hesabın var mı? giriş yap

  • hoşt ulan !!! 16 senedir yaptıkları için hakkımı helal etmiyorum. bu ülkede güvenilir tek kamu kurumu bırakmamış, gelmiş geçmiş en büyük borç yükünü koymuş daha hala ne vefa borçluymuş sayın ak troll.

  • ne istediğinden ve bunu nasıl yapacağından emin olamama durumu. ayrıca sözlükte son günlerde yazılmış en samimi başlık ve entrylerden biri. ait olunan dünya ile sahip olmak istenilen dünya arasındaki uçurumun giderek arttığını düşünmek neden oluyor bence bu atalet duygusuna. birkaç arkadaş çok haklı bir şekilde disiplinden bahsetmiş. fakat disiplin sonuçtur sadece, asıl neden tutkudur. çünkü nihayetinde tutkuları olmayan insanların utkuları da olamaz ne yazık ki.

    nietzsche, insanlarda iki türlü tutku olduğunu söyler: egemenlik arzusu gibi aktif tutkular ve tembellik gibi pasif tutkular. işte en başta söylediğim gibi, ait olunan dünya ile aslında içinde var olmak istenilen dünya arasındaki uçurumun büyüdüğüne inanmaya başlayan insan, yavaş yavaş pasif tutkularının esiri olmaya başlayacak, hayallerinden uzaklaşacak ve yaşama enerjisi gitgide düşecektir.

    sonuçta herkes her şeyi isteyemez. bir şeyi gerçekten isteyenler de, kolay kolay kimseye nereye gideceklerini sormazlar, sadece yola çıkarlar. çünkü bütün cevaplar aslında yolların kendisinde.

  • eeeh, başlayacağım ayaz atanıza da, kadim kültürünüze de, arapların kültürünüzün içine nasıl sıçtığına da. türkler bir kabile değildir, binaenaleyh 21. yüzyılda hiçbir millet bir kabile değildir. kimse birlikte hareket etmek zorunda değil. ben yılbaşı kutluyorum çünkü benim kültürümde var, bizim evde kendimi bildim bileli kutlandı, aile toplandı, yenildi içildi sohbetler edildi, hediyeler alındı verildi. görselliği hoşuma gittiği için çam ağacı da süslendi. 20 km ötedeki fatih çarşamba mahallesi'nde hatta 2 arka sokakta yaşayanın da yılbaşı hakkındaki görüşü beni hiç ilgilendirmiyor, keza ortak bir kültür paylaştığımız filan da yok. reina saldırısında ölenlere içten içe oh olsun ahaha diyen adamlara ayaz diyince buz kesmiş ihtiyar olarak hayal ettiğim ayaz ata diye bir adamı örnek göstererek size keyif veren basit bir zevkiniz için gizliden gizliye onay ve izin almaya çalışmanız artık çok yoruyor. herkes haddini bilecek, ben yeni bir yıl geldi diye masaya çıkıp oynarım, beriki yeni bir yıl geldi ölüme çok yaklaştık ühühü diye evinde ağlar. kimse kimseye karışamaz. yılda 1 güncük eğlenmek için iskenderiye kütüphanesi'nin yanık molozlarında didik didik kadim türklerin gelenekleri makalesi aramanızdan bıktım.
    yılbaşı kutlamak benim kültürümde var çünkü öyle istiyorum. canım isterse halloween de kutlarım, diwali de kutlarım. ortalama 80 senelik sayılı ömrünüzde her masum arzunuz için 10 yere ispatlı dilekçe verecekseniz ohooo.

  • kadın: k
    erkek: e

    k: çok yorgunum saatlerdir çalışıyorum ya
    e: bakimm ;)))))

    k: yemek yapıyorum, sonra konuşalım.
    e: at bakim ne yapıyosun ;))))

    k: hastanedeyim ya serum taktılar
    e: bakimm, boydan olsun ama serum da gözüksün*

    şeklindeki diyaloglara ev sahipliği eden başlık.

  • ortada durumun gerçekliğini kanıtlayacak herhangi bir belge (an itibari ile) olmadığına göre masabaşı haberciliğin artık senaristler tarafından yapıldığı gösteren haberdir.

  • kitaplarını, kelimeler arasına sıkıştırdığı notalarla beraber yazan, imgelem ve müziğini kitaplarında okurlarıyla paylaşan yazın adamı. kendisi hakkında "haruki murakami and the music of words" adlı inceleme dahi kaleme alınmış, bir nevi müzikal hikayeci kendisi.

    "edebiyat öldüyse, biri murakami'yi cenazeye çağırmayı unutmuş."

  • eğer bir toplum yozlaşmışsa, ahlakını ve aklını kaybetmişse, tel tel dökülmeye mahkûmdur. doktorunu da kaybeder, ekonomisi de kötüye gider, eğitimi de.

    bu haber bir dram içeriyor. ama bazıları bunu görmeyip “madem doktorsun, eşek gibi çalışacaksın, bize bakacaksın!” der. kimisi çıkıp “bu ülke seni okuttu, borçlusun!” der. kimisi de elinde sopayla doktora saldırır. insanların can ve mal güvenliği yoksa, bu insanlar devlete borçlu değil, devlet onlara borçludur.

    doktorlar bu sağlık sistemi içerisinde hastalarına 5 dk ayırmak zorundalar. 5 d a k i k a! inanabiliyor musunuz? ama cahil cahil insanlar, bunun farkında bile değiller.

    ekonomiden eğitime, sağlıktan hukuka, tel tel dökülüyoruz. kimisi görmüyor, kimisinin de umrunda değil. ama kabul edin ya da etmeyin, gerçekte olan bu.

    edit:imla