hesabın var mı? giriş yap

  • 10 şubat 2010 galatasaray antalyaspor maçında, durum 1-1'ken, ilk yarı sonunda (ki değişikliklerini genelde 60-70 arası yapan bir teknik direktördür kendisi) gio yerine emre çolak'ı almıştır, hemen ardından emre durumu 2-1'e getirmiştir.
    yine aynı maçta durum 2-2 iken, mehmet topal yerine hakan balta'yı oyuna alıp, caner erkin'i sol bekten, sol açığa kaydırmıştır. bir kaç dakika içinde galatasaray 3-2'ye yine caner'in golüyle ulaşmıştır.
    son değişikliği uğur uçar yerine servet çetin'i almak olmuştur, ama kimilerinin düşündüğü gibi defans yerine defans almak şeklinde olmamıştır. servet'i ileri koyup (bildiğiniz bayağı ileri, santrafor falan) defansı 3'lemiştir. servet kalan dakikalar içinde ceza sahasını karıştırmış ama galatasaray'a turu getirememiştir.

    futbolu "öne geçince yere yatın, geriye düşünce tekme atın" mantığıyla değil de, satranç oynar gibi hamlelerle oynamaya çalışan, bunu da bütün asaletiyle yapan bir adamdır. onun galatasaray'ın başında olmasından ve onu oraya getirebilenlerle gurur duyuyorum.

  • zahmete girip takımla istanbul'a gelmesine de gerek yokmuş, oklahoma'dan atsa yine sokar pezevenk.

  • "gamzedeyim deva bulmam" şarkısında geçen gamzedeyim sözünün gamzenin içinde bulunma hali diil (bu ne demek lan), dert anlamındaki gam ile zarar gören anlamındaki zede kelimelerinin birleşimi olduğunu öğrenmek (bkz: gamzede).

  • her canlinin dogumundan olumune kadarki kalp atisinin asagi yukari ayni sayida olmasi.

    yani bir kopek 12 yasinda oldugunde " insan olsa bilmem kac yasindaydi" denmesinin sebebi, kalp atisi insandan daha hizli olan kopeklerin hissettikleri / yasadiklari surenin (buyuk ihtimalle) bizimle ayni surede oldugu icindir. (kucaginiza kedi veya kopek aldiginizda kalplerinin ne kadar hizli attigini farkettiniz mi?)

    baska bir ornek de sinekler hakkinda verebiliriz.
    bizim oldurmek icin kaldirip savurdugumuz elimizin onlar icin agir cekim gibi cok yavas haraket ettigi, bizim icin hizla yagan yagmurun sineklerin gozunde tanelerinin arasindan ucabilecek kadar yavas hizda yagiyor olmasi gibi.

  • fatih terim: süleyman abay, bana dönüp deseydi, hocam size hiç yakıştıramadım utanır yerin dibine girerdim.
    rıdvan dilmen: hocaya yakıştıramadım
    fatih terim: bir lafım da rıdvan'a, bana yakışanı ben bilirim, yakışır yakışmaz benim bileceğim iş.

  • adam 3 temmuzdan beri şike yapmıyoruz dememiş, 3 temmuzdan beri şike yapmadığımızı anlatmaya çalışıyoruz demiş.
    olmayan itiraftır.
    içiniz rahat etsin diye: gs

  • stadyumu olmadığı ve maçlarını zannedersem 6 ayrı stadyumda göçebe şeklinde yaptığı bir sezonda, ekonomik olarak pek de iyi gitmezken ve hakemler tarafından 10 tane kırmızı kartla cezalandırılacak kadar örselendiği bir ligte,

    55-65bin kişilik mükemmel stadyumlarında oynayan, biri 10 penaltı almış biri sıfır kırmızı kart görmüş yani kısaca önü pek fazla tıkanmayan, kurulu düzen tarafından sürekli el üstünde tutulan 2 büyük rakibinin önünde 29 uncu haftayı lider bitirmiştir.

    daha da bir şey demiyroum. şampiyon olamasa da bu sene benim için çok büyük işler yaptı bu takım. feyenoord, tottenham, liverpool zaferlerini de ekliyorum bunlara.

  • filmlerde gördüğümüz garip biyolojik deneyler yapan bilimadamları ve hassiktir ordan dediğimiz olaylara benzer şeylerin gerçekten de yapılıyor olması.

    hayvan embriyolarıyla yapılan deneyler mesela. tabi aşağıdakiler sadece bildiklerimiz. ama bildiklerimiz böyleyse daha neler çeviriyorlar allah bilir.

    bildiklerimize misal:
    bıldırcın-tavuk arasındaki beyin nakli.
    küçük bir beyin operasyonu ile bıldırcın gibi davranan tavuk elde edilmiş bir deneyde. tavuk embriyosundan bir parça beyin kesiyorsun, sonra da aynı şekilde kesilmiş bir bıldırcın embriyosuna monte edip yumurtayı kapatıyor ve kuluçkaya yatırıyorsun ve beyinlerin birlikte büyümesini bekliyorsun.

    sonuçta yumurtadan çıkan yaratık yarı tavuk yarı bıldırcın. benzer deneyler yapmış bir de üstüne bu bilim insanları. bıldırcın gibi öten tavuk bunlardan bir tanesi.

    elbette bu yaratıkların ömrü kısa sürüyor çünkü tavuk bedeni kendisine ait olmayan eklentiyi farkediyor ve dışlıyor, tavuk ölüyor.
    merak etmeyin tersini de yapmış dayılar, bıldırcına tavuk beyni eklemişler. ama bıldırcın kafası daha küçük olduğundan deney başarısız.
    aha

    aha bak bir acayip deney daha.
    panda-tavşan dna karışımı embriyoyu bir kedinin rahmine yerleştirmek. lan yuh amk!
    bir canlıyı klonlamak isterseniz en az 3 tane o canlıdan lazım. birisi dna için, diğeri yumurta ve en sonuncusu da taşıyıcı anne. eh ilk seferde başarılı olma ihtimali zayıf olduğundan 3 değil belki de 3000 tane lazım. genelde deneylerde tavşan fare gibi üretilmesi, yumurta elde edilmesi, öldürülmesi, deney yapması, çöpe atması kolay(!) hayvanlar tercih ediliyor. çünkü kimse sokağa çıkıp eylem yapmaz fareler ve tavşanlar için(genelde). peki nadir türlerde ne yapacaklar dersiniz? yine iş dönüp dolaşıp tavşanlara giriyor anasını satayım.
    2002 yılında bir deneyde tavşandan yumurta alınıyor, içi boşaltılıp yerine bir pandadan alınan dna konuyor. böylece panda dna'ları normal şekilde çoğalacak. oh ne ala amk.
    panda dna'sı eklenmiş tavşan yumurtaları taşıyıcı tavşana bir türlü konamıyor. hep başarısız. "lan bir fikrim var" diyor denyonun teki. 21 adet dişi kedi ile deney yapılıyor ve en sonunda bir tanesine yerleştirme başarılı oluyor. ancak doğuma kısa süre kala denek zatürreden ölüyor ve deney başarısız oluyor.
    aha

    bitti mi? hayır.

    kaplumbağa ile ördeği birleştirmek herhalde normal kimsenin aklına gelmez. çünkü onları çiftleştirip üretemezsiniz, farklılar. en son ortak ataları dinozorlardan bile önce taaaaa 250 milyon yıl önce öldü.ama bazılarının aklına bunları birleştirmek gelmiş. evet amk gelmiş.
    peki madem bunları çiftleştiremiyoruz en mantıklı(bu ifade görecelidir bence) çözüm embriyolarını birleştirmek denmiş. 2013 yılında yapılan bir deneyde 2 farklı deney tipi yapılmış. ördek embriyosu eklenmiş kaplumbağa ve kaplumbağa embriyosu eklenmiş ördek. deneyde gerçekten bazı hücrelerin çoğaldığı tespit edilmiş. beklenen 4 ayaklı kabuklu ördek veya gagalı kaplumbağa mıydı bilmem ama yavru kaplumbağa ve yavru ördek görünüşte ve davranışta diğerlerinden farksız olmuş. sadece ciğerde ve bir kaç organda gelişmiş diğer canlı hücrelerine rastlanmış. yani yüzde 99.9 ördek yüzde 0.01 kaplumbağa, veya tersi işte.
    neye yaradıysa deney artık.
    aha

    bitti mi? bitmedi amk bitmedi.

    fare dişi olan tavuk nasıl sizce?
    fareler diş için 2 koda ihtiyaç duyar. birincisi "dişi yap" sinyali verir, 2. kod ise itaat eder ve diş dokusunun yapımına başlar.

    aynı kodlardan tavuklarda da var. ancak evrimsel nedenlerle bu benzeri kodlar yok olmuş durumda. tavuklarda "dişi yap" sinyali verebilen kod hala var ama ona itaat edecek 2. kod yok artık. ne yapılabilir? evet eveeet gel gel sen de anladın yavaş yavaş, tavuktan 1. kodu fareden 2. kodu al birleştir paketle yolla de mi? çakaaal. aynen öyle yapıyor dayılar, tavuktaki kod 1 sinyali gönderiyor ve fareden alınmış kod 2 emri uyguluyor. deney başarılı! hay sizin deneyinize!
    aha

    gel yaklaş hele gel. deneye bak.
    balık yetiştirmek güzel hobi. evin köşesinde fıtıfıtı gezer durur akvaryumda. tek sorun zırt pırt beslemen gerekmesi. peki sadece güneş gören bir yere koysan da o tıpkı bitkiler gibi güneşten kendi besinini elde etse, sen de uğraşmasan. negzel olur de mi? güneş enerjili balık! "açlıktan fotosenteze başladım" esprisi de cabası.
    2011 yılında yapılan deneyde bir zebra balığı embriyosuna synechococcus elongatus isimli fotosentez yapabilen bir bakteri enjekte ediliyor. herşey güzel, embriyo ölmüyor 12 gün kadar. zebra balığı embriyosu bölünmeye devam ediyor, bakteriler de ölmüyor üstelik. embriyo bölünmeye devam ederken bedenin bazı parçaları, beyin ve göz lensi gibi organlar oluşuyor gayet normal.
    bu arada balık henüz saydam, yani bakteriler ışığı alabiliyor. ancak sıra balığın deri pigmentlerini oluşturmaya gelince deney çöküyor çünkü bu pigmentler ışığı geçirmiyor. deney sonlanıyor, bakterilerin hepsi ölüyor.
    sonuç? güneş enerjili balığa daha yıllar var.
    aha

    uzun oldu ama dur son bir tane daha anlatayım da öyle bitsin canlar.

    bu garip bilimadamları bir deneyde bir farenin gözüne embriyo enjekte ediyorlar. ışık alması haricinde embriyo için en uygun boşlukmuş göz. aynen embriyoları göze enjekte edip beklemişler izlemişler bakalım ne oluyor diye, belki de kola-cips de almışlardır yanlarına bilemem. deneyin başında bazı embriyolar yaşamaya büyümeye devam etmiş, hatta bazıları irise sızmış.
    "nolcek lan acaba?" diye izlemeye devam etmiş bilimadamları. embriyolar büyümüş ve göz patlamış tabi. deney sonlanmış.
    aha

    gelelim bu deneyin garip yanına. deneyi hem erkek hem de dişi farelerin gözlerinde yapmışlar. sonuç? dişi-erkek farketmiyor. yani erkekler de bir şekilde hamile kalabiliyor. tabi gözünün patlamasını göze alabilirse(vay kelime oyununa bak yavrım benim)

    lan nasıl bir dünyada yaşıyoruz amk? abbaavv deneylere bak lan, insanlarla yapılanları tahmin dahi edemiyorum artık.

  • sayın imparator sevgili fatih terim avrupa şampiyonası sonrasında yapılan eleştiriler ve duyduğu hakaretler için az önce kırgın olduğunu ifade etti.tam hayret edicektim ki sonra dedim ki dur yahu manyakmısın sen ? 24 takım arasında en çok primi alan futbolcusuda maçı bırakmıştı.

    vallahi oturduğum yerden bir gülme aldı beni.

    ülkenin yarısından fazlası açlık sınırının altında , çalışma şartları 3.dünya ülkesi seviyesinde , insanlar yapamadıkları iş için aşağılanıyor , dayak yiyor hatta kurşun yiyor bu ülkede.dünyanın hangi ülkesinde yıllık 3.5 milyon avro alan bir teknik direktörün halka kırıldığını gördünüz?

    bu nedir yahu ? bizim suçumuz ne ? bir tane yahu bir tane empati sahibi alçakgönüllü bir adam yokmu bir kurumun başında?

    bu hayatta adalet olduğuna inan varsa lütfen yeşillendirsin benide inandırsın.

    terim'in maaşı

    edit : (bkz: oğuzcan'ın sesine kulak ver)

  • kendimi suçlu hissettiğimden yaptığım öneri. destek görürse de çok mutlu olurum.

    dün orada o kadar çevik kuvvet bulunmasının nedeni biz beşiktaş taraftarı'nın ve rakip bursaspor taraftarı'nın arasındaki yıllardan beri süren husumet. bizi birbirimizden korumak için gelenler şehit oldu dün gece. makam sahipleri suçlu hissetmiyor, biz hissedelim.

    tüm beşiktaş ve bursaspor taraftarı tribünde birlikte otursun vodafone arena'daki bu maçta. hiçbir polis mesaisini bu maç için harcamasın. hem bilet gelirleri polisimize aktarılsın hem de şehit olan polislerimiz bir hiç uğruna değil, bizim dostluğumuzu tesis uğruna şehit olmuş olsun.

    bunu ulaştırabileceğim, yönetimden tanıdığım kimse yok. tek elimden gelen burada başlık açmak. belki bunu birilerinin görmesini sağlayabiliriz. biz de böylece bu suçluluk duygusundan biraz olsun kurtulmuş oluruz.

  • japonya'da yayımlanan pek çok belgeyi okumaya çalışan yabancılar belgelerdeki tarihlerin yanlış yazıldığını zannedebilir fakat aslında yanlış yazılmamışlardır.

    şöyle ki: pek çok japonca belgede (özellikle de resmi belgeler, kitaplar vs.) miladi takvim yerine japon imparatorluk takvimi kullanılır (fakat internet aleminde buna pek sık rastlanmaz). bu takvime göre

    bir japon imparatorunun tahtta kalma süresi = 1 dönem
    bu dönemlerin adı da hepimizin malumudur: meiji, taisho, showa, heisei, reiwa vs...

    belgelerde tarihler belirtilirken yıllar hangi dönemin kaçıncı yılına denk geliyorsa ona göre yazılır.
    örneğin:
    "2021" yerine "reiwa döneminin 3. yılı" denilir.

    aylara gelince: bizim yaptığımız gibi ocak, şubat, mart gibi özel isimler verilmez. 1. ay, 2. ay, 3. ay diye devam eder.
    günler de aynı şekilde 1. gün, 2. gün şeklinde gider.

    japoncada -tıpkı çincede olduğu gibi- tarihler tersten yazıldığından yıl/ay/gün şeklinde okunması gerekir.

    buna göre ekşi sözlük'ün kuruluş tarihinden (15 şubat 1999) örnekle:
    "heisei döneminin 11. yılının 2. ayının 15. günü"

    ------------------------------------------------------------------

    edit: entry'm ekşi şeyler'de yayımlanır yayımlanmaz biri yazdıklarımı forum sitelerinden birine taşımış, daha yeni fark ettim.
    https://www.turkiyeforumlari.net/…zim-sekli.165333/

  • "atatürk yoksa bu maça çıkmıyoruz, süper kupayı da alın bir tarafınıza monte edin" diye rest çekilmesi gereken bedevi eylemi.

    ey galatasaray ey fenerbahçe! tarihinize sahip çıkmanın zamanıdır.

    30.12.2023 editi: yaşa fenerbahçe yaşa galatasaray yaşa mustafa kemal paşa yaşa!