hesabın var mı? giriş yap

  • 4 milyon dolarlik evleri alip gotune sokabilecek olanlarin hic bulasmamasi gerektigi konu. varsin herkes insan olmasin, halden bilmesin.

    yardim eden de, ufak da olsa iyi niyetle caba sarf eden de sag olsun.

    kazandigi parayi paylasmak icin degil, sekil icin tutan da kahrolsun.

    humanizmden selamlar.

  • ''insan masumiyetini, bazen bir başkasının günahıyla öder!''

    ne kadar da doğru söylemiş. türkiyede ki şuan yaşayan sayılı iyi şairlerden birisidir. o kadar sayılıdır ki yeri gelir tek onu gösterirsiniz.

  • dünya lideri olacağız diye çıktığımız yolda, liderliğine soyunduğumuz dünya tarafından kocaman bir mülteci kampı olarak görüldüğümüzü ortaya koyan açıklama.

    içeride sebep olanların da, dışarıda bize bu ikiyüzlülüğü reva görenlerin de allah belasını versin.

  • metrobüs-zincirlikuyu

    -ablacım sıraya geçsen ayıp etmesen.
    +ne sırası yaa?
    -medeniyet sırası...

    nitekim kadın utandı ve kalabalığa karıştı bu laftan sonra cuk diye ses getirdim.

  • özellikle etsiz çiğ köfte diye başlık açılmasına rağmen "nolur çiğ köfte demeyin buna :(" diyenleri var. ne diyelim ulan daha? taklitçi pezevenk çiğ köfte mi diyelim, anasına mı sövelim? etsiz çiğ köfte diyoruz işte! a aaa, hayret bişey...

  • kedish boş oturmaktansa görüşemeye gideyim diyerek, ilgilenmediği bir firmayla görüşmeye gitmiştir, fakat gitmeden gerekli araştırmaları yapmıştır. ilk elemeyi geçmiştir, ikinci görüşme yöneticiyle yapılacaktır. yönetici sınav yaparmış gibi sorgulamaya hatta azarlamaya başlar teknik konularda.

    yönetici: neden biz?
    kedish: başka ilan yoktu.
    yönetici: bizim hakkımızda ne biliyorsun?
    kedish: 3 aydır maaş ödemediğinizi, tazminat vermeden toplu işten çıkarmalar yaptığınızı ve durumunuzun oldukça kötüye gittiğini.
    yönetici: e niye geldin o zaman?
    kedish: o kadar kötü mü durumlar diye merak ettim sadece.
    yönetici: !!!

  • bulmak zor değil. bulduğunla sağlam gerçek bir ilişki kurmak, karşılıklı güven oluşturmak ve bir bağ kurmak aşırı zor. kimse kimseyi ne seviyor, ne değer veriyor, ne önemsiyor, ne ciddiye alıyor. her şey oyun, her söz yalan, her duygu geçici, her davranış sahte, herkes bencil, kararsız ve dandik. leş gibi bir döneme denk geldik.
    yani aşktan, sevgiden samimi ve ciddi beklentileri olan, iyi bir hayat arkadaşı isteyen, bir aile kurmak isteyen, düzgün bir ilişki, güzel bir evlilik yapmak isteyen insanların işi aşırı zor artık. bitik.

  • lazer epilasyona giden bir zahmet birazcık araştırsın yahu. o çok dalga geçtiğimiz kadınlar kulübü'ne girip bir baksa bile insan, sert kıllar dışında hiçbir halta yaramadığını şap diye anlar. bas bas bağırıyor insanlar. nedir iş yarayan bu bölgeler? genital, koltuk altı, belki bacaklar (çok kalın olması lazım tüylerin). bunun dışında kol, yüz ve diğer yerler için iğneli epilasyona gidin direkt. hem paranız cebinizde kalır, hem seanslarca sürmez, hem de bir daha o bölgeden tüy çıkma ihtimalini ortadan kaldırmış olursunuz. evet biraz acılı bir şey ama binlerce lira döküp sonuç alamamaktan iyidir.

    önemli not: hiçbir bok bilmeyen ve kıçındaki kıla bakmadan sizin minik tüylerinize laf eden erkeklerin "lazer epilasyona gitsene yaa", "lazere git lazere" , "lazere gitsen ne güzel olur", "2013 yılındayız hala lazere gitmeyen kadınlar var" türü laflarına aldırmayıp, her bölgeye en uygun epilasyonu seçmenizde fayda var.

    sanıyorlar ki lazer, içi sıvı dolu bir küvet. kadınlar giriyor çıkıyor, hooop bütün tüyler gitmiş.

    hey gidinin efesi!

  • sanal bir alemde bilinci yerinde olarak bulunma olgusu. gerçek hayattaki bilgilere erişilmesi olayı daha ilginç hale getirir. rüya alemindeki kişilerle çeşitli diyaloglar yaşanabilir ve beklenmedik cevaplar alınabilir

    lucid dreaming durumunda yaşadığım bir örnek:
    uyanık olma durumunda bir sonraki lucid rüyamda yapacağımı planladığım şey rüyada karşılaştığım kişilerden birine çocukluğumu sormaktı. bir gün rüyam lucid duruma gelince yoldan garson kılıklı bir kişi çevirdim ve aramızda şöyle bir dialog yaşandı.

    rüyamdaki ben: hey sen, benim bilimçaltımı temsil ediyorsun. sana bir şey soracağım
    rüyamdaki garson: hop, ben sadece bir garsonum
    rüyamdaki ben: hayır hayır, çok eminim, beni atlatamazsın. bana çocukluğumda geçirdiğim beni etkileyen olayları anlat
    rüyamdaki garson: şimdiye kadarki olayları kurcalamamalı, bundan sonrasını temiz ve düzgün tutmaya çalışmalı

    bu rüyada beynimin yarı bilinçli ve bilinç altı bölümleri diyaloga girdi ve kendi kendime bir ders mesajı iletmiş oldum

  • acilin finlandiya'dan geliyorum. gectigimiz yil nokia'nin ceo'su risto siilasmaa'yi dinleme ve tanisma firsati buldum. bu soru her konusmada kendisine soruluyor.

    risto, goreve geldigi yil nokia cokusune baslamisti ancak bu cokusun ne nokia ne de risto ile bir alakasi yoktu. risto bu goreve kriz yonetmesi icin gelmisti ve microsoft hezimetinde pay sahibi olduktan sonra sirketin yasamaya devam edebilmesi icin 5g teknolojilerine yoneltti. kendisi su anda f-secure'un ceosu.

    kendisi, herkesin tahmin edebileceginin yaninda aslinda bir ozel neden olduguna parmak basti. apple ve samsung'un buyumesine imkan veren seyin avrupa'da olmayisi bu:

    telefonunuza uygulama indirmek ve operatorunuz ile surekli data alisverisinde bulunabilmek. apple, verizon gibi devlerle calistigi icin app store'u gelistirebilme imkani buldu. avrupa'nin hicbir ulkesindeki operatorlerden boyle bir destegi goremeyen nokia, ne uygulama ne de uygulama magazasi gelistirimine baslayamadi.

    ''elime iphone'u aldigim anda bu yarista olmadigimizi anladim'' sozu bu doneme aittir.