi arzulamaktadır.
    kaave guzel olmus eline saglık artliim*

    hazırlanısı "lezzet ayrıntıda gizlidir"

    malzemeler:
    -nescafe classic
    -seker*
    -sut*
    -3-4 adet buz
    -0,3 litrelik uzun, cam bardak (tercihen frappe bardagı)
    -shaker (plastik olması onerilir) (shaker bulunmadıgı durumda bardagın icine atacagınız su kahve ve sekeri el mixeriyle krema kıvamına gelene kadar karıstırıp sırasıyla buz, süt, soguk su ilave edilerek de hazırlanabilr ancak gercek bir frappe icmek istiyorsanız shaker edinmelisiniz.)
    -koruklu kamıs

    -frappe icin tek uygun kahve nescafe classictir, taklitlerinden randıman alınmaz.
    0,3 litrelik bir bardaga 3-4 tane buz atılır ve biz diger islemleri yapana kadar bir kenara bırakılır.
    -kahve ve sekeri karıstıracagımız shaker kuru olmalıdır yoksa icine atacağımız kahve shakera yapısır.
    - shakera ne kadar su koyacagımız onemlidir. shakerin tabanı klasik frappe bardagı capındaysa*kahve ve sekeri ortecek ama bundan fazla olmayacak kadar su kafi olacaktır. ancak bu kahvenizi sade veya cok hafif iciyosanız gecerli degildir. bu durumda su fazla gelecektir. ayrıca su soguk olmamalıdır aksi takdirde sekerin erimesi zorlasacaktır.
    -calkalama*:
    shakerı kapagından tutarak acımadan en az iki dakika calkalayın. seker taneleri iyice eriyene kadar calkalanmalıdır. eger iyi calkalanmıssa shakerin icindeki basınc dusmustur ve kapagı acarken "paf" diye bir ses duyulur. korkmayın, iyiye isarettir. icerik artık krema kıvamına gelmistir. sabun kopugu gibi olmamalıdır. kopuk bardagımızın buzlarla birlikte yarısını dolduracak hacimde olmalıdır.
    -artık hazır olan kopuk shakerdan icinde buz olan bardaga bosaltılır. shakerin icinde ve kapagında kalan kopukte cok az soguk su ile durulanarak bardaga doldurulur.shaker ve kapagında hic kopuk kalmayana kadar islem tekrar edilir. bu sayede hic kopuk ziyan etmemis oluruz. bu asamada istege baglı sut ilave edilebilir. sut %8-%10 yaglı olmalıdır. miktarı tercihe gore degisebilir. onerilen 15 gr dır. light sut ve sut tozu kullanılması tavsiye edilmez. maksimum fayda yunanistanda satılan noynoy sutlerinden saglanmaktadır. (dondurma vs. bu ince ruhlu kahvenin tadını bozar, yazık eder.(bkz: yapmayın etmeyin)
    artık bardagımızın geri kalan kısmını buz gibi soguk suyla doldurup icine bir de kamıs* attık mı frappemiz hazırdır.

    afiyet olsun

  • zamanında kumarhanelerin sadece yabancılara açık bırakılamayacağını, türk vatandaşlarına yasak kılınan bir şeyin yabancılara tesis edilemeyeceğini belirten bir anayasa mahkemesi vardı.
    nerede sahiden o?

  • mutlu bir çocukluk geçirmiş kişi. vaktiyle çocukluğu için şunları söylemişti: "çocukluğumda arkadaşlarımla ben, işinin başındaki mezar kazıcıya bakarak eğlenirdik. bazen bize kafatası verirdi; top oynardık. hiçbir iç karartıcı düşüncenin soldurmadığı bir sevinçti bu bizim için."

  • geçen ay karım iş arkadaşlarıyla kadıköyde bir restauranda yemek yiycek, akşam saat 7'de de ben gelip arabayla alıcam. neyse trafik mrafik derken geç kalıyorum. karıma da telefon ettim sen de yola doğru yürü ara sokaklarda uğraşmayalım diye. neyse saat 7 buçuğa yaklaşırken gelebildim. baktım hanım hızlı hızlı yürüyor noluyo diye bakarken baktım 3 kişilik it sürüsü bizim hanıma bakıp bakıp gülüyor bişeyler konuşuyo, en sonunda biri ıslık çaldı, birisi vay yavrum modunda laflar atıyo. nevrim döndü ne oluyo lan diye üstlerine koşarken bunlar kaçmaya başladı. 1.90 boyunda kaslı maslı adamım tırstılar büyük ihtimalle.

    şimdi soru şu ben orda olmasaydım ne olacaktı? bütün kadınların başına koruma mı dikicez başlarına bişey gelmesin diye. daha önce sözlükte defaatle söylemişimdir. bi müddet kadın hakları konusunda çalıştım. mağdurelerin ağzından öyle hikayeler duydum ki mesleği bırakma noktasına geldim. bazı geceler uykum kaçar hala. taciz tecavüz ayrı, şiddet ayrı. burnu kesilmiş üzerinde kızgın demir izi olan kadınlar. siz bunları tahayyül edebiliyo musunuz?

    hala gelmiş "hikaye, kezbanlar ilgi çekmek için yapiyur" diyen adamlar var yahu. ha şu var tecavüz iftirası atan kadın da çok gördüm. ama onların konuşmasından dahi ayırt edebiliyosunuz. tecavüze uğramış kadınların ses tonundan, olayı anlatırken girdikleri ruh halinden dahi anlayabiliyosunuz.

  • 26.07.2023 tarihinde habertürk'te yayınlanan ht360 programında atılan manşet:
    "kılıçdaroğlu sertleşiyor mu?"
    ben olsam "12 yıllık iktidarsızlığa rağmen hala sertleşebiliyor mu?" diye manşet atardım sanırım :pp

    görsel

  • ben mi duyamadım bilmiyorum ama kurduğu cümle şöyle sanırsam:

    "agdhjagsh ahfshhagd ahsghdjkfl agkfjahv ahhfklshgsj agjfjahhdj ahhfjaksh agırırırııgııt ahgıdıah ahjfıdhwuufb ahıfnebjaı..."

    ben başka bişey duymadım.

    edit: (bkz: tazmanya canavarı)