hesabın var mı? giriş yap

  • çok doğru.

    sonuçta öss denilen sistem, tamamen zeka ile ilgili bir eleme yöntemi. kişilerin becerikli olduğu alanlara yönelmesinde öss puanı çok önemli. 3 saatte hayatının belirlenmesi tamamen adil. tüm lise zamanını bu sınavda çıkması muhtemel soruları çözerek geçirmek insanı gerçekten çok eğitiyor ve bilgilendiriyor.
    mükemmel bir sistem.

    ayrıca ben geri zekalı mıyım? evet öyleyim. mimarlık stüdyosunda burslu öğrenciler projelerini yaparken ben yapıştırıcıları yiyip, pastel boyaları burnuma sokuyorum. çişimin geldiğini anlamadığım için altıma işiyorum. beni hayırseverler mama ile besliyor.

  • çocukluğumdan beri yıllardır neredeyse her gün yaptığım şey. kurtuluş parkı'nın içinden yürümeden kızılay'a ulaşmaya çalışan 3-5 kişiyi dövmüşlüğüm bile vardır. o park boydan boya geçilecek arkadaşım.

    bir de "kızılay'dan cebeci'ye koşmak" gibi bir olay vardır ki ankara solcuları ne anlama geldiğini çok iyi bilir.

  • reklamcısı david ogilvy, metnini kendi yazdığı 1959 tarihli meşhur ilanda "bu yeni rolls-royce ile saatte 60 mil hızla giderken duyacağınız en yüksek ses aracın elektrikli saatinin tıklamasından gelir" gibisinden bir başlıkla çoook uzun yıllar ekmek yemiştir.

    lafın orijinali: "“at 60 miles an hour the loudest noise in this new rolls-royce comes from the ticking of its electric clock.”

    ve işte o ilan.

    zaten pek mütevazıymış bu ogilvy. sahip olduğu rolls-royce hakkında yorum yapanlara, "sadece müşterilerimin ürünlerini kullanırım" diye cevap verirmiş keranacı.

    bir de, şirketin ve dolayısıyla markanın amblemindeki rr harflerinden biri kızmızı diğeri siyah iken şirketin iki kurucusundan henry royce 1933 yılında ölünce her iki r harfininde de siyah olarak kullanılmaya başlandığına dair yaygın tedavül eden bir yanlış bilgi mevcut, hazır yeri gelmişken düzeltelim. olayın aslı şöyle: royce'un bizzat kendisi sağlığında iki r harfinin de siyah olmasının estetik açıdan daha uygun olduğuna karar vermiş ve değiştirtmişmiş. zaten bazı müşterilerden kırmızı r harfinin çoğu zaman otomobillerinin rengiyle uyumsuz olduğuna dair duyumlar alıyormuş. özellikle de galler prensi* şahsen şikayetçi olmuş biri kırmızı biri siyah olan r harflerinden oluşan amblemden. rica* büyük yerden gelince el mecbur.

    başka başka;

    10 beygir gücündeki ilk rolls-royce'un satış fiyatı 395 sterlinmiş. aynı aracın bugünkü değeri 250,000 sterlinden fazla.

    bugüne kadar imal edilmiş her on rolls-royce markalı otomobilden altısı yola elverişli, yani marşına basınca basıp yola çıkabilirsiniz.

    ondan sonracığıma, şöyle hikayeler de var bu marka hakkında:

    zamanının ünlü yunanlı armatörleri aristotle onassis ve stavros niarchos, new york'ta bir gün birlikte yemek yemişler. lokantadan çıkıp bir rolls-royce showroom'una girmişler. her ikisi de birer corniche almaya niyetliymiş. faturayı niarchos ödemek istemiş ama onassis elinden kapmış. "hayır" demiş, "olmaz. bunlar benden. bugün yemeği sen ısmarladın."

    ingiltere'de gösteri aleminin krallarından, rolls-royce meraklısı jack hylton arabasına ilk telefon taktıranlardan biriymiş. hemen peşi sıra, aynı alemde at koşturan lew grade de aşağıda kalmamak için kendi rolls-royce'una bir telefon taktırmış. ve tabii ki aradığı ilk kişi, ezeli rakibi hylton olmuş. telefonu hylton'un şoförü açmış ve şöyle demiş; " kusura bakmayın mister grade. şu anda mister hylton diğer telefonda konuşuyor!"

    (bkz: doğru bilgiler)

  • 1.5 dakikalık, sanki uzun metrajlı bir dostluk filmi izlermişçesine izlenilen ve 1.5 dakikada içinde uzun metrajlı filmlerin bulundurduğu konuları (azim, istek, başarı, cesaret) barındıran video.

    kahramanımız bir kedi ama bu kedi mel gibsonlu william wallace kadar cesur.

    şaheser

    edit; deliğin içine girdiği anda arkadan ittirdi mi? diye soranlar var. evet net geo'da bu video hakkında araştırma yapmışlar ve arkadan olanca kuvvetiyle ittirdigine karar vermişler. bende videoyu buraya taşımadan önce net geo da izledim.

    evet 3.entrydeki arkadaşımızında yazdığı gibi eli olsa sarma sarar bu zeka küpü varlıklar.

  • yaklaşık 4.5 senedir benim bu kişi.
    aslında her şey kafada bitiyor, düzenli spor da şart tabii.
    sabah 6.15 gibi uyanıyorum. zaman ayarlı kahve makinesi aldım, alarmla beraber kahvem hazır oluyor.
    hızlıca kahvemi yudumlarken akşamdan hazırladığım spor çantamla fitness merkezine geçiyorum.
    bu kısım çok kritik, en az 5 km koşmadan güne başladığımda, gün içinde bitkin oluyorum.
    koşu bandında ter atarken çin ve abd piyasalarında gece neler olmuş hızlıca tahlil ediyorum.
    spor sonrası da vitamin bar'da cornflakes’imi yerken gün içinde atılacak e-mailleri hazırlıyorum.
    saat zaten 8.30 oluyor bu vakte kadar ve ofise geçiyorum.

    güne erken başlamak, zinde uyanmak çok önemli ve tamamen motivasyon meselesi, abartılacak bir durum yok...

    ...demek isterdim ama snooze’un dibine vuruyorum sabahları, neredeyse uyku sürem kadar snooze ediyorum. heil snooze.

    debe edit: yoğun talep üzerine kahve yapan çalar saat

  • twitch streaminde yorumlari izlemesi de cok eglenceli.

    o anki haliyle guzel gorunen resme yeni bir kisim eklemek icin vurdugu ilk firca darbesinde:
    -ruined
    -ruined this time
    -ruined

    birkac dakika sonra o karalti guzel bir agaca donusunce:
    -saved
    -omg it's magic
    -saved
    -saved
    -i told u guys

    arada palette renkleri secerken birisi anliyor cikiyor bagiriyor:
    -tree incoming!!!

    resim bitene kadar bunlar bir dongu halinde devam ediyor. resim bitip de bob ross hadi gorusuruz haftaya diyince 10 bin kisi arka arkaya gg yaziyor.

    streamde ara olmadigi icin hemen arkasindan diger bolum basliyor. bob amca hi welcome diye girince yine 10 bin kisi ayni anda:
    -hi
    -hi
    -hi bob
    -hi

    bir ekranin basinda bekleyen binlerce kucuk minyon gibiler. bob ross hi diyor. dalgalanarak arkalara dogru giden bir hiiiiiii dalgasi basliyor.