• eski türkçede zengin demektir.
  • bay/pay/may kökü, anlam itibariyle efsun, büyü, dua, ululuk, kutsallık, zenginlik, beylik anlamlarına gelir ve bu anlamlar aracılığıyla da kurban, şölen, bayram, egemenlik, tanrısallık gibi anlayışlarla bağlılık içerir.

    örneğin, çağatayca'da, bayı/bayıg sözü, sihir, efsun, büyü anlamına gelirken anadolu türkçesinde bağa sözü, efsuncu, büyücü anlamında kullanılır. (andreas tietze’nin etimolojik lügatinde de bay/bayı, büyü ile gözünü bağlamak anlamında kullanlmış.)

    altaylarda, baylu sözü, dokunulmaz, kutsal ve yasak olan anlamına gelir. hakasçadaki pay sözü ve türk dilindeki bayram (baylu kün) sözü de kutsallık bildiren bay/bag sözüyle aynı kökten gelirler.

    günümüze değin anlamsal değişime uğrayarak gelen ve artık sadece hitap olarak kullanılan bay/bag sözcüğünün (tdk da zaten zengin anlamının eskidiğini söylemiş) türk dillerindeki, şaman, âşık anlamlı bagçı/bagşı/baksı sözcükleriyle bağlantısı da dikkat çekicidir…

    tengricilik inancının izini taşıyan geleneksel görüşlerde, bay ülgen, bay bahadır, bay kayın/bayterek, maytere, may ana/ata, bayat* gibi bag/bay/may köküne bağlanan çok sayıda mitolojik varlık ve tanrı/ruh adı vardır ki bu isimler bay sözcüğünün kutsallık içeren anlamıyla ilgili en büyük delildir. (bir de şakacı cinimiz bayçura* var ki artık onu hangi kategoriye dahil edeyim bilemedim)

    bayat, bayındır gibi boy adlarında; bayan, buyan, puyan gibi çokça kullanılan kişi adlarında; baykent, baykal, bay barak gibi coğrafi adlarda hatta baykara, baykuş, bay sungur (büyük doğan/laçin) gibi hayvan adlarında karşımıza çıkmasını kısacası kelimenin yaygın kullanımını da anlamsal zenginliğine bağlayabiliriz.

    divanü lugati’t-türt’e baktığımız zaman nedense bay kelimesinin tanrı anlamının verilmediğini, zengin anlamının ön plana çıktığını görüyoruz.

    “kırk yılka tegin bay çıgaytüzlinür/ kırk yıla değin zengin, yoksul bir olur”
    (divanü lugati’t-türt, 1. cilt, s. 349)

    bay, orhun yazıtları’nda da zengin anlamıyla karşımıza çıkar.

    “çıgany budunuğ bay qıldım az budunuğ ötüş qıldım / yoksul budunu zengin, az olan budunu çok yaptım” (kül tigin abidesi, güney yüzü)

    codex cumanicusta bay, zengin, varlıklı anlamlarıyla verilmiş, bir de baylık var ki o da varlıklı demek. yine aynı kaynakta bay köküyle bağlantılı bey sözcüğü de soylu kimse, efendi anlamlarıyla karşımıza çıkıyor.

    (ebu hayyan’ın kitabu'l-idrak li lisani'l-etrak kitabında geçen allah, ilahi anlamlarına gelen uygurca beyer sözcüğü de muhtemelen beg/bey sözcüğü ile ilintili)

    yine eski türk unvanlarında karşımıza çıkan ve zengin anlamına gelen bayan sözcüğünün ise (bayan çor kağan gibi) günlük hayatta kullanılmadığını onun yerine bay sözcüğünün tercih edildiğini görüyoruz ki bayan çor kağan yazıtında bile “bay balık yapıtı birdim/zengin şehirler yaptırdım” der…

    manas destanı’nın akıl hocası bay oğlu bakay’dır. burada babanın adı olan bay unvan olarak kullanılmış da olabilir…(manas destanı’nda bay unvanını çok görürüz acu bay, mengdi bay, kongur bay gibi)

    bay kökünden gelen baytala, şaman ruhunun yardımcısına verilen bir addır. altaylarda bay ağaç, soy ağaç anlamına gelir.

    dede korkut kahramanı bamsı beyrek, bay beyrek/bey beyrek olarak da anılır ki babası da bay böre’dir.

    kazakistan’ın eski adı astana yeni adı nursultan olan başkentinde bulunan bayterek kulesi hayat ağacını sembolize eder (ki şaşılacak bi şey de değil çünkü bayterek zaten hayat ağacı demek) kulenin tepesindeki yuvarlak kısım da öksökö’nün yumurtasıdır.” *

    “(bu arada tatarlarda tere, tengri anlamında kullanılır. may/bay kökü ise kutsallık, zenginlik, şölen, bayram anlamlarına gelir)” *

    mircea eliade, yakutların av tanrısı bay bayanay’dan bahseder. göğün doğu bölgesinde oturan, tarlalarda ve ormanlarda bulunabilen ve siyah manda kurban edilen bu tanrı, panteonda yer su tanrılarından biriydi.” *

    “tann adına verilen kurban merasimleri de yazın başlangıcında idik dağı’nın başında, idik bay denilen kayın ağacının yanında yapılırdı. kurbanlığın pişirildiği ateşin adı bile idikti.” *

    “ve şamana kartal, ördek, kaz, kurt, geyik, at gibi hayvanlar da eşlik ederdi. daha zayıf olan şamanlar köpek kullanırdı.(genellikle yeraltına inmek için)
    (kızılderili gelenekleriyle de benzerlik var burada, hani filmlerde de görürüz ya kartal uçuyor aşağıdaki şaman vecd halinde onun gözleriyle görüyor gibi)
    bu törenlerde şamanlar gökyüzüne ulaşmak için kayın ağacı kullanırlardı. (kayın ağacının türklerdeki önemi malum. hatta o kadar saygı duyuyorlar ki bay kayın diyorlar:) yok, şaka değil sahiden bay kayın; baykuş, baykara gibi)” *

    okuma yapılan ve yararlanılan kaynaklar:
    celal beydili - türk-mitolojisi-ansiklopedik sözlük
    bahaeddin ögel - türk mitolojisi
  • 87 senesinde birinci lig 19 takımdı. muhtemelen bursanın bir önceki sezon kupayı kazandığı için düşürülmediğinden kaynaklandı konu. düşürlmesinde bi sakınca yoktu bence. herneyse, o günün federasyonu öyle bir karar almış artık.

    19 takım olunca, her hafta bir takım açıkta kalıyordu. o takım da bay oldu. bay mevzusu kendi içinde yeni bir sıkıntıyı yarattı işte. puan durumuna baktığımda, her takımının o hanesi (ogbmayp'nin o su, anlamışsınızdır) eşit olsun isterim. ne o ingiliz ligindeki gibi allahaşkına. arsenal 32 maç oynamış, southampton 28. elmayla armudu mu kıyaslayacaksın? southampton illa ki 4 maçta 12 çekemez ama, rahat bi 7 puan yapar. eklesen bi türlü, eklemesen bir türlü. türkiye liginde de maç sayısının eşit olmaması nahoş bir hal yarattı. daha da ötesi, taraftar insana bir hafta sonu takımının eli kolu bağlı oturması ağır geldi.

    sonraki senelerde bu konu çözüldü, iyi de oldu. hala ikinci ligin çeşitli kategori ve gruplarında tek sayıda takım görürüm, içimi sıkar. nasıl olduğunu bilemeyeceğim ama bu konu çözülsün, karşıma çıkmasın isterim.
  • takım sayısı tek sayıdan oluşan liglerde (17 misal) o haftayı maç yapmayarak geçiren takım için kullanılır.
  • sadece umumi tuvaletlerde kullanilan hitap kelimesi.
  • ing. defne
  • ingilizce korfez, koy anlamlarina gelebilen kelime.
  • günlük hayatta pek sık kullanılmaz, hala bey kullanılır. "bay ahmet" diyen kimseye rastlamadım mesela ben, özellikle tembih edilmemişse hep ahmet bey'dir. insanların tek kendiliklerinden kullandıkları zaman eğer adamın ismi yabancı/garyimüslim ismi isedir. bay vitali derler, bay matias derler. sanki toplumun yazılı olmayan kurallarından birisi gibidir, bana gayrimüslim halkın hala müslüman halk tarafından yabancı gözüyle görüldüğü izlenimini verir.
  • erkeklere hitap tarzi. (bkz: beyefendi)nin daha kaba soylenisi.
    (bkz: bayan) (bkz: hanimefendi)
  • "bay" sözcüğünün ortaya çıkışı şöyle olmuştur: cumhuriyet ilan edildiğinde "bey","şeyh",vb.. ünvanların kullanılması yasaklanmıştır. bundan sonra çıkıp da nezaket gereği de olsa "bey" demek tercih edilmemiş, "bay" sözcüğü üretilmiştir. eşleniği* olarak da kadınlar için "bayan" türetilmiştir.
hesabın var mı? giriş yap