ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
beyoğlu'daki plakçının tahliyesinin istenmesi
-
nasıl bir ülkede yaşadığımızın kısa özeti gibidir. adamın dükkanında olay çıkarıyorlar, dayak atıyorlar ve ertesi gün ekmek teknesi elinden alınıyor. bu kadar hoşgörülü bir ülkeyiz.
kiloları yüzünden beach'e alınmayan genç kadınlar
-
üzülmeyi, işletmeyi kınamayı denedim ama olmuyor be... bir beach cluba girmek için araya tanıdık sokmak nedir ya, üstüne bir de 2500 tl para bayılarak! çok mu önemli yahu oraya girmek, anlamadım ki? ve, bu kadar para verip üzerine bir de araya adam sokmanız gerekiyorsa oraya giriş için, o işletmenin de böyle body shaming yapmasını doğal karşılamanız gerekiyor diye düşündüm, şımartan sizin gibiler...
bir insanla anlaşabileceğinin işaretini veren şey
-
aslında benzer acı tecrübelerden geçmek o insanla o noktada ayni zeminde empati kurabilmenize ve o insana nereden vurmamaniz gerektiğini anlatır. bana göre bu bir işaret değil daha çok kurulan bağ ile ilintilidir.
sevmediginiz insanlarla da bunu yapabilir ve anlaşabilirsiniz ama bir bağınız yoktur. önemli olan iletişim kanalınız, duygularınızı dile getiriyor olabilmeniz.
yaşanılan süreç zaman zaman ikili ilişkilerde yorucu bile olsa aranizdaki bağ; diğer insanlardan ve düşüncelerden etkilenmeden iletişim kurararak ilerler. ancak ne yazik ki düşünce yapiniz size ait değilse bu bağı kurmak tamamen zaman kaybı olur.
çünkü insanoğlu aciya genelde sempati duyar ama tam anlamiyla empati kuramaz. empati kurabilmek için anlamak ve anlaşılabilmek için benzer duyguların tecrübe edilmesi gerekir ama bu bir şart değildir.
eğer insan kendi içinde çatışmalar yaşayan biriyse bu insanın bırakın kendini diğer insanlarla bile anlaşması mümkün değil. temelde ki eksik yine ne acıdır ki bütün imaji ve karakteri yerle bir eder.
zamanın içinde güzel akışlar olur bazen zorlayıcı önemli olan bu akış içinde karşindaki insana kurduğun bağda bencilce ego tatminleri için kendini rezil etmek yerine dürüst ve sadık kalabilmekte.
ve bu akışta benimle olmuş bu güzel insana en başta sevgim, derin bir saygım ve vefam var. iyi ki var.
cmylmz'nin rick gervais'ten pahalıya bilet satması
-
korkmayın birim para hesabı yapmaya gelmedim.
8 ay önce viyana'ya gelen ricky gervais'in armageddon gösterisine viyana'nın en büyük salonlarından biri olan (en büyüğü de olabilir) wien stadhalle'de kategori c'ye denk gelen bir bileti 60 euro'ya almıştım. bilet
şu an ise 11 ay sonra aynı salonda olacak cem yılmaz'ın gösterisinin aynı kategori bileti 125 euro kategori c, sıra 11.
yıllık enflasyonu %20 alsan bile neredeyse 1.5 katından fazla pahalı.
sanırım bir şeylerin türklere pahalı olması için türkiye'de olması gerekmiyor.
hangi komedyenin daha iyi olduğunu ise takdirinize bırakıyorum.
edit: klavye hassasları için rick, ricky olarak değiştirildi. ne çok ruh hastası varmış, sanki bunu konuşuyoruz. müptelaları için, başlıkta cmylmz yazdığım da cem yılmaz aslında. sığmadı da, ondan öyle açtım başlığı.
edit 2: bilet alıp almadığımı yazmamama rağmen “paran yoksa gitme”ciler ile “alma o zaman bak gör nasıl düşüyor fiyatlar”cılar dolmuş başlığa. konu para olup olmamasından ziyade, o gösterinin ederi. 60€’luk herhangi başka bir şeye 125€ ödemeyi sorun etmiyorsanız zengin değilsiniz enayisinizdir. ya da size göre 125€ da ediyordur, ona da söyleyecek bir şey yoktur.
işbu entarinin amacı yukarıda belirttiğim kıyası tartışmaya açmaktır. ama bayılıyorum cağnım ülkemin fikir yobazlarına. bizde “bence” diye bir şey yok. “ya benim gibi düşünüyorsundur ya da malsındır” var.
erkeklerin onu daha az sevene gitme sendromu
-
şöyle:
- cemre beni ne kadar seviyorsun.
+ yok denecek kadar az.
- keşke dünya dursa, bu an hiç bitmesin istiyorum.
çocuğuna kendi mesleğinden isim vermek
sedat kapanoğlu'nun ekşi sözlükteki aylık geliri
-
buyük ihtimalle kanzuk'un aylık dürüm masrafının birazcık altındadır.
viggo mortensen
-
efsane adamdır. böyle efsane adamı tribünde hele hele beşiktaş tribünlerinde görmek insanı 10 kat daha mutlu eder.
+ elf gözlerin neler görüyor legolas ?
- valla bana göre pozisyon ofsayttı ama hakem göremedi..
ssg'nin microsoft'ta sözlükten bahsetmesi
-
gates - ne sıklıkta güncelleniyor bu sözlük?
ssg - her saniye
gates- wow! kaç kişi çalışıyor?
ssg - 30.000'den fazla.
gates - (öhh!) ne kadar ödüyorsun onlara?
ssg - hiç.
gates - ulan üçüncü dünya ülkelerinde sömürü nereye varmış be höh bee!
bir insanı kudurtma yolları
-
bekar birine "sen daha evlenmedin mi?" diye sormak.
iş bulamayan birine "ne yaptın hala iş bulamadın mı?" diye sormak.
kilo alan birine "aa sen epey kilo almışsın" demek.
saçları dökülmüş birine "senin de saçların epey dökülmüş. stresten hep bunlar" demek.
örnekler çoğaltılabilir. cevabını bildiğiniz sorular sormak veya karşı tarafın da zaten bildiği bir sıkıntısını yüzüne vurmak insanı cidden çok kötü etkiliyor. yapmayın etmeyin.
internette bir türlü bulunamayan efsane videolar
-
yaklasik 10-15 sene evvel ismail turut'un carkifelek'e yarismaci olarak katildigi bir bolumde, turu kazanip hediyesini secmek icin hediye odasina gittiginde, mehmet ali erbil'le birlikte hediye olarak verilen yataga atlayip yataktan sekerek yere dustugu bolum...
bunu yillardir ariyorum gercekten...