hesabın var mı? giriş yap

  • durumu çok net anlatan fıkralardır.

    18 yaşındaki kız, annesine iki aydır adet görmediğini söyler. annesi, çok tedirgin olur ve eczaneye bir hamilelik testi almaya gider ve sonuçlar kızın hamile olduğunu gösterir. anne çıldırmıstır, bağırır çağırır ve bunu yapan hangi domuz,bilmek istiyorum der. kız telefon açar ve yarım saat içinde bir ferrari evin önünde durur, içinden hafif kırlaşmıs saçları ve çok pahalı bir elbisenin içinde manyak yakışıklı bir adam iner ve kapıdan içeri girer. anne baba ve kızla beraber otururlar.

    adam; kızınız durumu anlattı, kişisel durumumdan dolayı kızınızla evlenemem, ancak tüm sorumluluğu alıyorum der. eğer bir kız çocugu doğarsa annesine; bir ev, bir yazlık villa ve 1 milyon dolarlık bir banka hesabı, eğer bir erkek çocuk olursa; birkaç fabrika ve bir milyon dolarlık bir hesap, eğer ikiz doğarsa her ikisine de 500 bin dolarlık hesap ve bir fabrika vereceğim, der. ancak düşük olursa....

    o zamana kadar sessizce bekleyen baba elini dostça adamın omuzuna koyar ve ne olacak o zaman tekrar s......sin evladım der.

  • elbette dünyanın en iyi yazarı değildir ama dünyada 7'den 70'e yüz milyonlarca insanın kalplerine en çok dokunmuş, en içten ve en samimi fantastik kurgu kitabını yazarak, bunu da tüm zamanların en şahane kurgu ustalıklarından birini sergileyerek, j.r.r. tolkien'in dünyasını harfi harfine kopyalayarak benzer kitaplar yazan (yepyeni diller, yepyeni hayali ülkeler, yepyeni ırklar ama niyeyse hep elfler hep cüceler, hep kaybolup gitmiş antik çağ dönemlerinde geçen kılıç-mızrak-büyü kitapları) sayısız yazarın ve sayısız fantastik kurgu eserinin önüne, özgünlüğü ve farklılığı ile haklı olarak geçmiş, bu nedenle de yeniliğe ve farklılığa zerre tahammülü olmayan dinozor metal müzik dinleyicilerinden beter fantastik kurgu takipçilerini - ve tahminen yazarlarını da - hasetlerinden çatlatmıştır. marifet tuğla kadar ciltler boyunca bitip tükenmek bilmeyen karman çorman, yer kabuğuna inecekmişçesine detaylandırılmış dünyalar, öyküler, diller, ırklar tasarlamakta değil (neyi kanıtlama çabasıdır acaba bu kadar çok detay üretebildiğini göstermek için çırpınmak, tolkien en âlasını yapmış işte), sayısız insanı gönüllü olarak peşinden koşturacak, "bu bizden" diyerek bağırlarına basacak bir dünya, öykü ve karakterler yaratmakta.

    kendisi bir shakespeare olmadığını zaten bilmekte ve söylemektedir. "ileride nasıl hatırlanmak istersiniz" sorusuna "sahip olduğu yetenekle elinden gelenin en iyisini yapabilmiş biri olarak" diyecek kadar alçakgönüllü, ne olduğunu bilen bir insandır. bir yazar olarak söz söylemeyi, etkileyici cümleler üretmeyi ve lafı gediğine oturtmayı çok iyi becerir. insanlar neden hemen tolkien'le karşılaştırıp aşağılama tepkisi göstermek için kurulmuş saat gibi hazırda beklemekteler bilemiyorum ama tahminen tolkien'in yarısı kadar edebiyat bilgisi olmayan biri olarak, aynı tolkien'in eseri gibi fantastik edebiyatta bir dönüm noktası olmuş ve tarihe adını yazdırmış bir kitap ve dünya yarattığı için büyük ihtimalle. onca ıncığına cıncığına kadar detaylandırılmış ama özünde hepsi birbirinin aynı kılıç-mızrak-büyü high fantasy kitapları dururken günümüz dünyasının içine saklanmış, o dünyayla ilişkileri mükemmelen detaylandırılmış yepyeni bir ikincil fantazi dünyası tasarlayarak özgünlüğü ve hepsinden de öte ruhuyla tolkien'inkine çok benzer bir tat verebilen, bu yüzden de en az orta dünya kadar sevilen yegâne öyküyü yazdığı için çatladı resmen insanlar hasetinden. zira dediğim gibi marifet alternatif dünya tarihi yazıyormuş gibi sonu gelmeyen boğuculukta detaylarla doldurulmuş kitaplar yazmak değil, yarattığın dünya görece daha hafif olsa dahi okuyucunu avucunun içine kıskıvrak almanı sağlayacak kadar samimi bir ruh katabilmek. millet "rowling, tolkien'in boku olamaz" diye birbirini yiyedursun, merhum tolkien mezarından kalkıp gelse, şu 7 kitabın hepsini bir okuyabilse, tahminen en önce kendisi saygılarını sunardı rowling'e muazzam başarısı için. harry potter severler için can sıkıcı bir şey olsa bile allah vermiş de bu serinin filmleri de yüzüklerin efendisi üçlemesi gibi tartışmasız bir başyapıt olamamış. olsaymış herhalde insanlar iyice çete gibi toparlaşıp adam dövmeye geleceklermiş hasetlerinden. tolkien'in kitabı gibi sürüyle kitap var fantastik kurguda ama bir tane harry potter var. iyi ki de var.

    https://fbcdn-sphotos-a.akamaihd.net/…4126031_n.jpg

  • istanbul yenibosna'daki bimeks'te piskopat bir hanım kızımızın bana ima ettiği sinir bozucu olay.

    26/02/2016 günü saat 13:13'de "71" tl ödeyerek bimeks'ten "addison" marka laptop çantası satın aldım.

    26/02/2016- 05/03/2016 tarihleri arasında almış olduğum çantayı sadece 2 kere kullandım.
    bu kullanımlarda askısının çıkmasında dolayı içerisinde laptopum varken 3 kere çantanın yerlerde sürünmesini izledim.

    birde üstüne fermuarının bozulması eklenince soluğu yenibosna bimeks'te aldım.

    ürünün sıkıntılarını, bana verdiği zararı anlattım ve değişim istediğimi söyledim.

    şubedeki bayan arkadaş, değişim gibi bir hakkımın olmadığını, ürünü "teknik servise" göndericeklerini söyledi.

    teknik servis ne alaka ürünü neden değiştirmiyormusunuz diye sorduğumda hanım kızımız, süper bir açıklama ile konuya açıklık getirdi.

    -beyfendi ürünü değiştirememizin sebebi, getirdiğiniz ürünün sıkıntılı olmasıdır.

    beynim henüz teknik servis olayını kabullenemezken hanım kızımızın verdiği bu cevap ile iyice dumur oldum. kendisine, ürün sıkıntılı olduğu için değişime geldiğimi tekrardan hatırlattım.

    hanım kızımız ona verdiğim cevabı beğenmemiş olacak ki,
    -siz ürünü buradan böylemi aldınız? neden denemeden aldınız? diyerek 2. aydınlatıcı cümleyi kurdu.

    hanım kızımıza,
    -tam olarak ürünü alırken ne yapmam gerekiyordu, laptop ile buraya gelip, laptopu çantanın içine koyup, acaba askısı kopacak mı diye firmanın içinde dolaşıp durmam mı gerekiyordu? diye sorduğumda bana 3. aydınlatıcı cümleyi kurdu.

    -beyfendi bu ürünü alarak hata yapmışsınız, 71 tl lik ürün yerine daha pahalı bir ürün alsaydınız herhangi bir sıkıntı yaşamazdınız. pahalı ürünlerde sorunlar az yaşanır. dedi ve 4. aydınlatıcı cümleyi yapıştırıverdi.

    -ben herzaman bir ürün alırken en kalitelisini alırım.

    hanım kızımızı durdurabilene aşk olsun, her zaman kalitesi ürünler aldığını kanıtlamak için 5. aydınlatıcı hareketini yaparak bana ıphone s6 telefonu gösterdi. böyle altın renkli alacalı bulacalı bişey.

    sonra başladı hayatının her anlamında kaliteye önem verdiğini ve benimde kaliteye önem vermem gerektiğini, 71 tl'lik bir ürün alırsam bu tarz şeylerin yaşanacağını durmadan belirtti.
    ağzından çıkan her 3 cümleden 2'si benim ucuz ürün aldığım üzerine kuruluydu.

    olayın şoku ve şaşkınlığı içerisinde hanım kızımıza, benimle dalga geçip geçmediğini sordum.
    hanım kızımız bana, kendisinin de emir kulu olduğunu kendisine ne söylenirse onu yaptığı söyledi.

    yani tüm bu saçmalığı bana kendi hür iradesi ile yaşatmadığını bizzat firmanın doğrultusunda beni aşağıladığını söylemiş oldu.ve ağzından 6. aydınlatıcı cümle çıktı.

    biz dandik ürün satabiliriz, ama siz almak zorunda değilsiniz. dedi

    sonra çantamı "teknik servise" göndermek için gerekli işlemleri yaptığı söyledi. ismini sorduğumda, beni şikayet edecekseniz adımı bir kağıda yazıp verebilirim dedi.
    hanım kızımızın ciddi sorunları olduğunu düşünerek oradan ayrıldım. tam olarak nasıl bir şikayet polikası yürüteceğime karar verme aşamasındayım.

  • bir çay kaşığı ile üç tane zeytin yaprağı 10 dk demlenip içilirse vücuttaki yağları idrar yoluyla atmaya yardımcı olur. ayrıca migrene iyi geldiğini de öğrendim, üç gündür içiyorum çayını yapıp.

    tam migren kürü ise şöyle, bir su bardağı su kaynatın. su kaynadıktan sonra 1 tatlı kaşığı biberiye bitkisini kaynayan suya ilave edin. 4 dakika kısık ateşte kaynatın. 4. dakika dolduğunda ocaktan indirip ılımasını bekleyin. ılıyınca, süzerek yudum yudum için. ilk hafta her gün 3 kez taze hazırlanıp biberiye kürü şeker ilave etmeden içilmeli. ikinci haftadan sonra günde sadece 2 kez taze hazırlanarak bir ay boyunca içilmeli.

  • kulanıcı deneyimi olarak doğru hareket eden atm'dir. parayı alıp gidip dalgınlıkla kartı unutma ihtimali yüksektir, ancak kartı önce alırsan parayı almadan oradan ayrılmazsın, çünkü para çekmek için geldin oraya.

  • biz gazeteci yaşlı bir köylüye sormuş;

    -65 yıl nasıl bir yastığa baş koydunuz?

    köylü teyze cevap vermiş.

    “bizler yırtık elbiselerin yamandığı, söküklerin dikildiği, kırıkların tamir edildiği bir zamanda doğduk, kullanılıp atıldığı ve yerine yenisinin alındığı bir zamanda değil...”

    bokunu yiyim ben o köylünün.

  • --- spoiler ---

    tek hesapta toplaniyor
    --- spoiler ---

    ondan hic suphemiz yok.

    debe editi : gunumuz turkiye'sinin ozeti spoiler'da bahsedilen 3 kelimeden ibarettir. daha acisi; ekonominin, egitim sisteminin, adalet kavraminin cokusune verebildigimiz tepkinin 4 kelimelik girdi ve o girdiye gosterilen ilgiden daha oteye gitmiyor olmasidir.

  • pc ya da ozellikle mobilde oyun oynarken gecemediginiz bir bolumu o an birakip birkac saat sonra denediginizde ilk seferde geciyorsunuz. bunu siz oyunu oynamayi birakmayin diye biz yapiyoruz. net olarak beceremiyorsunuz yani aslinda, ortalama alti siniflandirilip belli oranda avantajlandiriliyorsunuz. bu da size "oyunu cozuyorum" hissi yaratiyor, daha cok baglaniyorsunuz.

    coklu oyunculu oyunlarin kucuk bir kisminda siz raunda baslamadan oyunun sonucu belirleniyor. ne yapsaniz kazanamiyor ya da dogrudan kaybetmeye oynamazsaniz kaybedemiyorsunuz. zaten eslesme esnasinda kazanacak-kaybedecek diye eslesiyorsunuz. bunun sebebinde detaya giremiyorum maalesef ama tahmin ettiginiz gibi sadece para odakli degil.

    konsollar onceleri bu isten daha az etkileniyordu ama artik pc'den farki yok calisan sistemin. yukarida anlattigim her oyunda yok, cunku maliyetli sistemler ancak "cok sardi birakamiyorum" dediginiz oyunlarda bu tip seyler genelde mevcut.

  • görev yaptığım okuldaki toplam 10 kadın öğretmenden sadece 2 tanesi açıkken ve kapalı olanlar halihazırda başörtülü derse giriyorken, açıklar ve kapalılar arasında çoktan zıtlaşmalar oluşmuşken, okul idaresi açık kadın öğretmenlere cephe almışken, yıldırma politikalarını hızlandırmışken, beni sadece acı acı gülümseten kampanyadır.

    not: açık kadın öğretmenlerden biri benim.