hesabın var mı? giriş yap

  • bak koçum, belli olmuyor ama, benim bi tek kulağımın arkası kaldı.

    artık acı çekmekten ve acı çektirmekten zevk almamayı öğrendim.

    sevgililer,

    bizim olanlar ya da olmayanlar hepsi iz bırakır. bu izler, şimdi senin ki gibi çok derinini çiziyor. hepsi kalır. ama inan yeni izler de olacak. yaşlıları düşün, sanki her şeyi bilirlermiş gibidirler, ama öyle değil.

    ne kadar acı çekersen çek, şunu hiç unutma; çizilecek bir yer hep vardır ve çizecek bir yer.

    ressam olur insanlar başkalarının kalbini kazıya kazıya ya da resim olurlar senin gibi, kazına kazına.

    (bkz: dar alanda kısa paslaşmalar)

  • ryan gosling'in tip ve oyunculukta aştığı film. aşk filmi. dram filmi. su gibi akıp giden ve öyle bitip dımdızlak bırakan film. şey gibi böyle kekremsi, ama bir o kadar da banyoda yeni köpüklenmişken, suların kesildiğinde alacağınız surat ifadesi gibi bi film.
    ha bi de michelle williams'a deception'da duyduğum hayranlığı bitiren filmdir kendisi. evet.

  • sanırım yaklaşık dört yaşlarında, bir gün kiliseye gider. çok güzel bir ilahi çalmaktadır.* mozart kilisedeki din görevlisine bu ilahinin notalarını istediğini söyler. kilise görevlisi veremeyeceğini, böyle bir şey yapamayacağını söyleyerek mozart'ı tersler. bunun üzerine mozart, ''peki aynı eseri bir daha ne zamn dinleyebilirim,'' diye sorar. papaz, ekşi bir yüz ifadesiyle ''önümüzdeki sene, bu gün...'' der. seneye aynı gün mozart elinde kağıt kalmle ilahiyi dinlemek için gelir... * * ilahi nihayet çalmaktadır... bittikten sonra din görevlisinin yanına gelir ve ''alın size ilahinin notaları'' der. çalan ilahinin notalarını gören din görevlisi şaşkınlık içinde bakakalır.

  • şirinlerin o tehlikeli ormanda, gargamel peşlerindeyken, şirine kimseye vermezken yine de "laa laa lalallaa" diye gezebilmelerini sağlayan şey.. off bi de şirinler minik ya, ye ye bitmez..

  • laaan hani biz salonun ortasında leğende yıkanmıştık?

    hani hiç rotring kalemimiz olmamıştı?

    hani mahellede top oynarken annemiz ekmeğe salça sürerdi?

    beraber yazmadık mı o iç burkan fakirlik anılarımızı?

    herkes dalga mı geçti lan? yalandan mı yazdınız onları? ben çok ciddiydim amk?

    şimdi ne ara ceo oldunuz, adını bile anlamadığım mesleklerinizden 10 bin dolar falan kazanıyorsunuz??

    ve ben niye hala fakirim?

  • dünya'nın herhangi medeni bir ortamında toplu sosyal alanda ayağini sandalye uzatırsan çalışan gelip seni uyarır. hatta ben müşteri olarak orda bulunsam ve çalişan masaya ayağını uzatan hanzoyu(burda hanzo sensin, başka laflarda hazirladimda neyse) uyarmassa ben o mekanı terk ederim. çalişan ayağini indir bu mekanda müsade edemeyiz demiş sen bir de adama sanane demişsin ve kaçınılmaz son. bir dahakine evinde iç.

  • rezalet gibi rezalettir.

    montaj servisi ve montaj elemanları kesinlikle kusurlu.

    nedenlerini yazarsam.

    1- duvarlar gaz beton denen tuğla ise ona uygun dübel ve vida kullanılmalı idi.
    gaz beton dübeli
    2- dolap ağır olduğu için kalın vida ve pul kullanılmalı idi. hatta dolap askısı ve vida gizleyici şart oğlu şart.
    dolap askı aparatı
    3- olduki duvar alçıpan diyelim o zaman montaja uygun değildir raporu tutmaları gerekirdi ve montajı kesinlikle yapmamaları gerekiyordu.

    bu konuda kesinlikle haklısınız. gerekirse tüketici hakem heyeti ve mahkemelerine gidip hakkınızı arayınız.

    not : elektrik teknisyeniyim ve çok montaj yaptım ama böylesini ilk kez gördüm. pes diyorum...

    alt edit : (bkz: #95799866) arkadaşım galiba sen okuduğunu anlama konusunda biraz sıkıntılı birisin. alçıpan duvara bu tarz mobilya ürünü a-s-ı-l-m-a-z. dolabın ağırlığı ile alçıpan yırtılmaya ve en sonunda da düşme ile sonuçlanan sürece girer.
    ayrıca tv dediğin şey öyle 40-50 kilo gelen bir ürün değil. kelebek alçıpan dübeli ve ona uygun uzun vida, pul kombinasyonu ile her türlü tv monte edebilirsiniz. (+7-8 kilodan sonrası benim gözümde sorun teşkil eder. kesinlikle duvarda ki karkas profilini bulup en azından iki vidayı sağlama almak lazım)

    hadi sana kolay gelsin.

  • entry'lerin altına şükela favori butonlarının ayrı ayrı gözükmesine sebep olmuştur.
    (bkz: neden acaba)

    edit: bunun en beğenilen entrylerimden biri olmasıyla ne kadar sikimsonik yazılar yazdığımı öğrenmiş oldum. bu gerçekle yaşayamam.

  • işlettiği kırtasiyeye 'selam' diye giren gence 'aleyk' diye karşılık veren rahmetli dedemi hatırlatır.