hesabın var mı? giriş yap

  • stefan zweig'ın satranç romanını akla getirir.
    karşı hamleyi düşünmekten kendi hamlene odaklanamazsın, hayat da böyle. geleceği düşünmekten anı yaşayamıyoruz.
    karşı hamleyi düşünmeden yapacağın hareket de mat olmana neden olur. zira yaşamda da gelecek kaygısı olmadan fütursuzca yaşamak insana sonunu getirir.
    nereden baksan dilemma...

  • akp hukumeti'nin basbakan yardimcisi bulent arinc'in fikri.
    kendisine gore anayasa'daki değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeleri nitelikli çoğunluk ile degistirmek mümkün olmali.

    konsensus kelimesini duysa eli silahina giden bu ulkenin nitelikli çoğunluktan anladigi sey de, meclis'te 367 tane sandalye ve onlarin uzerinde oturanlardir.

    değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler arasinda ulkenin demokratik, laik bir hukuk devleti oldugu, insan haklarina saygili oldugu gibi temel ifadeler var.
    sayin arinc'a gore 367 tane el oyle isterse bunlari degistirmek mumkun.

    mesela yarin obur gun teror azarsa "bu insan haklari nanesi de cok ayak bagi oluyor" diyerek insan haklari kavrami tamamen anayasa'dan silinebilir.
    367 tane elin kalkmasi yeter.
    "bu zindiklar yuzunden hepimiz cehennemlik olucaz" diyerek islam'a aykiri kanun yapilmasi yasaklanabilir.
    367 tane elin kalkmasi yeter.
    "hukuk devleti de nedir ulan; hakliyi haksizi halkin sectigi meclis belirler" diyerek yargiclar savcilar dogrudan meclise baglanabilir.
    367 tane elin kalkmasi yeter.

    ki bu secim sisteminde, o 367 tane eli secmek icin, secmenlerin yalnizca %35'inin oy vermesi dahi yetecektir!

    "cogunlugun tahakkumu nasil kurgulanir" filmini rusya'da ortadogu'da vizyondayken goremediyseniz, gec kalmadiniz!
    trt ekranlarindan canli yayinlaniyor su siralarda.

  • 39 derece ateşle yatan 6 yaşındaki yeğenim dedesiyle konuşmaktadır:

    dede:
    -gel kızım sana bir okuyayım da, allah şifa versin benim güzel kızımaa.

    dede içinden duasını okur bitirir. torun sorar:
    -okudun mu dede?
    -okudum kızım.
    -ne yazıyormuş?

  • bizimkinin çoraplara karşı özel bir ilgisi var. temiz, pis farketmeden alır oynar. suyuna atar, çıkarır, yine oynar.
    çamaşırlıkta asılı duranları da kapar, suyuna atar. sonra tekrardan yıkarım ben de :/

    geçen gün kullanmadıklarımdan verdim oynasın diye. artık nasıl mutlu olduysa suyuna bile atmıyor. gece bizime yatıyor, oyuncak ayısıymış gibi çorabını da getirip, sarılıp öyle uyuyor.

    nasıl bir sevgidir bu.

  • adam otuzsekiz yıl önceki ilkokul öğretmenini parkta görünce utanarak yanına yaklaşır ve "hocam beni tanıdınız mı?" der. ihtiyar adam, ''hayır tanımadım'' der.

    bunun üzerine adam:
    ''hocam beni nasıl tanımazsınız? ben ilkokul öğrenciniz mustafa. sınıfımızda bir arkadaşın saati kaybolmuştu, ben almıştım. siz de 'herkes kalksın ve ellerini tahtaya dayasın, arama yapacağım' demiştiniz. ben utanmış ve çok korkmuştum. sizin ve arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakacağım diye soğuk terler döküyordum. sizden bir komut daha geldi, 'şimdi herkes gözlerini kapatsın.' ortalarda bir yerdeydim. aranma sırası bana gelmişti. saati cebimden sessizce almış, devamında aynı sessizik içinde son arkadaşa kadar aramayı sürdürmüştünüz. sonra bizi yerimize oturtup bana ve hiç kimseye hiçbir şey söylemeden saati sahibine vermiştiniz. büyüdükçe içimde büyüttüm bu davranışınızı. hocam ben şimdi elli yaşındayım. düşünüyorum da şu hayattaki en büyük dersi o gün sizden almışım. her aklıma gelişinde sarsıldım ve her aklıma gelişinde kendimi sizden kalan erdemin koruyucu gölgesinde hissettim.
    çünkü 'utancı bilerek yaşamak korkunç, daha da korkuncu bilerek yaşatmaktır.'
    der edip cansever. hocam işte siz bana o utancı yaşatmadınız. yaşasaydım unutur muydum doğrusu bilmiyorum ama beni utandırmamanızı hiç unutmadım hocam.
    şimdi hatırladınız mı beni?''

    ihtiyar öğretmen yanyana oturdukları banktaki öğrencisine yaklaşarak:
    ''o olayı ertesi gün ben de unutmuştum. şimdi sen anlatınca hatırladım. sizlere 'gözlerinizi kapatın' dediğimde ben de gözlerimi kapatmıştım. o yaştaki
    her çocuğun düşebileceği yanılgıya düşen öğrencime karşı içimde bir yargı
    oluşsun istememiştim. o sen miydin? bilmiyordum nasılsın?''

  • başlık: mustafa ceceli yle rugby oynamaya gittik capssliii

    entry: mustafa ceceli'yle rugby oynamaya gittik, bu manyak başladı "ya rugby duy, duyur sesimi, ya rugby ya rugby" diye ağlamaya. ne garip adam ya.