hesabın var mı? giriş yap

  • bu millete bayılıyorum ya.

    abi siz kendinizi tam olarak ne sanıyorsunuz millet olarak? hani akp'liler diyor ki "almanya bizi kıskanıyor" da siz de bu kafaya girerseniz o latteye yakın zamanda 640 tl de verirsiniz. hatta o latteler bu ülke topraklarından da uzaklaşır yakında...

    işin gerçeği şu. biz millet olarak akp gibi bir partiye, tayyip gibi bir elemana 20 senelik yetki verdik. tek gerçek budur abi. benim yorumum, senin yorumun değil. 20 sene bunlar var başımızda. gerçekler bunlar.

    siz elin cunta rejimiyle yönetilen afrikalı vatandaşına, o vatandaş "ya şöyle güzel son çıkan telefonları, bilgisayarları alayım, avrupa'ya tatile gidelim" dediğinde gerizekalı gözüyle bakmaz mısınız? demez misiniz "lan elinde keleş, boynunda altından zincir, ot içip cümle kuramayacak tipler tarafından yönetiliyorsun istediğin şeylere bak" demez misin?

    o yüzden başa dönüyorum: sen 20 senedir akp rejimi ile yönetilmeyi kabul edip bir de yukardaki afrikalı gibi refah içinde yaşamak düşüncesini mi geçiriyorsun içinden? kimsin abi sen?

  • discovery'nin warner bros'u satın almasından sonra gerçekten çok büyük değişimler geldi, yeni umutlar doğdu.

    öncelikle dceu (dc extended universe) gibi gereksiz komplike gibi bir ismi vardı bu evrenin, basitçe dcu (dc universe) haline getirildi. "dc films" ise "dc studios" olarak değiştirildi.

    superman ve batman'i evrenden silelim, evrenin başrolü supergirl ve batgirl olsun gibi facia fikirlerin babası walter hamada görevden affını istedi (şutlandı).

    71 yaşındaki michael keaton'ın emekli batman olarak dolaşması fikrinden vazgeçilip aquaman'de onun olacağı sahneler ben affleck ile çekildi. dc ve wb ile tamamen küstürülen ben affleck geri döndü böylece. the flash filminde ise keaton'ın olacağı sahnelerin tamamen çıkarılacağı söyleniyor fakat göreceğiz nereye bağlanacak o.

    yine başka superman mi bulsak, zenci superman mi gelse, yerine supergirl olsa gibi abuk subuk düşünceler terk edilip henry cavill superman rolüne döndürüldü.

    justice league'deki tek kötü casting olarak yorumlayabileceğim ve sürekli sorun çıkaran ezra miller'ın george mackay ile değiştirilmes ciddi gündemde. hem iyi oyuncu hem de çizgi romandaki barry allen'a gerçekten benziyor.

    alakasız şekilde guy gardner ve alan scott'ın başrol karakterleri olacağı hbo max green lantern projesi iptal edilip justice league unlimited sayesinde pek çok insanın çocukluk kahramanı olan john stewart'ın başrol olacağı yeni bir projeye başlandı. gönül isterdi ki hal jordan olsun ama bu da olumlu.

    bu biraz benim tahminim ama robert pattinson'ın batman'i için devam filmi rafa kaldırıldı haberi gelirse şaşırmayın. david zaslav bu farklı evren konularına pek sıcak bakmıyor ve batman'i dc universe filmlerini pazarlamak için kullanmak istiyor.

    ve en önemlisi dc studios'un başına james gunn ile peter safran geçirildi. bu ikili marvel'daki kevin feige'nin rolünü dc'de oynayacak. işin kreatif tarafına daha çok james gunn'ın bakacağını tahmin edebiliriz ki bu çok umut verici bir gelişme.

    özetle in zaslav we trust.

  • üst edit: bunun adı cinayet değildir de nedir? ismail saymazın okuduğu sayıştay raporunu sonuna kadar izlemenizi tavsiye ederim.

    doğma büyüme amasralıyım ve o madende 5 yıl çalıştım. bana göre olmadığını anladığım gün istifamı verip, mutlu olacağım ve iyi para kazanacağım bir şehire doğru yola çıktım. çünkü ülkemiz teknolojisinde orada çalışmak akıl kârı değil. çalışanların tamamı başka şansı olmayan insanlar. benim şansım vardı ve bunu kullandım.

    şu an içeride olan arkadaşlarım var. haber almaya çalışıyorum. patlama benim çalıştığım kot olan -300'de olmuş. trafo patlaması böyle bir şeye sebep olmaz onu söyleyeyim size. trafo ana geleride havalandırmanın maksimum olduğu yerlerde konumlandırılır. patlama riski olan tek şey ayak ve baca girişlerinde bulunan yol vericiler fakat onlar da anti-grizu özellikli olduğundan herhangi bir tehlike arz etmezler. grizu denen şey metan gazının %2 üstünde olduğu yerlerde tehlike arz eder. trafo ve yol vericiler metan gazı %1'e ulaştığında otomatik olarak güç keserler. %1.5 olduğunda ocak terkedilir. şayet patlamanın adı grizu ise yine de bir nebze sevindirici olur lakin grizu eğer kömür tozu patlamasına sebep olduysa durum çok kötü olur. duruma göre editlerim. dualarınızı esirgemeyin lütfen.

    alt edit: 3 arkadaşım öldü. 3'ü de evli ve çocuklu babalar. hatta biriyle lise sonuna kadar can ciğer arkadaştık, eşi de benim ilkokul ortaokul ve lise arkadaşım. ihmaller evlatları babasız bıraktı... söyleyecek başka tek kelimem yok.

  • tabii ki kötü bir lider olduğu içindir, ya ne olacağıdır?

    9 tane adamı karşına oturtup konuşamamış, derdini anlatamamışsın. davana inandıramamışsın. diyalog kuramamış, kendi perspektifini özümsemelerini sağlayamamışsın. ver eline yüzüğü, aksın beyni, sığır gibi ne dersen onu yapsın anca çığlık ata ata. nerede insiyatif? nerede stratejik zeka? kafa kalmamış ki adamlarda? etleri lime lime dökülmüş beyni mi kalacaktı?

    nazgul dediğin yürüyen bir pastırmadır ve sauronun berbat bir kumandan olduğunun yaşayan örnekleridir. ya da ölü örnekleri. ya da arafta kalmış örn--eeh. bir çeşit örneğidir!

  • 1. az önce sevgilimi birisinin arabasında gördüm amk. telefon edip nerdesin diye sorduğumda çalışıyorum dedi. dünyam yıkıldı. ne yapacağımı bilmiyorum.

    2. doğruyu söylemiş işte. kız işteymiş amk.

  • hayatınızı değiştirir.

    gün gelir canınızdan çok sevdiğiniz insanlara kan bulmanız gerekir.
    eşten dosttan bile önce, ekşi sözlük yetişir.
    ya bu ameliyat ben çaylakken olsaydı ne yapardım der, ürperirsiniz. sonra da artık benim ailem on binlerce kişilik dersiniz.
    gözlerim dolu dolu sözlük, iyi ki varsınız, her biriniz..

  • burdan anne babalara küçük bir tavsiye vereyim. bebeğiniz doğduktan sonra annesini emmek için 2 saate bir uyanacaktır hatta ilk zamanlar bebek uyanmazsa sizin onu uyandırmanızı söylerler ki bebek beslenebilsin. bebeğiniz uyandığında kesinlikle ışıkları açmayın, bebeğinizi sevmeyin, onunla konuşmayın, öpmeyin koklamayın yani kısacası bebek uyku modundan hiç çıkmasın emsin ve uyusun emdikten sonra başka bir şey yapmasın. bebeğin uyku ortamını değiştirmezseniz gece uyansa bile tekrar uyuyacaktır. biz yaptık ve çok rahat ettik üç buçuk yaşına geldi daha bir kere bile gece uzun süre uyanık kaldığını bilmem ki her gece mutlaka bir iki defa uyanan bir bebektir. yeni anne baba olacaklara tavsiyemdir mutlaka deneyin yoksa gece uykunuz belli bir süre piç olur sabah işe zombi gibi gidersiniz.

  • buraya yazılan parfümlerin hepsi zamanı geçmiş, demode parfümler. sanırım 10 yıl önce mağazada bir parfüm beğendiniz ve sürekli onu kullanıyorsunuz. çok az sayıda parfüm "zamansız" sayılabilecek bir klasik halini alır. ayrıca maalesef başarılı parfümler bir süre sonra reformüle olur ve eski performansını/koku kalitesini kaybeder. bu sebeple trendleri takip etmekte fayda var.

    o zaman yüzlerce parfüm denemiş, yüzlerce kritik ve kullanıcı deneyimi okumuş, insanların tepkilerini ölçmüş ve hangi parfümlerin tutacağını az çok bilen biri olarak size bazı tavsiyelerde bulunayım. bu tavsiyeleri yalnızca koku değil aynı zamanda performans ve kullanım kolaylığı gibi etmenleri de göz önünde bulundurarak hazırladım, yani verdiğiniz paraya değecek parfümler var burada.

    ha bir de baştan söyleyeyim, bu listedeki parfümler kişisel beğenimden bağımsız olarak size en fazla övgü aldıracak parfümlerdir, genel beğeniye hitap ederler. eğer fark edilmek ve övgü almak istiyorsanız, ancak ele ayağa düşmüş piyasa parfümlerinden farklı bir arayış içerisindeyseniz bu liste sizin için. bana sonra teşekkür edersiniz:

    1. creed green ırish tweed: kişisel favorimdir. bu parfüm irlanda kırsalında bir doğa yürüyüşünü anımsatmayı amaçlamaktadır, adı da buna çağrışım yapıyor zaten. yeşillik temalı, oldukça ferah ve modunuzu yükselten bir parfüm. 25 yaş üstü, kendine güvenen, başarılı bir kariyer insanı ile örtüşüyor bu koku benim için. (bkz: don draper) gerçek olsaydı tercihi bu olurdu. hit parfümlerin bile en fazla 10 yıl dayanabildiği günümüz piyasasında bu parfüm 1985'ten beri kullanılıyor, çünkü zamansız bir klasik, asla demode olmayacak bir koku.

    koku güzelliği: 10/10
    kalıcılık: 7/10
    fark edilirlik: 7/10
    fiyat/performans: 5/10 (pahalı)
    kullanım kolaylığı: 10/10 (her mevsime ve ortama gidecek bir parfüm)

    2. creed aventus: tamam bu biraz bilindik ama herkesçe ulaşılabilir olmadığı için birileriyle aynı kokmak gibi bir probleminiz olmayacak. sahteleri yanına yaklaşamaz merak etmeyin. bu parfüm boş yere konuşulmuyor. en fazla klonu yapılan parfümlerden bir tanesi, çünkü oldukça başarılı. ancak iyi bir batch yakalamanız lazım, güncel üretimlerin çoğu turunçgil ağırlıklı olsa da bu parfümün asıl karakteri dumansı misk kokusunda saklıdır. genel beğeniye oldukça uygun, dikkat çekici ve övgü toplayıcı bir parfüm. eğer bu parfümü teninize sıkar ve hemen bir bayana koklatırsanız muhtemelen sevmeyecektir, bu parfümün olayı havada yayılırken bıraktığı ilgi çekici kokudur.

    buna yakın daha ucuz bir şeyler arıyorsanız iki tavsiyem var:

    - armaf club de nuit intense: ilk 20 dakikası berbat, ancak sonrasında ayırt etmesi zor.
    - mont blanc explorer: armaf'tan daha hoş bir açılışı var ancak aventus'tan biraz sapıyor, kendine has bir yanı da var yani, tam olarak bir klon sayılmaz.

    koku güzelliği: 10/10
    kalıcılık: 7/10
    fark edilirlik: 7/10
    fiyat/performans: 3/10 (fiyatı abartı)
    kullanım kolaylığı: 10/10 (her yaşa ve her ortama uygun, imza parfümü niteliğinde)

    3. amouage reflection man: çok kaliteli bir sabun gibi kokan, centilmen erkek parfümü. temizlik hissini çağrıştırıyor. oldukça özgün bir koku. aventus'un sert maskülen havası ile kıyaslandığında bu parfüm biraz daha feminen bir temaya sahip, çünkü içerisinde beyaz çiçeksi notalar var. efendi adam kokusu olarak tasvir edebiliriz.

    aventus: bad boy, reflection man: good boy.

    bu listedeki muhtemelen en güvenli parfüm budur, beğenmeyen birinin çıkmasına pek ihtimal vermiyorum.

    koku güzelliği: 10/10
    kalıcılık: 7/10
    fark edilirlik: 7/10
    fiyat/performans: 5/10
    kullanım kolaylığı: 9/10 (kış aylarında teninizde pek tutunmayabilir)

    4. parfums de marly layton: birçok parfümün karışımı gibi kokan, son yılların hit parfümü. açılışında elma, kardamom ve vanilya var. açılışı oldukça tatlı, yemek isteyeceğiniz türde bir koku ile açılıyor. ancak 1 saat sonra dumansı ve odunsu bir hal alıyor, yanmış çıra kokusuna benzetiyorum ben bu kokunun teninizde kalmış halini.

    kalıcılığı ve fark edilirliği çok iyi olan parfümlerin kokusunun genel beğeniye uygun olması pek rastlanır bir durum değildir, ancak bu parfüm bir istisna. bu parfüm ile fark edileceksiniz ve övgü toplayacaksınız.

    koku güzelliği: 8/10 (herkes beğenmeyebilir, tatlı parfüm sevmeniz lazım)
    kalıcılık: 9.5/10 (bütün bir günü çıkartacak bir parfüm)
    fark edilirlik: 9.5/10 (en fazla 3 sprey öneririm, aksi halde insanları boğabilirsiniz)
    fiyat/performans: 6/10 (diğer niş parfümlerden bir tık daha ucuz ve 125 ml olarak geliyor)
    kullanım kolaylığı: 8/10 (sıcak havalara uygun değil, kapalı ortamlarda ise az miktarda kullanılmalı)

    5. parfums de marly pegasus: pdm firması tatlı ve güçlü parfümlerle başarıyı yakalayan bir firma, bu da onlardan biri. bu parfümün kokusunu şöyle tarif edeyim; süt, vanilya ve bademi birleştirdiğinizi düşünün. çok maskülen bir koku değil, biraz reflection man'i andırıyor ancak onun çok daha güçlü hali. performans açısından bu listedeki en başarılı parfüm. bayanların bayıldığı tarzda bir koku, ancak açılışındaki feminenlik sizi biraz rahatsız edebilir. sonrasında daha maskülen bir hal alıyor elbette.

    koku güzelliği: 8/10 (bayanlar bayılıyor, bitiyor bu kokuya, ancak beğenmeyen erkekler çıkabilir, koku güzelliği olarak ise listede daha özgün ve farklı işler mevcut, bu biraz lineer bir parfüm, nasıl başlarsa öyle devam ediyor)
    kalıcılık: 10/10 (sabah sıkarsınız, akşam eve döner ve duş alırsınız, sonrasında hala bu parfümün kokusu burnunuza gelir)
    fark edilirlik: 9.5/10 (yine bununla sprey konusunda dikkatli olmak lazım, less is more)
    fiyat/performans: 6/10
    kullanım kolaylığı: 7/10 (sadece kış ve sonbahar aylarında kullanmanızı tavsiye ederim)

    6. mefisto gentiluomo: ferah, sabunsu, hafif pudramsı, neşe verici bir kokusu var. berber dükkanı gibi kokuyor. bu listedeki en iyi performansa sahip ferah parfüm. yeni piyasaya sürülen parfümlerden bir tanesi ve çok özgün bir iş.

    koku güzelliği: 9/10
    kalıcılık: 9/10
    fark edilirlik: 8.5/10
    fiyat/performans: 6/10
    kullanım kolaylığı: 9/10

    7. prada l'homme: reflection man'in designer versiyonu, bütçeniz için daha uygun bir alternatifi. bu parfüm temizlik kokuyor. yeni yıkanmış kıyafet kokusu, çok kaliteli bir sabun kokusu veya 5 yıldızlı bir otelin lobi kokusu gibi. designer piyasasında bulabileceğiniz özgün işlerden bir tanesi. erkekler genelde sauvage, acqua di gio, bleu de chanel gibi piyasa kokularına yönelir, bu parfüm farklı bir klasmanda.

    koku güzelliği: 9.5/10
    kalıcılık: 7/10
    fark edilirlik: 6/10 (tene yakın, insanları rahatsız etmeden kendini belli eden bir parfüm)
    fiyat/performans: 8/10
    kullanım kolaylığı: 9/10 (kış hariç her mevsim kullanıma uygun)

    8. allure homme sport eau extreme: pek bilinmez, bleu de chanel'in gölgesinde kalsa da chanel parfümleri arasında övgü anlamında en başarılı parfümlerden bir tanesi. nane, portakal ve vanilya birleşimi ile ferah, kremsi bir turunçgil hissiyatı veriyor. yine bu parfüm de yakından koklandığında biraz sert gelebilir ancak atmosferde yayılırken bıraktığı koku bulutu özellikle kadınları çılgına çevirecek. tek dezavantajı çok fazla özgün olmayışı, yani bu kokuyu bir yerlerden hatırlıyor gibi olabilirsiniz, biraz tipik erkek parfümü gibi kokuyor.

    koku güzelliği: 8.5/10
    kalıcılık: 7/10
    fark edilirlik: 7/10
    fiyat/performans: 8/10
    kullanım kolaylığı: 10/10

    9. bleu de chanel: pure parfum konsantrasyonu kişisel favorim. anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz :). ferah, duj jelini andıran parfümler arasında en kalitelisi. oldukça güvenli, beğenmeyeni çıkmayacak bir parfüm. listedeki diğer parfümlere göre nispeten daha ucuz. ancak bilindik bir parfüm, mağazaya giden insanlara ilk önerilen parfümlerden bir tanesi bu.

    koku güzelliği: 8.5/10
    kalıcılık: 7/10
    fark edilirlik: 7/10
    fiyat/performans: 8/10
    kullanım kolaylığı: 10/10

    10. dior sauvage: listeye yazmak istemesem de bu parfüm olmadan bu liste olamazdı. daha önce bu parfümün kokusunu tarif ederken "meyveli rakı" ifadesi kullanmıştım, aslında tam olarak öyle kokuyor. rakının keskin uçlarını törpülediğinizi ve onu turunçgiller ile birleştirdiğinizi düşünün. bu parfümün başarısının sırrı yapaylığından geliyor. dünyada kendiliğinden böyle kokan bir nesne yok. bazı parfümler size çeşitli meyveleri, tatlıları veya ağaçları anımsatır ancak bu parfüm laboratuvar ortamında oluşturulmuş, bu dünyadan olmayan bir şey gibi kokuyor. böylece girdiğiniz ortamın parfüm koktuğu belli oluyor. ben niş parfüm dünyasına girdikten sonra bu parfümden nefret etmeye başladım çünkü oldukça yapay ve basit geliyor bana artık. ancak parfüm hobimin başlarındayken bu parfümün güzelliği başımı döndürmüştü, daha iyi bir koku yapılamayacağını düşünüyordum. insanların %99'u da bu parfümde benzer bir deneyim yaşayacaktır. tek bir parfüm ile idare etmek istiyorsanız, hem övgü aldıracak hem de performans olarak üzmeyecek bir parfümdür. edt versiyonunu tavsiye ederim.

    koku güzelliği: 8/10 (bana göre 5/10 :) ama parfüm koleksiyoneri olmayan insanlar bayılacaktır bu kokuya)
    kalıcılık: 9/10 (ferah bir parfüm için oldukça iyi)
    fark edilirlik: 9/10 (ferah bir parfüm için oldukça iyi)
    fiyat/performans: 9/10
    kullanım kolaylığı: 10/10

    11. terre d'hermes: bana kalırsa gelmiş geçmiş en başarılı, en özgün designer erkek parfümü. yağmur sonrası ıslak toprak kokusudur terre d'hermes. "klas" lığın şişe içerisine doldurulmuş halidir. bu da reformüle kurbanı, ancak yine de bu listede olmayı hak ediyor. yaş isteyen bir parfüm, 30 yaş ve üzeri erkeklere tavsiye ederim. giyiminizin iyi olması gerekiyor, t-shirt ile gitmez bu parfüm.

    içerisinde vetiver olduğu için herkese hitap etmeyecek bir kokudur. bu listedeki diğer bütün parfümlerin kokusunun herkesçe sevileceğini garanti edebilirim ama bu parfümde olay farklı. bu parfümde "parfümün güzel kokuyor" gibi bir geri bildirim almazsınız, "parfümün yakışmış" geri bildirimi alırsınız. yani stilinizi tamamlayacak bir parfümdür.

    koku güzelliği: 9/10
    kalıcılık: 7.5/10
    fark edilirlik: 7.5/10
    fiyat/performans: 8/10
    kullanım kolaylığı: 8/10 (herkese göre değil)

    12. acqua di gio profumo: tuzlu deniz suyu gibi kokan, ferah ve genel beğeni parfümü. bana biraz sıradan geliyor ancak övgü topladığı da bir gerçek. ferah bir parfüm için oldukça iyi bir performansa sahip. tabi bu da oldukça yaygın kullanılıyor, bilginiz olsun. bir parfümüm olsun, her ortamda düşünmeden kullanayım diyorsanız aradığınız parfüm bu olabilir.

    koku güzelliği: 8/10
    kalıcılık: 9/10
    fark edilirlik: 8/10
    fiyat/performans: 9/10
    kullanım kolaylığı: 10/10

    13. jpg ultra male: biraz genç işi bir parfüm. kokusu yaşını başını almış bireyler için çocuksu gelebilir. ancak bayanlar bayılıyor bu parfüme. eğer dışa dönük, eğlence ve parti adamıysanız bu parfüm size göre. performansı da oldukça iyi.

    koku güzelliği: 8/10
    kalıcılık: 9/10
    fark edilirlik: 9/10
    fiyat/performans: 9/10
    kullanım kolaylığı: 7/10 (yaz aylarında kullanılmamalı, ofis veya kapalı ortam kokusu değil)

  • çocukluğunda zorbalık yaşayan, boktan ailelere sahip olan ve iyi eğitim imkanı da sunulmayan (veya hiç olmazsa kendi kendine bu fırsatı yarat(a)mayan) bireyler er geç tanık olduğu dehşet manzaralarını içinde bulunduğu topluma geri yaşatır.

    bu açıdan bakarsak sert hatta gaddarca olacak ama diyebiliriz ki "yarın ananı bacını bıçaklayacak mülteci çocuklar için fazla endişeleniyorsun". maalesef ki onlara berrak zihinlerini geri kazandırmak imkansıza yakın. haşere gibi üreyip senin değerlerine kafa tutacaklar, olacak olan bu.

    bunun dışında "savaş nasıl bir vahşettir aklım almıyor" kısmına katılıyorum. sadece diyorum ki "orada kaybettikleri savaşı burada tetikleyecekler"

    buna razıysan ok, gitmesinler. ama umalım ki günün birinde bize sıkmasınlar.