hesabın var mı? giriş yap

  • final kağıdına yazdığım cümle. 18 aldım, 3 gundur evden cikamiyorum. buradan profesöre sesleniyorum su egolari bi kenara birakalim. bütünlemede diyelim 40 olmadı 35 oldu o da olumlu. ılk vizede aldığım 39'u yedirtmem ben kimseye. pazartesi görüşecegiz.

  • --- spoiler var ---
    --- spoiler var ---
    --- spoiler var ---

    film bittiğinde insanı şöyle bir 5-10 dakika düşündürüyor ama en fazla on dakika sonra çocuğun tamamiyle öz salaklığından ötürü nalları diktiği gerçeği aklınıza düşüyor ve bıraktığı bütün etki silinip gidiyor.

    kesin ölüm sebebi hakkında hala çok farklı iddialar var. filmde bir bitkiden zehirlendiği ve kısa süre içerisinde öldüğü hususunun gerçek olmadığını biliyoruz zira otopside direkt zehirlenmeye dair bir bulgu yok. yalnız son araştırmalara göre dolaylı yoldan bir zehirlenme yaşamış olabilir demişler. bölgede bulunan yabani bitkilerde, özellikle bezelye türlerinde latirizme yol açabilen bir tür toksin olduğu belirlenmiş.

    latirizm bazı bireylerde, özellikle düzenli beslenmeyen bünyelerde bacaklarda felce neden olduğu gözlemlenen bir hastalık. yani eleman düzensiz beslenme yüzünden kilo kaybına uğradığı yetmez gibi bu bitkiler yüzünden felç geçirerek iyice güçten düşmüş ve hareket kabiliyetini yitirdiği için açlıktan ölmüş.

    filmin son sahnelerinde yediği bitkiye dair okuduğu bilgilerde de benzer bir şeyler yazmışlardı fakat asıl sebep yıllar sonra çıkan bir araştırmadan gelmiş. bölgede bulunan yabani patates ve bezelye türlerinden örnekler laboratuvara gönderilmiş ve hepsinde amino asit türevi olan boaa (beta-(n)-oxalyl-amino-l-alanine acid) kaynaklı toksin keşfedilmiş. yani latirizme yol açan toksin ile aynı.

    burada da çocuğun cesaretine bir sürü güzelleme yapılmış. cesaret ama cahil cesareti. üniversite mezunu olduğu yaşa kadar kamp dahi yapmamış adamın elinde bir kitap ve kulaktan dolma üç beş bilgi kırıntısıyla vahşi doğaya dalmasının başka türlü sonuçlanması beklenemezdi zaten. kafası biraz daha çalışsa alaska'da bir avcı ile bir kaç hafta takılsa bugün otobüsün çevresine kendi köyünü kurmuş hala yaşıyor olurdu.

    herifin çıkış noktasının başından sıkıntılı olduğunu, yönetmenin gözümüze sokaladığı kısımları yazacaktım ki sağolsun immanuel tolstoyevski bana hiç bir şey bırakmamış. (bkz: #12984202)

  • ne yazık ki apo'nun nevruzda okunacak mektubu kadar önem arz etmeyecektir. başkanın konuşması zoruna giden trt, apo'nun mektubunu günlerce tekrar tekrar yayınlayacaktır.

  • o zamanlar ülkücü gençlerin hakim olduğu bir lisede okul genelinde yapılan sınıf aramasından sonra
    toplanan sigaraların hepsinin amerikan malı olması sebebiyle
    cuma istiklal marşı töreni öncesinde müdürün kalabalığa
    - milliyetçiyiz diye geziyorsunuz, hepiniz marlboro içiyorsunuz puştt herifler
    samsun için, maltepe için demesi. *

    (bkz: kasımpaşa lisesi)

  • araya milletvekili sokmuşlar da öyle süleyman soylu'ya ulaşıp sorunu çözmüşler.

    yani buradan araya vekil sokamayan, bakana ulaşamayan işletmelere rahatça çöküleceği anlamı çıkmaz mı sayın bakanım? arada bakan, vekil olmadan hukuk devreye girmiyor mu?

  • oyuncak bakacağım zaman oyuncakçılara hep "benim bir yeğen var yaramaz, ona bakıyorum" diyorum ama kendime alıyorum hep. yeğenim de yok zaten.

    ara sıra muhabbet de kuruyorlar "kız kardeşinin mi erkek kardeşinin mi oğlu?" filan diye. genellikle "ablamın oğlu" diyorum.

    bazen de kızı oluyor tabi. ama o zaman bir de üstüne üstelik ne çeşit bir kızın oyuncak elektrikli testere filan sevdiğini açıklamak zorunda kalıyorum.

    dayı olmak zor iş.

  • sıkıntılı bir evliliğin son demleri.
    allahın günü evden kovuyor filan. para yok pul yok, sığınacağım kimse yok. düşmanıma bile dilemediğim bir kardeşim var, kocamdan beter. kocam almaya geldiğinde tıpış tıpış geri dönmek zorunda kalıyorum. onur gurur yerlerde.
    yaklaşık 3-4 yıl kadar sürdü bu durum. iş bulamadığım için boşanamıyorum, aile evine sığınamıyorum, aşağılanıyorum, psikolojim dibe vurmuş.
    kpss'ye filan girmiş, atanamamıştım.
    açıktan atamalar vardı, adliyenin sınavına başvurdum.
    hiç kızmayın, döne döne referans aradım, bulamadım.
    yaradana emanet girdim mülakata.

    açıklanan 55 kişilik nihai listenin 55.sırasında ismimi gördüm. mucize kısmı bu.
    evraklar toparlandı, istenen belgeler ayarlandı filan, başlayış yapmanız için çağıracağız dediler, başladım beklemeye.
    durdular durdular, tam da doğum günümde çağırdılar, memuriyete girişim doğum günümde oldu. bu da doğaüstü olan kısmıydı.

    kimilerinin beğenmediği, basit, değersiz bulduğu o kıytırık memuriyet benim hayatımı kurtardı. kelepçelerimden, mecburiyetlerimden, ezilmekten kurtardı. o beğenilmeyen üç kuruş maaşım beni zalime minnet etmekten kurtardı. doğum günüm ikinci kez miladım oldu.

    15 yıldır hem doğum günümü, hem mesleğe girişimi kutlarım. doğum günümde aldığım terfim en güzel doğum günü hediyemdir 15 yıldır.
    ekleme: ilk debem. çok teşekkür ediyorum.
    kocamı boşadım. aile evine de donmedim. kardeşimle iletişimi kestim. kimseye minnet etmeden sıfırdan hayatımı kurdum. muhteşem bir hayatim var.