hesabın var mı? giriş yap

  • otobüste pencere kenarında oturmaktayım... eda* kucagımda oturmakta. 3 yaş sendromu içinde camdan bakınmakta... yanımıza yaşlıca bir teyze oturur ve eda yı mıncırmaya başlar, oysa bilmez ki eda bundan hiç hoşlanmaz!

    teyze: senin adın ne bakiimmmmm

    eda dan ters bir bakış...

    ben: eda teyzesi [ayıp olmasın cevap verelim düşüncesi]

    teyze: ay benim torunum var senin kadar onun adı yaprak!

    eda dışarıyı seyrettiği camdan kafasını kaldırıp süzerek kadına bakar... iyice süzdükten sonra tekrar cama doğru döner... ve dışarıyı seyrederek kopartan cümlesini kurar!

    eda: biz yaprağı...[es] sarma yapar... [burada yüzü kadına doner] yeriz!

    budur!!

  • -ya salak mısın sen?
    -aşkım vallahi elimden kaydın
    -ne demek elimden kaydın ya hasta
    -bak iyilik edelim dedik kötü olduk iyi mi?
    -resmen başım ağrıyor
    -migrenin mi?
    -yok salaklığın
    -hadi, başa döndük yine...

    allahım canımı al da kurtulayım. sakarlık dediğin ne noktalara kadar ilerleyebiliyor şaşırıyorum bazen. koltukta uyuyakalmış sevgiliyi, romantizm, aşk adamlığı adına; sarsmadan, bomba imha ekibi amiri gibi kavrayıp; odaya, tertemiz yatağımıza taşıyayım, yatağa koyunca uyanır, uyanınca da bu ilgi karşısında duygusallaşıp kesin beni arzular diyerek çıklan yolda sevgiliyi yatak odası ile salon arasındaki o daracık koridorda elinden kaçırmak da neyin nesi? hayır kız düştükten sonra üstüne basmayayım diye sıçrarken kızın koluna takılmak, darbenin ve kolunu ezmenin acısıyla bir anda uyanan nazlı yarin seni zeybek oynar bir halde görmesi nasıl izah edilir.

    neden aşkım hadi yatağa geçelim, uyuyorsun bak demek varken 60 kiloluk sevgiliyi kucaklayıp odaya taşıyabileceğini düşünmek ve sonuç odaklı hareket ederken asıl mevzuyu elden kaçırmak da neyin nesi? dünya üzerinde, komik videoları saymazsak kaç kişi vardır böyle yapan? biz kaç kişiyiz sevdiceği odaya taşırken yere düşürüp üzerinden geçen?

    -bak aşkım vallahi kazaydı
    -gülüyordun ama
    -ya ne gülmesi seni ezmeyeyim derken
    -bi de ezseydin
    -olur mu hiç, yere düşen sahibini at bile çiğnemez
    -salaksın yemin ediyorum
    -kolun iyi mi?
    -acıyor
    -bastım ya ondandır
    -aa sahi mi? embesil

  • kamuda 10 senesi dolmak üzere olan birisi olarak gözlemlerimi belirteyim.
    belli yaşın üstünde, zamanın torpillisi (sağcısı solcusu farketmeksizin) bilgisayar ile araları iyi değil. yeniliklere kapalılar ve verim almak neredeyse imkansız.malesef ellerinden fazla iş gelmiyor.(gerçi iş yapma gibi bir dertleri de yok) 52 yaş üstü bu kesimi istisnalar haricinde yok kabul edebilirsiniz. genç memurlar ise ikiye ayrılmış durumda;
    a) genç torpilliler: burunlarından kıl aldırmıyorlar, herhangi bir işin parçası değiller, ortalıkta gezinip starbucks tartışmasından öteye gitmiyorlar, sırtları sağlam.
    b)genç torpilsizler: işte bütün yük bu kardeşlerimizin üzerindedir, her birimde bunlardan asgari 2, en fazla 5 tane bulunur. varolan işlerin bütün sorumluluğu bu arkadaşlara aittir. birimin işlerinde hata mı var? bu arkadaşlar yapmıştır. birimde iş ile ilgili bir tartışma mı var? tartışmanın göbeğinde bu arkadaşlar vardır. müfettişler soruşturma mı yapıyor? bu arkadaşları ve yaptığı işleri soruşturur. çalışmayan kesim herhangi bir iş yapmadığı için herhangi soruşturma vb. şeyler geçirmeden çay, kahve, tuvalet üçgeninde mesaisini bitirir. 657 değişirse ilk bu torpilsiz arkadaşlar topun ağzına gelir.

  • bugun ntv de belgeseline denk gelmemle birlikte tanıdığım kanadalı kahraman. herkes hikayesinden bir ders çıkartabilir..

    http://upload.wikimedia.org/…foxtoronto19800712.jpg

    üst tarafta ki fotoğrafta can çekişir gibi koşan bir insan görüyorsunuz ama bu insan koşarken cidden can çekişiyor! inanılmaz boyun ve göğüs ağrılarından dolayı sağlığında bir sorun olduğunun farkına vardığında bile maratonuna ara vermemiş, hatta ciddi bir sorununun olduğu anlaşılacağı için doktora dahi gitmeyi reddetmiştir..en son gün 33 kilometre koşup karavanına yığılmıştır. yapılan doktor kontrollerinde kanserinin tüm vücuduna yayıldığı, akciğerinin sol ve sağ loblarında yumruk büyüklüğünde tümörler olduğu tespit edilmiştir. aynı yıl ölmüştür zaten ve ölümünden 31 yıl sonra bana bu entriyi yazdırmıştır. işte ölümsüz olabilmek böyle bir şeydir.

  • devletin içinde satılmışlar olmasa hiçbir kartel hiçbir devletle baş edemez

  • ölünce tahta bilal geçerdi allah korusun.

    -bilal baban öldü tahta sen geçeceksin.
    +tahta mı?
    -tahta tabi zoruna mı gitti?
    +anlamadım.

  • yaramazlık yapan, mızmızlanan çocuğa annesinin çocuğun tam ismiyle(kimlikteki ismi) seslenmesinden sonra çocuğun anında dünyanın en uysal çocuğuna dönüşüvermesi.

    -edie sana otur yerine dedim. yemeğini bitirmeden oradan kalkamazsın !!!

    - hayır anne daha fazla yemek istemiyorum.

    - edward christopher jerkinson lütfen yerine otur ve o yemeğini bitir.

    - peki anne...

    nedendir bilinmez, kimlik isminin amerikalı çocuklarda etkisi çok büyük.

  • mustehaktir. o kadar dedik serverini tasi yurtdisinda yasa. bizi dinleyen kim, neymis tr'de dogan'dan reklam parasi alip dombiliyi doyurucam.

    al iste verirler boyle eline mahkumiyeti.