ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kitap kokusu diyene kafa göz girişmek
konfor alanından çıkmaya cesaret edemeyen insan
-
insanı gelişmiş ülkede hissettiren tanımlar vardır. bunlardan birisi de "konfor alanı".
evine 2 ay maaş girmediğinde aç kalacak, bakın sıkıntı çekecek sorunlar yaşayacak demiyoruz burada "aç kalacak" diyoruz, kişilere hangi konfor alanından bahsediyorsunuz.
sevdiğim işi yaptım para kazandım, hobimi mesleğe çevirdim, birikimle bir start-up'a yatırım yaptım, sıkıcı 9-6 işimi bıraktım freelance çalışmaya başladım, memurluğu bıraktım küçük bir yerde kafe açtım falan fıstık... bunlar bu ülkede azınlık. yok mu? var ama senin aileden durumun yoksa kusura bakma da bokumu yaparsın bunları.
hepimiz diken üstündeyiz, hepimiz. diken üstünde olmadığımız bir gelecekte konuşuruz bu konfor alanından çıkmayı.
yaran diyaloglar
-
36. dogum gününü kutlayan bekar bayan arkadaşın, neden hala evlenemedigi konusunda bir sohbet açılmıştır. arkadas yaşadıgı ilişkilerden bahseder ve annesiyle şöyle bir diyalog geçer;
-tamam benim de hatalarım oldu bıdıbıdıı
-ah suzan ah
-noldu anne?
-keşke seni ilk isteyene verseydik
-aa ne alakası var şimdi anne?
-e ondan başka isteyen olmadı be yavrum.
öğretmen öğrenci diyalogları
-
öğrenci:hocam son soru doğru,niye üstünü cizmişsiniz?
hoca alır kağıda bakar...
hoca:ilk soru limit,son soru türev,ilkini yanlış yapmışsın,limit bilmeyen adam türev yapamaz,kopya çekmişsin sen..!
dergi cd'lerinden demo oyun oynamış efsanevi nesil
-
bilgisayarın, internetin yaygın olmadığı, olan bilgisayarların da kasalarının yatık olduğu döneme denk gelen efsanevi nesildir. o demo oyunların tam sürümü asla oynanmamıştır. aklımdaki nice efsane oyunun tam sürümünü oynayamadım.
(bkz: hopkins fbi)
(bkz: outlaws)
(bkz: doom)
(bkz: bilgisayar dergilerinin verdiği program cd'leri)
(bkz: floppy disketle format atmış efsane nesil)
(bkz: efsanevi nesil)
ezgi asaroğlu
-
ezgicim, dizi setinde hakarete uğradın, şiddete uğradın, hayvanın teki boğazına çöktü ve seni boğmaya çalıştı, dizi ekibi arkanda durmadı, dava açman diziye zarar gelir diye engellenmek istendi, mağdurken bir de işinden kovuldun oysa ki karşı tarafa işten "ayrılma" hakkı tanındı ama sen gene de diziye dön çünkü senin yokluğunu ekşiciler on senedir üzerlerinden atamamışlar.
hem ne olabilir ki en kötü? diyelim ki biri gene boğazına yapıştı, gene saçından tuttu sürükledi, gene kafanı kaldırımlara çarptı, alt tarafı dava açman engellenir exxen müşteri kaybetmesin diye. he bir de dayakçı ve azmettiricinin sırtı sıvazlanırken sen kovulursun. aşkolsun, bunlar mı dert? sana kazık atmış bu ekibe dön ezgi. o dönemlerde bir söz vardı, kafalar pırıl pırıl diye; heh işte aynen öyle buralar zira.
izmir metrosu
-
yalanina sokim 1)
17 istasyonu vardir. bunlarin sadece 5 tanesi yerin ustunde, iki tanesi (bornova ve evka 3) ankaray'in tandogan istasyonu vs gibi yer altinda ama etrafi acik durumdadir. kalan 10 istasyonu yer altindadir. hatta ucyol'da falan 4-5 dakika yuruyen merdiven yolculugu yapiliyor, o derece altinda. yani oyle yarisi falan yer altinda muhabbeti tarihe karisti. toplam parkur 30-35 dk suruyorsa bunun 7-8 dk'si gun isigini gorebilirsiniz.
yalanina sokim 2)
metronun alsancak duragi diye bi duragi yok. alsancak, izban'in bir duragidir. alsancak'ta beklemeden hilal veya halkapinar istasyonunda metro uzerinden aktarma yapabiliyorsunuz. alsancak, ayni zamanda bir gar oldugu, izban'in da bir bolumune tcdd'nin ortak oldugu, bu nedenle tcdd'nin de bu raylar uzerinde tren yuruttugunu, izban yonetiminin kolayca plan program yapamadigini biraz izmir'de yasayan cogu kimse bilir. hatta kac defa izban diye denizli treni gecti onumuzden.
yalanina sokim 3)
izban'i kimse metro diye tarif etmiyor. metro gorunumlu trendir izban. banliyo treninin hizli olanidir. hatta ismi bile iz-mir ban-liyosu'nden geliyor.
ve son olarak,
evet izmir metrosu metro degil. cunku biz ona da gevrek diyoruz.
kabataş yalancılarının kılıçdaroğlu'na dava açması
-
kemal kılıçdaroğlu'nun kabataş yalanına yönelik eleştirisine havuz medyasının popüler yancılarının başlattığı yine ortaklaşa bir harekat.
işte o isimler:
ahmet kekeç - star gazetesi
ardan zentürk - star gazetesi
halime kökçe - star gazetesi
murat çiçek - star gazetesi
saadet oruç - star gazetesi
ersoy dede - yeni akit gazetesi
kenan alpay - yeni akit gazetesi
fuat uğur - türkiye gazetesi
abdülhamit güler - sabah gazetesi
mahmut övür - sabah gazetesi
esra elönü - haber 7
abdülkadir selvi - yeni şafak gazetesi
kemal öztürk - yeni şafak gazetesi
merve şebnem oruç - yeni şafak gazetesi
yasin aktay - yeni şafak gazetesi
bu arada hatırlatmak gibi olmasın:
yargılanacaksınız
fransa'nın 14 afrika ülkesinden haraç alması
-
ekonomisi yerlerde surunen afrika ulkelerinden yilda 500 milyar dolar harac aliyor denmi$ fransa icin. o ulkelerden degil yilda, yuzyilda toplayamazsin o parayi. fakat okuduguna sorgulamadan zart diye inanmak insanin icini ferahlatir tabi. serin serin boyle.
seren serengil'in köfn grubunu tanımaması
-
(bkz: köfn kim amk)
keriz silkeleme odaklı geliştirilmiş şeyler
-
yaşam koçluğu, kişisel gelişim zırvaları, astroloji-enerji-fal-burç saçmalıkları başı çeker bu konuda.
gerçi memlekette keriz çok haliyle keriz bol olunca da illa silkeleyecek uyanıklar çıkıyor ortaya. arz-talep meselesi.
messi'nin bir yılda 86 gol atması için ne dediler
-
"niye 87 değil?"
babam.