hesabın var mı? giriş yap

  • bakın puanlama sistemi ile anlatacağım ;

    erkek : ortalama bir üniversite okumuş, kıdemli mühendis, 15.000 tl geliri var, tipi, boyu ortalama, espri yeteneği ortalama, ortalama genel kültürü var, ortalama model arabası var, kirada tek başına oturuyor, instagramda 163 takipçi; 7 puan verelim

    kadın : lise sonrası devam etmemiş, bir işe girip bir çıkıyor, sabit geliri yok, ailesiyle yaşıyor, ortalama boy, ortalama güzellik, genel kültür ortalama altı, instagramda 761 takipçi. ; 4 puan verelim

    7 puanlık erkeğimiz, 4 puanlık kız ile tanışmak için mesaj atar. ancak 4 puanlık kızımız, 7 puanlık erkeğin profilini inceler, 'ay bu hadsiz ne cesaret bana mesaj atıyor' diye düşünür. mesaja cevap bile vermeye tenezzül etmez. tanışma gerçekleşmez.

  • bu yurtdisindaki insanlar hakkinda yurticindeki herkesin bu kadar bilgi sahibi olmasi goz yasartici. valla bravo.

    oncelikle, oy vermek icin randevu alma gerekliligi ve bunun getirdigi zorluklari [bu yuzden egitim duzeyinin cok daha yuksek oldugu abd gibi ulkelerde yasayan turk vatandaslarinin oy verme orani, almanya gibi ulkelerde yasayan ve egitim seviyesi cok dusun turk vatandaslarinin oy verme oranindan daha yuksek zira randevu alma islemi bu insanlar icin pek de kolay bir is degil] vesaire bir yana koyalim.

    yurtdisinda oy verme islemi, turkiye'deki gibi herkesin yasadigi sehirde yapilmiyor. turkiye cumhuriyeti temsilciliklerine gideceksiniz. bu da ornegin abd'nin bati yakasindaki eyaletlerde (washington'dan, alaska'ya, colorado'dan hawaii'ye kadar) yasayan herkesin los angeles'a gitmesi demek.

    kafanizda canlanmamis olabilir, bahsettigim mesafeler soyle.

    - hawaii'den los angeles ~4000km.
    - alaska'dan los angeles ~4000km
    - denver-colorado'dan los angeles ~1400km

    simdi bu mesafeleri istanbul'a uygulayalim

    - istanbul'dan madrid 2800km
    - istanbul'dan berlin 1750km
    - istanbul'dan londra 2500km

    umarim mesafelerin buyuklugu hakkinda bir fikir vermistir. avrupa ozelinde, zaten gurbetci adam bu kadar yol tepecegine gider turkiye'de oy verir (sinir kapisinda)

    sahsen ben los angeles'a nispeten cok daha yakin olan san francisco'da yasiyorum. kalktim oy kullanmaya gittim. oncelikle haftasonu san francisco'da bulunmak zorunda oldugum icin mecburen bir is gunu izin almak zorunda kaldim. ayni sekilde yine hemen donmek zorunda oldugum icin araba ile degil, ucakla gittim. bunun oteliydi, araba kiralamasiydi, yeme icmesiydi $1000 civarinda para harcamam gerekti. ıki kisi icin $1500 diye dusunun. ben gittim bu parayi harcadim ve oyumu verdim. ama herkesten bekleyemem.

    bu baska ulkelerde ayni hesaplamalara yol acmiyor olabilir, her ulkenin karakteristigi farkli lakin hangi ulke olursa olsun, kalkip belki de mahallenizde oy kullanmak gibi bir is olmadiginin farkinda varmalisiniz.

  • "bir cahille tartışmak bir güvercinle satranç oynamaya benzer; siz ne kadar iyi olursanız olun güvercin taşları devirir, tahtanın ortasına sıçar, kazandığını sanıp zafer turu atar..."

  • genellikle rakip olarak değil de partner olarak oyununuzun içine eden tiplere denir. noob olmak herkese nasip olmaz. siz profesyonel bir oyuncusunuzdur, ama olur ya oyunun belli bir bölümünde hata üstüne hata yaparsınız; kafanız dağınıktır, o an celallenmişsinizdir bir şeye vs... peki noob öyle mi? bırak hata yapmayı, ne yaptığını bile bilmez bu adamlar. tamam lan dersiniz, birkaç derin nefes alıp sakinleşirsiniz. sonra beraber oynamaya mecbur olduğunuz 'noob'a dönersiniz ve anlatmaya başlarsınız. anlattığınız şeyleri siz ufak bir mantık yürütmeyle kolayca keşfetmişken, bu herife açıklama yapmak zorunda olmanız zaten onu kafadan noob yapar. olsun, siz yine de anlatın. haydi sözlük, 'noob'suz bir dünya için el ele!

  • (bkz: faber castell grip)

    amk 18 lira diyorlar kalem için, uçlu kalem hem de, ucu ayrı para.
    sen yorulunca bırakıyorsun, kendi yazıyor herhalde.
    ya da bu kadar para ettiğine göre; yanlışları fark edip yazmıyor da olabilir.
    lan yoksa????

    edit: uyaranlar oldu. bu kalem çeşit çeşitmiş pahalı olana antrasit deniyormuş.
    ben sadece 2 liralık simli çiçekli kalemler aldığım için bilemedim.

  • anadolu çomü'lerine dert olan bira kutusudur. isteyen istediğini içer size ne kardeşim ha benim kafama takılan tek nokta kutuyu çöpe atsa iyiydi.

  • cips konusuna bir çok kişi dikkat çekmiş ama ben olayı biraz daha geçmişe taşıyayım.

    sene 1991-92 falan*, her gün bir paket cips alarak hayatımı sürdürüyorum. çocuğuz işte yerken de sürekli üstündeki yazıları okuyorum, son kullanma tarihi falan her şeyi okuyorum. o zamanlar bedavasız kampanyasız aile boyu ruffles 210gr.(nerden nereye gelmişiz bak.)

    bir gün yine almışım cipsimi yerken bir baktım 205gr. olamaz böyle bir şey. döndüm bakkala diğer cipslere bakıyorum kimisi 210 kimisi 205gr. 1 hafta daha dikkat ederek 210gr. olan paketleri aldım ama onlar da bitti.

    1 yıl içinde 180gr. olmuştu bizim cips. sonra işte yüzde 20 bedavalar başladı. 203gr. 205gr. 198gr.

    118gr. ne amk?

    manyağın biri var orada ayar yapıyor gram gram.

    - efendim 1 gram daha indirdim kârımızı maksimize ettim.
    - aferim evladım yarına da bir meeting set edelim.

    hıammına koduklarım

  • aşırı uyumsuz yakınlık barındıran, izlerken burnumun dibine girmişler gibi hissettiren tuhaf klip olmuş. yıldız nejat'ın deri ceketini dokana dokana eskitti. nejat'a bi sinir geliyo gülüyo, dağılmış gitmiş. yıldız oyuncak bebekle oynar gibi yoğuruyor. o ortama düşmüşümcesine kaçasım geldi.